Yunan Adaları; yeryüzünü cennetini andıran doğal güzellikleri, huzurlu ve telaşsız atmosferleri birbirinden kıymetli tarihi yapıları ve damak zevkimize çok uygun lezzetleriyle tatil dönemlerinde birbirinden cazip destinasyon alternatifleri sunuyor. Aslında Yunan Adaları’nın tamamı binlerce ada ve adacığı kapsıyor. Ancak bunların yalnızca 227 tanesinde yerleşim var, ki bazıları da artık terk edilmiş durumda. Söz konusu turizm olduğunda da bu adaların bazıları özellikle ön plana çıkıyor.
Avrupa ülkelerine vize almanın giderek daha maliyetli ve zor olmaya başladığı şu günlerde, Yunan Adaları’nın bazıları daha ekonomik ve kolay ulaşılabilen tatil rotaları sunduğu için de oldukça popüler. Normal şartlarda Yunanistan topraklarına girmek için, yeşil pasaportu olmayan Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alması gerek. Ancak bazı Yunan Adaları bordo pasaportlu Türk vatandaşlarına kapı vizesi alma opsiyonu sunabiliyor. Bunun yanı sıra, tur şirketlerinin cruise gemileriyle seyahat etmeniz halinde birçok farklı adayı tek turda gezebiliyor ve vize işlemlerini daha kolay hale getirebiliyorsunuz. Bu tip turlarda genellikle şirket sizin adınıza ve yalnızca bu tur için geçerli bir vize alabiliyor. Bireysel seyahatlerinizde ise gitmek istediğiniz adaya bağlı olarak kapı vizesi ya da Schengen vizesi almanız gerekiyor.
Yunan Adaları’na ülkemizden bu kadar çok turist gitmesinin bir sebebi de adaların birçoğuna yalnızca feribotla ve kısa bir süre içinde ulaşabiliyor olmamız. Bazı adalara Bodrum, Çeşme, Dikili, Ayvalık ve Kuşadası gibi noktalardan direkt feribot seferiyle ulaşabiliyorsunuz. Ülkemizden direkt feribot seferi olmayan birçok adanın da kendi aralarında düzenlenen seferler mevcut. Kısacası, vize ve seyahat planınızı yaptıktan sonra önünüze birçok farklı rota alternatifi çıkıyor. Biz de bu rotayı beklentilerinize ve hayallerinize en uygun şekilde oluşturmanıza yardımcı olabilmek için, mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz Yunan Adaları’ndan söz etmek istiyoruz. İşte, mükemmel bir tatil geçirebileceğiniz 15 Yunan adası…
1. Girit
Yunanistan’ın en büyük, Akdeniz’in de beşinci büyük adası olma ünvanını taşıyan Girit, 8303 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip. Asırlardır envai çeşit efsaneye de konu olmuş olan bu ada, birbirinden değerli tarihi eserlere ve yapılara ev sahipliği yapıyor. Burada hem Avrupa’nın en eski uygarlıklarından biri olan Minos Krallığı’nın hem de Bizans, Roma, Osmanlı ve Venedik medeniyetlerinin izlerine rastlamak mümkün.
Girit’in başkenti olan Heraklion’da Minos Krallığı tarafından inşa edilmiş olan Knossos Sarayı, Heraklion Arkeoloji Müzesi ve Heraklion Limanı bulunuyor. 16 kilometre uzunluğunda büyüleyici bir kanyon olan Samaria Gorge, denize girmek için harika alternatifler oluşturan Elafonisi Plajı ve Balos Lagünü, Venedikliler’in inşa ettiği Chania şehri ve Arkadia Manastırı da adanın en popüler turistik durakları arasında.
Girit’e ülkemizden direkt feribot seferi yok. Ancak Rodos, Santorini ve Atina’dan Girit’e feribotla ulaşmak mümkün. Dilerseniz ülkemizden ilk olarak Rodos’a geçerek daha sonra feribotla Girit’e ulaşabilirsiniz. Uçakla yolculuk yapmak isterseniz de ülkemizden Atina’ya geçmeniz ve buradan Girit’e aktarma yapmanız gerekiyor.
