Kendine has bir ruhu olan tatil merkezlerinde vakit geçirmek, gerçekten ayrı bir keyif. Çünkü turizm potansiyeli yüksek olan ve her yıl daha fazla turisti ağırlayan bazı tatil beldelerinin artık gitgide birbirlerine benzemeye başladığını görebiliyoruz. Elbette onların da ziyaretçilerine sunduğu birçok avantaj ve ayrıcalık var ama tektipleşmek ruhlarından da bir şeyler alıp götürüyor. Antalya’nın Kaş ilçesi ise hâlen başka hiçbir tatil beldesine benzemeyen, kendine has özellikleriyle ön plana çıkan bir yerleşim yeri. Yüzölçümü bakımından çok büyük olmadığı halde hem birbirinden etkileyici doğal güzelliklere hem de çok zengin bir tarihi mirasa ev sahipliği yapıyor.
Kaş; Güneş Ülkesi olarak da nitelendirilen Likyalılara bir dönem başkentlik yapmış, ev sahipliği yaptığı antik kentlerin birçoğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başarmış, yeryüzü cennetini andıran plajları ve koyları içinde barındıran bir yer. Turistik açıdan son derece popüler olması sayesinde de hem butik ve lüks otellere hem de bungalov ve kamping işletmelerine ev sahipliği yapıyor. Konaklama tercihiniz hangisinden yana olursa olsun, burada hayalinizdeki gibi bir tatil geçirmeniz mümkün. Bu tatil esnasında da Kaş’ın göz alıcı doğal ve tarihi miraslarını keşfetmeyi ihmal etmeyin deriz. Kaş’ta gezilecek yerler arasından en cazip önerilerimizi sizler için derledik. Siz de bu önerilere göz atarak kendinize keyifli ve dolu dolu bir rota çizebilirsiniz.
Not: Aşağıdaki listede Kaş sınırlarından çıkmadan keşfedebileceğiniz yerler yer alıyor. Eğer Kaş’ın civarında bulunan keşif duraklarını da ziyaret etmek istiyorsanız Demre gezilecek yerler önerilerimize de göz atmayı unutmayın. Haydi başlayalım!
1. Antiphellos Antik Kenti
Antalya’nın Kaş ilçesi sınırları içinde tarihi ve arkeolojik açıdan önem arz eden durakları keşfetmek istiyorsanız ilk durağınız Antiphellos Antik Kenti olabilir. Likya’nın en önemli liman kentlerinden biri olarak bilinen Antiphellos’un...
Tarihçesi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan Antiphellos, Likya’nın en önemli liman kentlerinden biri. Günümüzde tamamı Kaş sınırları içinde kalan şehir, Likçe kaynaklarda Habesos/Habesa ismiyle geçiyor. Yapılan araştırmalar, kentin kuzeyde kalan Phellos Antik Kenti’nin limanı olarak kurulduğunu ve Antiphellos isminin de “Phellos’un karşısındaki yer” anlamına geldiğini gösteriyor. Liman kenti olması bakımından kazandığı önemi Roma İmparatorluğu zamanında da sürdürmüş olan Antiphellos’un kalıntıları hem Kaş’ın merkezine hem de Çukurbağ Yarımadası’na yayılıyor.
Aslına bakarsanız günümüzde Antiphellos Antik Kenti’nin yapılarının birçoğundan geriye yalnızca yıkıntılar kalmış. Fakat antik tiyatro ve mezarlar hâlen ayakta. Özellikle antik tiyatro Kaş’ın yüksek tepelerinden birine kurulu ve denize nazır konumu bakımından Anadolu’daki tek örnek olma unvanına sahip. 26 oturma sırasıyla inşa edilmiş olan tiyatro, günümüzde de Kaş’ın sosyal hayatı açısından çok önemli bir rol oynuyor. Genellikle akşam olduğunda ve özellikle de gün batımı saatlerinde, içkisini ve atıştırmalıklarını alan hemen buraya koşuyor. Hem tarihin ayak izlerini takip etmek hem de güneşi batırmak ve sosyalleşmek için siz de Antiphellos Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz.
2. Uzun Çarşı ve Kral Mezarı
Ülkemizin en gözde ve kendine has tatil merkezlerinden biri olan Kaş, hem tarihi mirası hem de doğal güzellikleriyle harika bir keşif cenneti. Kaş’ın sosyal hayatı ve plajları çok daha ön...
