Birbirinden etkileyici doğa harikalarını yakından görmek ve bunu yaparken kalabalıklardan uzak kalmak istiyorsanız, Isparta ülkemizde ziyaret edebileceğiniz en ideal kentlerden biri. Çünkü envai çeşit doğal güzelliğe ev sahipliği yapmasına rağmen, aslında turistik açıdan hâlen hak ettiği değeri görmüyor. Özellikle komşu olduğu Antalya’nın epey gölgesinde kaldığını söylemek mümkün. Oysa Isparta, gerçekten de gizli kalmış bir yeryüzü cenneti gibi. Göller Bölgesi’nde bulunan bu yemyeşil kent, gül bahçelerinin ve lavanta tarlalarının mis kokuları eşliğinde ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunuyor.
Ülkemizin ikinci büyük tatlı su gölü, gizemli mağaralar, sevimli adacıklar, plajlar, görkemli dağ manzaraları, çiçek bahçeleri, vadiler, kanyonlar, tabiat parkları… Isparta’da ne ararsanız var. Hatta, coğrafi konumu sebebiyle belki ummazsınız ama bu kentte bir kayak merkezi dahi var. Ev sahipliği yaptığı antik kentleri ve tarihi yapıları da unutmamak gerek. Kısacası, Isparta’da tarih ve arkeoloji meraklılarından doğa tutkunlarına, her beklentiye sahip ziyaretçiyi tatmin edebilecek bir keşif durağı mevcut. Biz de bugün sizin için bu durakları derledik. Isparta gezilecek yerler listesinde hangi durakların olduğunu merak ediyorsanız, yazıyı okumaya devam etmeniz yeterli.
1. Mimar Sinan Camii (Firdevs Paşa Camii) - Merkez
Isparta’nın Merkez ilçesine bağlı Kutlubey Mahallesi’nin sınırları içinde yer alan Mimar Sinan Camii, diğer ismiyle Firdevs Paşa Camii, kentin en eski camilerinden biri. Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdar olduğu 1561 yılında,...
Kutlubey Mahallesi’nde bulunan ve kentin en eski camilerinden biri olan Mimar Sinan Camii, 1561 yılında Isparta Valisi Firdevs Paşa tarafından inşa ettirilmiş. Bu nedenle Firdevs Paşa Camii ismiyle de anılıyor. Düzgün kesme taş kullanılarak, kare planlı ve tek kubbeli şekilde inşa edilen bu köklü yapının kitabesi günümüze kadar ulaşamamış. Ancak hem taşıdığı mimari üsluptan hem de Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde kullandığı ifadelerden anlaşıldığı üzere, bu yapı Mimar Sinan’ın imzasını taşıyor.
2. Firdevs Bey Bedesteni - Merkez
Isparta’nın Merkez ilçesine bağlı Kutlubey Mahallesi’nin sınırları içinde mutlaka görmenizi önerdiğimiz birçok tarihi yapı var. Bunlardan biri, 1561 yılında Isparta Valisi Firdevs Paşa tarafından inşa ettirilen Firdevs Paşa Camii. Mimar...
Mimar Sinan Camii’ye gelir sağlayabilmek için Firdevs Paşa tarafından camiyle aynı yıl inşa ettirilen Firdevs Bey Bedesteni, günümüzde çarşı olarak hizmet veriyor. Isparta’ya özgü bir taş türü olan düzgün kesilmiş kövke taşı kullanılarak inşa edilen bu tarihi yapı, 1967 yılında onarım, 2009 yılında da restorasyon çalışmasından geçirilmiş. 1967’den beri hizmete açık olan çarşının içinde, günümüzde hediyelik eşya, lokum, çanak ve çömlek gibi ürünler satan dükkanlar bulunuyor. Tıpkı cami gibi Mimar Sinan’ın üslubunu taşıyan bedestenin hem kuzey hem de güney yönlerinde birer girişi mevcut. Kent merkezinde alışveriş yapmak ve tarihi bir çarşıyı gezmek isterseniz, Firdevs Bey Bedesteni’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
3. Eski Üzüm Pazarı - Merkez
Isparta’nın kent merkezinde bulunan Mimar Sinan Camii, diğer ismiyle Firdevs Paşa Camii, şehirdeki en eski camilerden biri. Mimar Sinan’ın üslubunu taşıdığı ve Isparta Valisi Firdevs Paşa tarafından inşa ettirildiği için...