2. Rodos
1401 kilometrekarelik yüzölçümüyle On İki Adalar’ın en büyüğü olan Rodos’a Fethiye, Marmaris ve Bodrum’dan düzenlenen feribot seferleriyle doğrudan ulaşım var. Yılın neredeyse tamamında güneş alan bu yeryüzü cenneti, antik çağa kadar uzanan tarihçesiyle ve özellikle Orta Çağ’dan kalma mimari dokusuyla ön plana çıkıyor. Rodos’ta havalimanı da olduğu için, dilerseniz buraya İstanbul’dan kalkan direkt uçuşlar aracılığıyla da ulaşabiliyorsunuz.
Rodos’un en önemli yapılarından biri olan Rodos Kalesi’nin surları içinde, sizi Eski Şehir olarak adlandırılan bir bölge karşılıyor. Adanın en ünlü tavernaları, restoranları, alışveriş merkezleri ve dükkanları da bu surların içine gizlenmiş durumda. Büyük Üstadlar Sarayı, Şövalyeler Sokağı, Mandraki Limanı, Hipokrat Meydanı ve Kelebekler Vadisi gibi yerler de turistik açıdan yoğun ilgi görüyor. Plajları da son derece keyifli ve temiz olan Rodos, özellikle yaz aylarında turist akınına uğruyor.
3. Kos (İstanköy)
On İki Adalar’ın yüzölçümü bakımından üçüncü büyüğü olan Kos, diğer ismiyle İstanköy, Bodrum’a yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta. Bodrum’dan Kos’a direkt olarak düzenlenen feribot seferleri de yaklaşık 45 dakika sürüyor. Kos’a girmek için Schengen vizeniz yoksa, pandemi gibi olağanüstü durumlar haricinde kapı vizesi alma şansınız var. Mesafe de oldukça kısa olduğu için, dilerseniz gidiş dönüş feribot bileti bile alabiliyor ve Kos’u günübirlik şekilde ziyaret edebiliyorsunuz.
Yerleşim tarihi M.Ö. 11. yüzyıla kadar uzanan Kos, aynı zamanda modern tıbbın kurucusu olarak tanıdığımız Hipokrat’ın da memleketi. Birbirinden etkileyici plajları, popüler restoranları ve canlı bir sosyal hayatı olan bu adada keşfedilecek birçok tarihi yapı ve yer de var. Saint John Şövalyeleri’nden kalan Neratzia Kalesi ve önündeki Hipokrat Ağacı, Eleftherias Meydanı, Cezayirli Hasan Paşa Cami, İstanköy Arkeoloji Müzesi, Antik Agora, Roman Odeon ve Asklepion Antik Kenti bunlardan yalnızca bazıları.
4. Samos (Sisam)
Hazır ulaşım kolaylığından söz etmişken, ülkemize en yakın Yunan adası olan Samos’tan da söz edelim. Kuşadası’ndan ve Seferihisar’dan direkt feribot seferleriyle ulaşılabilen Samos, nam-ı diğer Sisam, geçmişte İyonya Uygarlığı’nı oluşturan şehir devletlerinden biri olması sayesinde harika plajlara ve köylere sahip. Samos’a Schengen ya da kapı vizesiyle giriş yapmak mümkün. Uçak yolculuğunu tercih edenlerin ise Atina’dan aktarma yapması şart.
Dilek Yarımadası’nın tam karşısında kalan Samos’un merkezini Vathi oluşturuyor. Kuşadası’ndan Vathi Limanı’na, Seferihisar’dan da adanın arkasında kalan Karlovasi Limanı’na gidebiliyorsunuz. Samos’taki turistik açıdan en popüler duraklar arasında Potami Şelalesi, Arkeoloji Müzesi ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan Pythagorion Antik Kenti ile Sisam Heraionu bulunuyor. Adayı günübirlik ziyaret etmiyorsanız ve en güzel plajları ya da köyleri de gezmek istiyorsanız, araç kiralamayı düşünebilirsiniz.
5. Midilli (Lesvos)
Ayvalık Limanı’ndan kalkan direkt feribot seferleriyle ulaşım sağlanabilen Midilli, orijinal ismiyle Lesvos, Yunanistan’ın Girit ve Eğriboz’dan sonra gelen en büyük adası. Genel olarak huzurlu ve sakin bir atmosfere sahip. Ancak çok sayıda popüler restoran ve bara da ev sahipliği yapıyor. Ünlü şair Sappho’nun da doğduğu yer olarak tanınan Midilli’de havalimanı da var. Ancak buraya da ancak Atina’dan aktarma yapılarak ulaşılabiliyor. Adaya feribotla gelenlerin kapı vizesiyle giriş yapması da mümkün.