Antiphellos’tan geriye kalan en sağlam yapılardan birinin antik tiyatro, diğerinin de bir mezar olduğunu söylemiştik. Söz konusu mezar da Kaş’ın Uzun Çarşı isimli caddesinde yer alıyor ve halk arasında Kral Mezarı olarak adlandırılıyor. M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen tek bloklu Kral Mezarı’nın üzerinde Likçe bir yazıt mevcut. Fakat ne anlama geldiği hâlen çözülebilmiş değil. Mezar kapağının başındaki aslan başı figürleri de oldukça dikkat çekici. İlçenin farklı noktalarında da kaya mezarlarını görebiliyorsunuz ama Kral Mezarı bunların en etkileyici örneğini oluşturuyor.
Kaş’ın merkezindeki Uzun Çarşı da sevimli butikleri, küçük kafeteryaları, rengarenk hediyelik eşya dükkanlarını ve seyyar takı tezgahlarını incelemek için ziyaret edebileceğiniz bir adres. Arnavut kaldırımlarıyla bezeli bu çarşıda tarihi, ahşap ve cumbalı evleri de görebiliyorsunuz. Zaten Kaş’ın merkezi yüzölçümü bakımından küçük olduğundan, tatiliniz sırasında Uzun Çarşı’ya yolunuz büyük olasılıkla düşecektir.
3. Patara Antik Kenti
Günümüzde Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Gelemiş Mahallesi’nin sınırları içinde bulunan Patara Antik Kenti, bu bölgenin ev sahipliği yaptığı en kıymetli tarihi miraslardan biri. Fethiye ile Kalkan’ın arasında kalan Xanthos Vadisi’nin...
Kaş’ın Gelemiş Mahallesi’nde yer alan Patara Antik Kenti de Likya Birliği’nin en köklü ve önemli şehirlerinden biri. 1988 yılından beri kazı çalışmalarına ev sahipliği yapan kent, tarihi öneminin yanı sıra, Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtladığı ender sahillerden birini içinde barındırması sebebiyle de ilgi odağı. Tarihçesi Demir Çağı’nın öncesine kadar uzanan şehir, Aziz Paul’un, nam-ı diğer Noel Baba’nın Roma’ya gitmek için gemiye bindiği iskeleye de ev sahipliği yapıyor. Kısacası, ünlü olmak için bol bol sebebi var.
Anadolu’dan Roma’ya tahıl ticareti yapılırken tahılları depolamak için kullanılan bir liman olduğu bilinen Patara, M.Ö. 2. yüzyıl civarında Likya’nın başkenti olma görevini üstlenmiş. MüzeKart’la ya da bilet alarak giriş yapabileceğiniz kentin kapısında hâlen görkemini koruyan Roma Zafer Takı yer alıyor. Tiyatro, Kurşunlu Tepe, Vespasian Hamamı, Korinth Tapınağı ve tahıl ambarı gibi birçok yapının iyi korunmuş kalıntılarını yakından inceleyebiliyorsunuz. Patara Antik Kenti haftanın her günü ziyarete açık.
4. Aperlai Antik Kenti
Antalya’nın Kaş ilçesi sınırları içinde ve Kaş ile Kekova arasında kalan Sıcak (Sıçak) Yarımadası üzerinde yer alan Aperlai Antik Kenti, küçük bir Likya liman kenti. Günümüzde antik kenti gezmek için...
Patara kadar görkemli olmayan Likya kentlerini de görmek isterseniz Kaş’ta uğrayabileceğiniz birkaç durak daha var. Bunlardan ilki olan Aperlai Antik Kenti’ne ulaşım pek de kolay değil. Ya buraya uğrayan tekne turlarına katılmanız ya da uzun ve zorlu bir yürüyüşü göze almanız gerekiyor. Kent kalıntılarını yakından görmek sizin için şart değilse, civarda dolaşan tekne turlarına katıldığınızda da kalıntıları uzaktan inceleyebilirsiniz. Seçim tamamen size kalmış.
