Türkiye’nin en kuzeyinde, Batı Karadeniz’in de en doğusunda bulunan Sinop; asırlar boyunca önemli bir liman kenti olduğu için bugüne dek nice uygarlığa ev sahipliği yapmış. Karadeniz’in büyüleyici ve hırçın doğasından fazlasıyla nasibini alan şehir, içinde hem tarih hem de doğa tutkunları için keşfedilmeye değer birçok farklı güzelliği barındırıyor. Görkemli ormanları, yemyeşil tabiat parkları, göz alıcı şelaleleri, tarihi kaleleri ve müzeleriyle güzeller güzeli bir yer burası. İsmi, mitolojide ırmak tanrısı olarak geçen Asopos’un kızı olan, su perisi Sinope’den geliyor.
Tarihçesi altı bin yıl öncesinde uzanan ve Karadeniz’in tek doğal limanı olan Sinop, bizce mutlaka gezilip görülmesi gereken bir şehir. Eğer siz de bizimle aynı fikirdeyseniz, kenti etraflıca keşfederken size rehberlik edebilecek rehberimize göz atmaya ne dersiniz? Sizler için Sinop’ta mutlaka görülmesi gereken keşif duraklarını derledik. Gelin, birlikte inceleyelim.
1. Sinop Kalesi - Merkez
Sinop’un sembolü haline dönüşmüş tarihi yapıların başında gelen Sinop Kalesi, kentin Merkez ilçesinde ve yarımadanın üzerinde bulunuyor. Kalenin ilk olarak M.Ö. 8. yüzyılda Milet’ten Sinop’a göçüp burada koloni kuran kişiler...
Sinop’un sembolü haline dönüşmüş olan Sinop Kalesi’nin buraya M.Ö. 8. yüzyılda Milet’ten göçen koloniler tarafından inşa edildiği tahmin ediliyor. Bir sonraki asırda surları saldırılar neticesinde yıkılmış olan yapı, Pontus İmparatoru 4. Mithridat tarafından onarılmış ve sınırları bugünkü halini alacak kadar genişletilmiş. Sinop doğal bir liman olduğu için bu kale de tarih boyunca hep büyük önem arz etmiş. 1214-1264 yılları arasında Selçuklu egemenliği altındayken, kale savunmasını güçlendirmek amacıyla içine bir kale daha inşa edilmiş.
Oldukça görkemli surlara sahip olan Sinop Kalesi 2013 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nin de bir üyesi. Denizin hemen yanı başında bulunan tarihi yapı hâlen onarım çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Aslında geçmişte kalenin beş giriş kapısı varmış ama günümüzde bunlardan yalnızca ikisi ayakta. İç kale bölümünde, kentin turistik açıdan en çok dikkat çeken duraklarından biri olan Sinop Tarihi Cezaevi de bulunuyor.
2. Sinop Tarihi Cezaevi - Merkez
Sinop’un tarihi ve turistik açıdan en ilgi çekici duraklarından biri, M.Ö. 8. yüzyıldan beri varlığını koruyan Sinop Kalesi. Merkez ilçesinde ve kentin güneyinde bulunan kale, denizin de hemen yanı başında....
Sabahattin Ali’nin “Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma” dizeleriyle başlayan Hapishane Şarkısı Beş isimli şiirini kaleme aldığı anlara tanıklık eden Sinop Kapalı Cezaevi, bugün bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Zorlu koşulları sebebiyle yıllarca “Anadolu’nun Alkatrazı” olarak da nitelendirilen bu hapishanede, bugüne dek Sabahattin Ali’nin yanı sıra; Refik Halit Karay, Eşber Yağmurdereli, Zekeriya Sertel ve Kerim Korcan gibi birçok önemli isim daha tutuklu kaldı. Aslında iç kalenin içinde yer alan bu bölüm ilk etapta tersane olarak kullanılıyormuş. Fakat 1560 yılında zindan işlevi de kazanmış.
Hem Osmanlı hem de cumhuriyet tarihi boyunca hapishane olarak kullanılan Sinop Tarihi Cezaevi, 1999 yılından beri müze statüsünde. 2024 yılında restorasyon sebebiyle geçici süreliğine ziyarete kapanmış olsa da sizin bu yazıyı okuduğunuz dönemde yeniden kapılarını açmış olabilir. Müzeye girişte MüzeKart geçiyor. Yolunuz buraya düşmüşken, çok yakınlardaki Diyojen Heykeli’ni de görebilirsiniz.
