nerdeneredenerdenerede

Çanakkale Gezilecek Yerler: Çanakkale’de Gezilecek En İyi 73 Yer

Çanakkale Gezilecek Yerler: Çanakkale’de Gezilecek En İyi 73 Yer
Keşfetmekle bitiremeyeceğiniz kadar çok sayıda tarihi değeri ve doğal güzelliği bir arada görmek için ziyaret edebileceğiniz en ideal şehirlerimizden biri Çanakkale. Dünyanın en önemli antik kentleri arasında görülen Troya ve Assos’a ev sahipliği yapan bu büyüleyici şehir, aynı zamanda Türk ordusunun gerçek bir savunma destanı yazdığı Çanakkale Savaşları’nın da en önemli tanığı. Tüm bu değerlerin yanı sıra, kentteki doğal güzellikler ve yeşil alanlar da oldukça fazla. Hal böyle olunca, Çanakkale gezilecek yerler listesi de uzayıp gidiyor. Her bir durakta da sizi farklı bir keşif noktası bekliyor.

Sırtını Kaz Dağları’na dayayan muhteşem doğası, Boğaz’ı, müthiş etkileyici tarihi, efsaneleri, adaları ve cennet tatil köşeleriyle Çanakkale; bana kalırsa herkesin en az bir kere ziyaret etmesi gereken bir kent. Çanakkale’de gezilecek yerler önerileri elbette aşağıda yazdıklarımızla sınırlı değil. Ancak bu listenin size gezinizi planlarken ya da kenti daha yakından tanırken yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. Ne dersiniz, Çanakkale’yi keşfetmeye başlayalım mı? İşte, Çanakkale’de gezilecek 73 farklı durak…

1. Aynalı Çarşı - Merkez

Aynalı Çarşı

Çanakkale’nin merkezinde yer alan meşhur Aynalı Çarşı’yı “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı…” şeklinde başlayan ünlü Çanakkale Türküsü’nden de tanıyoruz. Çanakkale’ye gelen yerli ve yabancı turistlerin en sık ziyaret ettiği duraklardan biri...

Çanakkale Türküsü’nde de ismi geçen meşhur Aynalı Çarşı, kent merkezinde ziyaret edebileceğiniz turistik açıdan en popüler duraklardan biri. 1889 yılında, yani II. Abdülhamid’in hükümdarlığı sırasında, Yahudi tüccar İlyo Halyo tarafından inşa ettirilen bu tarihi yapı, İstanbul’daki Mısır Çarşısı’nın bir nevi minyatürü. Çanakkale Savaşları sırasında bombalandığı için ciddi hasarlar alan çarşı, 1967 yılında yeniden faal hale getirilmiş. 2004 yılında da kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiş. Günümüzde çarşının içinde ağırlıklı olarak seramik, hediyelik eşya, kıyafet, ayakkabı ve tespih gibi ürünleri satan onlarca farklı dükkan yer alıyor. Çarşının isminin neden bu şekilde seçildiği hâlen belirsiz. Ancak yaygın kanıya göre bu çarşı, bir dönem içinde “ayna” olarak adlandırılan at gözlüklerinin satılması sebebiyle Aynalı Çarşı olarak anılıyor.

2. Çanakkale Kordon - Merkez

Çanakkale Kordon

Eğer yolunuz Çanakkale’ye düştüyse, kent merkezinde sahil boyunca uzanan ve ziyaretçilerine Gelibolu’nun birbirinden etkileyici manzaralarını sunan Kordon’a uğramadan dönmeyin. Kordon boyunca yürüyüş yaparak güzel havanın tadını çıkarmak ve belki de...

Aynalı Çarşı’nın oldukça yakınında uzanan sahil şeridi, Çanakkale Kordon olarak adlandırılıyor. Özellikle havanın güzel olduğu günlerde bir hayli kalabalık olan Kordon, deniz kenarında keyifli bir yürüyüş yapmak ya da çay veya kahve molası vermek için ideal destinasyon seçeneği. Onlarca farklı restoran, çay bahçesi ve kafeterya alternatifine de ev sahipliği yapan Kordon’da Truva Atı heykeli de yer alıyor.

3. Truva Atı Heykeli - Merkez

Truva Atı Heykeli

Homeros’un ünlü İlyada destanını konu alan Truva, 2004 yılında vizyona girdikten sonra tüm dünyada çok ses getiren bir film oldu. Yapımın başrol koltuğunu Brad Pitt, Eric Bana, Orlando Bloom ve...

Homeros’un ünlü İlyada destanında Sparta ve Truva arasında başlayan savaş, büyük bir intikam planına da sahne oluyor. Sparta’nın en iyi savaşçısı olan Akhilleus’un Truvalı Paris tarafından topuğundan vurularak öldürülmesi sonucunda biten savaşın ardından, Sparta Truva’ya barış simgesi olarak tahta bir at heykeli göndermiş. Bu heykelin aslında bir tuzak olduğunu fark etmeyen Truvalılar da atı şehir kapılarından içeri almış. Gece çöktüğünde, atın içine gizlenmiş olan Spartalı askerler dışarı çıkarak tüm Truva halkını katletmiş. 2004 yılında çekilen ve başrollerini Brad Pitt ile Eric Bana’nın paylaştığı Truva filminde de bu efsane işleniyor. İşte, bu filmde kullanılan tahta at heykeli, film ekibi tarafından çekimler bittikten sonra Çanakkale’ye armağan edilmiş.

Truva filminin çekimleri Malta’da ve Meksika’da yapılmış. Çanakkale halkı hâlen filmin yerinde çekilmemiş olmasına karşı biraz sitemli olsa da, Kordon’da bulunan Truva Atı Heykeli yıllardır turistik açıdan oldukça popüler. Eğer filmde kullanılan maketi yakından incelemek isterseniz Kordon yürüyüşünüz sırasında bu durağa da uğramayı ihmal etmeyin.

4. Çanakkale Saat Kulesi - Merkez

Çanakkale Saat Kulesi

Çanakkale’nin merkezinde iskeleden çarşıya doğru yürüdüğünüzde, karşınıza tarihi bir saat kulesi çıkacak. Sultan II. Abdülhamid’in hükümdarlığı sırasında, 1897 yılında inşa edilmiş olan bu saat kulesi, günümüzde şehrin en merkezi noktalarından...

Kent merkezinde iskeleden çarşıya doğru ilerlerken karşınıza çıkacak olan Çanakkale Saat Kulesi, 1897 yılında, yani Sultan II. Abdülhamid’in hükümdarlığı sırasında inşa edilmiş. Dönemin İtalyan Fahri Konsolosu Emille Vitalis tarafından inşa ettirilen yapının her bir cephesinde birer adet saat yer alıyor. İnşasında Ayvalık taşı kullanılan saat kulesinin en üst katında çanın asılması için yapılmış kubbeli bir köşk mevcut. Kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçirilen Çanakkale Saat Kulesi, bu çalışmanın tamamlanmasından beri turizme açık.

5. Çanakkale Deniz Müzesi - Merkez

Çanakkale Deniz Müzesi

Ülkemizin en etkileyici ve ilgi çekici müzelerinden biri olan Çanakkale Deniz Müzesi, ziyaretçilerini 1462-1463 yılları arasında inşa edilmiş olan bir kalenin içinde ağırlıyor. Geçmişte Kala-i Sultaniye olarak adlandırılan bu tarihi...

1462-1463 yılları arasında İstanbul’u koruyabilmek amacıyla boğazın en dar yerine inşa edilmiş iki kaleden biri olan Kala-i Sultaniye, günümüzde Çanakkale Deniz Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. 1982 yılında müzeye dönüştürülmüş olan bu tarihi yapı, Nusret Mayın Gemisi’ne de ev sahipliği yapıyor. Hem Türk Deniz Tarihi hem de Çanakkale Savaşları hakkında daha detaylı bilgiler öğrenmek istiyorsanız, bu müzede çok keyifli ve verimli vakit geçireceğinizden şüpheniz olmasın. Sakarya Savaşları İhtisas Kütüphanesi’ni de içinde barındıran müze, yılbaşı ve dini bayramların ilk günü haricinde, haftanın pazartesi dışındaki tüm günlerinde açık. Ziyaret saatleri 11:00-19:00 arası. 0-18 ve 65+ yaştaki ziyaretçilerden bilet ücreti alınmıyor.

6. Çimenlik Kalesi - Merkez

Çimenlik Kalesi

Çanakkale’nin merkezinde yer alan ve günümüzde Çanakkale Deniz Müzesi’ne de ev sahipliği yapan Çimenlik Kalesi, Kale-i Sultaniye ismiyle 1462-1463 yılları arasında inşa edilmiş. Fatih Sultan Mehmet’in emriyle inşa edilen bu...

Kala-i Sultaniye’den, yani bugünkü ismiyle Çimenlik Kalesi’nden daha detaylı söz etmeden geçmeyelim. Fatih Sultan Mehmet’in emriyle inşa edilen bu tarihi kale, dış sur ve surların ortasında kalan ana kule bölümlerinden oluşuyor. Geçmişte baruthane olarak hizmet vermiş olan mekan, günümüzde Piri Reis Galerisi’ne dönüştürülmüş durumda. Kaleyle yaşıt olan Fatih Camii’ye ve 1861-1876 yılları arasında inşa edilen Abdülaziz Camii’ye de ev sahipliği yapan Çimenlik Kalesi, müzeden bağımsız olarak da mutlaka görülmesi gereken bir yapı. 18 Mart 1915 günü İngiliz donanmasının açtığı top ateşinde kaleye isabet eden ve sur duvarında iki metrelik bir delik açan top mermisi, günümüzde hâlen o an düştüğü yerde bulunuyor. Kalenin bahçesinde de çeşitli toplar, tanksavarlar, mayınlar ve bir denizaltı kalıntısı sergileniyor.

7. Çanakkale Seramik Müzesi - Merkez

Çanakkale Seramik Müzesi

Çanakkale’nin merkezinde bulunan Seramik Müzesi’nin temeli, 2006 yılında ve gönüllülük esasıyla atılmış. Çanakkale’yi yeniden bir seramik kenti yapma hayaliyle çıkılan bu yolculukta; Çanakkale Valiliği, Çanakkale Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Boğaz Komutanlığı,...

2013 yılında Tarihi Er Hamamı’nın restore edilmesinin ardından müzeye dönüştürülmesi, Çanakkale’ye bir seramik müzesi kazandırmış. Hem Tarihi Er Hamamı’nın tarihçesi hem de seramik sanatı hakkında detaylı bilgiler öğrenebileceğiniz müze; pazartesi, dini bayramların ilk günleri, 1 Ocak ve 1 Mayıs dışında her gün açık. Ziyaret saatleri 1 Eylül-31 Mart arasında 09:00-17:00, 1 Nisan-31 Ağustos tarihleri arasında ise 10:00-19:00 olarak belirlenmiş. Ücretsiz şekilde gezilebilen müzede hem süreli sergiler hem de kapsamlı bir koleksiyon yer alıyor. Ayrıca, Çanakkale Seramik Müzesi dönem dönem fuar ve yarışma gibi organizasyonlara da ev sahipliği yapabiliyor.

8. Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi - Merkez

Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi

Çanakkale’nin Merkez ilçesinde gezerken, Fetvane Sokağı’ndan Çarşı Caddesi’ne doğru döndüğünüzde karşınıza iki katlı tarihi bir yapı çıkacak. Yalı Camii’nin de tam karşısına düşen bu yapı, 6 Mart 2009 tarihinden bu...

Fetvane Sokağı’ndan Çarşı Caddesi’ne dönerken karşınıza çıkacak olan ve Yalı Camii’nin tam karşısında yer alan Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi, 2009 yılından beri ziyarete açık. Müzenin giriş katında, genellikle her iki ayda bir düzenlenen Çanakkale konulu geçici sergiler yer alıyor. Birinci katta ise iç içe geçmiş iki farklı bölüm var. Bunlardan ilkinde Çanakkale’nin antik çağlardan başlayıp I. Dünya Savaşı’na kadar ilerleyen tarihçesini anlatan bilgi panoları yer alıyor. Çanakkale Savaşları’ndan kalan bazı objeler de bu bölümde sergileniyor. İkinci bölümde ise esas sergi mekanı mevcut. Burada, Çanakkale’nin mimari mirası, kent yaşamı, el zanaatleri, yerel basını, göç tarihi ve ekonomisi gibi birçok başlığı konu alan bilgi panoları bulunuyor. Müzenin ikinci katında da kütüphane ve arşiv bölümü yer alıyor.

9. Rhapsodos Mozaik - Merkez

Rhapsodos Mozaik

Çanakkale’nin Merkez ilçesinin İsmet Paşa Mahallesi sınırları içinde yer alan Rhapsodos Mozaik, son derece ilginç bir mozaik atölyesi. Bu işletmenin çatısı altında; Troya efsaneleri, destanları ve tragedyaları mozaik portreler aracılığıyla...

İsmet Paşa Mahallesi’nde bulunan Rhapsodos Mozaik, Troya efsanesini ve destanını mozaik portreler aracılığıyla aktaran bir mozaik atölyesi. Toplamda 43 farklı portreyi içinde barındıran işletmede, ziyaretçiler yaklaşık 1-1,5 saat süren seanslara katılabiliyor. Söz konusu seanslarda bir yandan mozaik portreleri inceleyebiliyor, bir yandan da tragedyalardan ve destanlardan alınmış pasajları dinleyebiliyorsunuz. Mozaik yapım süreci hakkında da detaylı bilgiler öğrenebileceğiniz işletme, ziyaretçilerine özel siparişle portre tasarımı seçeneği de sunuyor. Rhapsodos Mozaik’in seanslarına katılmak isterseniz, önceden randevu almanız gerekiyor.

10. Çanakkale Aqualand - Merkez

Çanakkale Aqualand

Çanakkale’nin Merkez ilçesinde yer alan Çanakkale Aqualand, hem bu kentteki tek su parkı hem de kendi alanında Kuzey Ege’nin en büyüğü. Haftanın her günü sabah 10:00’dan akşam 18:00’e kadar kesintisiz...

Kuzey Ege’nin en büyük su parkı olan Çanakkale Aqualand, haftanın her günü 10:00 ile 18:00 saatleri arasında yediden yetmişe ziyaretçilerine kesintisiz eğlence sunuyor. Giriş ücretleri sezondan sezona değişiklik gösterebiliyor. Birbirinden eğlenceli su kaydıraklarının ve büyük havuzların bulunduğu park, Dardanos Sahil Yolu’nun üzerinde. 0-3 yaş grubu çocuklardan giriş ücreti alınmıyor. 3-12 yaş grubu çocuklar ve öğrenciler ise indirimli bilet tarifesinden yararlanabiliyor.

11. Çanakkale Özgürlük Parkı - Merkez

Çanakkale Özgürlük Parkı

Çanakkale'nin merkezindeki en keyifli yeşil alanlardan biri olan Çanakkale Özgürlük Parkı, hem eşsiz Boğaz manzarasını hem de Çanakkale’nin kuş bakışı görünümünü izlemek için mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir adres. Romantik...