Firdevs Paşa’nın Mimar Sinan Camii’ye gelir kazandırabilmek amacıyla inşa ettirdiği bir diğer yapı da Eski Üzüm Pazarı. Bedesten ve caminin arasında kalan bu tarihi çarşı da kövke taşı kullanılarak inşa edilmiş. İki katlı çarşı, günümüzde toplamda 16 dükkana ev sahipliği yapıyor. Eskiden çarşıda üzüm satılırmış ama günümüzde burada ayakkabı, çanta, takı, hediyelik eşya, kahve ve tekstil ürünleri satan dükkanlar bulunuyor. Eski Üzüm Pazarı’nın da mimarının Mimar Sinan olduğu tahmin ediliyor ama bu bilgi hâlen netlik kazanmış değil. Neredeyse beş asırı geride bırakan bu tarihi çarşı da Isparta’da alışveriş yapmak için uğrayabileceğiniz duraklar arasında.
4. Aya Payana Kilisesi (Aya Baniya Kilisesi) - Merkez
Isparta’nın Merkez ilçesine bağlı olan Turan Mahallesi, kentin en eski yerleşim yerlerinden biri olma özelliğine sahip. Bu mahalle, 1750’li yıllarda inşa edildiği tahmin edilen tarihi bir kiliseye de ev sahipliği...
Isparta’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Turan Mahallesi’nde bulunan Aya Payana Kilisesi, diğer ismiyle Aya Baniya Kilisesi, 1750’li yıllarda inşa edilmiş. Ancak 1993 yılında Göller Bölgesi Projesi kapsamında restorasyona alınarak ziyarete kapatılmış. Bu çalışma çerçevesinde 1999’da çatısı tamamen yenilenmiş. Ancak 2022 yılı itibarıyla hâlen restorasyon süreci tamamlanabilmiş değil. Kilisenin “Isparta Koku Atölyesi: Kokuhane” isimli bir projenin hayata geçirilmesi sonucunda turizme kazandırılması ve bir koku atölyesine dönüştürülmesi planlanıyor. Isparta ziyaretiniz sırasında bu proje çoktan hayata geçirilmiş olabilir. Geçirilmemiş olsa bile, Aya Payana’yı ziyaret edebilir ve bu tarihi yapıyı en azından dışarıdan inceleyebilirsiniz.
5. Yenihamam (Dalboyunoğlu Hamamı) - Merkez
Isparta’daki en büyük ve önemli hamam olma özelliğine sahip olan Yenihamam, diğer ismiyle Dalboyunoğlu Hamamı, kent merkezindeki Kutlubey Mahallesi sınırları içinde bulunuyor. Kadınlar ve erkekler bölümü ayrı şekilde tasarlanan bu...
Kutlubey Mahallesi’ndeki tarihi yapılardan bir diğeri Yenihamam, diğer ismiyle Dalboyunoğlu Hamamı, Isparta’nın en büyük hamamı olma özelliğine sahip. Çifte hamam şeklinde tasarlanmış olan bu yapı, Yeniçeri Ocağı’ndan Dalboyunoğlu Hacı Ahmet Ağa tarafından inşa ettirilmiş. Ancak Hacı Ahmet Ağa son yıllarını Mısır’da geçirdiğinden, hamamın inşası için Ispartalı Kethüda Yusuf Ağa’yı vekil tayin ederek ona para göndermiş. Böylece Yusuf Ağa inşa sürecini başlatmış. Hacı Ahmet Ağa’nın hamam henüz tamamlanmadan vefat etmesi üzerine, Yusuf Ağa kalan giderleri de kendi cebinden karşılamış. Böylece Yenihamam 1693 yılında hizmete açılmış ve hâlen varlığını koruyor.
