Tarihi yarımadada, Sarayburnu olarak da anılan bölgede yer alan Gülhane Parkı, yüzyıllar boyu sarayın bir parçası olarak saray mensuplarınca kullanılmıştır. “Gülhane” adını içindeki güllerden alan park, geçmiş dönemlerde bahçe ya da koru adıyla anılmış ve dönemin şehreminisi Cemil Topuzlu’nun girişimiyle 1913 yılında düzenlemeler yapılarak halkın ziyaretine açılmıştır. Gülhane ile ilgili ilginç bir bilgi de “park” kelimesinin Türkiye’de ilk kez bu alan için kullanılmış olmasıdır.
Halkın kullanımına açılmasıyla birlikte farklı dönemlerde park içinde akvaryum, gazino, hayvanat bahçesi, botanik bahçesi, açıkhava kukla tiyatrosu, Tanzimat müzesi gibi yapılar oluşturulmuştur. Böylelikle orta oyunları, şenlikler ve konserler gibi eğlenceler için yoğun kullanılmıştır. 2001 yılında yapılan yeniden düzenleme kapsamında park üzerindeki fazla kullanım baskısını azaltmak amacıyla hayvanat bahçesi, gazino gibi yapılar parktan çıkarılmıştır. Biri Sarayburnu yani sahil tarafında, biri de Alemdar Caddesi’nde (İstanbul Valiliği binası tarafında) olmak üzere iki girişi bulunan park, 1. derece arkeolojik sit alanı olarak kabul edilmiştir.
Osmanlı döneminde sarayın hasbahçesi olmasının yanı sıra 1839’da Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun ilan edildiği yer; Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk’ün yeni alfabeyi Cumhuriyet Halk Partisi üyelerine ilk tanıttığı yer; 1950’lerde Demokrat Parti döneminde çiçek festivali alanı olan Gülhane Parkı’nın aynı zamanda ideolojik açıdan da önemli görüldüğü ve bu doğrultuda ilgili aktörlerce faydalanıldığı söylenebilir.
Şu anda parka gittiğinizde görebileceğiniz yapılar (Alemdar Caddesi girişinden başladığınızda sırasıyla): Alay Köşkü (Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi Kütüphanesi), Bilimler Tarihi Kütüphanesi, İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Gülhane Kandil Kafe, Gotlar Sütunu. Ayrıca parkın yanı başında İstanbul Arkeoloji Müzesi, Çinili Köşk ve Eski Şark Eserleri Müzesi yer alıyor.
Her anlamda metropol olmanın hakkını sonuna kadar veren İstanbul’da gezilecek yerler listesini tamamlamak için belki aylar yetmez. Hatta İstanbul’u baştan...