Fonda Türk sanat müziği ezgileri, salaş bir dekorasyon tarzı, loş ışıklar, çilingir sofrası, mutfaktan gelen mis gibi meze ve balık kokuları… Yüzyılları kapsayan köklü bir tarihe sahip meyhane kültürünün yerini gerçekten de başka hiçbir şey tutmuyor. Söz konusu kültürü hâlen yaşatmayı başaran birçok işletme de hemen yanı başımızda, İstanbul’un farklı noktalarında yer alıyor. Siz de salaş ortamı, lezzetli yemekleri ve kendine has ruhuyla ön plana çıkan meyhaneleri ziyaret etmek istiyorsanız aşağıdaki önerilere göz atmanız yeterli.
İstanbul yüzyıllardan beri meyhaneleriyle ünlü bir şehir. Hatta meyhaneler, farklı etnik kökenlere, hayatlara ve kültürlere sahip kişilerin asırlardır aynı dost sohbetlerinde buluşabilmesinde de çok önemli bir rol oynuyor. Osmanlı döneminin çok uluslu nüfusunun ağırlıklı olarak yoğunlaştığı Balat, Beyoğlu ve Kadıköy gibi semtlerde, meyhane kültürü hâlen korunuyor. Zaman geçiyor ve çağ değişiyor ama bazı gelenekler ve alışkanlıklar yıllara meydan okuyarak varlığını sürdürüyor.
Aslına bakarsanız, meyhane kültürünü ve adabını günümüz koşullarına doğru şekilde adapte ederek geçmişle bugünü sentezleyen bir işletme yaratmak gerçekten de zor. Malum, rakının nasıl içilmesi gerektiğine ya da meyhane adabının kurallarına dair her kafadan bir ses çıkıyor artık. Ancak meyhane masalarına ve ortamına baktığımızda aslolanın paylaşmak ve keyifle sohbet edebilmek olduğunu görüyoruz. Herkesin durmadan bir yere yetişmeye çalıştığı, insani duyguların bile kimi zaman gözden kaçırıldığı günümüz çağında, bu tip dost sohbetlerinde bulunmak insana biraz olsun nefes alma şansı tanıyor.
Yıllardır meyhane kültürünü koruyabilen işletmeler her akşam anason kokusuna, birbirinden özel hatıralara, samimi sohbetlere ve nefis lezzetlere ev sahipliği yapıyor. Kapısından içeri girdiğiniz anda ruhunu hissedebileceğiniz bu mekanlar, günlük yaşamın stresinden uzaklaşmak ve biraz kafa dağıtmak için birebir. Peki, gerçekten “İstanbul meyhanesi” olarak tanımlayabileceğimiz mekanlar hangileri? Bu sorunun yanıtı da sizi aşağıdaki listede bekliyor.
1. Barba Vasilis Rum Meyhanesi
Osmanlı döneminde farklı etnik kökenlere ev sahipliği yapan semtlerin başında gelen Balat’ta bulunan Barba Vasilis Rum Meyhanesi, geleneksel ve modern lezzetleri buluşturan zengin bir mutfağa sahip. Troya Butik Otel’in zemin katında yer alıyor ve 7/24 açık. Mevsiminde balıkların ve günlük mezelerin ağırlıklı olduğu menüde özellikle ahtapot ızgara çok seviliyor. Ayrıca, işletmede kahvaltı servisi de veriliyor. Barba Vasilis Rum Meyhanesi Balat’ın en popüler duraklarından biri olduğu için, ziyaret öncesinde rezervasyon yaptırmak şart.
2013 yılından beri Balat’ta hizmet veren Barba Vasilis Rum Meyhanesi, sıcacık atmosferi ve leziz yemekleriyle ziyaretçilerin beğenisini kazanmayı başarmış. Balat’taki Troya Butik Otel’in zemin katında konumlanmış olan bu küçük ve...
2. Kör Agop Restaurant
Meyhane kültürünü günümüze dek taşımayı başarmış bir diğer adres de Kumkapı’da bulunan Kör Agop Restaurant. İstanbul meyhanelerinden en köklülerinden biri olduğu için müdavimi çok. İsmini kurucusu Agop İnciyan’dan alan meyhane, kapılarını gece 02:00’de kapatıyor. Nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşmış asırlık tarifler kullanılarak hazırlanan lezzetler arasında hem soğuk mezelerin hem de ara sıcak ve ana yemek çeşitlerinin her türlüsüne rastlamak mümkün. Mekanın üst katında bazı günlerde fasıl da yapılıyor.