Çanakkale Özgürlük Parkı, Merkez ilçesinin sınırları içinden çıkmadan Boğaz’ın eşsiz manzarasını izleyebileceğiniz en ideal noktalardan biri. Çanakkale’nin kuş bakışı görünümünü de ayaklar altına seren bu park, romantik atmosferi nedeniyle Aşıklar Tepesi olarak da adlandırılıyor. Parkın içinde yeme içme tesisleri ve ücretsiz Wi-Fi gibi olanaklar da mevcut. Piknik yapmak için de uygun bir ortama sahip olan Çanakkale Özgürlük Parkı, zaman zaman çeşitli kültür sanat etkinliklerine de sahne oluyor.

12. Troya Ören Yeri - Merkez

Troya Ören Yeri

Çanakkale’nin merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta olan Troya Ören Yeri, dünyanın en önemli ve ünlü antik kentlerinden biri. Homeros’un ünlü İlyada ve Odysseia destanlarının da geçtiği yer alan bu görkemli...

Merkeze yaklaşık 25 kilometre mesafede bulunan Troya Ören Yeri, Homeros’un meşhur İlyada ve Odysseia destanlarının da geçtiği kadim bir bölge. Dünyanın en önemli ve ünlü antik kentlerinden biri olarak görülen Troya, nam-ı diğer Truva, Çanakkale Boğazı’nın Asya kıyısında yer alıyor. Yıllar boyunca burada yapılan kazı çalışmaları, bölgenin tarihçesinin M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzandığını ortaya çıkarmış. Ayrıca, bu çalışmalar sonucunda tam dokuz farklı kültür katına ulaşılmış. Troya II buluntuları arasında Megaron olarak adlandırılan evlerin temelleri ve Priamos’un hazinesi olduğu düşünülen buluntu grubu mevcut. Ancak Homeros’un anlattığı Troya, M.Ö. 1700-1000 yılları arasına tarihleniyor.

Dünya kültür mirasının en görkemli değerlerinden biri olan Troya, günümüzde de kesintisiz bir katmanlaşmaya ev sahipliği yaptığı için arkeoloji Avrupa ve Ege’de bulunan arkeolojik alanlar için de çok önemli bir referans. 1871 yılından beri kazı çalışmaları yapılan bu bölgede, keşfedebileceğiniz birbirinden değerli ve dikkat çekici yapılar yer alıyor. 1998 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de dahil edilen Troya Ören Yeri, haftanın her günü 08:30 ile 20:00 saatleri arasında ziyarete açık. Dilerseniz bölgeyi rehber eşliğinde de gezebiliyorsunuz.

13. Troya Müzesi - Merkez

Troya Müzesi

Çanakkale’nin Merkez ilçesine bağlı Tevfikiye Köyü’nün sınırları içinde bulunan Troya Müzesi, UNESCO tarafından 1998 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilen Truva Antik Kenti’nin girişinde konumlanıyor. İnşasına 2013 yılında başlanan...

Tevfikiye Köyü’nde bulunan Troya Müzesi, Troya Ören Yeri’nin hemen girişinde sizi karşılıyor. 2019 yılında açılan müzenin hem 3 bin metrekarelik bir sergi salonu hem de 11 bin metrekarelik bir kapalı alanı mevcut. Üç katlı müzede katlar arasında ulaşım rampalar aracılığıyla sağlanıyor. Müze çatısı altında Troya Ören Yeri’nin farklı katmanlarına ilişkin fotoğraflar, sahne canlandırmaları, mezar taşları, yazıtlar, sunaklar, seramikler, süs eşyaları, metal kaplar, aletler, göz yaşı şişeleri, heykeller ve daha nice objeler sergileniyor. Haftanın her günü 08:30 ile 22:00 saatleri arasında ziyarete açık olan Troya Müzesi, interaktif bir anlatımı benimsemesi sebebiyle de keşfetmesi son derece keyifli bir durak. Eğer Troya Ören Yeri hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsanız, Troya Müzesi’ni de mutlaka ziyaret etmelisiniz.

14. Tevfikiye Köyü - Merkez

Tevfikiye Köyü

Çanakkale’nin Merkez ilçesine bağlı olan Tevfikiye Köyü, Truva Antik Kenti’ne ev sahipliği yaptığı için turistik açıdan oldukça ilgi gören bir yer. Tevfikiye ismi, Sultan Abdülmecid’in torunu olan Şehzade İbrahim Tevfik...

Az önce isminden söz ettiğimiz Tevfikiye Köyü’nden daha detaylı bahsetmekte yarar var. Troya Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapan bu köy, 2018 yılından beri Tarihe Saygı Projesi kapsamında çok dikkat çekici bir çalışmaya sahne oluyor. Bu çalışma kapsamında Tevfikiye Köyü, bir arkeo-köy’e dönüştürülmüş. Gelibolu Yarımadası’nda 2006 yılından beri sürdürülen Tarihe Saygı Projesi, 2018’in Troya Yılı ilan edilmesinin ardından Tevfikiye Köyü’ne de çok önemli bir değer katmış. Proje kapsamında köyün çevresi, giriş yolu, kahvesi ve düğün salonu; Troya konseptine uygun olarak yeniden düzenlenmiş. Artık köyde hem Troya Müzesi hem de bir kültür sanat merkezi yer alıyor. Tarihi köy camisi de Troya Ören Yeri’nden alınan taşlarla yeniden inşa edilmiş durumda. Troya Meydanı olarak adlandırılan seyir alanında, yani köy meydanında ise Paris, Helen, Hektor, Akhilleus, Agamemnon, Odysseus, Praimos ve Homeros gibi isimlerin büstleri yer alıyor. Sözün özü, artık Tevfikiye Köyü’nü yaşayan bir Troya olarak tanımlamak mümkün.

15. Çıplak Köyü - Merkez

Çıplak Köyü

Çanakkale’nin Gelibolu Yarımadası’nda 2006 yılından beri sürdürülen Tarihe Saygı Projesi kapsamında, Opet’in de desteğiyle bölge tarihinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla birbirinden önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atılıyor. Söz...

Tarihe Saygı Projesi kapsamında düzenlenen tek köy Tevfikiye Köyü değil. Aynı zamanda, Troya Müzesi’nin hemen yanında yer alan Çıplak Köyü de bu çalışmalara dahil edilmiş. 2019 yılında bir etno-köy’e dönüştürülen Çıplak Köyü, Troya’nın tüm katmanlarına ilişkin unsurları, öyküleri ve dokuları yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmiş. Beş bin yıllık bir geçmişe sahip olan köyde, artık Arkeoloji Evi, Yerel Tarih Evi, Peyan Yolu, Yöresel Ürün Yatım Evi, Arkeoloji Yolu ve Çıplak Yolu gibi duraklar yer alıyor. Bir köy pansiyonu da bulunan Çıplak Köyü’nün yeniden ayağa kaldırılan tarihi atmosferini mutlaka yakından incelemenizi tavsiye ederiz.

16. Eceabat

Eceabat

Çanakkale’nin Trakya topraklarında bulunan iki ilçesinden biri olan Eceabat, Gelibolu Yarımadası’nın güney ve güneybatı kısımlarında yer alıyor. 490 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan ilçenin toplamda on iki farklı köyü var....

Çanakkale’nin Trakya topraklarında yer alan iki ilçesi var: Eceabat ve Gelibolu. Birleşimi Gelibolu Yarımadası’nı oluşturan bu iki ilçe, Çanakkale Savaşları’ndan son derece etkileyici ve dokunaklı izler taşıyor. Keza feribotla Eceabat’a geçerken sizi karşıda ilk olarak “DUR YOLCU” yazısı karşılıyor. Eğer Çanakkale Savaşları’nı daha iyi anlamak ve tanımak istiyorsanız, Eceabat ve Gelibolu’yu gezmek için birkaç gün ayırmanızı öneririm. Çünkü isminde Gelibolu geçse de Eceabat ilçe sınırlarında bulunan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı, bir günde tamamen gezmekte zorlanacağınız kadar büyük. Milli parkın her bir noktasında ise sizi son derece sarsıcı ve etkileyici yerler karşılıyor. Dilerseniz, Eceabat’ta mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz noktaları birer birer inceleyelim.

17. Tarihe Saygı Anıtı ve Parkı - Eceabat

Tarihe Saygı Anıtı ve Parkı

Çanakkale’nin Eceabat ilçesine geldiğinizde, ilçe merkezinde karşınıza Tarihe Saygı Anıtı ve Parkı çıkacak. Bu park Eceabat Vapur İskelesi’nin de hemen yanı başında olduğu için, ilçeye feribotla geldiğiniz takdirde gezeceğiniz ilk...

Feribotla Eceabat’a geçtiğinizde iskelenin hemen yanında göreceğiniz Tarihe Saygı Anıtı ve Parkı, 2008 yılında inşa edildikten sonra iki kez yenilenmiş. Parkın içinde tabyalara ait toplar, top mermisi ve görkemli bir anıt yer alıyor. Tarihe Saygı Anıtı, Çanakkale Savaşı’na katılmış tüm tarafların askerlerini ve Seyit Onbaşı’nı tasvir eden figürler kullanılarak tasarlanmış. Devam eden bölümünde ise Mustafa Kemal Atatürk, Cevat Çobanlı Paşa, Esat Bülkat Paşa, Hüseyin Avni Bey, Ali Rıza Bey ve Celalettin Sığındere gibi önemli isimlerin büstleri yer alıyor. Ayrıca, Tarihe Saygı Parkı’nda bir sergi alanı da var. Çanakkale Savaşları’nın topoğrafik bir platform üzerinde canlandırmalarının yapıldığı bu alan, ayrıntılı bilgi panolarını da içinde barındırıyor.

18. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı - Eceabat

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı

Çanakkale il sınırları içinde yer alan ve büyük bir bölümü Eceabat ilçesinde bulunan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı, 33.444 hektarlık bir alanı kaplıyor. 1973 yılında Tarihi Milli Park statüsüne kavuşan...

33.444 hektarlık bir alanı kaplayan ve milli park statüsü bulunan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı, bana kalırsa ülkemizde ziyaret edebileceğiniz en etkileyici ve sarsıcı alanlardan biri. Türk ordusunun Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in önderliğinde bir savunma destanı yazmasına sahne olan bu bölgede, 250 bini aşkın Türk askeri şehit olmuş. Yine 250 bini aşkın sayıda Yeni Zelanda, Avustralya, Fransız ve İngiliz askeri de Çanakkale Savaşları sırasında hayatını kaybetmiş.

Ülkemizin en çok ziyaret edilen savaş alanı olan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın içinde 49 anıtsal yapı, 138 sivil mimarlık örneği, 50 Türk şehitliği, 29 Türk kitabe ve anıtı, yabancı mezarlıklar, tabyalar, kaleler ve doğal sit alanları yer alıyor. 2014 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan milli park, savaşın en çarpıcı ve sarsıcı izlerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Açıkçası, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nı gezerken bir duygudan diğerine savrulmamak mümkün değil. Aşağıda bu bölgede mutlaka ziyaret etmenizi önerdiğimiz noktaları detaylarıyla listeledik. Ancak gezilmesi gereken her yeri bu yazıya sığdıramayacağımız için, özellikle bu alanı tümüyle gezmek isteyenlerin bir rehber eşliğinde tura katılmasını tavsiye ederiz.

19. Çanakkale Şehitler Abidesi - Eceabat

Çanakkale Şehitler Abidesi

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın içinde yer alan Çanakkale Şehitler Abidesi, Gelibolu Yarımadası’nın en sık ziyaret edilen noktası olma unvanına da sahip. Eskihisarlık Burnu üzerinde yer alan Abide’nin temeli, 17...

Gelibolu Yarımadası’nın en çok ziyaret edilen noktası olan Çanakkale Şehitler Abidesi, Eskihisarlık Burnu’nun üzerinde bulunuyor. II. Anafartalar Zaferi’nin 45. yıl dönümü olan 21 Ağustos 1960 tarihinde ziyarete açılan Abide, Çanakkale Savaşları’nda şehit düşen tüm askerlerimizin hatırasını yaşatmak amacıyla inşa edilmiş. Abide’nin mimarı olan Doğan Erginbaş da anıtın şehitlerimizin topluca göğe yükselişini sembolize ettiğini ifade ediyor. Her yıl 18 Mart’ta anma merasimlerine sahne olan Çanakkale Şehitler Abidesi’nin sol tarafında da 1992 yılında inşa edilmiş olan bir sembolik şehitlik var. Şehitlikte, bugüne dek isimleri tespit edilebilmiş olan 59.408 şehidimizin isimleri yazılı. Abide’nin girişinin sağ kısmında ise Atatürk’ün 1934 yıllarında müttefik askerlerine hitaben kaleme aldığı ve son derece dokunaklı olan sözleri yazıyor:

“Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

20. Akbaş Şehitliği - Eceabat

Akbaş Şehitliği

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın sınırları içinde yer alan Akbaş Şehitliği ve Anıtı, İstanbul’dan kara yoluyla gelen kişilerin karşılaşacağı ilk ziyaret noktalarından biri. Gelibolu’dan Eceabat’a doğru gidildiğinde 30. kilometre üzerinde...

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’na İstanbul’dan kara yoluyla gelen ziyaretçilerin karşılaşacağı ilk ziyaret noktalarından biri olan Akbaş Şehitliği, Çanakkale Savaşları sırasında Türk ordusunun ana ikmal noktalarından biri olan Akbaş Limanı’nda bulunuyor. Bu dönemde 19. Tümen’in seyyar hastanesine de ev sahipliği yapan bu bölge, ağır yaralı askerlerimizin Selimiye Kışlası’na ya da Akbaş Hastanesi’ne sevk edilmesine de tanıklık etmiş. 1945 yılında inşa edilmiş olan bu temsili şehitlikte 459 sembolik mezar taşı yer alıyor. Ayrıca, şehitliğin içinde barışın ne kadar önemli olduğunu üzerine basa basa vurgulayan bir heykel de mevcut. Gerçek Akbaş Şehitliği ise Yalova Köyü istikametine doğru uzanan yolun sağ tarafında kalıyor.

Akbaş Şehitliği’nde bir de her iki yanında 754 şehidimizin isimleri yazılı olan bir rölyef var. Bu rölyef, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerini de üzerinde taşıyor:

Türk Kumandanları kumanda etmesini, Türk askeri ölmesini bildi. Harbi kazanışımızın sırrı bundan ibarettir.”

21. 57. Piyade Alayı Şehitliği - Eceabat

57. Piyade Alayı Şehitliği

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nda ziyaret edeceğiniz her nokta, sizi çok sarsacak ve etkileyecek. Söz konusu noktalardan biri de 1992 yılında ziyarete açılan 57. Piyade Alayı Şehitliği. Mimar Nejat Dinçel...