Likya Birliği’nin kuruluşundan önce de var olduğunu bildiğimiz Aperlai Antik Kenti, 16. yüzyılda tamamen terk edilmiş küçük bir şehir. Kentin Roma hakimiyeti altında olduğu dönemde sikke basma yetkisine sahip olduğu biliniyor. Keza yapılan çalışmalarda hem M.Ö. 5. ve 4. yüzyıla ait olan hem de Likya Birliği döneminden kalan sikkeler ele geçmiş. Günümüzde kentte sur duvarları, Roma dönemi hamamları, erken dönem Bizans kiliseleri, giriş kapısı ve nekropol gibi yapıların kalıntılarını yakından incelemek mümkün. Özellikle nekropoldeki Likya lahitleri dikkat çekiyor. Fakat rıhtım bölgesindeki yapıların neredeyse tamamı günümüzde sular altında.
5. İsinda Antik Kenti
Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Belenli Köyü’nün yakınlarında bulunan İsinda Antik Kenti, yolu Kaş ve civarına düşen arkeoloji ve tarih meraklılarının dikkatini çekebilecek bir keşif durağı. Kaş’ta başta Patara olmak üzere...
Aperlai’den daha da mütevazı bir tarihçeye sahip olan İsinda Antik Kenti’nin kalıntıları da günümüzde Kaş’ın Belenli Köyü’nün yakınlarındaki tepenin zirvesine ve yamaçlarına yayılmış durumda. Köy merkezine yaklaşık üç kilometre uzaklıktaki antik kent, M.Ö. 4. yüzyılda iskan olarak kullanılmış. Fakat burası büyük bir nüfusa ev sahipliği yapan bir yer değil, daha ziyade bir sülalenin yaşadığı bir mevki olarak kullanılmış. Aslında varlığını oldukça uzun bir süre korumuş ama Antiphellos gelişmeye başlayınca İsinda halkı da yavaş yavaş kenti terk etmiş.
İsinda Antik Kenti’nin en dikkat çeken kalıntıları arasında Likçe yazıtları bulunan ve ev tipinde inşa edilmiş iki anıtsal mezar ile sur duvarları var. Sur duvarlarının içine, kentin su ihtiyacını karşılamak için yağmur suyunu toplamak amacıyla sarnıç ve kuyular inşa edilmiş. Anıtsal mezarlar da günümüze dek görece iyi durumda ulaştığı için arkeoloji ve tarih meraklılarının ilgisini çekebilir. Kenti gezmek için herhangi bir giriş ücreti ödemiyorsunuz. Eğer Belenli Köyü’nden Aperlai istikametine doğru ilerlerseniz kaya mezarlarını ve Likya tipi lahitleri de görebiliyorsunuz.
6. Xanthos Antik Kenti
Günümüzde Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Kınık Mahallesi’nin sınırları içinde kalan Xanthos Antik Kenti, Likya’nın en görkemli ve büyük kentlerinden biriymiş. Tarihte ismi Xanthos Nehri olarak da anılmış olan Eşen Çayı’nın...
Antik kentleri gezmeyi sevenler için son önerimiz, Kaş’ın Kınık Mahallesi sınırları içinde kalan Xanthos Antik Kenti olacak. Aperlai ve İsinda’dan farklı olarak, burada hâlen çok zengin bir tarihi ve arkeolojik mirasla karşılaşmak mümkün. MüzeKart’la da giriş yapabildiğiniz kent, haftanın her günü ziyarete açık. Kalıntılar Eşen Çayı’nın kenarındaki ovayı gören iki tepeye yayılmış durumda.
Ev sahipliği yaptığı zengin miras sayesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne de giren Xanthos Antik Kenti’nin M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanan tarihçesinde bir dönem Likya Birliği’nin idari merkezi olduğu da biliniyor. Bu sebeple de tarih boyunca çok sayıda işgale uğramış. Hatta bağımsız olduğu süreçte Pers işgaline direnirken yaşanan trajediler Heredot tarafından da aktarılmış. Direniş ne kadar kuvvetli olsa da başarıya ulaşamamış ve Xanthos önce Perslerin, ardından Büyük İskender’in, ilerleyen süreçte de Ptolemaiosların ve III. Antiokhos’un hakimiyeti altına girmiş. M.Ö. 432 yılında Brutus kenti tamamen yerle bir edince, Roma imparatoru Marcus Antonius kenti neredeyse baştan inşa etmiş.