İstanbul’un tarihi sokaklarıyla ve nostaljik atmosferiyle ön plana çıkan semtlerinden biri olan Kumkapı’da yer alan Kör Agop Restaurant, geçmişteki meyhane kültürünü hâlen koruyan mekanlar arasında. Şehrin en eski meyhanelerinden biri...
3. Madam Despina Meyhanesi
İsmini kurucusundan, yani Türkiye’nin ilk kadın meyhanecisi olan Madam Despina’dan alan Despina Meyhanesi, Kurtuluş’un en nostaljik duraklarından biri. Neredeyse seksen yıllık bir tarihe sahip olduğu için mekanın kapısından içeri girdiğiniz anda tarihin tozlu sayfalarına doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Deniz ürünlerinin ve soğuk mezelerin ağırlıklı olduğu menüde, her damak zevkine uygun seçenekler mevcut. Yaz aylarında açık havada vakit geçirmek isteyen ziyaretçiler, Despina Meyhanesi’nin bahçe kısmında da oturabiliyor. Ayrıca, boş masalarda şarap şişelerine rastlarsanız şaşırmayın. Despina Meyhanesi’nde rezerve tabelası yerine boş şarap şişesi kullanılıyor.
Madam Despina tarafından 1946 yılında kurulan, böylece Madam’a da Türkiye’nin ilk kadın meyhanecisi olma unvanını kazandıran Despina Meyhanesi, buram buram nostalji kokan bir atmosfere sahip. Samimi ve salaş dekorasyonuyla dikkat...
4. Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi
Kuruluş yılı tam olarak belli olmasa da 1923 yılında kurulduğu varsayılan, belki de tarihi daha da eskilere dayanan Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi, salaş ve nostaljik bir ortam arayanlar için harika bir seçenek. Köklü geçmişi sayesinde hâlen Beyoğlu’nun en sembolik noktalarından biri olarak görülüyor. Balık Pazarı’nın içinde bulunan meyhane, turistik açıdan da oldukça popüler. Bu nedenle burada rezervasyonsuz yer bulmak pek mümkün olmuyor.
Adından da anlaşılabileceği üzere Türkiye’nin en eski meyhanelerinden biri olan Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi’nin tam olarak hangi yılda kurulduğu belirsiz. Ancak cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan birçok işletme gibi bu meyhanenin de...
Öğlen saatlerinden gece 02:00’ye dek hizmet veren Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi’nin geçmişte ağırladığı misafirler arasında hem Türk edebiyatının ustaları hem de Atatürk var. Hatta Atatürk’ün ziyaretleri esnasında oturmayı tercih ettiği masa, bugün hâlen sonsuza dek rezerve edilmiş şekilde baş köşede duruyor. Mekanın en üst, yani üçüncü katında bazı akşamlarda fasıl da düzenleniyor.
5. Asmalı Cavit
Duvarlarını süsleyen film ve tiyatro afişleriyle sizi ilk andan içine alabilen sıcacık bir atmosfere sahip olan Asmalı Cavit, adından da anlaşılabileceği üzere Asmalı Mescit’in göz bebeği olan mekanlardan biri. Hatta Vedat Milor da Asmalı Cavit’i ziyaret ederek rehberine eklemiş ve yazısına “Meyhane ruhu ölmemiş, Asmalı Mescit’te yaşıyor ” diye not düşmüş.
Asmalı Mescit’in en popüler meyhanelerinden biri olan Asmalı Cavit, ünlü gastronomi yazarı Vedat Milor’dan da tam puan almayı başarmış bir mekan. Milor’un da kendi rehberinde belirttiği gibi, Asmalı Cavit’e girdiğinizde...
Birçok farklı rakı çeşidinin bulunduğu Asmalı Cavit’in menüsünde yok yok. Özellikle mezgit sote, kiremitte işkembe ve ahtapot salatası ziyaretçiler tarafından çok beğeniliyor. Balık sevmeyenler için ana yemekler arasında köfte seçeneği de var. İşletme turistler tarafından da yoğun ilgi gördüğü için, gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırılması öneriliyor.
6. Güneşin Sofrası Meyhane
Yemyeşil bahçesi sayesinde açık hava meyhaneleri sevenlerin müdavimi olduğu Güneşin Sofrası Meyhane, Kadıköy’de, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin hemen yanında konumlanıyor. Yaz aylarında neredeyse tüm misafirler bahçede otursa da kış sezonunda da tarihi binanın içinde oturmak mümkün.
Kadıköy’ün en popüler duraklarından biri olan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin hemen yanında yer alan Güneşin Sofrası Meyhane, içinde vakit geçirmeye doyamayacağınız bir bahçeye sahip. Salaş dekorasyonu, ekose desenli masa örtüleri...
