İstanbul’un derya deniz tarihçesini keşfetmek, kentin ruhunu hissetmek ve olağanüstü zenginlikteki mirasına tanıklık etmek için rotanızı çevirebileceğiniz semtlerin başında Eminönü ile Sirkeci geliyor. Bu iki komşu semt, hem Tarihi Yarımada bölgesinin hem de kentin ticaret hayatının nabzını tutan yerleşim yerleri. Asırlardır ayakta duran camiler, hanlar, hamamlar ve yapılar; Eminönü ve Sirkeci’nin dokusunu oluşturuyor. Bu bölge, içine adım attığınız anda size zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissettirecek. Hazırsanız, Eminönü ve Sirkeci’yi keşfe çıkıyoruz. Gelin, bu iki semtte mutlaka görmenizi önerdiğimiz yerlere beraberce göz atalım.
1. Galata Köprüsü
Galata Köprüsü, İstanbul'un en eski köprülerinden biridir. Tarihi yarımada ile Galata semtini birbirine bağlayan stratejik bir konumda yer alır.Galata Köprüsü, İstanbul Boğazı'nın Haliç'e açılan kısmı üzerinde bulunur. Köprünün bulunduğu...
Karaköy ile Eminönü’nü birbirine bağlayan Galata Köprüsü, tarih boyunca defalarca kez yeniden inşa edilmiş bir yapı. Bugünkü versiyonu 1994 yılından beri varlığını koruyor ve 490 metre uzunluğunda. Ancak bu bölgeye Haliç’in iki yakasını birleştirecek bir köprü yapılmasına ilişkin girişimler çok daha öncesinde, Bizans zamanında başlamış. 6. yüzyılda başlayan girişimler uzun süre boyunca mobil ve geçici çözümlerle sınırlı kalmış. İlk kalıcı Galata Köprüsü ise 1845 yılında yapılmış. O gün bugündür, bölgenin yoğun trafiğini ve kalabalığını hafifletmek açısından, Galata Köprüsü çok önemli bir rol üstleniyor. Köprünün altında denize sıfır restoranlar da yer alıyor.
2. Mısır Çarşısı
Yaklaşık üç buçuk asırdır tüm görkemini ve işlevini koruyarak varlığını sürdüren Mısır Çarşısı, Eminönü’ndeki Çiçek Pazarı ve Yeni Camii’nin yanında konumlanıyor. Bu çarşı yüzölçümü bakımından Kapalıçarşı’dan küçük. Ancak yine de...
Çiçek Pazarı’nın ve az sonra sözünü edeceğimiz Yeni Camii’nin yanında yer alan Mısır Çarşısı, İstanbul’un en köklü ve ünlü çarşılarından biri. Yeni Camii’ye gelir kazandırmak için, III. Murat’ın annesi Safiye Sultan tarafından inşa ettirilmiş. Aslında inşa çalışmaları 1597 yılında başlamış ama külliyenin yapımında çok kez duraklama yaşandığı için, ancak Hatice Turhan Sultan’ın zamanında, 1664’te tamamlanabilmiş. İnşasında Mısır’dan gelen vergiler de kullanıldığı için bu isimle anılıyor.
Mısır Çarşısı, dünyanın dört bir yanından gelen baharatların Avrupa’ya dağıtıldığı bir ticaret merkezi olmuş. Altı kapılı hanın içinde, günümüzde 86 farklı dükkan bulunuyor. Kapalıçarşı’yla yarışabilmesi mümkün değil elbette ama son derece turistik ve etkileyici bir atmosfere sahip.
3. Yeni Camii (Valide Sultan Camii)
İstanbul'un Tarihi Siluetinin Görkemli Tacı: Eminönü Yeni Camiiİstanbul'un tarihi yarımadasında, Haliç'in kıyısında yükselen Eminönü Yeni Camii, Osmanlı mimarisinin en göz alıcı örneklerinden biridir. 17. yüzyılda inşa edilen bu muhteşem...