6. Prof. Dr. Turan Yazgan Etnografya Halı Kilim Müzesi - Merkez
Türkiye’nin hem yatay hem de dikey sergileme salonlarına ev sahipliği yapan tek etnografya müzesi olan Prof. Dr. Turan Yazgan Etnografya Halı Kilim Müzesi, Isparta’nın Merkez ilçesi sınırları içinde bulunuyor. Isparta...
Kendi alanında ülkemizin en büyüğü olan Prof. Dr. Turan Yazgan Etnografya Halı Kilim Müzesi, aynı zamanda Türkiye’nin hem dikey hem de yatay sergileme salonlarına ev sahipliği yapan tek etnografya müzesi. On katlı şekilde tasarlanan müze binasının en üst katı seyir terasına ayrılmış. Müthiş bir manzaraya sahip olan bu bölümde, dünyanın en büyük üç Isparta gülünü içeren bir kompozisyon bulunuyor. Müze koleksiyonunda başta Isparta halıları olmak üzere ülkemizin birçok farklı bölgesinden gelen el dokuma halılar, kilimler, yöresel kıyafetler, tarım aletleri, madeni paralar, bakır mutfak malzemeleri ve benzeri etnografik eserler sergileniyor.
7. Gölcük Gölü Tabiat Parkı - Merkez
Isparta’nın Merkez ilçesinin yaklaşık 10 kilometre güneybatısında bulunan Gölcük Gölü Tabiat Parkı, hem kent sakinlerinin hem de yerli ve yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir doğa harikası. Bir krater gölü...
Kent merkezinin 10 kilometre güneybatısında yer alan Gölcük Gölü Tabiat Parkı; piknik, trekking ve doğa fotoğrafçılığı gibi aktiviteler yapmak isteyenlerin bayılacağı bir doğa harikası. 1991 yılında tabiat parkı ilan edilen bu alan, ismini bir krater gölü olan Gölcük Gölü’nden alıyor. Etrafı volkanik küllü tepelerle çevrelenen bu göl, gerçekten büyüleyici bir manzaraya sahip. Bir restorana ve kır gazinosuna da ev sahipliği yapan tabiat parkına tamamı asfaltlanmış bir yolla ulaşım sağlanabiliyor. Isparta’da doğaya olan özleminizi giderebileceğiniz çok fazla doğa harikası mevcut. Ancak eğer Merkez ilçesine yakın bir yer arıyorsanız, Gölcük Gölü Tabiat Parkı’na mutlaka uğramalısınız.
8. Davraz Kayak Merkezi - Merkez
Isparta kent merkezinin yaklaşık 26 kilometre uzağında ve güneydoğusunda bulunan Davraz Kayak Merkezi, 1995 yılından beri turizm merkezi unvanına sahip. Kayak merkezine en yakın yerleşim yeri olan Çobanisa Köyü, merkeze...
Kent merkezinin 26 kilometre güneydoğusunda bulunan Davraz Kayak Merkezi, Akdeniz Bölgesi’ndeki en önemli kış sporları merkezlerinden biri. Antalya’ya çok yakın bir konuma sahip olması sebebiyle de turistik açıdan çok avantajlı olan bu merkez, zirve yüksekliği 2635 metre olan Davraz Dağı’nda bulunuyor. Merkezde 14 farklı pist var ve pistler zorluk derecelerine göre renklendirilmiş. Pistlerin en cazip özelliği ise Eğirdir Gölü’nün müthiş manzarasını ayaklarınızın altına sermeleri. Ayrıca, burada hem farklı kayak disiplinlerinin hem de tur kayağı ve snowboard gibi sporların aktivitelerini rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Üç farklı otele ev sahipliği yapan Davrak Kayak Merkezi’ne en yakın yerleşim yeri, 8 kilometre uzaklıktaki Çobanisa Köyü. Bu köyde de 24 yatak kapasiteli bir pansiyon bulunuyor.