Farklı mutfakların lezzetlerini aynı tabaklarda buluşturan meyhane, spesiyalleri arasında kalamar dolması ve Güneş böreği seçeneklerini sunuyor. Ayrıca, asma yaprağında ızgara levreğin de mutlaka denenmesi tavsiye ediliyor. Elbette meyhanenin en rağbet gören içkisi rakı, ancak arzu edenler şarap da içebiliyor.
7. Kuleli Meyhanesi (Ato’nun Yeri)
Müdavimlerinin; kurucusunun, yani Atilla Tarar’ın lakabıyla anarak Ato’nun Yeri olarak da adlandırdığı Kuleli Meyhanesi, Samatya’nın en köklü işletmelerinden biri. Kırk yılı aşkın süredir geleneksel meyhane kültürünü ve salaş atmosferini korumayı başarıyor. Hatta, birçok kişi tarafından Samatya kimliğinin ve kültürünün önemli bir parçası olarak görülüyor.
Kırk yılı aşkın köklü geçmişiyle Samatya’nın en eski meyhaneleri arasında yer alan Kuleli Meyhanesi, Ato’nun Yeri ismiyle de biliniyor. 1977 yılında ziyaretçilerine kapılarını açan meyhanenin kurucusu, Ato lakaplı Atilla Tarar....
Kuleli Meyhanesi’nin ziyaretçilerine sunduğu lezzetler arasında en popüler olanları hamsili pazı dolması ve pazı kavurma. Ara sıcak ve ana yemek çeşitleri de en taze deniz ürünleri kullanılarak, günlük şekilde sunuluyor. Deniz ürünlerinin yıldızları ise torik, çiroz ve lakerda. Söz konusu lezzetlerin tümü, sadece geleneksel yöntemler kullanılarak hazırlanıyor.
8. Safa Meyhanesi
Yavuz Turgul imzalı birçok filmde gördüğümüz, ancak özellikle Av Mevsimi’nde Cem Yılmaz’ın türkü söylediği sahneden tanıdığımız Safa Meyhanesi, Yedikule’nin en köklü meyhanelerinden biri. Tarihi, 1800’lü yılların sonuna, devlet demiryollarının Fransızlar tarafından inşa edildiği döneme dek uzanıyor. Meyhanenin başında şu an, işletmeyi babasından devralan ve altmış yılı aşkın süredir meyhane kültürünün içinde bulunan Arif Kızıltan var. Listemizdeki diğer birçok meyhanenin aksine, Safa Meyhanesi’nde asla müzik çalmıyor. Arif Kızıltan geleneksel meyhane ortamında müziğe yer olmadığını düşündüğü için, Safa Meyhanesi’nde fasıl etkinlikleri de yapılmıyor.
Safa Meyhanesi’nin fotoğrafları, size bu köklü meyhaneyi hiç ziyaret etmemiş olmasanız da çok tanıdık gelebilir. Çünkü bu meyhane, aynı zamanda Yavuz Turgul imzalı Av Mevsimi filminde Cem Yılmaz’ın Hayde türküsünü...
Meyhanenin soğuk meze dolabında yaklaşık yirmi çeşit lezzet var. Arif Kızıltan misafirlerine özellikle Arnavut ciğerini denemelerini tavsiye ediyor. 12:00-00:00 saatleri arasında açık olan Safa Meyhanesi, biraz kafa dinlemek ve rahatça sohbet etmek isteyenler için ideal bir seçenek. Ramazan ayı ve kandiller dışında her gün açık olan işletmede, rezervasyonsuz yer bulmak pek mümkün olmuyor.
9. Çukur Meyhane
Çukur Meyhane, isminin hakkını vererek Beyoğlu’nun ara sokaklarındaki bir mekanda, zeminin bir altında konumlanmış bir işletme. Ancak sokağa atılmış küçük ve salaş masaları da var. Mekanın küçük olması sizi yanıltmasın, Çukur Meyhane’nin lezzetleri epey ünlü. Spesiyaller arasında bulunan güveçte mezgit, hamsi şiş, yaprak ciğer ve karides güveç gibi lezzetler tadanı hayran bırakıyor. Ayrıca, Çukur Meyhane’nin volkan patlaması ve balık mantı olarak adlandırdığı iki özel lezzeti daha var. Her ikisinin de müdavimi çok.
Taksim’in merkezinde bulunan, Beyoğlu’nun ve klasikleşmiş meyhane kültürünün yarattığı ruhu koruyan Çukur Meyhane, ara sokağa atılmış küçük ve sevimli masalarıyla salaş atmosferi sevenler için harika bir seçenek. Mekanın iç kısmı...