Özellikle yaz aylarında turistler tarafından yoğun ilgi gören Midilli’de Midilli, Sigri ve Molivos kaleleri; Midilli Arkeoloji Müzesi, Uzo Müzesi ve birbirinden sevimli birçok köyü keşfedebilirsiniz. Plajları da oldukça güzel ve temiz olan bu keyifli ada, yüzölçümü bakımından büyük olması sebebiyle özel araç kiralamanızı gerektirebilir. Çünkü adada toplu taşıma ağı hâlen pek gelişmiş değil.
6. Sakız Adası (Chios)
Yunanistan’ın beşinci büyük adası olan Chios’a da Çeşme’den kalkan feribot seferleriyle ulaşım sağlamak ve kapı vizesiyle giriş yapmak mümkün. Türkçe ismi topraklarında yetişen damla sakızı ağaçlarından gelen bu keyifli ada, turistik açıdan son derece gelişmiş durumda. Farklı bütçelere ve beklentilere hitap eden envai çeşit konaklama ve yeme içme işletmesini Sakız Adası sınırları içinde bulabiliyorsunuz. Sakız’da da havalimanı mevcut ama buraya da ancak Atina aktarmalı şekilde uçabiliyoruz.
Sakız Adası’nın başta Kato Fana Plajı olmak üzere birbirinden temiz ve büyüleyici birçok farklı plajı var. Pyrgi, Anavatos ve Mesta gibi tarihi köyleri keşfetmek de oldukça keyifli bir deneyim. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Nea Moni Manastırı ve Osmanlı izleri taşıyan Kampos bölgesini de gezmeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
7. Simi (Symi)
Datça’dan direkt feribot seferleriyle ulaşabileceğiniz Simi de mümkün olduğunca sakin, sessiz ve telaşsız bir tatilin hayalini kuranlar için doğru adres. Kos ve Rodos’tan da feribotla geçilebilen bu ada hem yüzölçümü hem de nüfus bakımından küçük. Burası da Rodos gibi uzun süre boyunca St. John şövalyelerinin hakimiyeti altında kaldığı için mimari açıdan oldukça dikkat çekici. Diğer birçok Yunan adasından farklı olarak burada mavi ve beyaz renklerle bezeli yapılar yerine, aslına uygun şekilde restore edilmiş ve pastel renklerde tarihi binalar görüyorsunuz.
Simi’de Şövalye Kalesi, Kali Strata merdivenleri, Arkeoloji ve Folklor Müzesi, Yialos Limanı, Panormitis Manastırı ve turkuaz renkli büyüleyici plajlar var. Ancak adayı yalnızca bir günde keşfetmeniz bile mümkün. Bu sebeple dilerseniz Yunan Adaları gezinize bir günlüğüne dahil edebilir ya da araç kiralamadan da gezebileceğiniz bir ada arıyorsanız rotanızı doğruca Simi’ye çevirebilirsiniz.
8. Mikonos (Mykonos)
Canlı bir sosyal yaşamın ve hareketli bir gece hayatının içinde olmak istiyorsanız da sizi doğruca Mikonos’a alabiliriz. Hem doğal güzellikleri ve tarihi yapıları hem de partileriyle ünlü olan Mikonos, Kiklad Adaları’nın bir parçası. Mikonos’a ülkemizden direkt feribot seferi olmadığı için buraya Samos’tan ya da dönemsel seferler düzenlenen diğer adalardan geçiş yapmanız gerek. Atina’dan kalkan uçuşları tercih etmek de mümkün. Normal şartlarda 10 bin civarında olan nüfusu yaz aylarında 100 bini aşabilen Mikonos’ta Arkeoloji Müzesi, Chora olarak adlandırılan merkez bölgesi, Paraportiani Kilisesi, Little Venice bölgesi, Armenistis Deniz Feneri ve alışverişin kalbi olan Matoyiannia Sokağı mutlaka görülmeli. Birçoğu akşam saatlerinde gece kulübüne dönüşen eşsiz plajlar da Mikonos’un en ünlü özellikleri arasında.