9. Tarihi Isparta Evleri - Merkez
Isparta, hem doğal güzellikleri hem de günümüze dek korumayı başardığı tarihi mirası sayesinde yerli ve yabancı turistler tarafından yılın dört mevsiminde ziyaret edilen bir şehir. Kentin ev sahipliği yaptığı en...
Isparta sınırları içinde her biri koruma altına alınmış olan 220’den fazla sivil mimari örneği var. Geçmişte Isparta halkının önemli bir bölümü geçimini hayvancılık, çiftçilik ve halıcılık yaparak kazandığı için; genellikle evlerini de iki katlı şekilde inşa etmişler. Çünkü bu evlerin zemin katı ahır, samanlık ya da halı atölyesi gibi işlevlerle kullanılıyor; üst kat da yaşam alanı olarak düzenleniyormuş. Günümüze dek ulaşan Tarihi Isparta Evleri ağırlıklı olarak Merkez ilçesinin Çelebiler, Kepeci, Sermet, Doğancı, Yayla, Keçeci, Gazi Kemal ve Kurtuluş gibi mahallelerinde yoğunlaşıyor. Kent merkezini gezerken tarihi evleri de yakından inceleyebilirsiniz.
10. Eğirdir
Güller Diyarı olarak da adlandırılan Isparta, doğal güzellikleri ve tarihi zenginliği bakımından ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bir şehir. Şehrin her bir ilçesi de içinde keşfedilmeye değer farklı güzellikler barındırıyor. Isparta’nın...
Ülkemizin cittaslow, yani sakin şehir unvanını almaya hak kazanan ilçelerinden biri olan Eğirdir, Isparta’nın doğal güzellikleri bakımından en ön plana çıkan yerleşim yerleri arasında. Başta Eğirdir Gölü olmak üzere birçok doğa harikasına ev sahipliği yapıyor. Sığla ve kasnak meşesi gibi ağaç türlerinden oluşan ormanları, ilçeyi daha da özel ve büyüleyici kılıyor. Apollon kelebeği olarak adlandırılan ve dünyada çok nadir rastlanan kelebek türü de ülkemizde sadece Eğirdir sınırları içinde görülüyor.
Eğirdir doğal güzellikleriyle olduğu kadar, tarihi değerleriyle de ön plana çıkan bir yer. Lidya’nın son imparatoru olan Kroisos tarafından kurulduğu tahmin edilen ilçe, köklü tarihi geçmişi sayesinde zengin bir mirasa sahip. Eğirdir mutfağında ise elmaların çok özel bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Peki, bu yemyeşil ilçede mutlaka görülmesi gereken duraklar hangileri? Gelin, bu soruyu birlikte yanıtlayalım.
11. Eğirdir Gölü - Eğirdir
Günün farklı zamanlarında değişik renkler alan ve bu nedenle “Yedi Renkli Göl” olarak da anılan Eğirdir Gölü, Türkiye’nin en büyük dördüncü gölü. Aynı zamanda, Beyşehir Gölü'nden sonra en büyük ikinci...
Ülkemizin dördüncü en büyük gölü ve ikinci en büyük tatlı su gölü olma unvanlarını taşıyan Eğirdir Gölü, müthiş manzaralarıyla ve etrafını çevreleyen meyve bahçeleriyle ünlü gerçek bir doğa harikası. Sultan ve Karakuş dağlarının ortasında bulunan göl, yaklaşık 3309 kilometrekarelik bir havzanın sularını topluyor. Ortalama derinliği yaklaşık 12 metre olan Eğirdir Gölü, ev sahipliği yaptığı biyolojik çeşitlilik değerleri açısından uluslararası düzeyde önem taşıyan bir oluşum. Ülkemizde bulunan 454 farklı kuş türünün 225’i Eğirdir Gölü’nde ya da çevresinde yaşıyor.