3. İnceburun Feneri - Merkez
Sinop Yarımadası’nın kuzeybatı ucunda bulunan İnceburun, aynı zamanda ülkemizin de en kuzey ucunu oluşturuyor. Bu noktaya 1863 yılında inşa edilen İnceburun Feneri de kentin turistik açıdan en gözde duraklarından biri....
Ülkemizin en kuzey ucunu oluşturan İnceburun, Sinop Yarımadası’nın da en kuzeybatı noktası. Buraya 1863 yılında inşa edilmiş olan deniz feneri uzun yıllardır turistik açıdan yoğun ilgi görüyor. Görüş mesafesi 18 mil olan İnceburun Feneri’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, içinde hâlen bekçi bulunması. Beş kuşaktır deniz fenerini aktif tutan Çilesiz ailesi hâlen görevinin başında. Hatta fenerin önündeki kayalıklarda üç mezar var ve bunların ikisi de Çilesiz ailesinin üyelerine ait.
Çevre düzenlemesi Sinop Valiliği tarafından üstlenilmiş olan İnceburun Feneri, Karadeniz’in uçsuz bucaksız manzaralarına tanıklık etmek isteyenlerin rotasını çevirebileceği en ideal adreslerden biri. Burada gün batımını seyretmek de çok keyifli oluyor.
4. Sinop Arkeoloji Müzesi - Merkez
Sinop’un Merkez ilçesine bağlı İnce Dayı Mahallesi’nde bulunan Sinop Arkeoloji Müzesi ya da kısa ismiyle Sinop Müzesi, 1941 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlıyor. Aslında Sinop’un ilk müzecilik faaliyetlerinin tarihçesi 1920’li...
Sinop’un çevresinde yapılan çalışmalarda ele geçen eserler gitgide artınca, 1920’li yılların başında kentin bir müzeye ihtiyaç duyduğu kesinleşmiş. Eserler ilk olarak Mekteb-i İdadi’ye, oradan da az sonra detaylı olarak sözünü edeceğimiz Pervane Medresesi’ne aktarılmış. Nihayetinde bir müze binası açılmış ve 1970 yılında da Sinop Arkeoloji Müzesi bugünkü yerine taşınmış. Yarım asırı aşkın süredir ziyaretçilerini ağırlayan müzede kronolojik sırayla teşhir edilen klasik eserleri, tarih öncesi çağı eserlerini ve halılar ile yazma eserleri yakından inceleyebiliyorsunuz. Müzenin bahçesinde, 1951 yılındaki kazılarda ortaya çıkan Serapis Mabedi kalıntıları da bulunuyor. Girişte MüzeKart geçerli.
5. Sinop Arslantorunlar Etnografya Müzesi - Merkez
Sinop’un Merkez ilçesine bağlı Kefevi Mahallesi’nde bulunan Sinop Arslantorunlar Etnografya Müzesi ya da kısa ismiyle Sinop Etnografya Müzesi, haftanın cumartesi ve pazar haricindeki tüm günlerinde ziyarete açık. Ziyaret saatleri 08:00...
Sinop’un kent, sosyal yaşam ve gündelik hayat başlıklarında tarihçesini daha detaylı şekilde öğrenmek isterseniz, Sinop Arslantorunlar Etnografya Müzesi’ne de uğramayı unutmayın. Yalnızca hafta içi günlerinde ziyarete açık olan bu müze, 18. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş tarihi bir konağın içine kurulmuş. Üç katlı konakta ahşap oymacılığının göz alıcı örneklerini görmek mümkün. Konağın tavan bordürleri ve kemer aralıkları da barok renk tonlamaları ve çiçek figürleriyle süslendiği için, romantik bir mimari üslubu yansıtıyor.
Sinop Etnografya Müzesi’nde Sinop ile Boyabat evlerini konu alan bir galeri, dokuma tezgahları, takılar, kılıçlar ve konak yaşantısı canlandırmaları yer alıyor. Müzeye girişler ücretsiz.