Mısır Çarşısı, Yeni Camii’nin külliyesinin içinde bulunuyor. Yeni Camii de yalnızca Eminönü’nün değil, İstanbul’un en ünlü ve eski camilerinden biri. Yapımına III. Murad’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle 1597 yılında başlanan yapı, çeşitli zorluklar nedeniyle ancak 66 yıl sonra tamamlanabilmiş. Sabrın kıymetli bir ürünü olarak nitelendirebileceğimiz cami, 1663 yılında ve IV. Mehmed’in annesi Turhan Hatice Sultan’ın girişimleriyle 1663 yılında ibadete açıldığı için, bazı kaynaklarda Valide Sultan Camii olarak da anılıyor.
Klasik Osmanlı cami planında inşa edilen Yeni Camii, günümüzde de ibadete ve ziyarete açık. Avlusunda sekizgen bir şadırvan bulunan yapının iç mekanı, eşsiz çinilerle süsleniyor. Caminin hemen yanında da Hünkar Kasrı ve Valide Sultan Türbesi var.
4. Hünkar Kasrı
Eminönü’nün meşhur Yeni Camii’sinin külliyesinin içinde bulunan Hünkar Kasrı, semtin en etkileyici tarihi yapılarından biri. Osmanlı mimarisinin ihtişamlı örneklerinden birini oluşturan yapı, Valide Sultan Türbesi’ne de komşu. Osmanlı padişahlarının ve...
Osmanlı padişahlarının ve ailelerinin ibadet öncesinde ya da sonrasında dinlenmek için ziyaret ettiği Hünkar Kasrı, iç dekorasyonundaki süslemelerle adeta bir sanat eseri gibi. Ağaç oymacılığı, çinicilik, sedefkârî işlemecilik gibi birçok el sanatının eşsiz örneklerini burada bir arada görmek mümkün. Yakın geçmişte İstanbul Ticaret Odası tarafından aslına uygun şekilde restore edilen yapı, günümüzde kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan bir merkez olarak kullanılıyor.
5. Rüstem Paşa Camii
İstanbul’un Fatih ilçesinde, Eminönü çarşı bölgesinde yer alan Rüstem Paşa Camii, Osmanlı mimarisinin en güzel ve etkileyici örneklerinden biri. Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve sadrazamı Rüstem Paşa’nın adına, Mimar Sinan...
Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa’nın adına Mihrimah Sultan’ın inşa ettirdiği Rüstem Paşa Camii, 1561 yılında tamamlanmış bir Mimar Sinan eseri. İçindeki çiniler öyle çok ve etkileyici ki, Newsweek Dergisi 2007 yılında bu tarihi ibadethaneyi Avrupa’nın en güzel camisi seçmiş. 16. yüzyılın en görkemli çini örneklerine ev sahipliği yapan cami, sekizgen planlı ve oldukça büyük bir kubbesi var. Caminin iç mekanını süslemek için İznik çinileri bile yetersiz kaldığı için, Kütahya’da yeni çini atölyelerinin açıldığını biliyoruz. Kısacası, bu yapı adeta bir sanat galerisi gibi.
6. Türkiye İş Bankası Müzesi
Türkiye İş Bankası Müzesi, İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Eminönü semtinde tarih, finans ve bankacılık alanlarına meraklı olan ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Tarihi Yenicami Şubesi’nde yer alan müzede ülkenin finansal açıdan kalkınma...
İş Bankası’nın tarihi Yenicami şubesi, 2007 yılından beri müze sıfatıyla ziyareetçilerini ağırlıyor. Kurumun 1924 yılından beri arşivlediği belgelerinin, objelerinin, fotoğraflarının ve filmlerinin sergilendiği müzenin koleksiyonu, hakikaten çok zengin. Eski daktilolar, kumbaralar, hesap makineleri, arşiv belgeleri… Burada her objenin bir hikayesi var. Üstelik, ziyaretçiler arzu ederlerse bankanın ana kasa dairesine de giriş yapabiliyor. Türkiye İş Bankası Müzesi haftanın pazartesi hariç her günü 10:00-18:00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Kentte ücretsiz ziyaret edebileceğiniz diğer müzeleri öğrenmek için, İstanbul'un Ücretsiz Müzeleri seçkimize de göz atabilirsiniz.
7. Kapalıçarşı
Tarihçesi 15. yüzyıla, yani Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesini takip eden sürece kadar uzanan Kapalıçarşı; yalnızca ülkemizin değil, dünyanın en büyük ve görkemli çarşılarından biri. Ülkemize yabancı ülkelerden gelen turistlerin...