Çanakkale Kara Muharebeleri’nin başlangıcı, düşman kuvvetlerin Anafartalar, Conkbayırı ve Kanlısırt bölgelerine asker çıkarması yapması olarak kabul ediliyor. Osmanlı donanması Anzak çıkarmasının nereden yapılacağını ve buna nasıl müdahale edileceğini tartışırken, Mustafa Kemal bu çıkarmanın Arıburnu’ndan geleceğini ve onları daha kıyıdalarken geri püskürtmek gerektiğini söylemiş. Nitekim haklı da çıkmış. 25 Nisan gecesi başlayan çıkarma esnasında Mustafa Kemal’e düşmanı bir tabur askerle karşılama görevi verilmiş. Ancak düşman çok kalabalıkmış ve merkeze kadar ilerlediği takdirde mağlubiyet kaçınılmazmış. Bunun üzerine, sorumluluğu tamamen kendisi üstlenerek Conkbayırı’na ilerlemiş. Bu esnada da 57. Alay’a Conkbayırı’na harekat emri vermiş.

Mustafa Kemal Conkbayırı’na ulaştığında, buradaki askerlerimizin cephaneleri bittiği için gerilediğini ve kıyı bölgesinin kaybedilmek üzere olduğunu görmüş. Bunun üzerine cephane olmadığı için askerlere yere yatmalarını ve süngülerini takmalarını emretmiş. Türk ordusunun bir anda yere yatması, düşman askerlerinin de bir anda neyle karşılaşacaklarından emin olamayıp yere yatmalarına sebep olmuş. Savaşın kaderini değiştiren anlardan biri bu. Çünkü düşman askerinin yaşadığı tereddüt, 57. Alay’ın Conkbayırı’na yetişmesini sağlamış. 57. Piyade Alayı bölgeye ulaştığında da onlara şu meşhur emri vermiş: “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!”

Mustafa Kemal’in komutasındaki Türk ordusu, bu emrin ardından kendilerinden 4-5 kat kalabalık bir orduya karşı büyük bir kahramanlık mücadelesi verdi. Bu mücadele sırasında 57. Alay’dan 25’i subay olmak üzere 1817 askerimiz şehit düştü. Bir sonraki gün ağarırken, çatışmanın gerçekleştiği tepe düşmandan temizlenmişti. 1992 yılında ziyarete açılan ve Nejat Dinçel’in imzasını taşıyan 57. Piyade Alayı Şehitliği, sembolik bir şehitlik. Orijinal şehitlik Bomba Sırtı’nın güneyinde ve Çataldere Vadisi’nde yer alıyor. Sembolik şehitlikte bulunan anıtın taban bölümünde, 57. Alay Şehitleri’nin isimleri mermer plakalar üzerinde yazılı. Kahramanca mücadeleleriyle savaşın kaderini değiştiren 57. Alay askerlerinin hatırası, bu şehitlikte ebediyen yaşayacak.

22. Conkbayırı - Eceabat

Conkbayırı

Gelibolu Yarımadası’nda Conk Tepesi’nden başlayarak güneybatı yönüne doğru uzanan ve Düztepe’nin kuzeyinde bulunan Kemal Dere’ye kadar ilerleyen yamaç, Conkbayırı olarak adlandırılıyor. Conkbayırı’nın kuzeyinde bulunan ve bölgenin en yüksek noktasını oluşturan...

Çanakkale Savaşları’nın en önemli noktalarından biri olan Conkbayırı, Conk Tepesi’nden başlayıp Düztepe’nin kuzeyindeki Kemal Dere’ye kadar uzanan yamacı kapsayan bir bölge. Conk Tepesi de bu bölgenin en yüksek noktasını ifade ediyor. Düşman kuvvetleri 7 Ağustos 1915 tarihinde Conkbayırı’ndaki mevzilerimize saldırmaya başladığında, 8 Ağustos’ta Anafartalar Grup Komutanlığı’na tayin edilen Yarbay Mustafa Kemal bu bölgeye iki birlik göndererek savaşın kaderini bir kez daha değiştirmiş. 10 Ağustos 1915 sabahı taarruz emrini verdiğinde, askerlerimiz yorgunluktan perişan haldeymiş. Bu sebeple taaruzun takviye kuvvet olarak gelecek 28. ve 41. Alaylar ile birlikte yapılması kararlaştırılmış. Ancak 41. Alay bölgeye zamanında yetişememiş.

İki tarafın askerlerinin Conkbayırı’nın dik yamaçlarında ve birbirlerine yalnızca 30-40 metre mesafeyle mevzilendiği 9 Ağustos 1915 gecesinde, Mustafa Kemal Conkbayırı’nın hakimiyetini alabilmek amacıyla takviye kuvvet olarak gelecek alaylardan biri yetişemediği halde taarruz emri vermiş. Ancak askerlerimizin çok yorgun ve sayıca az olmaları sebebiyle, bu taarruzun baskın şeklinde yapılması en doğrusuymuş. Bu sebeple 24. Alay avcı hattı olarak öne mevzilenmiş. Baskın yapabilmek için tüfek ve top ateşi kullanmaları mümkün değilmiş. Böylece, tarihe geçen süngü taarruzu gerçekleştirilmiş. Önde 24. Alay, arkalarında da 23. ve 28. Alaylar, kararlaştırılan vakitte süngüleriyle düşman askerlerinin üzerine atılmış. Müttefik güçler o kadar hazırlıksız yakalanmış ki, silah kullanmaya vakit bulamamış. Süngü muharebesi, o gün düşman askerlerinin Conkbayırı’ndan tamamen temizlenmesini sağlamış. Conkbayırı hâlen tüm bu anların tanığı olarak varlığını koruyor ve burada 1993 yılından beri Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı da bulunuyor.

23. Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı - Eceabat

Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı, Çanakkale Muharebeleri’ni daha iyi anlamak ve bir milletin bağımsızlık mücadelesinin en etkileyici duraklarından birinde bulunmak isteyenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Aslında bu alanda...

Conkbayırı’nda gerçekleşen süngü muharebesinin ve kazanılan zaferin anısına dikilen Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı, aynı zamanda bu bölgedeki en yeni anıt. Bu muharebe sırasında bir şarapnel misketi, Atatürk’ün göğsünün sağ tarafına isabet etmiş. Şans eseri sağ göğüs cebinde bulunan ve bu esnada parçalanan saat, aslında Atatürk’ün hayatını kurtarmış. Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı’nın bulunduğu yerde, bu olayın gerçekleştiği nokta da tabelayla işaretlenmiş durumda. Yine bu noktada, dört top güllesi de bulunuyor. Anıtın hemen önünde de 9. Tümen 64. Piyade Alayı Bölük Komutanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın kardeşi Üsteğmen Nazif Çakmak’ın mezarı yer alıyor.

24. Rumeli Mecidiye Tabyası ve Şehitliği - Eceabat

Rumeli Mecidiye Tabyası ve Şehitliği

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı, II. Abdülhamid döneminde inşa edilmiş beş farklı tabyaya ev sahipliği yapıyor. Bunlardan Değirmen Burnu Tabyası ve Rumeli Hamidiye Tabyası, günümüzde ziyarete kapalı. Ancak Namazgâh Tabyası,...

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nda her biri II. Abdülhamid döneminde inşa edilmiş olan beş farklı tabya mevcut. Günümüzde, bunlardan yalnızca üçü ziyarete açık. Değirmen Burnu Tabyası ve Rumeli Hamidiye Tabyası ziyaretçiler tarafından gezilemiyor. Ziyarete açık olan tabyalardan ilki olan Rumeli Mecidiye Tabyası ve Şehitliği, Rumeli Hamidiye Tabyası’nı geçtikten sonra yaklaşık 300 metre ileride. Sekiz bonet ve altı top yerini içinde barındıran tabyanın arkasında, karargâhı ait olduğu tahmin edilen kalıntılar bulunuyor.

Çanakkale Savaşları sırasında yaşanan Boğaz muharebesi esnasında, İtilaf kuvvetlerinin donanması Rumeli Mecidiye Tabyası’na da ateş açmış. Bu esnada burada görevli olan on altı askerimiz şehit düşmüş. 1919 yılında düzenlenen Mecidiye Şehitliği, 1969 yılında Türk Şehitlikleri İmar Cemiyeti ile Çanakkale Şehitleri Abidelerine Yardım Cemiyeti tarafından inşa ettirilmiş. Ayrıca, bu bölge Çanakkale Savaşı’nın kahramanlarından olan Seyit Onbaşı ile de özdeşleşmiş durumda. Keza kendisinin heykeli de burada yer alıyor.

25. Seyit Onbaşı Heykeli - Eceabat

Seyit Onbaşı Heykeli

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın içindeki Rumeli Mecidiye Tabyası’nda bulunan Seyit Onbaşı Heykeli, bu tabyayla özdeşleşmiş bir yapı. Hem Seyit Onbaşı’nın hem de Çanakkale Muharebeleri sırasında kahramanca direnen tüm Mehmetçiklerimizin...

18 Mart 1915 tarihinde Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevli askerlerden biri olan Seyit Onbaşı, o zamanki unvanıyla Koca Seyit, düşman donanmasının başlattığı deniz harekatında gösterdiği insanüstü mücadeleyle tarihe geçti. Donanmanın açtığı ateş sonucunda tabyadaki birçok askerimiz şehit düşerken, Seyit Onbaşı tam 276 kilogram ağırlığındaki bir top mermisini sırtlayarak namluya sürmeyi başarmış. Bu sayede, silah arkadaşı olan Ali’nin de yardımıyla, düşman donanmasının Ocean adlı gemisini etkisiz hale getirmişler. Dümen tertibatı bozulan gemi, kısa süre sonra bir mayına çarparak suların altına gömülmüş. Bu başarının ardından onbaşı rütbesine layık görülen Seyit Onbaşı, savaş sonrasında ne kadar uğraştıysa da bir daha bu mermiyi kaldıramamış. Kendisinin mezarı, köyünde, yani Balıkesir’in Çamlık Köyü’nde, anısını yaşatan Seyit Onbaşı Heykeli ise Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nda bulunuyor.

26. Namazgâh Tabyası Müzesi - Eceabat

Namazgah Tabyası Müzesi

Gelibolu Yarımadası’ndaki Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın içinde bulunan Namazgâh Tabyası, Kilitbahir Kalesi’ni geçtikten sonra karşınıza çıkacak. Yolun deniz tarafında konumlanan tabya, 26 adet cephanelikten, yani bonetten oluşuyor. II. Abdülhamid...

II. Abdülhamid döneminde Osmanlı ordusunun ıslahıyla görevli olan Baron De Tott’un önerisiyle inşa edilen Namazgâh Tabyası, 26 cephanelikten, diğer ismiyle bonetten oluşuyor. Burası, Çanakkale Boğazı’nın en dar noktasına inşa edilmiş ilk ve en büyük tabya. Hatta ilerleyen süreçte buraya yeni yapılar da eklenince Namazgâh Tabyası, Merkez Tabya olma özelliğini de kazanmış. Çanakkale Savaşları sırasında 4. Ağır Topçu Alayı’nın karargâh merkezi olarak kullanılan Namazgâh Tabyası, 2005-2006 yılları arasında restore edildikten sonra müzeye dönüştürülmüş. Savaşa ilişkin objelerin sergilendiği Namazgâh Tabyası Müzesi'nde on iki farklı sergi paneli bulunuyor ve bunların her birinde Çanakkale Savaşları’na dair bilgiler veriliyor. Sergi panellerinin devamında, bonetlerin iç kısmında deniz muharebelerini anlatan video gösterimleri de yapılıyor. Gösterimler yaklaşık yedişer dakika sürüyor.

27. Ertuğrul Tabyası - Eceabat

Ertuğrul Tabyası

II. Abdülhamid döneminde inşa edilmiş olan Ertuğrul Tabyası, günümüzde Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın sınırları içinde yer alıyor. Seddülbahir Köyü’nün batısında kalan bu tabya, Çanakkale Boğazı’nın girişini korumak için inşa...

Seddülbahir Köyü’nün batısında kalan Ertuğrul Tabyası da tıpkı diğer tabyalar gibi Çanakkale Boğazı’nın girişini korumak amacıyla inşa edilmiş. Gözcü Baba Tepesi’nin üzerine kurulmuş olan tabyanın kitabesi muharebe sırasında söküldüğü için günümüzde hâlen kayıp. Üç bonet ve iki top platformundan oluşan tabyada, günümüzde Krupp marka uzun namlulu bir topun parçaları yer alıyor. Tabyanın karargâhının ise Yahya Çavuş Şehitliği’nin bulunduğu bölgede olduğu tahmin ediliyor. Çanakkale Savaşı sırasında bombalanan Ertuğrul Tabyası, 18 Mart 1915’te, yani Mecidiye Tabyası’nın da bombalandığı günde etkisiz hale getirilmiş. Kültür Bakanlığı 2006 yılında bu bölgeyi restore etmeye başladığında, tabya da tümüyle toprağın altına gömülüymüş. Restorasyon tamamlandığında ziyarete açılan Ertuğrul Tabyası’nda Ertuğrul Koyu çıkarmasını konu alan bir maket yer alıyor. Haftanın her günü 08:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilen alanda, savaşa ilişkin objeler de sergileniyor.

28. Kilitbahir Kalesi - Eceabat

Kilitbahir Kalesi

Fatih Sultan Mehmet, 15. yüzyılda Boğaz’ın ve İstanbul’un olası saldırılara karşı korunması amacıyla Çanakkale’de iki farklı kale inşa ettirmiş. Bunlardan biri, günümüzde Çanakkale Deniz Müzesi’ne dönüştürülmüş olan Kala-i Sultaniye. Bu...

Çimenlik Kalesi’nden söz ederken Fatih Sultan Mehmet’in bu dönemde aynı amaçla iki farklı kale inşa ettirdiğini belirtmiştik. İşte, burada sözü geçen diğer kale de Çimenlik Kalesi’nin tam karşısında yer alan Kilitbahir Kalesi. Günümüzde müzeye dönüştürülen bu görkemli yapının inşası 1464-1465 yılları arasında tamamlanmış. Osmanlı kale hayatının önemli detaylarla sergilendiği müzenin Sarı Kule ve Geç Dönem Avlusu olarak adlandırılan kısımları Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığı sırasında gerçekleştirilen onarım çalışmalarında inşa edilmiş. Kilitbahir Kale Müzesi’nde Osmanlı döneminin savunma, yeme içme, ibadet ve ticaret alanlarındaki kültürlerine ilişkin canlandırmaları yakından inceleyebilirsiniz. Müzenin Piri Reis olarak adlandırılan bölümünde de Piri Reis’in haritasının günümüz haritasıyla karşılaştırıldığı bir alan yer alıyor.

29. Seddülbahir Kalesi - Eceabat

Seddülbahir Kalesi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nın sınırları içinde yer alan Seddülbahir Kalesi, Anadolu yakasında bulunan Kumkale’yle eş zamanlı olarak 1659 yılında inşa edilmiş. Mimar Mustafa Ağa’nın imzasını...