Eğirdir Gölü balıkçılık, başta elma olmak üzere birçok tarım ürününün üretimi ve içme suyu temini gibi kullanım sebepleri açısından hayati öneme sahip. Keza gölde yetişen balık türlerinin birçoğu yurtdışına ihraç ediliyor. Yalnızca Eğirdir Gölü’nün bulunduğu bölgedeki elma üretimi, ülkemizdeki toplam üretimin yaklaşık beşte birini oluşturuyor.
Kısacası, Eğirdir Gölü eşine zor rastlanır bir doğal güzellik. Göl çevresinde hem tertemiz plajlar hem de birbirinden keyifli konaklama işletmeleri bulunuyor. Hatta gölde iki adacık bile var. Bu bölgede hangi durakları ziyaret edebileceğinize daha detaylı bir şekilde bakalım.
12. Altınkum Plajı - Eğirdir
Ülkemizin ikinci en büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü, Isparta’da, kendisiyle aynı ismi taşıyan ilçenin sınırları içinde yer alıyor. Eğirdir ilçesi baştan sona doğa tutkunlarına gerçek bir yeryüzü cenneti...
Eğirdir Gölü’nde yüzmenin keyfini çıkarmak için mola verebileceğiniz birçok farklı nokta var. Ancak bunlardan en popüler olanı, açık ara Altınkum Plajı. Uzun yıllardan beri kent sakinlerinin hem yüzmek hem de piknik veya kamp yapmak için ziyaret ettiği bu plaj, altın renkli incecik kumlarıyla Akdeniz sahillerini aratmıyor. Ancak özellikle hafta sonlarında çok kalabalık olabiliyor ve kampçıların yaktığı mangalların dumanı buraya yüzmek için gelenleri rahatsız edebiliyor. Eğer kalabalık bir atmosferde vakit geçirmek sizin için bir problem değilse, Altınkum Plajı’nı da gönül rahatlığıyla ziyaret edebilir ve dilerseniz göl kenarında kamp yapmanın da keyfini çıkarabilirsiniz.
13. Eğirdir Kalesi - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesinde, Eğirdir Gölü’ne doğru uzanan yarımadanın üzerinde yer alan Eğirdir Kalesi, ilçenin ev sahipliği yaptığı en köklü tarihi yapılardan biri. İç ve dış kale bölümlerinden oluşan bu tarihi...
Eğirdir Gölü’ne doğru uzanan yarımadada bulunan Eğirdir Kalesi, bu bölgedeki en eski tarihi yapılardan biri. İnşa tarihi hâlen netleştirilebilmiş değil. Ancak farklı zamanlarda onarım çalışmalarından geçirildiği ve bugünkü kalıntılarının Bizans döneminden günümüze kadar ulaştığı tespit edilmiş. Yarımada boyunca uzanan sur duvarlarıyla çevrelenen kalenin kitabesi hâlen duruyor. Kitabede, Timur’un Eğirdir’i istila ettiği dönemde hasar gören kalenin hem Hamidoğulları hem de Osmanlı Devleti tarafından farklı zamanlarda onarıldığı belirtiliyor.
14. Yeşilada - Eğirdir
Isparta, hem tarihi mirasıyla hem de doğal güzellikleriyle ön plana çıkan ve ülke turizminde çok önemli roller oynayan bir kent. Ancak genel anlamda bakıldığında, şehrin ev sahipliği yaptığı doğal güzelliklerin...
Eğirdir’in en büyüleyici turizm bölgelerinden biri olan Yeşilada, dar bir karayoluyla ilçe merkezine bağlanıyor. Adanın ilçe merkezine olan uzaklığı yaklaşık 1,5 kilometre olduğu için, buraya ulaşım sağlamak da son derece kolay. Birbirinden etkileyici doğal güzelliklere ev sahipliği yapan adada Aya Stefanos Kilisesi gibi tarihi yapılar, birkaç farklı otel ve restoran, küçük balıkçı barınakları ve dar sokaklar var. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, hem çok etkileyici hem de oldukça otantik bir atmosfer oluşuyor.