6. Pervane Medresesi - Merkez
Sinop’un Merkez ilçesine bağlı Meydankapı Mahallesi’nde, Alaaddin Cami’nin avlusunun kuzey girişinin tam karşısında bulunan Pervane Medresesi, 1262 yılından beri varlığını koruyan tarihi bir yapı. Günümüzde turistik açıdan da önemli bir...
1261 yılında Selçuklu Veziri Muinüddin Süleyman Pervane tarafından inşa ettirilmiş olan Pervane Medresesi, kentin ikinci kez fethedilmesini simgeleyen bir yapı. Cumhuriyetin ilanının ardından medreseler kapatıldığı için bir dönem boş kalmış ve 1932-1970 yılları arasında da bugün Sinop Arkeoloji Müzesi’nde bulunan eserlere ev sahipliği yapmış. Müze yeni binasına taşındığında bu kez de turistik bir çarşıya dönüştürülmüş. Pervane Medresesi’nde hem yöresel ürünler ve hediyelik eşyalar satan dükkanlar hem de restoran ve kafeteryalar yer alıyor.
7. Balatlar Kilisesi - Merkez
İsmi bazı kaynaklarda Sinope Koimesis Kilisesi olarak da geçen Balatlar Kilisesi, Sinop’un Merkez ilçesine bağlı Ada Mahallesi’nin sınırları içinde bulunan ve Bizans Dönemi’nden günümüze ulaşan bir yapı. Yaklaşık 3 bin...
M.S. 660 yılında inşa edilmiş olan Balatlar Kilisesi, aslında ilk etapta büyük bir Bizans bazilikasıymış. Hatta kentte Geç Roma İmparatorluk Dönemi’nden kalıp da günümüzde de işlevini net olarak tespit edebildiğimiz tek yapı olma özelliğine sahip. Geçmişte burada hamam, palestra ve Gymnasium bölümleri de yer alıyormuş; yapının ismi de Balatlar Yapı Topluluğu olarak geçiyormuş. Fakat günümüzde bu bölümlerin çoğu ayakta değli.
Osmanlı Devleti’nin bölgede hakimiyet kurduğu 15. ve 16. yüzyıllarda Balatlar’ın bir bölümü Ortodoks manastırına dönüştürülmüş. Doğu taraftaki yapının zemin katı da 20. yüzyıla kadar mezarlık olarak kullanılmış. Bunca köklü bir tarihi geçmişe sahip olduğu için, Balatlar Kilisesi’nde uzun yıllardır kazı çalışmaları devam ediliyor. Hatta bu çalışmalarda açılan mezarlardan birinin içinde bir sandık bulunmuş. Bu sandığın ya önemli birinin kemiklerini içinde barındırdığı ya da kutsal bir kişiye ait sembolik bir mezar olduğu tahmin ediliyor. Balatlar Kilisesi 2024 yılı itibarıyla hâlen geçici olarak ziyarete kapalı. Siz bu yazıyı okurken yeniden ziyaretçilerine kapılarını açmış olabilir.
8. Hamsilos Tabiat Parkı - Merkez
Doğal güzellikleri dünya çapında ün salmış olan Karadeniz Bölgesi’nin, coğrafyasıyla ve tarihi miraslarıyla en dikkat çeken kentlerinden biri, Sinop. Türkiye’nin en kuzey ucunu oluşturan İnceburun’a da ev sahipliği yapan Sinop,...
Hamsilos Tabiat Parkı gerek merkezi konumu gerekse ev sahipliği yaptığı zengin biyoçeşitlilik sayesinde Sinop’un en çok ilgi gören doğal alanlarından biri. Yarımadanın İnceburun uzantısında bulunan bu doğa harikası, halk arasında Hamsaroz ismiyle de anılıyor. Birinci derece doğal sit alanı statüsünde olan bölge kent merkezine sadece 14 kilometre mesafede. İçinde Akliman Günübirlik Kullanım Alanları isimli bir bölge mevcut ve burada hem kamp hem de piknik aktiviteleri yapılabiliyor.
9. Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı - Merkez
Sinop’un doğal güzellikleri bakımından en zengin bölgelerinden biri olan Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı, deniz seviyesinde bulunan bir doğa harikası. Büyük bir gölün yanı sıra; görkemli ormanlara, yalancı maki topluluklarına, kayalıklara,...