1659 yılında Mimar Mustafa Ağa tarafından inşa edilen Seddülbahir Kalesi de Çanakkale Boğazı’nın girişini olası saldırılara karşı savunma amacını taşıyormuş. Çünkü Venediklilerle Osmanlı Devleti’nin Girit Adası’ndaki uzun süreli savaşı, Kilitbahir ve Çimenlik kalelerinin Boğaz savunmasında yetersiz kaldığını ortaya çıkarmış. Bu sebeple IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan, Seddülbahir Kalesi’nin inşa emrini vermiş. Çanakkale Savaşları’nda savunma hattına on iki topla katılan Seddülbahir Kalesi, 3 Kasım 1914 tarihinde müttefik güçler tarafından bombalanmış. İlerleyen süreçte Birleşik Filo’nun iki kez daha burayı hedef alması sonucunda, İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal edilmiş. Seddülbahir Kalesi, bu süreçte gördüğü hasarlar sebebiyle hâlen harap halde. Yine bu sebeple, içinde herhangi bir yapı bulunmuyor.

30. 1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi - Eceabat

1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Seddülbahir Köyü’nde yer alan 1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi, ziyaretçilerini üç katlı bir binanın ilk iki katında ağırlıyor. Tarihçi ve yazar Ahmet Uslu tarafından kurulan galeri,...

Üç katlı bir yapının ilk iki katına kurulmuş olan 1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi, Seddülbahir Köyü’nde ziyaret edebileceğiniz bir diğer durak. Ahmet Uslu tarafından kurulan bu galeride Çanakkale Savaşları sırasında askerlerin kullandığı mermi, matara, çatal, kaşık ve ayakkabı gibi objeler sergileniyor. Müzenin alt katında ise bir canlandırma alanı mevcut. Burada da Çanakkale Savaşları esnasında yaralanan bir askerin doktor tarafından tedavi edilmesi tasvir ediliyor.

31. Çamburnu Kalesi - Eceabat

Çamburnu Kalesi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesinin Kilitbahir tarafındaki çıkışına doğru başlayan Çamburnu mevkiinde yer alan Çamburnu Kalesi, aynı zamanda Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı Başkanlığı’nın da bahçesinde bulunuyor. Sultan III. Selim ve Sultan...

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın bahçesinde yer alan Çamburnu Kalesi, Eceabat’ın Kilitbahir tarafındaki çıkışında kalıyor. İnşası III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde tamamlanan bu tarihi kale de Boğaz’daki mevcut savunma hattını daha da güçlü kılmak amacıyla yaptırılmış. Çanakkale Savaşları sırasında 12. Tümen Seyyar Hastanesi’ne dönüştürülen Çamburnu Kalesi, aynı zamanda Güney Cephesi’ne ait sıhhiye malzemelerinin de depolandığı bir yer olmuş. Ayrıca, savaş öncesinde 57. Piyade Alayı, bu kaleyi karargâh olarak kullanıyormuş. 1807-1822 yılları arasında inşa edilmiş olan Çamburnu Kalesi, günümüzde ücretli şekilde ziyaret edilebiliyor.

32. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi - Eceabat

Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesindeki Kocadere mevkiinin sınırları içinde yer alan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Türk ordusunun gerçek bir savunma destanı yazdığı Çanakkale Muharebeleri’nin ebediyen hatırlanması ve gelecek nesillere de Çanakkale ruhunun...

7 Haziran 2012 tarihinden beri ziyarete açık olan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Çanakkale Savaşları'nı kronolojik ve tematik bir şekilde aktaran bir savaş müzesi. Müze binası şehitlik algısı oluşturmak amacıyla tümüyle toprağın altında bırakılmış. Giriş kısmında karşınıza, birbirlerine bakacak şekilde inşa edilmiş olan iki anıt duvar çıkıyor. Çanakkale Boğazı’nın iki kıyısını simgeleyen duvarların siyah ve beyaz renkleri de barışı ve savaşı sembolize ediyor. Toplamda 11 canlandırma odası bulunan müzede, Çanakkale Savaşları’ndan önemli kesitlerin aktarıldığı sinevizyon gösterimlerini izleyebiliyorsunuz. Müzenin salonları içinde balmumu heykeller, maketler ve dioramalar yer alıyor. Sergilenen objelerin her birinin çok sarsıcı öyküleri var. Bu öyküler de yazılı panolar aracılığıyla ziyaretçilere aktarılıyor.

33. Çanakkale 1915 Hilal-i Ahmer Hastanesi Canlandırma Alanı - Eceabat

Çanakkale 1915 Hilal-i Ahmer Hastanesi Canlandırma Alanı

Çanakkale Savaşları sırasında yaralı askerlerimizin tedavi edilmesinde, hem 5. Ordu Menzil Teşkilatı’na bağlı hastaneler hem de Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin, yani Kızılay’ın savaş bölgelerinde kurduğu seyyar hastaneler çok önemli roller oynamış....

Kızılay’ın, yani Hilal-i Ahmer Cemiyeti ve 5. Ordu Menzil Teşkilatı’na bağlı hastaneler, Çanakkale Savaşları esnasında yaralı askerlerimizin tedavisinde çok büyük rol oynamış. Günümüzde Alçıtepe’de yer alan 1915 Hilal-i Ahmer Hastanesi Canlandırma Alanı’nda da cephe gerisine kurulmuş olan bir hastane tüm detaylarıyla canlandırılıyor. Ziyaretçilerin bu atmosfere daha kolay girebilmesi için, alandaki ses düzenekleri aracılığıyla bombardıman sesleri veriliyor. Canlandırma alanında ilk müdahale ve kayıt çadırları, ameliyathane, etüv makinesi, gölgelikler, revir çadırları, saka eri istasyonu ve ambulans gibi bölümler de bulunuyor.

34. Bigalı Atatürk Evi ve Müzesi - Eceabat

Bigalı Atatürk Evi ve Müzesi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesinin kuzey tarafında yer alan ve Boğaz’a yaklaşık 4,5 kilometre mesafede olan Taşlı Tepe’de Bigalı Atatürk Evi ve Müzesi bulunuyor. Tepenin güney yamaçlarında bulunan Bigalı Köyü, Boğalı ve...

Taşlı Tepe’nin güney yamacında bulunan Bigalı Köyü’nde ziyaret etmenizi önerdiğimiz iki nokta var. Bunlardan ilki olan Bigalı Atatürk Evi ve Müzesi, 19-25 Nisan 1915 tarihleri aralığında 19. Tümen’in karargâhı olarak kullanılmış. Atatürk’ün de 19 Nisan 1915’te konakladığı bu tarihi yapı, 2006 yılında restore edilerek ziyarete açılmış. Müzenin içinde Atatürk’ün burada misafir edildiği süreçte kullandığı çalışma masası da yer alıyor. Müzenin açılış hazırlıkları sırasında köy meydanı ve bu meydana bakan evler de restore edilmiş.

35. Bigalı Kalesi - Eceabat

Bigalı Kalesi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesinin merkezinden Gelibolu istikametine doğru sahil şeridi boyunca yaklaşık on kilometre ilerlediğinizde, karşınıza Bigalı Kalesi çıkacak. Yapımına, Naralı Kalesi’yle eş zamanlı olarak III. Selim döneminde başlanmış olan bu...

III. Selim döneminde ve Naralı Kalesi’yle eş zamanlı olarak inşa edilen Bigalı Kalesi, İstanbul’a giden yolu düşman güçlerine karşı korumak ve düşman donanmalarının Boğaz’dan geçmesini önlemek amacını taşıyormuş. Yine bu sebeple, Çanakkale Boğazı’nın her iki yakasının arasına çelik mania ağları da döşenmiş. Çanakkale Savaşları’nda 3. Kolordu Komutanlığı’nın silah tamirhanesine dönüştürülen Bigalı Kalesi, köy merkezine yaklaşık üç kilometre uzaklıkta ve sahil şeridinde yer alıyor. Aslında bu kale uzun yıllar boyunca kaderine terk edilmiş. Ancak 2017-2022 yılları arasında restore edilmesi sayesinde, günümüzde ziyarete açık.

36. Anzak Koyu - Eceabat

Anzak Koyu

Çanakkale’nin turistik açıdan en popüler noktalarından biri olan Anzak Koyu, Gelibolu Yarımadası’nda yer alıyor. Elbette bu koyun bu kadar ilgi çekmesinin tek sebebi, ev sahipliği yaptığı doğal güzelliklerden ibaret değil....

25 Nisan 1915 tarihinde Anzak askerlerinin Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yaptığı Anzak Koyu, ilerleyen süreçte de Anzak askerleri tarafından ana üs olarak kullanılmış. Günümüzde yarımadanın en çok ilgi gören noktalarından biri olan koyun ismi, resmi olarak 25 Nisan 1985 tarihinde kabul edilmiş. Anzak Koyu’nda her yıl 25 Nisan’da Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelen kişiler tarafından Çanakkale Savaşları sırasında hayatını kaybeden Anzak askerlerinin anısına Şafak Ayini düzenleniyor. Anzak Koyu doğal güzellikleri ve tertemiz deniziyle de turistik açıdan ilgi odağı olmayı başarıyor.

37. Salim Mutlu Özel Harp Anıları Koleksiyonu - Eceabat

Salim Mutlu Özel Harp Anıları Koleksiyonu

Gelibolu Yarımadası, yani Gelibolu ve Eceabat ilçeleri; Çanakkale Savaşları hakkında bilgi almak isteyen herkesin mutlaka gitmesi gereken yerler arasında. Çünkü Gelibolu Yarımadası’nın ev sahipliği yaptığı anıtlar, şehitlikler, müzeler, kitabeler ve...

Eceabat’ın en ilginç duraklarından biri olan Salim Mutlu Özel Harp Anıları Koleksiyonu, Çanakkale Savaşı’nın ardından bu bölgeye yerleşmiş Romanya kökenli Türk bir ailenin ferdi olan Salim Mutlu’ya ait özel bir müze. Salim Mutlu 16 yaşında Alçıtepe’de açtığı bakkal dükkanında, köylülerin ona savaş alanlarından bulup getirdiği silah, mermi, tel ve kılıç gibi objeleri çeşitli gıda ürünleriyle takas edermiş. Savaşa tanıklık etmiş bu objelerin yitip gitmesine kıyamadığı için, zamanla onları evindeki odalarda saklamaya başlamış. Bu koleksiyon kısa sürede o kadar genişlemiş ki, Salim Mutlu da evini bir müzeye dönüştürmüş. 1980 askeri darbesinin ardından, Salim Mutlu’dan bu objeleri bir devlet müzesine bağışlaması istenmiş. O da bu isteği yerine getirmiş, ancak söz konusu eşyalardan boşalan yerleri yenileriyle doldurmuş. Küçük bir köyün bakkalının hassasiyeti sayesinde, günümüzde savaştan izler taşıyan yüzlerce eşya yakından incelenebiliyor.

38. Kabatepe Plajı - Eceabat

Kabatepe Plajı

Çanakkale’nin Eceabat ilçesi sınırlarında bulunan Kabatepe Plajı, Gelibolu Yarımadası’nın yaz turizmi açısından en çok ilgi gören noktalarından biri. Hem Çanakkale sakinlerinin hem de yerli ve yabancı turistlerin doğayla iç içe...

Gelibolu Yarımadası’nın denize girmek ve kamp yapmak isteyen ziyaretçiler tarafından en yoğun ilgi gören bir diğer noktası da Kabatepe Plajı. Eceabat Belediyesi tarafından işletilen bir orman kampına da ev sahipliği yapan plajda piknik yapmak, kamp kurmak ya da denize girmek gerçekten çok keyifli. Sırtını Saros Körfezi’ne yaslayan plaj, size birbirinden etkileyici doğal güzellikler sunuyor. Tesisin içinde duş, tuvalet, büfe, kafeterya, piknik masası, şezlong ve şemsiye gibi olanaklar mevcut. Girişler ücretli.

39. Büyük Kemikli Burnu - Eceabat

Büyük Kemikli Burnu

Çanakkale geziniz ya da tatiliniz sırasında huzur ve sükunet dolu bir yerde denize girmek veya güzel havanın tadını çıkarmak istiyorsanız, sizin için doğru adreslerden biri Büyük Kemikli Burnu olabilir. Gelibolu...

Doğal güzellikleri bakımından Saroz civarındaki en etkileyici noktalardan biri olan Büyük Kemikli Burnu, bir lagün gölüne ev sahipliği yapıyor. Bu göl günümüzde balık yetiştirme çiftliği olarak kullanılıyor. Büyük Kemikli Burnu, Küçük Anafartalar Köyü’nü geçtikten sonra karşınıza çıkacak. Bu yol üzerinde bulunan başka bir durak olan Tuzla Koyu da baştan sona incecik kumlarla kaplı plajıyla denize girmek için ideal bir seçenek. Majestik ve Landi isimli gemilerin batıkları da bu bölgede bulunduğu için, Büyük Kemikli Burnu’nda Kaymakamlık izinli tüplü dalış etkinlikleri gerçekleştirilebiliyor.

40. Gelibolu

Gelibolu

Çanakkale’nin Trakya’daki iki ilçesinden biri olan Gelibolu, Çanakkale Boğazı ile Saros Körfezi’nin arasında konumlanıyor. Avrupa kıtasının güneydoğu tarafındaki son kara parçası olma özelliğine de sahip olan bu ilçe, hem doğal...

Çanakkale’nin Trakya’daki diğer ilçesi olan ve ismini üzerinde bulunduğu yarımadadan alan Gelibolu, tarihçesi neredeyse Troya kadar eski olan bir yerleşim yeri. İsmi, güzel ve iyi şehir anlamına gelen Galli Polis sözcüğünden türemiş. Tarihte ilk kez Lidyalıları yenen Perslerin hakimiyetine girdikten sonra önem kazanan ilçe, tarih boyunca Sparta, Makedonya, Bergama, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Haliyle son derece zengin bir tarihi birikimi de içinde barındırıyor. Gelibolu’da gezmenizi tavsiye ettiğimiz duraklar, hemen aşağıda sizi bekliyor.

41. Gelibolu Mevlevihanesi - Gelibolu

Gelibolu Mevlevihanesi

Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde yer alan Gelibolu Mevlevihanesi, içinde derviş yetiştirilen on beş Mevlevi Asitanesinden biri. 1621 yılından önce kurulduğu düşünülen Gelibolu Mevlevihanesi, sözünü ettiğimiz on beş Asitane içinde en geniş...

17. yüzyılda kurulduğu bilinen Gelibolu Mevlevihanesi, içinde derviş yetiştirilen on beş Mevlevi Asitanesi içinde en görkemli olanı. Gelibolu’nun 1920 yılında Yunan askerleri tarafından işgal edilmesi sonucunda bir dönem cephanelik olarak kullanılmış. 1994 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından satın alınarak onarılmış ve bu sayede 2005 yılında yeniden ziyarete açılmış. Günümüzde bu çatı altında her ay Mevlevi törenleri düzenleniyor. Gelibolu Mevlevihanesi’ne ev sahipliği yapan yapı ise eklektik ve yalın mimari üslubuyla dikkat çekiyor.

42. Gelibolu Savaş Müzesi - Gelibolu

Gelibolu Savaş Müzesi

Türk milletinin bir savunma destanı yazdığı Çanakkale Savaşı, yalnızca Anadolu coğrafyasında değil, dünyanın birçok farklı yerinde evlere ateş düşüren büyük trajedilere yol açtı. Bir yanda binbir olanaksızlık içinde vatanını korumak...