Dünyanın en büyük ve görkemli ticaret merkezlerinden biri olan Kapalıçarşı, 15. yüzyıldan beri ayakta duran bir başyapıt. 1461 yılında, Ayasofya’ya gelir sağlayabilmek için inşa edilmeye başlanmış. Yıllar boyunca devam eden inşaat sırasında, çarşıya birçok farklı ekleme yapılmış. Asırlar boyunca kentin en varlıklı esnaflarının ticaret yaptığı bu tarihi han, günümüzde de yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Yabancıların “Grand Bazaar” olarak adlandırdığı kadim çarşı, 45 bin metrekarelik devasa bir yapı. İçinde 3 bin 600 farklı dükkan var ve bazı günler 500 binden fazla ziyaretçi ağırlıyor.
8. Büyük Yeni Han
İstanbul’un hâlen ayakta duran tarihi hanlarından biri olan Büyük Yeni Han, yolu Eminönü ve Kapalıçarşı taraflarına düşen yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. Sultan III. Mustafa’nın hükümdar olduğu...
Kapalıçarşı’nın görkemi ve ünü elbette tartışılmaz ama aslında bu bölgede keşfe değer farklı tarihi hanlar da var. Özellikle Kapalıçarşı’nın mahşeri kalabalığından ve gürültüsünden uzaklaşarak alışveriş ve keşif yapmak istiyorsanız, civardaki hanları da mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. Bunlardan biri olan Büyük Yeni Han, 1764 yılında, yani III. Mustafa döneminde inşa edilmiş. Çakmakçılar Yokuşu üzerinde bulunuyor. İki katlı ve 320’den fazla odası var. Günümüzde Büyük Yeni Han’ın içinde envai çeşit dükkan bulmak mümkün, ancak özellikle gümüş işlemecileriyle ün salmış durumda.
9. Büyük Valide Han
İstanbul’un en ünlü, turistik ve büyük ticaret merkezi, elbette Kapalıçarşı. Ancak Kapalıçarşı’nın bulunduğu bölgede, ondan biraz daha küçük olsa da bir o kadar etkileyici ve tarihi atmosfere sahip, başka hanlar...
Çakmakçılar Yokuşu’ndaki en görkemli yapı, 17. yüzyıldan beri ayakta duran Büyük Valide Han. Üç avlulu ve 210 odalı yapı, Üsküdar’daki Çinili Camii’ye gelir sağlamak amcayla inşa edilmiş. Ne yazık ki yıllar içinde yapılan onarım çalışmalarında, hanın orijinal yapısal özelliklerinin birçoğu kaybolmuş. Ancak nostaljik atmosferi hâlen baki. Avlusunda Bizans döneminden kalan İrene Kulesi de bulunan tarihi yapı, günümüzde atölyelere, depolara ve hediyelik eşya dükkanlarına ev sahipliği yapıyor. James Bond serisinin Skyfall isimli filminin bazı sahnelerinin burada çekildiğini de ekleyelim.
10. Zincirli Han
İstanbul’un dünyaca ünlü Kapalıçarşı'sının hemen yanı başında yer alan Zincirli Han, kentin tarihi mirası içinde önemli bir yere sahip. Osmanlı döneminde aktif kullanılan ticaret hanlarından biri ve hâlen ayakta. 18....
Kapalıçarşı’nın hemen yanı başında bulunan ve onun yavrusu gibi görünen Zincirli Han, iki katlı ve tek avlulu şekilde tasarlanmış. 18. yüzyılın sonlarından beri ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Yuvarlak taş kemerli ve kiremit renkli duvarları, sade tasarımı, zarif estetiği ve yeşil panjurlarıyla çok sevimli bir görünüme sahip. Avlusunda da asırlık bir ağaç ve minik bir çeşme mevcut. Kapalıçarşı’nın kalabalığına inat, burada çok daha sakin ve huzurlu bir ortam hakim.
11. Ahi Çelebi Camii
İstanbul’un en turistik duraklarından biri olan Eminönü semtinde yer alan Ahi Çelebi Camii, hem tarihi ve kültürel hem de dini açıdan büyük önem taşıyan bir yapı. Halk arasında "Kanlıfırın Mescidi"...