1987 yılında tabiatı koruma alanı tescil edilen ve 1991’den beri birinci derece doğal sit alanı statüsünde olan Sarıkum, ismini ev sahipliği yaptığı lagün gölünden alıyor. 102 hektarlık bir alanı kaplayan Sarıkum Gölü 500’ü aşkın canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı’nı da bir doğa harikası olarak tanımlamak yanlış olmaz. Çünkü bu bölgede kıyı kumullarından sulak çayırlara, kayalıklardan ormanlara kadar birçok farklı doğa oluşumuyla karşılaşıyorsunuz. 230’dan fazla kuş türünün yaşam alanı da olan bölge, özellikle doğa fotoğrafçıları ve kuş gözlemcileri için gözden kaçırılmaması gereken bir keşif durağı.
10. Tatlıca (Erfelek) Şelaleleri - Erfelek
2011 yılında tabiat parkı olarak tescil edilen Tatlıca Şelaleleri, Sinop’un Erfelek ilçesine bağlı Tatlıca Köyü’nün sınırları içinde yer alıyor. İrili ufaklı toplamda 28 farklı şelaleden oluşan bu doğa harikası, her...
Erfelek’in Tatlıca Köyü’nde bulunan ve bazen köyün, bazen de ilçenin ismiyle anılan Tatlıca Şelaleleri, küçüklü büyüklü toplamda 28 farklı şelaleden oluşuyor. Yılda ortalama 200 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlayan bu bölge 2011 yılından beri tabiat parkı statüsünde. Şelalelerin çevresinde birer kilometre uzunluğunda olan iki farklı yürüyüş parkuru mevcut. Bunlardan biri kendiliğinden oluşmuş, diğeri de Doğa ve Milli Parklar 10. Bölge Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş. Eğer şelalenin serin havası, buz gibi çağlayan suları ve mistik atmosferi eşliğinde keyifli doğa yürüyüşleri yapmak istiyorsanız; aradığınız yer tam da burası.
Tatlıca Şelaleleri’ne yaklaşık iki kilometre uzunlukta ve dar bir vadiden geçerek gidiliyor. Fauna, yaban hayatı ve orman altı bitki çeşitliliği bakımından son derece zengin olan tabiat parkında büfe, seyir terası, kır kahvesi ve tuvalet gibi olanaklar da mevcut.
11. İnaltı Mağarası - Ayancık
Söz konusu Karadeniz coğrafyası olduğunda, doğa tutkunlarının asla keşfetmekle bitiremeyecekleri zenginlikte doğal güzelliklerden söz edebiliyoruz. Uçsuz bucaksız ormanları, görkemli şelaleleri, yemyeşil vadileri ve yaylaları ile Karadeniz Bölgesi, içinde birbirinden etkileyici...
Ayancık’ın merkezine 40 kilometre uzaklıktaki İnaltı Köyü’nde bulunan İnaltı Mağarası, mağaraların gizemli ve mistik atmosferlerini sevenlerin mutlaka keşfetmesi gereken bir oluşum. Rakımı 1700 metre olan mağaranın 50 metre altına kadar arabayla gidebiliyor, ardından da merdivenleri tırmanarak mağaraya ulaşabiliyorsunuz. Aslında bu mağaranın derinliği 658 metre ama şimdilik yalnızca 300 metrelik bölümü ziyarete açılmış. Bu bölüm aydınlatılmış ama aydınlatmaların sık sık bozulduğundan şikayet eden ziyaretçilerin sayısı hiç de az değil. Dolayısıyla yanınızda el feneri götürmek isteyebilirsiniz. Damlataş havuzları, sarkıt ve dikitlerle bezeli mağara hakikaten etkileyici bir atmosfere sahip. Hemen önünde bir kır kahvesi de bulunuyor.
12. Akgöl Tabiat Parkı - Ayancık
Karadeniz’in turistik açıdan en çok ilgi gören şehirlerinden biri olan Sinop’ta, doğa tutkunlarının keşfetmeye doyamayacağı sayısız doğal güzellik var. Özellikle tabiat parkı olarak ilan edilen alanlar bakımından son derece zengin...