Sahil yolu üzerinde yer alan Gelibolu Savaş Müzesi, küçük ama ziyaretçilerini çok etkileyen bir müze. Çünkü bu müzede, Çanakkale Savaşı’na katılan askerlerden geriye kalan objeler sergileniyor. Savaşın korkunç yüzünü her anlamda hissedebileceğiniz müzenin koleksiyonunda mataralardan silahlara, apoletlerden düğmelere, mektuplardan bombalara kadar toplamda yedi binden fazla obje mevcut. Bu objeler, Çanakkale Savaşı’nda çekilen zorlukları ve savaşın izlerini de gözler önüne seriyor. Haftanın pazartesi haricindeki tüm günlerinde açık olan Gelibolu Savaş Müzesi, 09:30 ile 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

43. Gelibolu Kalesi ve Piri Reis Müzesi - Gelibolu

Gelibolu Kalesi ve Piri Reis Müzesi

Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde, deniz kıyısında bir kalenin kalıntılarını göreceksiniz. İşte, bu kale; Bizans dönemi sırasında inşa edilmiş olan Gelibolu Kalesi. Bizans İmparatorluğu’nun Gelibolu’yu 681 ile 717 yılları arasında gerçekleşen Arap...

Bizans İmparatorluğu döneminde Gelibolu’yu Arap akınlarına karşı korumak amacıyla inşa edilmiş olan Gelibolu Kalesi, Osmanlı döneminde kapsamlı bir onarımdan geçirilmiş. 711 yılında inşa edilen kale, günümüzde Piri Reis Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Ancak bu müzeyi ÇOMÜ’ye bağlı Piri Reis Deniz Müzesi ve Galerisi’yle karıştırmamalısınız. Keza ÇOMÜ’nün yerleşkesi içinde bulunan müze bir süredir kapalı. Gelibolu Kalesi’nin içinde yer alan müze ise haftanın pazartesi haricindeki tüm günlerinde ücretsiz şekilde ziyaret edilebiliyor. Müzede Piri Reis’in  Kitab-ı Bahriye isimli eserindeki harita örnekleri, yağlı boya tabloları ve büstleri sergileniyor.

44. Kömür Limanı - Gelibolu

Kömür Limanı

Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde son derece şirin ve bugüne dek bakir kalmayı başarmış bir yerleşim yeri var: Fındıklı Köyü! Sevimli atmosferi ve yemyeşil doğası sayesinde bu köy, kalabalıktan uzaklaşarak doğayla baş...

Saros Körfezi’nin kucağında bulunan bir koy olan Kömür Limanı, son derece şirin ve sakin bir atmosfere sahip olan Fındıklı Köyü’nün sınırları içinde. Günümüzde hâlen bakir kalmayı başarabilmiş olan bu koy, berrak denizi ve su altı canlıları açısından zenginliği sayesinde dalış tutkunlarının uğrak noktası. Koyda çadırla ya da karavanla kamp yapmak da mümkün ama çevrede bir işletme veya tesis olmadığı için ihtiyaçlarınızı yanınızda götürmeniz gerek. Ayrıca, koy taşlık olduğu için, çadır kampı yapacakların yanlarına bir şişme yatak da almalarını tavsiye ederim. Eğer doğayla baş başa kalmak ve masmavi bir denize karşı gün doğumunu seyretmenin tadını çıkarmak istiyorsanız, Kömür Limanı harika bir destinasyon alternatifi. Koya ulaşım yalnızca özel araçla sağlanabiliyor.

45. Ayvacık

Ayvacık

Çanakkale’nin turistik açıdan en popüler ilçelerinden biri olan Ayvacık, aynı zamanda kentin doğal güzellikleri bakımından da en iddialı noktaları arasında. İlçenin ev sahipliği yaptığı doğal güzellikler, içinde barındırdığı tarihi atmosferle...

Ayvacık hem doğal güzellikleri hem de otantik atmosferi sayesinde Çanakkale’nin turistik açıdan en popüler ilçelerinden birine dönüşmüş durumda. Assos Antik Kenti, Behramkale Köyü, Adatepe Köyü ve Küçükkuyu gibi durakların tümü Ayvacık ilçesinin sınırları içinde yer alıyor. İlçenin en gözde noktalarından biri elbette Assos. Ancak Küçükkuyu ve Yeşilyurt da Assos’un gerisinde kalmamayı başarıyor. Ayvacık’ta butik otellerden bungalov otellere, kamp alanlarından şirin pansiyonlara kadar konaklamak için tercih edebileceğiniz birçok seçenek var. İlçenin otantik taş evlerle süslenen dar sokakları adeta film setini andırıyor. 83 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridine sahip olduğu için, Ayvacık’ın özellikle yaz tatilleri açısından harika bir destinasyon seçeneğini olduğunu söyleyebiliriz. Eğer doğayla iç içe, kalabalıktan uzak ve huzurlu bir tatil planlıyorsanız rotanızı hiç düşünmeden Ayvacık’ta gizlenmiş köylere çevirebilirsiniz.

46. Assos - Ayvacık

Assos

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Assos, uzun yıllardan beri kalabalıktan uzak, doğayla iç içe, huzurlu, sessiz ve sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin favori duraklarından biri haline gelmiş durumda. Ancak Assos’un...

Ayvacık’ın turistik ve tarihi açıdan en popüler bölgesinin Assos olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Assos, Assos Antik Liman’dan başlayıp Behramkale Köyü’nü de içine alan bir bölgeyi ifade ediyor. Aslında bu iki nokta günümüzde birbirinden bağımsız iki farklı yerleşim yerine dönüşmüş durumda. Ancak biz hâlen bu bölgenin genelini Assos olarak adlandırıyoruz. Assos Antik Kenti, Antik Liman, Behramkale Köyü, Hüdavendigar Köprüsü, Athena Tapınağı ve Kadırga Koyu gibi birçok durak; Assos’un içinde keşfedilmeyi bekliyor. Tarihçesi Tunç Çağı’na kadar uzanan bu kadim bölgede, günümüzde envai çeşit butik otel ve pansiyon işletmesi de bulunuyor. Ayrıca, burada çadırla ya da karavanla kamp yapabileceğiniz çok sayıda alan da mevcut. Assos’ta mutlaka gezilmesi gereken yerleri ayrı bir yazının içinde değerlendireceğiz. Bu sebeple şimdilik Ayvacık’ın diğer keşfe değer noktalarını sıralamaya geçelim.

47. Apollon Smintheion Ören Yeri - Ayvacık

Apollon Smintheion Ören Yeri

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki Gülpınar Beldesi’nin (eski ismiyle Külahlı) sınırları içinde yer alan Apollon Smintheion (Smintheus) Ören Yeri, antik çağlarda Troas’ın en önemli kült merkezlerinden biri olmuş. Geç Helenistik Dönem’in de...

Apollon Smintheus Tapınağı’nı içinde barındıran Apollon Smintheion Ören Yeri, Gülpınar Beldesi’nde yer alıyor. Troas’ın en önemli kült merkezlerinden biri olduğu bilinen bu bölge, Geç Helenistik Dönem’de de çok önemli bir kutsal alan olma misyonunu üstlenmiş. M.Ö. 5000’li yıllardan günümüze dek ulaşan bir prehistorik yerleşimin kalıntılarına da ev sahipliği yapan bölge, yer altı kaynak sularıyla besleniyor. Apollon Smintheus Tapınağı da İlyada Destanı konulu kabartmaları ve oldukça etkileyici mimari tasarımıyla arkeoloji ve tarih meraklılarının ilgi odağında. Apollon Smintheion Ören Yeri, haftanın her günü 08:30 ile 20:00 saatleri arasında ücretli şekilde gezilebiliyor.

48. Yeşilyurt Köyü - Ayvacık

Yeşilyurt Köyü

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Yeşilyurt Köyü, son derece şirin ve oldukça huzurlu bir atmosferi olan bir yerleşim yeri. Eski kaynaklarda ismi Büyükçetmi ya da Büyük Çepni olarak geçen bu köy,...

İsmi eski kaynaklarda Büyük Çepni ya da Büyükçetmi olarak geçen Yeşilyurt Köyü, Kaz Dağları’nın eteklerine kurulmuş yemyeşil ve çok sevimli bir köy. Bol oksijenli havası ve nefis lezzetleri, köyü turistik açıdan daha da ilgi çekici hale getiriyor. Köyün denize uzaklığı yalnızca üç kilometre olduğu için, dağ ve deniz turizmini aynı anda sunduğunu söylemek mümkün. Bu köyde de otantik taş mimari örnekleri yapılarla sık sık karşılaşıyorsunuz. Son yıllarda büyük şehirlerden göçen birçok kişiye de kucak açan Yeşilyurt Köyü’nde bir de tarihi cami yer alıyor. Sessiz, sakin, huzurlu ve yemyeşil bir atmosferde tatil yapmak için; Yeşilyurt Köyü’nü de rotanıza dahil edebilirsiniz.

49. Küçükkuyu - Ayvacık

Küçükkuyu

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi sınırları içinde yer alan bir turizm kasabası olan Küçükkuyu, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Geçimini ağırlıklı olarak zeytincilik ve balıkçılık üzerinden sağlayan bu sevimli...

Çanakkale’nin en güneyinde yer alan küçük bir turizm kasabası olan Küçükkuyu, eski ismiyle Gargaron, bol oksijenli havası ve yüksek kaliteli zeytinyağları sayesinde oldukça ünlü. Kaz Dağları’nın etkisiyle yüzyıllar içinde oluşmuş olan mağaraları, şifalı olduğuna inanılan kaplıcaları ve eşsiz doğal güzellikleri de bu kasabanın ününe ün katıyor. Assos’a yaklaşık 20 kilometre mesafede olan Küçükkuyu, denize kıyısı da olan bir kasaba. Buradaki konaklama işletmesi çeşitliliği elbette Assos’a kıyasla daha sınırlı. Ancak küçük pansiyonlar, butik oteller ve kamping işletmeleri burada da yer alıyor.

50. Adatepe Köyü - Ayvacık

Adatepe Köyü

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesinin sınırları içinde kalan Adatepe Köyü, Assos Antik Limanı’nın da yaklaşık dört kilometre kuzeyinde konumlanıyor. Bu köyün tarihi son derece ilginç. Kurtuluş Savaşı’ndan önce, uzun...

Assos Antik Liman’a yaklaşık dört kilometre uzaklıktaki Adatepe Köyü, Kurtuluş Savaşı öncesinde Türk ve Rum nüfusun barış içinde yaşadığı bir yermiş. Ancak mübadele yıllarında Rumlar, ilerleyen süreçte de Türkler bu köyü yavaş yavaş terk etmeye başlamış. 1980’li yıllarda Adatepe’yi ziyaret eden bir grup arkadaş, buranın neredeyse bir hayalet köye dönüştüğünü görmüş. Bunun üzerine hiçbir devlet desteği almadan, köydeki tarihi yapıları birer birer satın alarak restore ettirmeye başlamışlar. Yüzden fazla ev restore edildikten sonra, Adatepe Köyü yeniden tarihi dokusuyla ve doğal güzellikleriyle canlanmış. Köyün tamamını birkaç saat içinde gezmeniz mümkün. Mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz duraklar arasında ise Zeus Altarı, Adatepe Taşmektep ve Adatepe Zeytinyağı Müzesi yer alıyor.

51. Babakale - Ayvacık

Babakale

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı sevimli mi sevimli bir köy olan Babakale, Assos’a yaklaşık 45 dakikalık sürüş mesafesinde olmasından da ötürü turistik açıdan son derece popüler. Biga Yarımadası’nın en uç noktasını...

Çanakkale’nin tarihi ve doğal güzellikler açısından oldukça zengin olan bir diğer köyü de Babakale.  Osmanlı gemilerinden birinin dini önderi olan Bektaşi Sultan Baba bu bölgeye defnedilince, denizciler de burayı Baba Burnu olarak adlandırmış. Zamanla bölgeye bir de kale inşa edilince, köyün ismi Babakale olarak kalmış. 1700’lü yıllarda inşa edilen bu kale, günümüzde köyün merkezinde yer alıyor. Bu tarihi yapı Osmanlı tarafından inşa edilen son kale olma özelliğine sahip. Üstelik, Asya kıtasının en batı ucunda bulunduğu için, kaleyi ziyaret eden herkese köy muhtarlığı tarafından bir sertifika veriliyor. Bu sertifika uygulaması, dünyada Babakale dışında yalnızca Avrupa’nın en uç noktasını oluşturan Cabo da Roca’da yapılıyor.

52. Ezine

Ezine

Çanakkale’nin ilçelerinden biri olan Ezine’nin tarihçesi, Danişmend Oğulları dönemine kadar uzanıyor. Bu dönemde bu bölgeye gelen Türk Beylleri, Cuma namazlarının toplu kılınması amacıyla ilçe merkezinin güneyinde bir Ulu Camii inşa...

Tarihçesi Danişmend Oğulları dönemine kadar uzanan Ezine, Çanakkale’nin hem su kaynaklarıyla hem de peyniriyle ün salmış bir ilçesi. Danişmend Oğulları zamanında buraya gelen Türk Beylikleri, halkın Cuma namazını toplu şekilde kılması için yörenin merkezine bir Ulu Camii inşa ettirmiş. İlçenin ismi de Farsçada Cuma anlamına gelen Azine sözcüğünden geliyor. Ezine tarihi ve doğal güzellikleri açısından zengin bir destinasyon. Dilerseniz, yolunuz Ezine’ye düşerse uğramanızı tavsiye ettiğimiz durakları daha yakından inceleyelim.

53. Alexandria Troas Ören Yeri - Ezine

Alexandria Troas Ören Yeri

Çanakkale’nin Ezine ilçesinin Dalyan Köyü sınırları içinde yer alan Alexandria Troas Antik Kenti, Büyük İskender’in adına ve M.Ö. 310 yıllarında kurulmuş olan bir kent. Günümüzde Kestanbolluk mevkiinde yer alan bu...

Ezine’de mutlaka görülmesi gereken duraklardan ilki, Dalyan Köyü’nün sınırları içinde yer alan Alexandria Troas Antik Kenti. M.Ö. 310 yılında Büyük İskender’in komutanlarından biri olan Antigonos Monophtalmos tarafından ve Antigoia ismiyle kurulmuş olan bu kent, Büyük İskender’in vefatının ardından Alexandria Troas ismini almış. Bu isim, “Büyük İskender’in Troas’taki kenti” anlamına geliyor. Anadolu’nun en büyük gymnasyumlarından biri olan Herodes Atticus Gymnasiumu’na da ev sahipliği yapan antik kentte liman, tiyatro, hamam, stadyum ve tapınak gibi önemli yapılar bulunuyor. Avrupa ve Asya arasındaki önemli bağlantı noktalarından biri olması sebebiyle tarih boyunca değer taşıyan, hatta bu sebeple bir dönem Roma İmparatorluğu’nun başkenti olması bile düşünülen Alexandria Troas’ı haftanın her günü ücretsiz şekilde ziyaret edebilirsiniz.