15. Aya Stefanos Kilisesi (Yeşilada Kilisesi) - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesi, başta Eğirdir Gölü olmak üzere turistik açıdan yoğun ilgi gören birçok doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Söz konusu doğa harikalarından biri de ilçe merkezine dar bir karayoluyla...
Yeşilada’nın en dikkat çekici yapılarından biri olan Aya Stefanos Kilisesi, Hagia Stephanos adına 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş. Dikdörtgen planlı, üç nefli ve apsisli şekilde tasarlanan yapının Barok stili süslemeleri ve içinde bulunan dini sahne tasvirleri gerçekten çok dikkat çekici. Göller Bölgesi Araştırma Projesi kapsamında çatısı, dış duvarları ve iç ahşap kısımları yenilenen Aya Stefanos Kilisesi, diğer ismiyle Yeşilada Kilisesi, Yeşilada ziyaretinizde zaman ayırabileceğiniz duraklardan biri olabilir.
16. Dündarbey Medresesi - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesinde, Eğirdir Gölü’ne ve Yeşilada’ya giden yola çok yakın bir konumda bulunan Dündarbey Medresesi, ilçenin en köklü tarihi yapılarından biri. 1237 yılında Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından...
Yeşilada’ya giden yolun başında ve karada bulunan Dündarbey Medresesi de Eğirdir’in en sembolik yapılarından biri. Aslında bu yapı II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1237 yılında han olarak inşa ettirilmiş. Ancak 1301 yılında Hamidoğlu Dündar Bey hanı medreseye dönüştürmüş. Kitabesinde de medresenin Dündar Bey tarafından inşa ettirildiği yazılı. İki katlı ve otuz hücreli şekilde tasarlanan medrese, Hamidoğulları’ndan günümüze dek ulaşabilen yapılar arasında en sağlam ve iyi korunmuş olanı. Bu sebeple tarihi ve turistik açıdan büyük önem taşıyor.
17. Hızır Bey Cami - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesi, doğal güzellikleriyle ülke çapında ün salmış bir bölge. Ancak ilçenin doğal güzelliklerinin yanı sıra, bir de turistik açıdan ilgi gören tarihi yapıları bulunuyor. Yeşilada’daki Aya Stefanos Kilisesi,...
Dündarbey Medresesi’yle ortak bir duvarı paylaşan Hızır Bey Cami de Eğirdir’in en köklü tarihi yapıları arasında. İnşa tarihi tam olarak net değil. Ancak 1328 yılında hayatını kaybeden Hızır Bey tarafından inşa ettirildiği biliniyor. Üç bin kişinin aynı anda ibadet edebildiği bu tarihi cami, 1814 yılında çıkan yangında tamamen yanmış. Bunun üzerine Eğirdir muhafızı Yılanlıoğlu Şen Ali Ağa, halktan topladığı bağışlarla 1814 yılında camiyi aslına uygun şekilde yeniden inşa ettirmiş. Caminin çatısı da 1883 yılında Hacı Murat Ağa tarafından kiremitlerle kaplanmış. Asırlardır varlığını koruyan Hızır Bey Cami’nin minaresi, Dündarbey Medresesi’yle paylaştığı duvarı oluşturan kale surunun kapısı üzerinde bulunuyor.
18. Can Ada - Eğirdir
Isparta’nın doğal güzellikleriyle ün salmış olan ilçesi Eğirdir’in iki küçük adacığa da ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz? Ülkemizin ikinci en büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’nü de içinde barındıran...
Eğirdir’in Yeşilada dışında bir küçük adacığı daha var: Can Ada! Eğirdir ile Yeşilada’nın arasında yer alan bu sevimli adacık, toplamda 7 bin metrekarelik bir alana sahip. Alanın küçük olması sebebiyle adada herhangi bir yerleşim bulunmuyor. Ancak Can Ada’da çadır veya karavanla kamp yapılabiliyor. Uzun yıllardır turizm ve piknik alanı olarak kullanılan Can Ada da hem manzarası hem de doğal güzellikleri bakımından çok keyifli bir adres. Doğayla baş başa bir gün geçirmek ve kamp yapmanın keyfini çıkarmak için gönül rahatlığıyla ziyaret edebilirsiniz.