Tarih boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapması sebebiyle Xanthos Antik Kenti’nde birbirinden ilgi çekici kalıntılara rastlamak mümkün. Dünyaca ünlü Harpi anıtı, bölgede türünün tek örneğini temsil eden dikme anıt mezarlar ve M.Ö. 4. yüzyıldan kalan Likya lahdi; bunların başında geliyor. Anıt mezarlar, Roma dönemi agorası, sütunlu cadde, katedral, Haç Bazilikası ve uzunluğu iki kilometreye ulaşan sur duvarları da mutlaka görülmeli.
7. Gömbe Yaylası
Antalya’nın Kaş ilçesi hem çok zengin bir tarihi mirasa hem de birbirinden etkileyici doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyor. İlçe sınırlarında bulunan en büyüleyici doğal alanlardan biri de Gömbe Yaylası. İlçe...
Kaş sınırları içinde kalan tarihi keşif duraklarını tek tek ziyaret ettiğimize göre, biraz da doğal güzelliklerden söz edelim. İlçe merkezine yaklaşık 70 kilometre uzaklıkta bulunan Gömbe Yaylası, bu bölgedeki en görkemli yaylalardan biri. 3024 metrelik yüksekliğiyle Toroslar’ın batı uzantılarından biri olan Beydağları’nın ikinci en yüksek zirvesi olma unvanına sahip Akdağ’ın eteklerine yayılmış durumda. Antalya’nın bunaltıcı yaz sıcaklarında bile, rakımı 1200 metreye ulaşan bu yaylada serin havanın keyfini çıkarabiliyorsunuz.
Gömbe Yaylası’na giden yol boyunca size eşlik eden görkemli ardıç ağaçları, kızılçam ormanları ve Lübnan sedirleri zaten size hedefinize ulaştığınızda ne kadar büyüleyici bir doğayla karşılaşacağınız konusunda ipuçları veriyor. Akdağ’ın ihtişamlı manzarasıyla da komşu olan yaylanın asırlar önce yağlı güreş müsabakalarına ev sahipliği yaptığı, Osmanlı döneminde de hayvan pazarı olarak kullanıldığı biliniyor. Gömbe Yaylası’nın özellikle armudu, cevizi, pekmezli karlaması ve kebabı ünlü. Yaylada bungalov işletmelerinde konaklayabiliyor, kamp yapabiliyor ya da günübirlik doğa yürüyüşlerine çıkabiliyorsunuz. Gelmişken kebabı da mutlaka denemenizi tavsiye ederiz.
8. Kaputaş Plajı
Antalya’nın Kaş ilçesinin en gözde plajlarından biri olan Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasında uzanan sahil yolunun üzerinde. Fethiye tarafından Kaş’ın merkezine gelmeden önce, özellikle yaz sezonu sırasında bu plajın...
Doğal güzellikler demişken Kaş’ın dillere destan plajlarından söz etmemek olur mu? Aslında Kaş’ta denize girmek için ziyaret edebileceğiniz birçok farklı nokta var ama biz bugün yalnızca en ünlü plajlardan kısaca söz edeceğiz. "Kaş’ta nerede denize girilir?” diye soranlar için de en iyi Kaş plajlarını ve koylarını ayrı bir listede inceleyeceğiz. İlk durağımız yalnızca Kaş’ın değil, ülkemizin en görkemli plajlarından biri olan Kaputaş Plajı.
Kaş’ın merkezine yaklaşık 7 kilometre mesafede bulunan ve devasa kayaların oluşturduğu bir kanyonun ağzında uzanan Kaputaş Plajı gerçek bir doğa harikası. Fethiye tarafından gelirken Kaş’ın merkezine ulaşmadan önce zaten karşınıza çıkacak. Hatta eğer yolculuğunuzu yaz aylarında yapıyorsanız, plajın girişinde muhtemelen yoğun bir araç trafiğiyle de karşılaşacaksınız. Kaputaş Plajı’na çok yoğun ilgi gösterildiği için burada park yeri bulmanın pek kolay olmayacağını da belirtelim.