Yemişçiler Camii ve Kanlıfırın Mescidi olarak da anılan Ahi Çelebi Camii, İstanbul’un fethinin ardından sur dışına inşa edilen nadir camilerden biri. Ünlü Osmanlı hekimi Ahi Mehmet Çelebi’nin emriyle inşa edilmiş. Özellikle böbrek ve idrar kesesi taşlarının tedavisi üzerine çok önemli çalışmalara imza atan Ahi Çelebi Camii, başhekimliğe kadar yükselmiş bir zat. Onun ismini taşıyan tarihi ibadethane de bugüne dek birçok rivayete konu olmuş. Hatta Evliya Çelebi’nin, bu camide gördüğü bir rüya üzerine seyahatlerine başladığı rivayet ediliyor. Tarih boyunca deprem ve yangın gibi felaketler sebebiyle çok ağır hasarlar alan ve defalarca onarılan Ahi Çelebi Camii, günümüzde ibadete açık.
12. Nuruosmaniye Camii
Osmanlı barok mimarisinin İstanbul’daki en önemli temsilcilerinden biri olarak görülen Nuruosmaniye Camii, 18. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş. Kapalıçarşı’nın girişinde ve Çemberlitaş semtinin sınırları içinde bulunuyor. Osmanlı mimarisinde batılılaşma eğilimlerinin başladığı...
İnşasına I. Mahmut’un emriyle 1748 yılında başlanan ve III. Osman tarafından 1755 yılında tamamlanan Nuruosmaniye Camii, Osmanlı barok mimarisinin kentteki en önemli örneklerinden biri. Kapalıçarşı’nın girişinde bulunuyor. Dev kubbesi, barok alçı işlemelerle süslü 174 penceresi, çok köşeli mihrabı ve taş alemlerle taçlandırılmış iki şerefeli minareleriyle; klasik Osmanlı camilerinden çok daha farklı bir görünüme sahip. Bir külliye şeklinde tasarlandığı için, caminin çevresinde sebil, çeşme, medrese ve kütüphane gibi bölümler de var. Kütüphane de Barok mimarinin ihtişamlı örneklerinden biri ve 5 binden fazla esere ev sahipliği yapıyor.
13. Gedikpaşa Hamamı
Osmanlı dönemi hamam mimarisinin İstanbul’daki en güzel örneklerinden biri olan Gedikpaşa Hamamı, 1475 yılında Gedik Ahmet Paşa’nın emriyle inşa edilmiş. Mimar Sinan’ın ustası olarak da tanıdığımız Mimar Hayrettin’in imzasını taşıyan...
Kapalıçarşı’ya çok yakın bir konumda bulunan Gedikpaşa Hamamı, 1475 yılında Mimar Sinan’ın ustası Mimar Hayrettin tarafından inşa edilmiş. Gedik Ahmet Paşa’nın adına inşa edilen tarihi hamam, özellikle yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. Geçirdiği restorasyon çalışmalarının ardından, bugün hâlen özgün işlevini koruyor. Asırlardır hizmet veren bir hamamda vakit geçirmek isterseniz, Gedikpaşa Hamamı’nı ziyaret etmeniz yeterli. Kentin diğer ünlü hamamları hakkında bilgi sahibi olmak içinse İstanbul'un Tarihi Hamamları isimli seçkimizi incelemeniz yeterli.
14. Sirkeci Garı
İstanbul’un ev sahipliği yaptığı en önemli ve görkemli yapılardan biri olan Sirkeci Tren Garı, kentin tarihi ve kültürel mirası içinde önemli bir yere sahip. Temelleri, 11 Şubat 1888 tarihinde, II....
İçinde bulunduğu semtle özdeşleşmiş olan Sirkeci Garı’nın temelleri 11 Şubat 1888 yılında, II. Abdülhamit döneminde atılmış. 3 Kasım 1890 yılından beri ziyaretçilerini ağırlayan tarihi gar, mimar August Jasmund’un imzasını taşıyor. Günümüzde de Marmaray hattının Sirkeci istasyonu olarak hizmet veriyor.
Bize sorarsanız, yolunuz bu tarafa düşerse garın içine mutlaka girmeli ve bu tarihi atmosferi hissetmelisiniz. Atatürk’ün 1930 yılında Trakya yolculuğuna başladığı, dünyaca ünlü Orient Express’in yıllarca son durağı olan, 1960’larda ülkemizden Almanya’ya işçi olarak giden vatandaşlarımızın gurbet yolculuğuna adım attığı bir mekandan söz ediyoruz. İçinde nice hikaye, anı ve hayat barındırıyor. Sirkeci Garı’nın içinde 2005 yılından beri İstanbul Demiryolu Müzesi de bulunuyor.