Müdavim demişken, Çukur Meyhane’nin müdavimlerine özel bir jest yaptığını da vurgulayalım. Mekanda geçirdiğiniz bir akşamın sonunda sipariş ettiğiniz rakıyı bitiremediğiniz takdirde, şişe üstüne adınız yazılarak dolaba kaldırılıyor. Böylece yeniden Çukur Meyhane’ye gittiğinizde rakı keyfinize kaldığınız yerden devam etme şansınız oluyor.
10. 70’lik Meyhane
Meyhane ruhunu açık havada yaşamak isteyenlerin tercih edebileceği bir diğer işletme de Armutlu’da bulunan 70’lik Meyhane. Mekanın büyük ve ferah terası, size yaz akşamlarını çok daha keyifli koşullarda geçirme şansı tanıyor. Levent’i ve Etiler’i ayaklarınızın altına seren bu eşsiz manzara, meyhanenin salaş ve sıcak ortamıyla harika bir uyum yakalamış. Fonda çalan Türk Sanat Müziği ezgileri eşliğinde sayısız farklı lezzeti tadabiliyor, hem sohbetin hem şişenin dibine vurabiliyorsunuz.
Armutlu’da yer alan 70’lik Meyhane’nin İstanbul’un son yıllardaki en popüler meyhanelerinden biri olduğunu söylemek mümkün. Açık ve büyük bir terası olması sayesinde ziyaretçilerine gün batımının eşsiz manzarasını izleme olanağı tanıyan...
70’lik Meyhane’nin en popüler lezzetleri arasında ilk sıraları topik, Küçükkuyu mezesi, mutebbel ve Boşnak kuru et paylaşıyor. Ana yemek olarak köfte, balık ve pirzola seçeneklerini sunan işletme, vale hizmeti de veriyor. Ayrıca, alkollü sürücüler gecenin sonunda arzu ederlerse evlerine bırakılabiliyor.
11. Latife Hanım Meyhanesi
Duvarları cumhuriyetin ilk yıllarında yaşamış kadınların fotoğraflarıyla süslenen Latife Hanım Meyhanesi, yalın ve salaş dekorasyon stiliyle hemen dikkatinizi çekiyor. İstiklal Caddesi üzerinde yer alan bu köklü meyhane, Akdeniz mutfağı ağırlıklı lezzetler sunuyor. Balık kokoreçi ve hellim ızgarayı spesiyaller arasında saymak mümkün. Ayrıca, bazı günlerde menüde kabak çiçeği dolması da yer alabiliyor.
Latife Hanım Meyhanesi, hem dekorasyonu hem de sıcak atmosferiyle sizi günümüzden alıp cumhuriyetin ilk yıllarına dek götürecek bir işletme. Mekanın duvarları, bu dönemlerde yaşamış kadınların nostaljik çerçevelere konmuş fotoğraflarıyla süslenmiş....
12. İnciraltı Meyhanesi
İnciraltı Meyhanesi de adının hakkını veren işletmeler arasında. Ziyaretçilerini, yaklaşık yetmiş yıllık heybetli bir incir ağacının altında, büyük bir kış bahçesinin içinde ağırlıyor. Beylerbeyi’nin en ünlü meyhanelerinden biri olarak görülen İnciraltı’nın spesiyalleri de bir hayli fazla. Deniz börülcesi cacığı, uskumru çirozu, İnciraltı köftesi, hurma kebabı, etli enginar kalbi ve midyeli lahana dolması İnciraltı’na özel lezzetlerin yalnızca birkaçı. Ayrıca, tatlı olarak da likör ve Türk kahvesi eşliğinde bitter çikolata soslu helva servis ediliyor.
Yolunuz Beylerbeyi’ne düşer ve soluğu kültürünü yıllardır koruyabilmiş bir meyhanede almak isterseniz rotanızı İnciraltı Meyhanesi’ne çevirebilirsiniz. Mekanın yaklaşık yetmiş yıldır varlığını koruyan heybetli bir incir ağacının altına kurulmuş büyük kış...
13. Agora Meyhanesi 1980
Balat’ta bulunan iki Agora Meyhanesi var. Her ikisi de oldukça popüler, ancak Türk Sanat Müziği eserlerine konu olmuş Agora Meyhanesi’ni ziyaret etmek isteyenlerin bu sebeple kafası karışabiliyor. Eğer siz de aşkların en divanesinin ve en şahanesinin yaşandığı Agora Meyhanesi’ni arıyorsanız, doğru adres Agora Meyhanesi 1980. Çıfıtçı Çarşısı’nın içinde bulunan bu işletme, 1800’lü yılların sonundan beri varlığını koruyor. Söz konusu bunca köklü ve popüler bir mekan olunca, elbette gitmeden önce rezervasyon yaptırmak çok önemli. Meyhanenin internet sitesi üzerinden de rezervasyon kaydı oluşturulabiliyor.