19. İnönü Mağarası - Eğirdir
Isparta, birbirinden etkileyici doğal güzelliklere ev sahipliği yapan bir kent. Kentin en dikkat çekici doğal oluşumları arasında asırlardır varlığını koruyan mağaralar da yer alıyor. Bunlardan biri de Eğirdir ilçesi sınırları...
Eğirdir’in Sarıidris Köyü’nün merkezine 1,5 kilometre uzaklıktaki İnönü Tepe’nin kuzey yamacında bulunan İnönü Mağarası, hem gizemli hem de ilgi çekici bir yer. Çünkü bu mağaraya köy merkezinden yalnızca traktörle ulaşım sağlamak mümkün, ancak buna rağmen turistik açıdan ilgi görüyor. 227 metre uzunluğunda kuru ve yatay bir mağara olan İnönü Mağarası’nın giriş kısmında geniş bir salon var. Buradaki kalın toprak tabakasının içinde çok sayıda iskelet parçası bulunuyor. Söz konusu parçalara ilişkin bir araştırma henüz yapılmış değil. Ancak bu durum bize mağaranın geçmişte mezarlık olarak kullanıldığını ya da iskan edildiğini gösteriyor.
20. Barla Köyü - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesine bağlı bir köy olan Barla Köyü, kent merkezine 46 kilometre, ilçe merkezine ise 23 kilometre mesafede yer alıyor. Eski ismi Parlais olan bu köy, günümüzde inanç turizmi...
Eğirdir’in inanç turizmi açısından önemli rol oynayan duraklarından biri olan Barla Köyü, ilçe merkezine 23 kilometre uzaklıkta. Eski ismi Parlais olan ve M.Ö. 1. yüzyıldan itibaren para basılan Barla Köyü, M.Ö. 25 yılında Galatia eyaletine dahil edilerek Roma kolonisine dönüştürülmüş. Bu dönemde inşa edilmiş olan iki farklı kaya mezarı ve Roma Köprüsü, hâlen köy sınırları içinde yer alıyor. İlerleyen süreçte Bizans, Selçuklu, Hamidoğulları ve Osmanlı gibi önemli medeniyetlere de ev sahipliği yapan Barla Köyü’nde çok sayıda önemli ve tarihi yapı mevcut. Çeşnigir Paşa Camii, Barla Roma Köprüsü, Barla Hamamı, Barla Osmanlı Köprüsü, Aya Georgios Kilisesi ve tarihi çeşmeler; söz konusu yapılar arasında. Ayrıca, Barla Köyü koruma altında olan dört farklı asırlık çınar ağacını da içinde barındırıyor. Birkaç saat içinde baştan sona gezebileceğiniz bu sevimli ve tarihi köy, gizli kalmış bir keşif cenneti gibi.
21. Akpınar Köyü Seyir Terası - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesine bağlı olan Akpınar Köyü, ilçe merkezine yaklaşık yedi kilometre mesafede. Son derece sevimli ve yemyeşil bir yerleşim yeri olan bu köy, manzaralarıyla da oldukça ünlü. Eğirdir ilçesi,...
Başta Eğirdir Gölü olmak üzere birçok doğa harikasını kapsayan müthiş bir manzarası olan Akpınar Köyü Seyir Terası, ilçe merkezine yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta. Şirin mi şirin Akpınar Köyü’nün fotoğraf çekme noktası olarak da bilinen bu seyir terası, birkaç farklı kafeteryaya ev sahipliği yapıyor. Bu işletmelerden biri otantik bir yörük çadırı şeklinde tasarlanmış. Her birinden Eğirdir Gölü’nün, Yeşilada’nın, Can Ada’nın ve Barla’nın büyüleyici manzaraları izlenebiliyor. Bu işletmelerde kahvaltı keyfi yapmanız da mümkün. Ancak özellikle tahinli gözleme ve sac tavayı denemenizi tavsiye ederim.