Kaputaş Plajı bir kanyonun ağzında olduğu için buraya ister özel aracınızla ister Kaş’ın merkezinden kalkan dolmuşlarla gelin; girişte indikten sonra çok sayıda basamağı da aştıktan sonra plaja ulaşabiliyorsunuz. İniş genellikle pek problem olmasa da dönüşte basamakları geri tırmanmak gerekeceğini unutmamak şart. Çocuklar ya da yaşlılar için bu basamakları tırmanmak biraz zorlayıcı olabilir. Fakat eğer kondisyon açısından bir probleminiz yoksa plaja ulaştığınızda bu efora kesinlikle değdiğini anlıyorsunuz.
Fakat önemli bir uyarı daha yapalım: Kaputaş Plajı’nın denizi de çocuklar ve iyi yüzme bilmeyen kişiler için risk teşkil edebilecek kadar dalgalı. Hem denizin dibi hem de plaj küçük çakıllarla kaplı. Dolayısıyla gelirken deniz ayakkabısı da getirmek isteyebilirsiniz. Plajda belediyenin işlettiği bir kafeterya, şezlong ve şemsiye kiralama olanağı, duş ve tuvalet mevcut. Ancak şezlong kapmak için burayı mümkün olduğunca erken saatlerde ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
9. Seyrek Çakıl Plajı
Antalya’nın Kaş ilçesi ülkemizin en gözde tatil merkezlerinden biri haline gelmiş durumda. Hatta yüzölçümü bakımından pek de büyük olmamasına rağmen bu kadar yoğun ilgi görmesi sonucunda, yaz aylarında ilçe genelinde...
Eğer Kaputaş Plajı’nın kalabalığı size göre değilse ona kıyasla çok daha küçük ve tenha olan Seyrek Çakıl Plajı da yol üzerindeki ideal alternatiflerden biri. Zaten Kaputaş Plajı’nın hemen yanında. Girişte herhangi bir ücret ödemediğiniz plajda yine belediyenin işletmesi mevcut. Şezlong, şemsiye, duş ve tuvalet gibi ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Park yeri sıkıntısı da Kaputaş’a kıyasla görece daha az ama Kaputaş’ın trafiği yaz aylarında Seyrek Çakıl’ın girişine kadar taşabiliyor. İsminden de anlaşılabileceği üzere, plaj küçük çakıl taşlarıyla kaplı. İsmi yöre halkı tarafından “Seyret Çakılı” olarak da anılıyor.
10. Büyük Çakıl Plajı
Ülkemizin en gözde tatil merkezlerinden biri olan ve Antalya sınırlarında bulunan Kaş ilçesi, özellikle yoğun yaz sezonlarında iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalık bir atmosfere kavuşabiliyor. İlçenin yüzölçümü pek de...
Kaş’ın merkezine geldikten sonra yürüyerek ulaşım sağlayabileceğiniz bir noktadan denize girmek istiyorsanız iki temel alternatifiniz var: Büyük Çakıl Plajı ve Küçük Çakıl Plajı. Büyük Çakıl Plajı merkezden yaklaşık 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde ve çakıllarla kaplı olması sebebiyle yine deniz ayakkabısıyla ziyaret edilmesinde fayda var. Plajın uzunluğu yaklaşık 50 metreye ulaşıyor. Yoğun sezonda burada bine yakın kişiyi bir arada görebiliyorsunuz. Dağlardan gelen kaynak sularının da karıştığı plajın denizi hem soğuk hem de temiz. Kaş’ın yaz sıcaklarından bunalanlar için çok keyifli bir alternatif oluşturuyor. Plajda yan yana sıralanmış restoranlar ve işletmeler mevcut. Bunlar sayesinde tüm temel ihtiyaçlarınızı kolayca karşılayabiliyorsunuz.
11. Küçük Çakıl Plajı
Antalya’nın Kaş ilçesi yaz tatilini ya da bahar aylarını geçirmek için harika bir destinasyon alternatifi. Ülkemizde her biri birbirinden popüler çok sayıda tatil merkezi mevcut ama Kaş’ı kendine has kılan...