Balat’ın en meşhur meyhanelerinden biri olan Agora Meyhanesi’ni Zeki Müren’in ve Müzeyyen Senar’ın seslendirdiği unutulmaz Türk Sanat Müziği eserinden de tanıyoruz. Balat’ın kendine has, nostaljik ve tarih kokan atmosferi, Agora...
Bu listede on üç meyhanenin adı geçiyor olsa da İstanbul gibi bir metropolün tüm popüler salaş meyhaneleri sözünü ettiğimiz seçeneklerle sınırlı değil elbette. Listeyi geliştirmemize yardım etmek ve meyhane önerilerinizi bizimle paylaşmak isterseniz çok seviniriz. Yeni nesil İstanbul meyhaneleri listemize de göz atmak isteyebilirsiniz. Sizce bu listede eksik olan salaş meyhaneler hangileri?
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Barba Vasilis Rum Meyhanesi | 9,0 |
2 | Kör Agop Restaurant | 8,0 |
3 | Madam Despina Meyhanesi | 8,4 |
4 | Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi | 9,6 |
5 | Asmalı Cavit | 8,8 |
6 | Güneşin Sofrası Meyhane | 9,0 |
7 | Kuleli Meyhanesi (Ato’nun Yeri) | 8,8 |
8 | Safa Meyhanesi | 9,6 |
9 | Çukur Meyhane | 8,4 |
10 | 70’lik Meyhane | 8,4 |
1. Samimi Atmosfer: Salaş meyhaneler, rahat ve samimi bir atmosfer sunar. Bu mekanlar, misafirlerini evlerinde hissettiren sıcak bir dekorasyona ve dostça bir hizmet anlayışına sahiptir. Müşteriler, günlük hayatın stresinden uzaklaşarak, arkadaşlarıyla veya aileleriyle keyifli vakit geçirebilirler.
2. Otantik Lezzetler: Bu tür meyhaneler, geleneksel Türk ve yerel mutfakların otantik lezzetlerini sunar. Taze ve yerel malzemelerle hazırlanan mezeler, ana yemekler ve deniz ürünleri, ziyaretçilerin damak zevkine hitap eder. Yemeklerin ev yapımı olması ve el emeği göz nuru içermesi, bu mekanları daha cazip hale getirir.
3. Uygun Fiyatlar: Salaş meyhaneler, genellikle uygun fiyatlarıyla bilinir. Kaliteli ve lezzetli yemekleri makul fiyatlarla sunarak, her bütçeden insanın keyifli bir akşam geçirmesini sağlarlar. Bu durum, özellikle büyük şehirlerde ekonomik bir alternatif arayanlar için büyük bir avantajdır.
4. Canlı Müzik ve Eğlence: Birçok salaş meyhane, canlı müzik performansları ve geleneksel Türk müziği ile misafirlerine keyifli bir eğlence sunar. Müzik ve dans, mekanın enerjisini artırır ve unutulmaz anlar yaşatır. Bu tür eğlenceler, meyhaneleri sadece yemek yemek için değil, aynı zamanda eğlenmek için de tercih edilen yerler haline getirir.
5. Topluluk ve Paylaşım Kültürü: Salaş meyhaneler, insanların bir araya gelip günlük hayatın dertlerini paylaştıkları, yeni dostluklar kurdukları yerlerdir. Ortak yemek kültürü ve masa etrafında toplanarak yemek yeme geleneği, topluluk duygusunu ve sosyal bağları güçlendirir.
Bu nedenlerle, salaş meyhaneler, sadece yemek yemek için değil, aynı zamanda hoş bir atmosferde vakit geçirmek, yeni insanlarla tanışmak ve kültürel bir deneyim yaşamak isteyenler için popüler bir tercih olmaya devam eder.
Sevgili Özlem, sana bi'fikir verdiğimiz için ne mutlu bize. Sen de değerli yorumlarınla başkalarına bi'fkir vermeye devam et lütfen. Eline sağlık.
Umarım listemizdeki öneriler sizin de çok keyif alarak zaman geçireceğiniz adresler olur. Eğer bir sonraki İstanbul ziyaretinizde yeni salaş meyhaneler keşfederseniz lütfen bizimle de paylaşmayı unutmayın! :)