54. Pembe Göl - Ezine

Pembe Göl

Çanakkale’nin Ezine ilçesinin Dalyan Köyü, tarih boyunca stratejik açıdan büyük önem taşıdığı bilinen Alexandria Troas Ören Yeri'ne ev sahipliği yapıyor. Asya ve Avrupa arasında bağlantı noktası oluşturan bu kent, bir...

Alexandria Troas Ören Yeri’nde, dünyada örneği yalnızca sekiz farklı noktada görülebilen bir tür göl var: Pembe Göl! Dalyan Göleti olarak da adlandırılan bu göl hem kalp şeklinde hem de yılın belirli dönemlerinde pembe renge bürünüyor. Bu renk değişiminin sebebi, suyun içinde dunaliella salina ve halobacteria cutirubrum olarak adlandırılan mikroorganizmalar bulunması. Onların suyun tuzluluk oranına ve güneş ışınlarının açısına göre salgıladığı pigmentler, gölün rengini değiştiriyor. Yılın yalnızca belirli dönemlerinde gerçekleşen bu ilginç olay, Pembe Göl’e turistik açıdan da büyük bir değer katıyor.

55. Kestanbol Kaplıcası - Ezine

Kestanbol Kaplıcası

Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı olan Kestanbol Köyü, ülkemizde sağlık turizmi açısından oldukça önemli bir yere sahip. Çünkü bu şirin köyün içinde uzun yıllardan beri şifalı olduğu düşünülen Kestanbol Kaplıcası yeralıyor....

Mülkiyeti Ezine Belediyesi’ne ait olsa da özel sektör tarafından işletilen Kestanbol Kaplıcası, yılın her döneminde hizmet veren ve özellikle yaz aylarında yoğun ilgi gören bir tesis. İki kapalı termal havuzu ve beş sıra banyosu bulunan tesisin toplamda 150 yatak kapasiteli 72 odası bulunuyor. Kestanbol Kaplıcası’nın 73 derece sıcaklığa sahip olan suyu, kalsiyum ve demir içeriyor. Bu sebeple romatizma ve solunum yolu hastalıkları gibi rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülüyor.

56. Biga

Biga

Üzerinde bulunduğu yarımadayla aynı ismi taşıyan Biga, Çanakkale’nin nüfus bakımından en kalabalık ilçelerinden biri. Günümüzde ilçenin kapladığı bölge, antik çağlarda Troas bölgesi olarak adlandırılıyormuş. Kaz Dağı’ndan beslenen meşhur Kocabaş Çayı,...

Üzerinde bulunduğu yarımadaya ismini veren Biga, Çanakkale’nin nüfus bakımından en kalabalık ilçelerinden biri. İlçeyi ikiye bölen Kocabaş Çayı, diğer isimleriyle Granikos veya Biga Çayı, bu bölgenin en önemli yaşam kaynaklarından birini oluşturuyor. Biga’nın en önemli özelliklerinden biri, antik çağlarda Troas Bölgesi olarak adlandırılan bölgeye kurulmuş olması. Bu sayede hem tarihçesi M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanıyor hem de tarih boyu ev sahipliği yaptığı farklı uygarlıklardan izler taşıyor. Biga’nın merkezinin denize kıyısı yok. Ancak Karabiga adında bir sahil beldesine ev sahipliği yaptığı için, deniz ve yaz turizminden de gelir elde edebiliyor. Biga’da gezilecek yerler de oldukça çeşitli. Dilerseniz, bunları tek tek daha yakından tanıyalım.

57. Karabiga - Biga

Karabiga

Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı bir belde olan Karabiga, geçmişi antik çağlara kadar uzanan bir yerleşim yeri. Bu sayede hem değerli tarihi kalıntılara hem de yaz turizminde ön plana çıkmasını sağlayan...

Biga’nın sahil kasabası olarak da adlandırabileceğimiz Karabiga, hem doğal güzellikleri hem de değerli tarihi kalıntıları içinde barındıran bir belde. Biga’ya yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta olan bu yerleşim yerine Biga otogarından kalkan halk otobüsleriyle ulaşım sağlamak mümkün. Biga’da gezilebilecek en önemli duraklardan biri, elbette Priapos Antik Kenti. Bu sevimli belde denize girmek ve balık restoranlarında birbirinden nefis lezzetler tatmak için de oldukça ideal bir destinasyon. Elbette turistik açıdan Assos ya da Akçay gibi yerlerle karşılaştırılamaz. Ancak eğer Biga civarında sessiz, sakin ve huzurlu bir kaçış noktası arıyorsanız Karabiga’ya bir şans verebilirsiniz.

58. Parion Antik Kenti - Biga

Parion Antik Kenti

Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Kemer Köyü’nün sınırları içinde yer alan Parion Antik Kenti, 2005 yılından beri kazı çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Söz konusu çalışmalarda özellikle nekropolisten elde edilen bulgular, Parion’un...

Biga’nın Kemer Köyü’nün sınırları içinde yer alan Parion Antik Kenti, yaklaşık 2700 yıllık bir tarihi geçmişi içinde barındıran önemli bir liman kenti. Tarih boyunca Pers, Roma ve Pergamon imparatorluklarını ağırlamış olan bu kent, 2005 yılından beri kazı çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Parion’un ismi ilk kez Herodot ve Ksenophon, ilerleyen süreçte de Strabon tarafından telaffuz edilmiş. Kentin isminin nereden geldiği konusunda çeşitli iddialar söz konusu. Bunlardan ilki Truva prensi Paris’ten kaynaklandığını ve Parion isminin de Paris’in kenti anlamına geldiğini iddia ediyor. Diğeri ise bu ismin Paros sözcüğünden türediğini öne sürüyor. Eusebius’a göre M.Ö. 709 yılında kurulmuş olan Parion’da, başta M.S. 2. yüzyıla tarihlenen kabartmalar ve mimari bezemeler olmak üzere, gün yüzüne çıkarılmış birbirinden değerli kalıntılar yer alıyor.

59. Priapos Antik Kenti - Biga

Priapos Antik Kenti

İsmini doğurganlığın ve doğanın koruyucu bereket tanrısı Priapos’tan alan Priapos Antik Kenti, Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Karabiga beldesinin sınırları içinde yer alan bir antik şehir. Belde merkezinin yaklaşık 200 metre...

Tarihte tanrı Priapos’a adanmış tek kent olma özelliğini taşıyan Priapos Antik Kenti, işin doğrusu tarih boyunca Parion’un gölgesinde kalmış. Günümüzde Karabiga beldesinin sınırları içinde yer alan bu kent, araştırmalara göre hiçbir zaman tam olarak refaha ve huzura kavuşamamış. Öyle ki, kendi parasını bile ancak ikinci yüzyılda bastırmayı başarabilmiş. Ancak bir dönem Roma İmparatorluğu tarafından Parion’la birleştirilerek bir koloniye dönüştürülmüş. Priapos’un tarihte ün saldığı en önemli iki unsur, şarapları ve bağları olmuş. Günümüzde Priapos’un kalıntıları, Karabiga’nın deniz kenarı bölgelerinde yer alıyor.

60. Halim Bey Konağı Kent Müzesi - Biga

Halim Bey Konağı Kent Müzesi

Çanakkale’nin Biga ilçesinin merkezini gezerken, Turan Mahallesi sınırları içinde karşınıza tarihi ve üç katlı bir yapı çıkacak. 1900’lü yılların başında burada yaşayan ve gübre ticareti ile narenciye işleriyle uğraşan Halim...

Biga’nın merkezinde yer alan Halim Bey Konağı Kent Müzesi, 2010 yılından beri ziyaretçilerini 1900’lü yılların başında inşa edilmiş olan üç katlı bir yapının içinde ağırlıyor. İkinci derece tarihi eser kabul edilmiş olan bu yapı, 1998 yılında da Etnografya Müzesi olarak kullanılmış. Ücretsiz şekilde gezilebilen müzede, Biga ve çevresinden toplanan etnografik eserler ve malzemeler sergileniyor. Bindallılardan tabancalara, kılıçlardan gelinliklere kadar birçok tarihi eser; müze çatısı altında yakından incelenebiliyor.

61. Kalafat Köyü Nilüfer Gölü - Biga

Kalafat Köyü Nilüfer Gölü

Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Kalafat Köyü’nde mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz bir doğa harikası gizli: Nilüfer Gölü! Aslında burada bir göl kümesi mevcut. Teker teker Lipor ve Dubakadere (Derindere) olarak adlandırılıyorlar....

Biga’nın Kalafat Köyü’nün merkezine yaklaşık üç kilometre uzaklıkta gizli gerçek bir doğa harikası olan Nilüfer Gölü, aslında bir göl kümesi. Bu gölün en önemli özelliği, büyük olasılıkla Amazon’dan göçen kuşların taşıdığı tohumlar sayesinde, lotus çiçeği olarak da adlandırılan beyaz nilüfer çiçeklerine ev sahipliği yapması. Mayıs ve kasım ayları arasında her gece kapanıp suyun altına giren ve güneş doğunca su yüzüne çıkarak açan bu göz alıcı çiçekler, bölgenin turizminde çok önemli bir rol oynuyor. Ancak nilüfer çiçeklerinin koruma altında olduğunu ve koparılmalarının kesinlikle yasaklandığını da vurgulayalım. Çiçekleri koparanlar, biyolojik çeşitliliği tahrip etmeleri sebebiyle 73 bin TL para cezasıyla cezalandırılıyor.

62. Bayramiç

Bayramiç

Çanakkale’nin güneyinde bulunan bir ilçesi olan Bayramiç, hem doğal güzellikleri hem de mitolojisi sebebiyle turistik açıdan önem taşıyor. %63’ü ormanlarla kaplı olduğu için ziyaretçilerine yemyeşil bir atmosfer ve bol oksijenli...

Çanakkale’nin %63’ü ormanlarla kaplı olan ilçesi Bayramiç, 1902 yılından beri ilçe statüsüne sahip. Kebrene Antik Kenti, Tepe Camii, Karşıyaka Camii, Çarşı Camii, Ayazma Tabiat Parkı ve Hadımoğlu Konağı gibi turistik açıdan önem taşıyan birçok durağa ev sahipliği yapan ilçe; çeşmeleriyle de ün salmış durumda. Bayramiç’te karşınıza her an rengarenk bir çeşme çıkabiliyor. Ev sahipliği yaptığı Külcüler Kaplıcası sayesinde sağlık turizminde de rol oynayan ilçe, tertemiz havası ve yemyeşil atmosferi sayesinde size keyifli bir keşif ortamı sunuyor.

63. Ayazma Pınarı Tabiat Parkı - Bayramiç

Ayazma Pınarı Tabiat Parkı

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Evciler Köyü’nün sınırları içinde yer alan Ayazma Pınarı Tabiat Parkı, köy merkezine yaklaşık altı kilometre uzaklıkta. Rakımı 490 metre olan tabiat parkı, 1986 yılında tescil edilmiş...

Bayramiç’in Evciler Köyü’nün merkezine yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta yer alan Ayazma Pınarı Tabiat Parkı, 2011 yılından beri tabiat parkı statüsüne sahip. Kaz Dağları’nın müthiş doğasını, zengin su kaynaklarını ve görkemli manzarasını içinde barındıran alan hem flora hem de fauna bakımından son derece zengin. Alanda ağırlıklı olarak karaçam, ıhlamur, gürgen, kayın, kestane, meşe ve menengiç gibi ağaç türleri yer alıyor. Ayazma Pınarı Tabiat Parkı’nda piknik yapılabiliyor.

64. Hadımoğlu Konağı - Bayramiç

Hadımoğlu Konağı

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde bulunan Hadımoğlu Konağı, 17. yüzyıldan günümüze dek ulaşabilmiş nadir Türk evi örneklerinden biri. Konağın kitabesi, bize bu tarihi yapının 1795-1796 yılları arasında inşa edildiğini gösteriyor. Ancak kitabede...

Kitabesinden anlaşıldığı kadarıyla 1795-1796 yılları arasında inşa edilmiş olan Hadımoğlu Konağı’nın Bayramiç’te dönemin en önemli yöneticisi olan Hadımzade Osman Bey tarafından inşa ettirildiği tahmin ediliyor. Ancak kitabede buna ilişkin net bir bilgi yok. 1973 yılında Hadımoğlu ailesinin varislerinden satın alındıktan sonra müzeye dönüştürülen yapı, ücretli şekilde gezilebiliyor. Hadımoğlu Konağı’nın avlusunda Bayramiç ve çevresinden toplanan arkeolojik ve etnografik eserler sergileniyor. Konağın içinde yer alan odalardaki resimler, kalem işleriyle bezenen tavan süslemeleri ve altın yaldızlar da gerçekten görülmeye değer. Hem mimari yapısı hem de sanatsal detaylarıyla günümüze dek ulaşmayı başaran konak, tarihsel özelliğini de hâlen koruduğu için oldukça değerli.

65. Lapseki

Lapseki

Çanakkale’nin Anadolu yakası üzerinde yer alan ilçelerinden biri olan Lapseki’nin tarihçesi M.Ö. 600’lü yıllara kadar uzanıyor. Antik çağda Pityausa ismiyle anılan, ancak daha sonra Lampsakos ismini alan bölgenin Foçalılar tarafından...

Tarihçesi M.Ö. 600’lü yıllara kadar uzanan Lapseki, Çanakkale Boğazı’nın kilit noktalarından birinde olan konumu sebebiyle tarih boyunca büyük işgallere ve göçlere maruz kalmış bir ilçe. En parlak günlerini Roma döneminde yaşamış. Ancak Gelibolu’nun liman ve ticaret açısından çok daha ön plana çıkmasıyla eski önemini yitirmiş. Antik çağlarda Pityausa ismiyle anılan bölgenin Foçalılar tarafından kurulduğu tahmin ediliyor. Lapseki, Çanakkale Savaşları sırasında da idari lojistik açısından çok önemli görevler üstlenmiş bir ilçe. Savaş sırasında Gelibolu’da bulunan Ordu Menzil Müfettişliği ile cephane ve erzak depoları Lapseki’ye nakledilmiş. Çanakkale Savaşları’nda kahramanca savaşıp şehit düşen en az 15 bin askerimiz de ilçe sınırlarına defnedilmiş. Bu sebeple Lapseki’de de mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ettiğimiz bir şehitlik bulunuyor.

66. Çardak Arıburnu Şehitliği - Lapseki

Çardak Arıburnu Şehitliği

Çanakkale Savaşları’nın dönüm noktalarından biri olarak görülen Arıburnu Muharebeleri, 25 Nisan 1915 tarihinde Anzak ordusunun Arıburnu’nda karaya çıkmasıyla başlamış. Hem Seddülbahir’e hem de Arıburnu’na çıkartma yapılmaya başlaması sonucunda gerçekleşen şiddetli...