9. Paros
Tam da burada Paros’tan da söz etmeden geçmek olmaz. Çünkü Paros aslında Kiklad Adaları’nın yükselen yeni yıldızı olarak görülüyor. Kendisinden ikinci Mikonos olarak bahsedilmesi de boş yere değil. Hâlen tam olarak keşfedilmemiş olması sayesinde Mikonos ve az sonra sözünü edeceğimiz Santorini’ye kıyasla daha bütçe dostu bir destinasyon. Üstelik, bu adanın da sosyal yaşamı ve gece hayatı günden güne gelişiyor. İçerisinde gece kulübü de bulunan altın renkli kumsallar, bakir koylar, büyüleyici lagünler, sevimli balıkçı köyleri, Santa Maria ve Faragas Beach plajları… Burada da keyifle vakit geçirebileceğiniz birçok farklı keşif durağı mevcut. Adada toplu taşıma var ama çok sistemli işlediği söylenemez. Paros’a da Mikonos’tan ya da Pire Limanı’ndan feribotla geçebiliyorsunuz. Biribirinden şirin ve estetik dükkanları da bulunan bu adada, alışveriş yapmak da oldukça keyifli.
10. Santorini
Sıra geldi, Kiklad Adaları’nın en güneyinde bulunanından ve en romantiğinden söz etmeye: Karşınızda, Santorini! Yaklaşık 3 bin 600 yıl önce meydana gelen ve Minos Krallığı’nı da yok eden volkanik patlamalar sonucunda oluşmuş olan bu ada, söz konusu patlamalar nedeniyle günümüzdeki hilal şeklini almış. Patlama sonrasında meydana gelen bu oluşum kaldıra olarak adlandırılıyor. Atlantis efsanesinin de ortaya çıkmasına sebep olan bu olaylar, Santorini’nin tümüyle kendine has ve büyüleyici bir görünüme kavuşmasına sebep olmuş. Burada kurak bir iklim hakim olsa da üzüm bağlarının volkanik topraklarda yetişmesi, Santorini’nin şaraplarının özel ve ünlü olmasını sağlıyor.
Santorini’ye gitmek için Atina veya Selanik’ten aktarmalı uçuşları tercih etmeniz ya da Pire Limanı’ndan kalkan feribot seferlerine binmeniz gerek. Ada içinde toplu taşıma ağı kullanılabiliyor. Santorini’de görülebilecek yerler arasında Megaro Gezi Müzesi, Prehistorik Thera Müzesi, Agiou Mina Caddesi, Megalochori ve Firostefani köyleri ile siyah ve kırmızı renkli kumlarla kaplı harika plajlar var. Sessiz, otantik ve büyülü bir atmosfere sahip olan Oia Köyü ve eğlence hayatının merkezi olan Fira da en popüler duraklar arasında. Fira aynı zamanda adanın da merkezi ve en büyük yerleşim yeri.
11. Kalimnos (Kalymnos)
Yerleşim tarihi M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan Kalimnos, Bodrum Yarımadası’nın Fener Burnu’na yaklaşık on mil uzaklıkta. Ancak buraya doğrudan feribot ya da uçak seferi yok. Feribotu tercih edenlerin Rodos’tan veya Kos’tan, uçakla gitmek isteyenlerin ise Atina’dan aktarma yapması gerekiyor. Kalimnos ilk etapta size kurak görünebilir, çünkü burası dağlık bir coğrafyaya sahip. Ancak bu sayede özellikle kaya tırmanışçıları tarafından yoğun ilgi görüyor. Adanın merkezini oluşturan Pothia, kafeterya ve restoranlarıyla sosyal açıdan en canlı bölge. Kalimnos’un turistik açıdan en popüler duraklarını ise St. Savvas Manastırı, Papachatzis Sünger Fabrikası, Kalimnos Arkeoloji Müzesi, Chrysocheria Kalesi ve Diliou Apollo Tapınağı oluşturuyor. Adanın farklı yerlerinde bakir plajlara rastlamak mümkün. Vlycahadia Köyü’nde hem taşlık hem de kumluk plaj alternatifleri yer alıyor.
