Karadeniz Bölgesi’nin en büyüleyici kentlerinden biri olan Rize, özellikle doğal güzellikleriyle dünya çapında ün salmış durumda. Rize’de birbirinden görkemli şelaleler, uçsuz bucaksız yaylalar, masalları andıran ormanlar ve onların içinden geçen dereler yer alıyor. Özellikle yayla ve şelale turizmi dendiğinde, Rize’nin ülkemizde neredeyse rakipsiz olduğunu söylemek bile mümkün. Rize’nin debisi en yüksek şelalelerinden biri de Kaçkar Dağları Milli Parkı’nın sınırları içinde bulunan Palovit Şelalesi. Gür ağaçlarla kaplı bir ormanın içinde yer alan bu görkemli şelale yaklaşık 15 metre yükseklikten dere yatağına doğru çağlıyor.
Palovit Şelalesi’nin en iyi izlenebileceği nokta, buradaki kayalık mevkideki bir tepe. Buraya da Çamlıhemşin’in merkezinden Çinçiva (Şenyuva) taş kemer köprüsüne doğru ilerleyip Zilkale’yi de geçtikten sonra ulaşabiliyorsunuz. Çamlıhemşin Çat yolunun 19. kilometresinde karşınıza çıkacak olan çeşmeden sola ayrılıp yaklaşık dört kilometre daha ilerlediğinizde de kendinizi Palovit Şelalesi’nin önünde bulabiliyorsunuz.
Hâlen bakir kalmayı başarabilmiş olan doğası, köpük köpük çağlayan suları ve yemyeşil atmosferiyle Palovit Şelalesi adeta bir yeryüzü cennetini andırıyor. Ancak son derece güçlü bir dere yatağı olmasına rağmen bu şelalenin büyük bir gölet oluşturduğunu söyleyemeyiz. Çünkü şelalenin suları büyük bir debiyle cadı kazanları yaratıyor ve bu da gölet oluşmasına engel oluyor. Sular bir noktada Meşederesi ile birleşerek Şenköy Köprüsü’nün yakınlarında bir yerden Fırtına Deresi’ne karışıyor.
Palovit Şelalesi turistik açıdan son derece popüler bir durak olduğu için, bu bölgede hem kamp hm de mesire alanları mevcut. Özellikle bunaltıcı yaz sıcaklarının hakim olduğu günlerde şelalenin buz gibi suları ve serin havası eşliğinde piknik ya da kamp yapmak çok keyifli oluyor. Siz de yolunuz Rize’ye düştüğünde bu görkemli doğa harikasını yakından inceleme fırsatını kaçırmayın.