Çanakkale Savaşları sırasında 25 Nisan 1915 tarihinde Arıburnu’nda ve Seddülbahir’de başlayan düşman çıkartması, 6 Ağustos 1915 tarihine kadar sürecek karşılıklı taarruzların ve çatışmaların da başlangıç noktası olmuş. Arıburnu muharebelerinde kahramanca savaşan askerlerimizin tedavisi için ise, Lapseki’nin Çardak Köyü hastane olarak kullanılmış. Askerlerimiz, köye kurulan 850 yatak kapasiteli Harp Hastanesi’ne getirilir ve burada tedavi edilirmiş. Ne yazık ki tedavileri esnasında hayatını kaybeden ve şehit olan 2030 askerimiz olmuş. Bu sebeple, 30 Ağustos 1940 tarihinde tam bu noktaya Çardak Arıburnu Şehitliği inşa edilmiş. Lapseki’nin en çok ziyaret edilen noktalarından biri olan Çardak Arıburnu Şehitliği, son derece etkileyici bir atmosfere sahip.

67. Bozcaada

Bozcaada

Ülkemizin en büyük üçüncü adası olan ve Çanakkale’nin ilçeleri arasında yer alan Bozcaada, aynı zamanda Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesi olma unvanına da sahip. Kuzey Ege’nin turistik açıdan en popüler...

Tek kelimeyle cennetten bir köşe olarak tanımlayabileceğimiz Bozcaada, ülkemizin üçüncü büyük adası. Aynı zamanda Türkiye’nin köyü olmayan tek ilçesi olma unvanına da sahip. Tarih boyunca çok sayıda medeniyeti ağırlamış olan ve asırlar boyu Türk ve Rum kültürlerinden ortak izlerle bezenen Bozcaada; hem doğal güzellikleri hem de tarihi değerleriyle eşsiz bir keşif durağı. Özellikle bahar ve yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan bu sevimli adada gezmenizi tavsiye ettiğimiz duraklara göz atmak için Bozcaada Gezilecek Yerler rehberimizi inceleyebilirsiniz.

68. Gökçeada

Gökçeada

Türkiye’nin en büyük adası olma unvanına sahip olan Gökçeada, Ege Denizi’nin kuzey tarafında konumlanıyor. Çanakkale’ye bağlı olan bu ada turistik açıdan da son derece popüler. Toplamda 286 kilometrelik bir yüzölçümüne...

Ülkemizin en büyük adası olan Gökçeada, eski ismiyle İmroz, 95 kilometre uzunluğunda bir kıyı şeridine sahip olan gerçek bir tatil cenneti. Burası hem doğal güzellikleriyle hem de zengin tarihiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Toplamda beş farklı göle de ev sahipliği yapan Gökçeada, tarihte birçok medeniyeti ağırlamış. Bugünkü ismine 1970 yılında kavuşan ada, özellikle bahar ve yaz aylarında turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. 2011 yılında cittaslow (sakin şehir) unvanını da kazanan Gökçeada’nın bu unvanı sonuna kadar hak ettiğini belirtmek gerek. Eğer ülkemizde yer alan diğer cittaslow’ları öğrenmek istiyorsanız Cittaslow (Sakin Şehirler) rehberimize göz atmanız yeterli.

Sessiz, sakin ve huzurlu atmosferinin yanı sıra; yemyeşil doğası ve deniz manzaralarıyla da ziyaretçilerine son derece keyifli bir edeyim sunuyor. Ayrıca, Gökçeada’nın dünyada cittaslow unvanını kazanmış tek ada olduğunu da vurgulayalım. Şaraplarıyla, zeytinyağıyla ve ekmekleriyle de son derece ünlü olan bu büyüleyici adada gezmenizi tavsiye ettiğimiz durakları aşağıda sıraladık.

69. Gökçeada Rum Köyleri - Gökçeada

Gökçeada Rum Köyleri

Çanakkale’nin ilçelerinden biri olan Gökçeada, büyüleyici ve nostaljik atmosferi sayesinde hem bir tarih ve kültür turu yapmak hem de huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir destinasyon seçeneği. Eski...

Gökçeada özellikle geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak Rum nüfusa ev sahipliği yapan bir yermiş. Hatta 1960 yılında adada üç binden fazla Rum ve 289 Türk yaşıyormuş. Yıllar içinde gerçekleşen göçler sebebiyle, günümüzde adada yalnızca 300 civarında Rum ikamet ediyor. Ancak Gökçeada hâlen iki halkın kültürlerini ve ortak miraslarını korumayı başarıyor. Ada sınırları içinde kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış olan dört farklı Rum köyü var: Tepeköy, Zeytinli, Eski Bademli ve Dereköy. Aslında Kaleköy de bir Rum köyü, ancak koruma altında değil. Kaleköy haricindeki tüm köylerde günümüzde de ağırlıklı olarak Rumlar yaşıyor ve her köyün ibadete açık bir kilisesi bulunuyor. Geçmişte bu köyler denizden gelebilecek olası saldırılara karşı yüksek tepelere inşa edildiği için, her köyün manzarası da oldukça etkileyici. Eğer Gökçeada’nın tarih kokan sokaklarında dolaşmayı düşünüyorsanız, Gökçeada Rum köylerine de misafir olmanızı tavsiye ederiz.

70. Kefalos (Aydıncık) Plajı - Gökçeada

Kefalos (Aydıncık) Plajı

Çanakkale’nin en güzel ilçelerinden biri olan Gökçeada’da bulunan Kefalos Plajı’nı, diğer ismiyle Aydıncık Plajı’nı adanın en meşhur ve en çok tercih edilen plajı olarak tanımlamak yanlış olmaz. Çok sayıda konaklama...

Gökçeada’nın merkezine yaklaşık on kilometre uzaklıkta olan Kefalos Plajı’nı adanın en ünlü ve güzel plajı olarak tanımlamak yanlış olmaz. Uzunluğu 1200 metreye ulaşan plaj, baştan sona altın renkli ve incecik kumlarla bezeli. Çok sayıda konaklama ve yeme içme tesisine de ev sahipliği yapan Kefalos Plajı’nın en önemli özelliklerinden biri, rüzgar sörfü için son derece elverişli bir ortama sahip olması. Hatta özellikle son yıllarda yabancı sörfçüler de burayı keşfetmiş durumda. Ülkemizdeki bir diğer rüzgar sörfü merkezi olan Alaçatı’nın her geçen yıl biraz daha kalabalıklaşması, yerli sörfçüleri de yavaş yavaş Kefalos Plajı’nı tercih etmeye itiyor. Yılın 300 günü boyunca rüzgar sörfü için elverişli bir ortam sunan Kefalos Plajı’nda bazı sörf okulları da yer alıyor.

71. Gökçeada Kent Müzesi - Gökçeada

Gökçeada Kent Müzesi

Ülkemizin tarihi değerleri ve doğal güzellikleri bakımından en etkileyici duraklarından biri olan Gökçeada’yı daha yakından mı tanımak istiyorsunuz? O halde, Gökçeada’nın sosyal, ekonomik ve kültürel hayatını tarihsel geçmişi bağlamında da...

2017 yılında ziyarete açılan Gökçeada Kent Müzesi, adanın hem sosyal ve kültürel geçmişi hem de gündelik yaşamı hakkında bilgi edinmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir durak. Gökçeada Belediyesi tarafından açılan müzede Gökçeada tarihine ve arıcılık ya da süngercilik gibi eski mesleklere ilişkin eserler ve fotoğraflar sergileniyor. Müzenin içinde ülkemizin ilk palyaçosu tarafından kullanılan kostümlerin ve eşyaların sergilendiği bir bölüm de mevcut. Hafta sonu kapalı olan Gökçeada Kent Müzesi, hafta içi 09:00 ile 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

72. Gökçeada Sualtı Milli Parkı - Gökçeada

Gökçeada Sualtı Milli Parkı

Ülkemizin ilk ve tek su altı parkı olma unvanını taşıyan Gökçeada Sualtı Milli Parkı, Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından park ilan edildikten sonra ziyaretçilerine kapılarını açmış. Gökçeada’nın kuzeydoğu tarafında,...

TÜDAV tarafından 1999 yılında park ilan edilen Gökçeada Sualtı Milli Parkı, ülkemizin ilk ve tek su altı parkı olma özelliğine sahip. Kaleköy ve Kuzu Limanı arasında bulunan alan, Gökçeada’nın kuzeydoğu tarafında kalıyor. İçinde su altı mağara girişleri de bulunan milli park; Akdeniz foku, triton, yunus, deniz kaplumbağası ve ispermeçet balinası gibi koruma altındaki birçok türe ev sahipliği yapıyor. Gökçeada Sualtı Milli Parkı’nın çekirdek ve tampon bölgeler olmak üzere iki farklı bölümü var. Tampon bölge olarak adlandırılan Yıldızkoy’da balık tutmak ve yüzmek serbest. Çekirdek bölgede ise avlanmak kesinlikle yasak ve dalış aktiviteleri için izin alınması gerekiyor.

73. Tepeköy Çınaraltı - Gökçeada

Tepeköy Çınaraltı

Gökçeada’nın meşhur Rum köylerinden biri olan Tepeköy, eski ismiyle Agrida, ilçe merkezine yaklaşık 11 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Rum köylerinin en yüksek rakıma sahip olanı unvanını da taşıyan Tepeköy’de keşfedebileceğiniz...

Gökçeada’da anıt niteliği taşıdığı için koruma altına alınan altı farklı çınar ağacı var. Yaşları 175 ile 625 arasında değişiyor ve en yaşlı olanı Tepeköy’ün sınırları içinde yer alıyor. Merkezden Tepeköy’de doğru giderken köy merkezine sapmayıp sağdan devam ettiğinizde karşınıza bir piknik alanı çıkacak. Eski jandarma karakolunun artık kullanılmayan binasına da ev sahipliği yapan bu bölge, yani Tepeköy Çınaraltı, Jandarma Alay Komutanlığı tarafından piknik alanı şeklinde düzenlenmiş. Burada bulunan 625 yaşındaki çınar ağacının görkeminden ve asaletinden etkilenmemek mümkün değil. Üstelik, burada piknik yaparken Semadirek Adası’nın ve Ege Denizi’nin müthiş manzarası da ayaklarınızın altına seriliyor. Piknik yaparken yanınıza keçiler sokulursa korkmanıza hiç gerek yok. Tamamen zararsız olan bu keçiler, artık burada piknik yapan insanlara alıştıkları için evcilleşmiş durumda. Dilerseniz onlara bir elma ikram edebilirsiniz.

Ege Ertan Yazar
01.11.2024
İlgili İçerikler

Spil Dağı’nın eteklerine yayılmış olan Manisa, hem tarih hem de doğa tutkunları için ilgi çekici bir keşif durağı. Osmanlı döneminde...

Ülkemizin en turistik kentlerinden biri olan Balıkesir, Ege ile Marmara’nın kesiştiği bölgede yer alması sayesinde doğanın cömert mirasından fazlasıyla nasibini...

Türkiye’nin en yüksek zirvesine ev sahipliği yapan Ağrı, görkemli doğası ve zengin tarihiyle Doğu Anadolu’nun en etkileyici şehirlerinden biri. İsmini,...

Türkiye’nin görülmesi gereken noktalarından olan Sivas’a gitmeyi planlayanlar için bir “Sivas gezilecek yerler listesi” hazırlayalım dedik. Kolları sıvadık, “burayı görmeden...

Doğu Anadolu Bölgesi’nin turistik açıdan en çok ilgi çeken şehirlerinden biri olan Erzurum, hem doğal güzellikleri hem de tarihi mirası...

Ülkemizin termal turizm başkentlerinden biri olan Afyonkarahisar, hem sağlık ve huzur hem de tarih  ve doğa dolu bir kaçamak arayanlar...

Masal diyarını andıran travertenleri, meşhur kaplıcaları ve tarih kokan antik kentleriyle Denizli, yeni yerler keşfetmeyi sevenler için adeta bir hazine...

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en özel şehirlerinden bir tanesi olan Elazığ’ın eski çağlardaki adı Harput’tur. Yukarı Fırat havzasının doğal güzelliklerini bünyesinde...

Bir yanına görkemli Toros Dağları’nı, bir yanına da Seyhan Nehri’ni almış olan Adana, ülkemizin turistik açıdan en etkileyici kentlerinden biri....

Eski ismi olan Bozok olan Yozgat, Türkiye’nin küçük şehirlerinden bir tanesidir. Doğal güzelliklerinin yanı sıra, tarihçesi de son derece köklüdür....

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden bir tanesi olan Erzincan, saklı güzellikleri ile keşfedilmeyi bekleyen ve ziyaret edilmeyi hak eden...

Doğu Anadolu Bölgesi, her şehri ile keşfedilmeyi hak eden birçok tarihi, kültürel ve doğal değere sahip bir coğrafyadır. Batının denizi...

Tarihi geçmişi antik çağlara kadar uzanan Aksaray, İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan küçük bir şehrimizdir. Büyük bölümü Konya havzasında ve...

Ülkemizin her bir köşesinde mutlaka görülmesi gereken gizli cevherler bulunuyor. Karabük’ün küçücük bir ilçesi olan Safranbolu da bunlardan bir tanesi....

Doğal güzellikler bakımından dünyanın en nadide coğrafyalarından biri olan Anadolu’da, 100’den fazla doğal göl bulunuyor. Ülkemiz Türkiye, son dönemde kuraklık...

Ege Bölgesi’nin en sevilen tatil merkezlerinden biri olan Kuşadası, özellikle Aydın ve İzmir’de yaşayanlar için mükemmel bir kaçış noktası. Aydın’ın...

Kastamonu, Batı Karadeniz’in incisi. Doğası büyük oranda korunabilmiş ve hem yeşil hem de mavi sevenler için harika manzaralar sunan Kastamonu’da...

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Assos, ülkemizde bol bol kafa dinleyebileceğiniz ve tertemiz havayı içinize çekerek tatil yapabileceğiniz en cazip...

Trakya Bölgesi’nin turistik açıdan en çok ilgi gören noktalarından biri olan Edirne, hem tarihi değerleri hem de doğal güzellikleri açısından...

Roma İmparatoru Jül Sezar’ın “Geldim, gördüm, yendim” anlamına gelen meşhur “Veni, vidi, vici” sözünü sarfettiği, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden...

Çorum, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle herkes tarafından keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Anadolu'nun kalbinde yer alan bu kent, yakın geçmişte...

Batı Karadeniz Bölgesi’nin büyüleyici coğrafyasının içinde; hem İstanbul’a hem de Ankara’ya yalnızca birkaç saat uzaklıkta hem de deniz kıyısında bulunan...

Batı Karadeniz’in en ilgi çekici kentlerinden biri olan Zonguldak, aynı zamanda ülkemizin taş kömürü madenleri alanında en zengin şehri olma...

Her ne kadar İstanbul’un tarihi mirası ve iş hayatı büyük oranda Avrupa yakası sınırları içinde olsa da, Anadolu yakasının da...

Bolu, doğa tutkunları için gerçek bir yeryüzü cenneti. Başta Abant Gölü Tabiat Parkı ve Yedigöller Milli Parkı olmak üzere, il...

Antalya öyle gelişmiş bir turizm merkezi ki, burada herkesin hayalindeki tatile uygun bir ortam bulması çok kolay. Keza lüks oteller,...

Birbirinden etkileyici doğa harikalarını yakından görmek ve bunu yaparken kalabalıklardan uzak kalmak istiyorsanız, Isparta ülkemizde ziyaret edebileceğiniz en ideal kentlerden...