12. Leros (İleryoz)
Kalimnos’tan yaklaşık 40 dakikalık bir feribot yolculuğuyla geçebileceğiniz Leros da daha sakin, sessiz ve huzurlu bir adada tatil yapmak isteyenler için ideal bir seçenek. Buraya Bodrum Turgutreis’ten kalkan direkt feribot seferleriyle ulaşım sağlamak da mümkün. Yaklaşık 8 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Leros da On İki Adalar’ın bir üyesi. Adanın merkezi Aya Marina olarak adlandırılıyor. Sahil bölgesine Alinda, liman bölgesine de Lakki deniyor. Leros Kalesi, Ayos İsidoros Kilisesi, Belenis Kulesi, Agio Maria Müzesi ve Panteli Köyü de adanın turistik açıdan en ilgi çekici durakları arasında. Burada da çok sayıda restoran, taverna ve konaklama işletmesi seçeneği bulabiliyorsunuz. Denize girmek için ise genellikle Panteli, Blefoutis, Dio Liskaria ve Krithoni plajları tercih ediliyor. Alinda’daki otellerin birçoğunun kendine ait plajı da mevcut.
13. İos (Niyoz)
Kiklad Adaları arasında yer alan İos, diğer ismiyle Niyoz, aslında Yunan Adaları içinde ülkemizde en az bilinenlerden biri. Buraya Türkiye’den direkt feribot seferi yok ama Pire’den ya da Rafina’dan feribota binerek Kiklad Adaları’na ulaşmak mümkün. İos adası, ünlü ozan Homeros’un defnedildiği ve Homeros’un annesinin dünyaya geldiği yer olarak biliniyor. Tarihçesi M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan ada özellikle Avrupalı turistlerin ilgi odağı haline gelmiş durumda. Ada sınırları içinde Bizans’tan miras olan çok sayıda tarihi kilise, film setini andıran taş kaldırımlı sokaklar, Gabriela Simosi Modern Sanat Müzesi, İos Arkeoloji Müzesi ve Belediye Sarayı gibi birçok farklı keşfe değer durak var. Güzel ve sakin plajlarıyla da bilinen İos’ta özellikle Psathi Koyu, Magganari Plajı ve Mylopota Plajı mutlaka görülmeli.
14. Zakintos (Zakynthos)
Sosyal medya üzerindeki en ünlü Yunan Adaları’ndan biri olan Zakintos, bu ününü büyük oranda Navagio isimli plajına borçlu. İyon Denizi’nde yer alan bu yeryüzü cennetine yalnızca Atina aktarmalı uçuşlarla ya da Atina, Selanik ya da Patras’tan kalkan otobüslerle Kyllini Limanı’na giderek buradan feribotla ulaşmak mümkün. Instagram’da muhtemelen şimdiye dek zaten karşınıza çıkmış olan Navagio Plajı, hem Maldivler’i aratmayan güzelliğiyle hem de kumsalına oturmuş gemi enkazıyla ün salmış durumda. Enkazı görmek isteyen kişilerin sayısı öyle fazla ki, plajı yukarıdan gören bir yere manzara noktası da kurulmuş. Çok sayıda yeme içme ve konaklama işletmesine de ev sahipliği yapan Zakintos’ta keşfe değer daha birçok plaj, içinde yüzebileceğiniz mavi mağaralar, içinde konaklayabileceğiniz yeldeğirmenleri ve harika gün batımı noktaları bulunuyor.
15. Kefalonya
Zakintos’a gelmişken buradan mutlaka Kefalonya’ya da geçmenizi öneririz. Çünkü iki ada arasında düzenli feribot seferleri yapılıyor. Kefalonya turistik açıdan Zakintos’un gölgesinde kalmış olsa da aslında Yunanistan’ın İyon Denizi’ndeki en büyük adası olma ünvanına sahip. Farklı bölgelere ayrılan bu adada da keşfe değer envai çeşit doğal güzellik ve tarihi değer var. Burada da karşınıza birbirinden görkemli mağaralar, büyüleyici plajlar, İtalyan kültürü esintileri, popüler restoranlar ve konaklama işletmeleri çıkıyor. Rengarenk bir atmosfere sahip olan Fiskardo Köyü, dünyanın deniz üzerine inşa edilmiş olan en uzun taş köprüsü, Assos Köyü ve Assos Kalesi, Myrtos Plajı ve Anios Dağı Milli Parkı da mutlaka görmenizi önerdiğimiz duraklar arasında. Ancak Kefalonya’da da hakkını vererek gezebilmek için altınızda araba olması şart.