Uşak’ın Merkez ilçesine bağlı Küme Mahallesi’nde yer alan Burma Camii, kentin hem tarihi hem de mimari açıdan önemli miraslarından biri. Osmanlı döneminde günümüze miras kalan tarihi ibadethane, Uşak Ulu Camii’nin doğu tarafında kalıyor. İnşa tarihi günümüzde hâlen netleştirilebilmiş değil ama Evliya Çelebi’nin aktardığına göre, 16. yüzyılda, muhtemelen 1570-1573 yılları arasında inşa edilmiş. Caminin ismi de minaresindeki burma (yivli) desenlerden geliyor.
Moloz taş, tuğla ve devşirme malzemeler kullanılarak inşa edilmiş olan Burma Camii’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, temel tasarımında iki farklı boyuttaki kubbenin arka arkaya eklenmiş olması. Ana mekanı örten büyük kubbe pandantiflerle desteklenmiş ve kurşun kaplama ile tamamlanmış. Pandantiflerin düşük seviyede kalması nedeniyle iç mekana basık ve loş bir ortam hakimmiş. Ancak alt pencereler güneş ışığının kontrollü bir şekilde içeri alınabilmesini kolaylaştırmış. Caminin iç duvarları ve kubbeler, sonradan eklenen çinilerle bezenmiş. Kalem işi bezemeler ise daha da yeni bir tarihe ait.
Burma Camii, zaman içerisinde çok sayıda yangın atlattığı için defalarca restore edilmiş. Cami kapısında bulunan kitabeden, ilk büyük onarım çalışmasının 1771 yılında yapıldığını anlıyoruz. İlerleyen süreçte 1922 yangını sonrasında onarıldığını ve 1968 yılında dış cephesinin mozaikle kaplandığını da kesin olarak biliyoruz. Cami avlusuna yaklaşık bir metre daha aşağıda yer alan, basamaklı bir giriş aracılığıyla ulaşılıyor. Geçmişte avluda bir çeşme ve birkaç dükkan da varmış ama bu yapıların hiçbiri günümüze ulaşamamış. Fakat caminin bitişiğindeki Yürü Dede’nin mezarı, günümüzde hâlen varlığını koruyor. Mimari özellikleri kadar, çevresindeki tarihi ve sosyal bağlamıyla da öne çıkan Burma Camii, günümüzde ibadete açık ve turistik amaçla da ziyaret edilebiliyor.