Kars, turistik anlamda henüz hâlen hak ettiği ilgiyi görmeyen ve içinde birbirinden etkileyici nice zenginlik barındıran bir şehir. Öyle ki,...

İstanbul’un tarihi ve kültürel mozaiğini en güzel yansıtan semtlerden biri olan Balat, adeta zamanın durduğu bir yer. Daracık sokaklarında yürürken...

Kent merkezlerinde yaşamanın birçok farklı avantajı var ama insanın ruhu bazen sürekli beton ve kalabalık görmekten daralıyor. Sapanca da başta...

Lüks oteller cenneti Belek’e hoş geldiniz! Antalya’nın birçok farklı beldesinde birbirinden lüks ve seçkin otelle karşılaşmak mümkün ama özellikle Belek’te...

Marmara Bölgesi’nde kış turizmi dendiğinde akla gelen ilk destinasyonlardan biri olan Kartepe, doğal güzellikleriyle ünlü bir yerleşim merkezi. Tabiat parkları,...

İstanbul’un derya deniz tarihçesini keşfetmek, kentin ruhunu hissetmek ve olağanüstü zenginlikteki mirasına tanıklık etmek için rotanızı çevirebileceğiniz semtlerin başında Eminönü...

İstanbul’un kalbinin attığı yerlerden biri olan Taksim, hareketli atmosferi ve enerjisiyle her daim keşfe değer bir destinasyon. Kentin açık ara...

Bir zamanlar Muğla’nın bir ezelden beri turistik olan, bir de pek kimsenin bilmediği ve sakin sahil kasabası atmosferini koruyan yerleri...

İzmir’in kent merkezine yaklaşık 40-50 kilometre uzaklıkta bulunan ilçesi Seferihisar, hem binlerce yıl öncesine dayanan tarihi dokusu hem de bozulmamış...

Ege Bölgesi’nin gözde tatil merkezlerinden biri olan Didim; masmavi denizi, altın rengi kumsalları ve tarihi zenginlikleriyle dolu dolu geçecek bir...

Antik çağların izini sürebileceğiniz, Akdeniz’in eşsiz sahillerinin tadını çıkarabileceğiniz, adeta bir keşif cenneti: Side. Özellikle son yıllarda adını genellikle lüks...

Denizli’nin nüfus bakımından en büyük ilçesi olan Pamukkale, ülkemizin en önemli termal turizm merkezlerinden biri. Yerleşim tarihi antik çağlarda başlamış...

Bolu’nun Mudurnu ilçesi sınırları içinde bulunan Abant Gölü, kentin en ünlü doğal güzelliklerinin başında geliyor. Öyle ki, gölün çevresindeki bölge...

Antalya’nın Kemer ilçesi, Toros Dağları’nın ihtişamlı ormanları ile Akdeniz’in masmavi sularını buluşturan bir tatil cenneti. Renkli gece hayatı, farklı beklentilere...

Çanakkale’ye bağlı Gökçeada, ülkemizin yüzölçümü bakımından en büyük adası. Ege Denizi’nin masmavi sularında, binbir farklı doğal güzelliğe ve son derece...

Antalya’nın kent merkezine yaklaşık 150 kilometre uzaklıkta bulunan ilçesi Demre, aynı zamanda kentin doğal güzellikleri ve tarihi mirasıyla en ön...

İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince, ülkemizin en güzel dağ köylerinden biri. Tarihi dokusu ve estetiğiyle adeta tabloyu andıran sokakları, Rum...

İstanbul sınırlarından çıkmadan mavi bayraklı plajlara, bakir koylara, yemyeşil ormanlara ve doğayla iç içe konaklama işletmelerine ulaşmak istiyorsanız, doğru adres,...

İstanbul’un Adalar ilçesinin, yani Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, metropol hayatının kalabalık ve stresli atmosferinden uzaklaşmak isteyenler için harika...

Üsküdar ilçesine bağlı Kuzguncuk, İstanbul’un en karakteristik ve turistik semtlerinden biri. Boğaz’a nazır tarihi sokakları, asırlardır varlığını koruyan ibadethaneleri, rengarenk...

Gönül rahatlığıyla “bir sanat şehri” olarak nitelendirebileceğimiz İstanbul, asırlardır yaratıcı ruhların buluşma noktası. Tarihi yapıları kadar sanat galerileriyle de dikkat...

Her köşesinden tarihi ve kültürel zenginlikler fışkıran İstanbul, müze gezmeyi sevenler için de adeta bir keşif cenneti. Her adımda geçmişin...

İstanbul, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de herkesi büyüleyen bir şehir. Bu sayede, şehir hayatının...

İstanbul’un tarih kokan sokaklarını keşfetmek istiyorsanız, her biri Beyoğlu ilçesine bağlı olan Karaköy, Galata ve Tophane semtleri ideal bir başlangıç...

Yaz tatili dendiğinde herkesin aklına gelen ilk üç yerden biridir, Çeşme. Geçmişte İzmirlilerin sıcaklar bastırdığında yazlıklarına kaçtığı sevimli bir sahil...

Doğa, tarih, gastronomi, kültür, gece hayatı, spor… Alanya’da hakikaten ne ararsanız var. Antalya’nın güzeller güzeli ilçesi, her türden tatil ve...

Tatiliniz boyunca cam berraklığında, tertemiz ve turkuaz renkli bir denizde yüzmenin keyfini çıkarmak istiyorsanız ülkemizde rotanızı çevirebileceğiniz en ideal destinasyonların...

Muğla’nın en gözde tatil yerleri dendiğinde birçoğumuzun aklına ilk olarak Marmaris, Fethiye, Bodrum ve Datça gibi destinasyonlar gelir. İlginçtir ki,...

Kuzey Ege’nin incisi Assos, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde bulunan tarihi bir yerleşim yeri. Hem zengin tarihi mirası hem de eşsiz doğal...

Balıkesir’de kamp ve tatil yapmak için rotanızı çevirebileceğiniz en keyifli destinasyonlardan biri olan Erdek, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle...

Kuzey Ege’nin incisi Ayvalık, doğa ve kamp tutkunları için dört dörtlük bir destinasyon seçeneği. Zengin tarihi mirası ve dillere destan...

Dalga sesleri eşliğinde güne başlayabileceğiniz ve geceleri yakamoz pırıltısını izleyerek tüm stresinden arınabileceğiniz bir kamp deneyimi yaşamak istiyorsanız, rotanızı deniz...

Ülkemizdeki kamp alanlarının ve kamping işletmelerinin büyük çoğunluğunda çadırınızı görkemli ağaçların gölgesine kurabiliyorsunuz. Ancak işi biraz daha öteye taşımak isteyen...

Tarihçesi Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçmesiyle başlayan hamam kültürü, günümüzde hâlen yaşatılıyor. Bu geleneksel kültürün izlerini en verimli şekilde sürebileceğimiz...

İstanbul’un her iki yakasında, kalabalık ve hızlı temposundan kaçmak isteyenlerin rahat bir nefes almasına olanak tanıyan, birbirinden büyüleyici yeşil alanlar...

İstanbul’da yaşayan ya da bir süreliğine vakit geçiren herkesin bol miktarda gürültüye, kalabalığa ve strese maruz kaldığı bir gerçek. Gündelik...

İstanbul’un her köşesinde ayrı güzellikler saklı ama Avrupa yakasının kentin kalbi, tarihi ve kültürel zenginliklerinin merkezi olduğunu söylemek pek de...

Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan İstanbul Boğazı, tarih boyunca medeniyetlerin ilgi odağı olmuş, hem doğal hem de tarihi güzelliklerle çevrelenmiş...

Kulağımızda Sertab Erener ve “Kumsalda” şarkısı, hayalimizde o eşsiz sahillerde uzanmak…  Belki kendi ülkemizde belki dünyanın herhangi bir yerinde o...

Kamp tutkunları buraya! Kışın kasvetli havası dağılmaya ve bahar kendini göstermeye başladığına göre çadırları ve ekipmanları dolaptan çıkarmanın vakti geliyor...

Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimi hakkını vererek yaşayan ve iki kıtayı birbirine bağlayan bir ülkenin tatil cenneti olmaması mümkün...

Yahya Kemal’in “Sade bir semtini sevmek bile ömre değer.” dediği, Orhan Veli’nin gözleri kapalı dinlediği, Cahit Sıtkı’nın “gökyüzü mahallesi”, Sezai...

Türkiye'deki En Önemli Tarihi Yapılar ve YerlerTürkiye, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış zengin bir kültürel mirasa sahiptir....

Dünyanın turizm açısından en popüler şehirlerinden birisi olan İstanbul için, aylarca gezseniz bile bitiremeyeceğiniz kadar kalabalık bir keşif listesi oluşturmanız...

Bir şehri, ülkeyi, kültürü daha yakından tanımak ya da tarihsel bir yolculuğa çıkmak için yapabileceğiniz en doğru ve keyifli şeylerden...

İstanbul’da yaşamanın avantajları olduğu kadar, dezavantajları da var. Şehrin kalabalığı, gürültüsü ve keşmekeşi bazen gerçekten çok bunaltıcı noktalara gelebiliyor. Hele...

Çeşme’nin artık Türkiye’nin en gözde tatil beldesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Yapılan yatırımlara ve sürekli yenilenen mekanlara bakılırsa bu popülarite kısa...

Çok uzun süredir sevdiklerimize sarılabileceğimiz yılbaşı günlerinin gelmesini bekliyoruz. Tekrar ailemizle ve arkadaşlarımız ile birlikte upuzun ve keyifli masalarda oturmayı...

Mimariye meyliniz olmasa bile, bu yükselen yapıları sevebilirsiniz. En etkileyici modern harikalardan bazıları da bulutları delip geçen ve sonsuza kadar...

Türkiye gibi muhteşem bir ülkenin maalesef halen gezemediğim 3-5 şehri kaldı. Hangilerini gezemediğimi yazarsam pozitif ayrımcılık olur diye çekindiğimden, şehirleri...

Bodrum, Türkiye'de özellikle yerli gezginler, seyahat severler için açık ara akla ilk gelen yerlerden birisi. "Halikarnas Balıkçısı" mahlası ile tanıdığımız...

Konya, Türkiye’de ve dünyada inanç turizminde en önemli destinasyonlardan biri ancak her şey bununla bitmiyor. Konya gezilecek yerler denilince aslında...

Cıvıl cıvıl atmosferi, üniversite gençliği, yemyeşil alanları ve Avrupai görünümü sayesinde Eskişehir; ülkemizin en popüler kentlerinden biri haline gelmiş durumda....

Ülkemizin tarihiyle ilgi çekici şehirlerinden biri Diyarbakır. Uzunlukta Çin Seddi ve İstanbul Surlarından sonra gelen ama güzelliğiyle eşi benzeri olmayan...

Ülkemizin her bir köşesinin birbirinden güzel bir tabiata sahip olduğunu biliyoruz ama yine de Türkiye'nin en turistik yerlerinden bir tanesi...

Urhai, Orhay, Erech, Arach, Edesse, Kaliruha, Ruha… Süryaniler, Helenler, Araplar ve nihayetinde Türklerin hüküm sürdüğü toprakların her toplulukla birlikte aldığı...

Artvin, Karadeniz Bölgesi’nin belki de en bakir kalabilmiş kentlerinden biri. Hâlen neredeyse hiç el değmemiş doğal güzelikleri, görkemli ormanları, ünlü...

Doğu Karadeniz’in masal kenti Rize, dünyaca ünlü doğal güzelliklere ev sahipliği yapan büyüleyici bir şehir. Karadeniz’in bol yağışlı ve hırçın...

Ülkemize ev sahipliği yapan bu bereketli coğrafya tarih boyunca sayısız medeniyeti ağırladı. Bu sayede biz de bugün çok zengin bir...

Ülkemizin hem yerli hem de yabancı turistler tarafından en çok ilgi gören tatil merkezlerinden biri olan Marmaris, her yıl ortalama...

Fethiye’nin en popüler tatil beldeleri arasında yer alan Göcek, aynı zamanda ülkemizin yat turizmi açısından en önemli duraklarından biri. Dalaman...

Görkemli ormanlar, tarihi yürüyüş yolları, asırlara meydan okuyan kalıntılar, bakir koylar, yarı tropik bir bitki örtüsü, endemik türler, tertemiz plajlar…...

Türkiye’nin en kuzeyinde, Batı Karadeniz’in de en doğusunda bulunan Sinop; asırlar boyunca önemli bir liman kenti olduğu için bugüne dek...

Anadolu medeniyetlerinin en önemli beşiklerinden biri olarak görülen bir coğrafyada bulunan Gaziantep, esasen çok zengin bir tarihi ve kültürel mirasa...

Batı Karadeniz’in doğal güzellikleriyle ün salmış kenti Bartın, özellikle bahar ve yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor....

Upuzun sahilleri, tarihi mirasları ve yeryüzü cennetini andıran doğal güzellikleriyle Giresun; Doğu Karadeniz’in en büyüleyici kentlerinden biri. Özellikle doğa tutkunlarının...

Karadeniz’in nüfus bakımından en büyük kenti olan Samsun, tarihçesi ilk çağlara kadar uzanan kadim bir kent. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç anına...

Yaz turizmi açısından bir cazibe merkezine dönüşen yerleşim yerlerinin hem avantajları hem de dezavantajları var. Fethiye, Bodrum, Marmaris ve Çeşme...

Kendine has bir ruhu olan tatil merkezlerinde vakit geçirmek, gerçekten ayrı bir keyif. Çünkü turizm potansiyeli yüksek olan ve her...

Ülkemiz, insanlık tarihi boyunca sayısız farklı medeniyete ev sahipliği yapan oldukça özel bir coğrafyada yer alıyor. Bu sayede, neredeyse her...

Muğla’nın yaz tatilleri ve doğa kaçamakları için en çok tercih edilen adreslerinden biri olan Köyceğiz ilçesi hem doğal güzellikleri hem...

Karadeniz’in dillere destan doğal güzelliklerini ve zengin tarihi mirasını keşfetmek isteyenler için, Ordu dört dörtlük bir destinasyon seçeneği oluşturuyor. Hem...

Benzer İçerikler

Coğrafi konumu ve ev sahipliği yaptığı değerler bakımından yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da en önemli şehirlerinden biri olarak görülen İstanbul;...

Dünyanın en büyüleyici, ilginç ve sıra dışı kentlerinden biri olan İstanbul, bildiğiniz üzere Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlıyor. Kentin...

Her anlamda metropol olmanın hakkını sonuna kadar veren İstanbul’da gezilecek yerler listesini tamamlamak için belki aylar yetmez. Hatta İstanbul’u baştan...

Ege Bölgesi’nin doğal, kültürel, tarihi ve coğrafi güzellikleri açısından ne kadar büyüleyici bir atmosfere sahip olduğu konusunda hemfikir olmayan yoktur....

Günümüzde dünyanın hemen hemen her yerinde, hem şehir içerisinde hem de şehirlerarası ulaşımı sağlayan metro sistemleri 1800’lü yıllarından başından beri...