2018 yılında tabiat parkı olarak tescil edilen Akgöl, Ayancık ilçesinin güneyinde ve ilçe merkezinden 42 kilometre uzaklıkta. Bu güzergahın 38 kilometresi asfalt, kalanı da stabilize yoldan oluşuyor. Tabiat parkına ismini veren Akgöl yaklaşık üç dönümlük bir yüzölçümüne sahip. Çevresinde piknik alanları ve Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait bir tesis de yer alıyor. Burada günübirlik piknik ve kamp aktiviteleri yapmak mümkün.
13. Boyabat Kalesi - Boyabat
İsmini içinde bulunduğu ilçeden alan Boyabat Kalesi, Sinop’un en görkemli tarihi kalelerinden biri. Elbette Sinop dendiğinde akla ilk olarak Merkez ilçesindeki Sinop Kalesi geliyor. Fakat Boyabat Kalesi de turistik açıdan...
Kentin Sinop Kalesi’nden sonraki ikinci en görkemli tarihi yapısı da Boyabat Kalesi. Gökırmak Vadisi’ndeki sarp bir kayalığın tepesine inşa edilmiş olan yapı, kayaların doğal yapısına uygun olabilmesi amacıyla ilginç bir tasarıma sahip. Kulelerinin bazıları dikdörtgen, bazıları da yuvarlak formda. Kalenin kitabesi hâlen bulunamadığı için inşa tarihi kesinleşmemiş olsa da, burada ilk kez bir kalenin temellerinin M.Ö. 6. yüzyıl başlarında atıldı biliniyor. Büyük olasılıkla bu kale yıkılmış ve yerine yenisi Osmanlı döneminde inşa edilmiş.
Temellerinde Roma ve Bizans kalıntılarına rastlanan Boyabat Kalesi’nin yeni versiyonunun Osmanoğulları tarafından inşa edildiğini kesin olarak biliyoruz. İlçe merkezinden 3 kilometre uzaklıktaki yapı, geçirdiği restorasyon çalışmasının ardından ziyarete de açıldı. Hatta kale ile ondan 100 metre uzaklıktaki Kırkkızlar kayası arasına teleferik hattının çekilmesi, kayanın üzerine de bir cam teras yapılması üzerine çalışmalar da 2024 yılında hâlen devam ediyor.
14. Salar Köyü Kaya Mezarı - Boyabat
Sinop’u her birimiz eşsiz doğasıyla, zengin tarihi mirasıyla ve ülkemizin en kuzey ucunu oluşturan İnceburun’a ev sahipliği yapmasıyla tanıyoruz. Peki, Sinop ile Kastamonu’nun aynı zamanda bir kaya mezarı bölgesini de...
Henüz turistik açıdan yeterince ilgi görmüyor olsa da, Sinop ile Kastamonu’nun kesiştiği geniş bir bölgenin kaya mezarları açısından çok zengin olduğunu belirtmek gerek. Bu bölgenin içinde bulunan yerleşim yerlerinden biri de Boyabat ilçesine bağlı Salar Köyü. Bu köyde Gökırmak Ovası’nı gören bir noktadaki kalker kayanın üzerinde, M.Ö. 7. yüzyılda inşa edilmiş bir kaya mezarı yer alıyor. Paflagonyalılardan bize miras kalan Salar Köyü Kaya Mezarı’nın çevresinde bulunan basamaklı tünel, burada binlerce yıl önce yerleşim olduğunu da doğruluyor. Halk arasında “Şeytan Basamakları” olarak adlandırılan merdivenlerden mezarın bulunduğu alana çıkabiliyorsunuz. Kaya mezarına ulaşmak da çok kolay. Eğer yolunuz Boyabat’a düşerse bu binlerce yıllık tarihi mirası yakından görme fırsatını kaçırmamanızı tavsiye ederiz.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Sinop Kalesi | 9,8 |
2 | Sinop Tarihi Cezaevi | 9,5 |
3 | İnceburun Feneri | 9,5 |
4 | Sinop Arkeoloji Müzesi | 9,0 |
5 | Sinop Arslantorunlar Etnografya Müzesi | 9,0 |
6 | Pervane Medresesi | 8,5 |
7 | Balatlar Kilisesi | 9,5 |
8 | Hamsilos Tabiat Parkı | 9,5 |
9 | Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı | 9,0 |
10 | Tatlıca (Erfelek) Şelaleleri | 9,3 |