Büyük Çakıl’a yaklaşık 500 metre mesafedeki Küçük Çakıl ise gerçekten küçücük bir koyun içinde. Uzunluğu 10 metre civarında. Kaş’ın merkezinden ayrılmadan ve uzun yürüyüşlerle uğraşmadan denize girmek istiyorsanız en ideal noktalardan biri. Fakat gerçekten küçük. Yoğun sezonda yer bulamayıp geri dönme riskiniz var. Küçük Çakıl’a ulaşmak için de biraz merdiven inmeniz gerekiyor ve yine tertemiz bir denizle karşılaşıyorsunuz. Plajda işletmeler de mevcut.
12. Akçagerme Plajı
Antalya’nın Kaş ilçesinde denize girmek için tercih edebileceğiniz birçok farklı plaj var ama bunların hepsi kendine has özelliklere sahip olduğundan kararı doğru vermek gerek. Kaş’ın doğrudan merkezinde bulunan Büyük Çakıl...
Mavi bayraklı plajlarımızdan biri olan Akçagerme Plajı, Kaş’ın merkezine yaklaşık dört kilometre mesafede. Arzu edenler bu mesafeyi yürüyerek de kat edebilir ama yaz sıcaklarında kilometrelerce yürümek her zaman iyi bir fikir olmayabilir. Uzunluğu yaklaşık 200 metre olan Akçagerme Plajı, kumluk plajları tercih edenler için ideal bir alternatif. En önemli avantajlarından biri, epey kapsamlı bir tesise ev sahipliği yapması. Plajda tenis kortundan aqua park’a kadar birçok farklı olacağa ulaşabiliyorsunuz. Kaş’ın merkezindeki plajlardan farklı olarak burada deniz de pek dalgalı olmuyor ve hızla derinleşmiyor. Bu nedenle de çocuklu aileler tarafından sıklıkla tercih ediliyor.
Akçagerme Plajı’nın bir diğer özelliği de öğrenciler tarafından işletilmesi. Kaş Turizm ve Meslek Lisesi öğrencilerinin pratik yapabilmeleri için burası onlara emanet edilmiş. Plajın düzenini sağlamaktan tuvaletlerin temizliğine ve restoran mutfağına kadar her görev öğrenciler tarafından yerine getiriliyor. Dilerseniz, plajın yanında bulunan kayalıkların üzerine kurulmuş olan kır lokantasını da ziyaret edebiliyorsunuz.
13. Patara Plajı
Siz de Tellioğullarıyla, Seferoğullarının bir türlü paylaşamadığı “Yeşil Vadiyi” aramak ya da İbrahim Tatlıses gibi kendinizi “Sabuha” için çöllere atmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Biz her ne kadar izlerken uçsuz bucaksız...
Çakıllı plajları sevmeyenler için Patara Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapan Gelemiş’e dönelim ve Patara Plajı’ndan da söz edelim. 18 kilometrelik uzunluğuyla devasa bir alana yayılan Patara Plajı, Akdeniz’in en uzun plajı olma unvanına sahip. Bu sayede en yoğun yaz sezonunda bile burada rahatça yer bulabiliyorsunuz ama kafa dinlemek için pek de ideal bir destinasyon değil. Genelde çok kalabalık oluyor. Giriş normalde ücretli ama eğer Patara Antik Kenti’nden zaten ücret ödeyerek ya da MüzeKart ile giriş yaptıysanız ayrıca ücret ödemiyorsunuz.
Caretta Caretta kaplumbağalarının da üreme alanlarından biri olan Patara Plajı’nda şezlong ve şemsiye kiralama, duş, tuvalet ve yeme içme gibi tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Burada deniz pek soğuk değil ve genelde dalgalı. Kaplumbağaların üreme alanlarını koruyabilmek için kumlara şemsiye saplamamak, kumları kazmamak ve elbette çevreye çöp atmamak gerekiyor. Plajda kamp yapmanın yasak olduğunu da belirtelim.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Antiphellos Antik Kenti | 9,5 |
2 | Uzun Çarşı ve Kral Mezarı | 9,0 |
3 | Patara Antik Kenti | 9,3 |
4 | Aperlai Antik Kenti | 9,0 |
5 | İsinda Antik Kenti | 8,5 |
6 | Xanthos Antik Kenti | 9,0 |
7 | Gömbe Yaylası | 8,5 |
8 | Kaputaş Plajı | 9,5 |
9 | Seyrek Çakıl Plajı | 9,0 |
10 | Büyük Çakıl Plajı | 9,5 |