Ziyaretçilerine kapılarını 2011 yılının Temmuz ayında açan Piraye Taş Plak Meyhanesi, günümüzde Kadıköy’ün tartışmasız en ünlü ve en sevilen meyhanelerinden biri haline gelmiş durumda. Neredeyse bir asırdır varlığını koruyan köklü İstanbul meyhanelerine kıyasla daha genç bir işletme olmasına rağmen, geleneksel meyhane kültürünü ve atmosferini çok başarılı bir şekilde yansıtıyor. Müjdat Gezen Tiyatrosu’na da ev sahipliği yapan Mimar Çıkmazı’nda konumlanan işletmenin duvarları Orhan Veli’den Müzeyyen Senar’a, Tezer Özlü’den Cemal Süreya’ya, Attila İlhan’dan Türkan Şoray’a kadar birbirinden değerli sanatçılarımızın fotoğraflarıyla süslenmiş. Piraye Taş Plak Meyhanesi’nden içeri adımınızı attığınız anda taş plaktan yükselen keyifli ezgiler çalınıyor kulağınıza. Birkaç adım daha ilerlediğinizde buram buram Ege kokan, meyhane kültürünü günümüze taşıyan ve dost sohbetlerine ev sahipliği yapan bir mekanla karşılaşıyorsunuz.
Piraye Taş Plak Meyhanesi’nin ahşap ve taş ağırlıklı dekorasyonu, ortaya son derece ferah ve gözü yormayan bir atmosfer çıkarıyor. Onlarca yıl öncesini anlatan fotoğraflar, antika eşyalar, gaz lambaları, loş ışıklar, cam duvarlar… Tüm bu detaylara, sohbetinizin sesini bastırmayan, ancak onu keyifli bir şekilde tamamlayan ezgiler eşlik ediyor. Kış aylarında cam paravanlarla ayrılan ve üzeri kapalı olan kış bahçesi, yaz aylarında ise ağaçlarla gölgelenen açık alan epey rağbet görüyor. Fix menü opsiyonu da sunan meyhanenin menüsü, son derece zengin. Meyhanenin mutfağının başındaki Sevgi Hanım, çocukluk yıllarından beri araştırdığı lezzetleri müthiş bir seçkiyle menüye aktarmış. Özellikle fesleğenli levrek marin, kaya koruğu, Papagannis, ahtapot salatası ve Adalı; tek kelimeyle damak çatlatıyor.