15. İstanbul Demiryolu Müzesi
Demiryolu ve kent tarihine ilgi duyanlar için, İstanbul’da kaçırılmaması gereken bir keşif durağı var: İstanbul Demiryolu Müzesi! 23 Eylül 2005 tarihinde Sirkeci Garı’nın içinde ziyarete açılan bu küçük ama etkileyici...
Sirkeci Garı’nın geçmişine ve kentin demiryolu tarihine ışık tutan İstanbul Demiryolu Müzesi, küçük ama dolu dolu bir müze. Garın tarihi atmosferini çok başarılı bir şekilde tamamlıyor. İçinde Osmanlı döneminden kalan belgeleri, projeleri ve haritaları yakından inceleyebiliyor; Orient Ekspres’in kente miras bıraktığı yemek takımlarını ve madalyaları görebiliyorsunuz. Ayrıca, bir banliyö treninin makinist bölümüne girmek de mümkün. Pazar ve pazartesi kapalı olan müze, haftanın diğer günlerinde 09:00 ile 12:30 ve 13:00 ile 17:00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebiliyor.
16. Gülhane Parkı
Tarihi yarımadada, Sarayburnu olarak da anılan bölgede yer alan Gülhane Parkı, yüzyıllar boyu sarayın bir parçası olarak saray mensuplarınca kullanılmıştır. “Gülhane” adını içindeki güllerden alan park, geçmiş dönemlerde bahçe ya...
Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olarak başladığı yolculuğa 1913 yılında Cemil Topuzlu tarafından halka açılarak devam eden Gülhane Parkı, ülkemizde “park” olarak nitelendirilen ilk yeşil alan olma özelliğine sahip. İçinde müze, botanik bahçesi, açık hava kukla tiyatrosu ve kafeler gibi birçok yapı bulunuyor. I. derece arkeolojik sit alanı statüsünde olduğu için yapılaşmaya kapalı. Böylelikle yemyeşil atmosferini hiç kaybetmiyor ve bir yandan da buram buram tarih kokuyor. Biz Gülhane Parkı’nı 1839’da Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilan edildiği yer olarak da tanıyoruz. Bu bölgede gezerken biraz soluklanmak, çay ya da kahve molası vermek, yeşilin binbir tonu içinde huzur bulmak isterseniz; Gülhane Parkı’na uğramayı unutmayın.
17. İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi
İstanbul’un meşhur Gülhane Parkı'nın içinde yer alan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, kentin en dikkat çekici müzelerinden biri. 24 Mayıs 2008 tarihinden beri ziyaretçilerini ağırlayan müze, Prof. Dr. Fuat...
Gülhane Parkı’nın içinde bulunan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, 2008 yılından beri ziyarette açık. 3 bin 500 metrekarelik sergileme alanında 600’e yakın cihaz, maket ve model sergileniyor; ki koleksiyonun zenginliği bakımından dünya sıralamasında ikinci. İki katlı müzede denizcilik, savaş teknolojisi, tıp, astronomi ve saat teknolojisi gibi birçok farklı alanda ortaya çıkan buluşlara ait modeller mevcut. Müzenin bahçesinde de Halife el-Me’mun’un 9. yüzyılda yaptırdığı dünya haritasının kopyası sergileniyor. Ayrıca, İbn-i Sina’nın el-Kanun fi’t Tıbb eserinde sözünü ettiği tüm bitki türlerini içinde barındıran bir botanik bahçesi de ziyarete açık. Girişler ücretli, ancak MüzeKart’ınız varsa ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Galata Köprüsü | 9,4 |
2 | Mısır Çarşısı | 9,0 |
3 | Yeni Camii | 9,0 |
4 | Hünkar Kasrı | 9,0 |
5 | Rüstem Paşa Camii | 9,0 |
6 | Türkiye İş Bankası Müzesi | 9,5 |
7 | Kapalı Çarşı (İstanbul) | 8,5 |
8 | Büyük Yeni Han | 8,0 |
9 | Büyük Valide Han | 8,0 |
10 | Zincirli Han | 8,5 |