22. Kovada Gölü Milli Parkı - Eğirdir
Isparta’nın Eğirdir ilçesi sınırları içinde bulunan ve ilçe merkezine 29 kilometre uzaklıkta olan Kovada gölü Milli Parkı, kentin içinde barındırdığı doğa harikalarından yalnızca bir tanesi. Oldukça sığ bir göl olan...
Eğirdir’in merkezine 29 kilometre uzaklıkta olan Kovada Gölü Milli Parkı, sığ bir göl olan Kovada Gölü’nü çevreleyen yemyeşil bir alan. Eğirdir otogarından başlayan bisiklet parkuru da milli park sınırları içinde sona eriyor. Son derece zengin bir floraya ve yaban hayatı çeşitliliğine ev sahipliği yapan Kovada Gölü Milli Parkı, doğa tutkunları için gerçek bir yeryüzü cenneti. Toplam yüzölçümü 6534 hektara yayılan milli parkta trekking, doğa araştırmaları, kamp, kuş gözlemciliği, tırmanış ve bisiklet turu yapılabiliyor. Alandaki yürüyüş parkurunun toplam uzunluğu üç kilometre. Bu parkur boyunca karşınıza sık sık iskeleler çıkıyor. İskelelerin her birinden müthiş göl manzaraları seyredilebiliyor.
23. Kuyucak Köyü Lavanta Tarlaları - Keçiborlu
Yolu Isparta’ya düşen gezginlerin, influencer’ların ya da rehberlerin Instagram paylaşımlarında uçsuz bucaksız lavanta tarlalarında çekilmiş fotoğraflara denk geldiniz mi? Özellikle son birkaç yıldır turistik açıdan gitgide daha çok popülerlik kazanan...
Eğirdir ilçesini karış karış gezdiğimize göre; gelelim, Isparta’yı gezen influencer’ların ve gezginlerin fotoğraf çekilmeden dönmediği lavanta tarlalarından söz etmeye! Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak Köyü’nde bulunan lavanta tarlaları, hasat döneminin hemen öncesinde adeta uçsuz bucaksız uzanan mor bir örtü gibi büyüleyici bir görünüme kavuşuyor. Aslında ne Keçiborlu’nun merkezinde ne de Kuyucak Köyü’nde turistik açıdan yoğun ilgi gören başka bir durak yok. Ancak Kuyucak Köyü Lavanta Tarlaları o kadar masalsı bir görünüme sahip ki, Isparta’ya gelen birçok kişi yalnızca bu manzarayı görmek ve içinde fotoğraf çekilebilmek için soluğu Kuyucak Köyü’nde alıyor.
Eğer siz de lavanta tarlalarını yakından görmek istiyorsanız, dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var. Haziran ayında çiçek vermeye başlayan lavantalar, temmuz ortasında hasat ediliyor. Dolayısıyla seyahatinizi bu süreç içinde gerçekleştirmeniz gerek. Ancak iklim değişikliği sebebiyle mevsimler biraz kaydığı için, seyahatiniz öncesinde tarlaların güncel durumunu da mutlaka araştırmanızı öneririm. Ayrıca, lavanta tarlalarını ziyaret etmek, arı fobisi ya da alerjisi olanlar için çok da iyi bir fikir değil. Çünkü tarlalar haliyle arı kaynıyor.
Kuyucak Köyü’nde bir konaklama ve küçük ölçekli birden fazla yeme içme işletmesi var. Dolayısıyla köyde gece konaklamak ya da bir gözleme-çay molası vermek mümkün. Ancak lüks beklentileriniz varsa söz konusu işletmeler sizi tatmin etmeyebilir. Her koşulda, eğer doğru zaman dilimine denk gelebilirseniz, Kuyucak Köyü lavanta tarlalarının sizi çok etkileyeceğinden emin olabilirsiniz.
24. Gelendost
Isparta’nın ilçelerinden biri olan ve kent merkezinden 81 kilometre uzaklıkta yer alan Gelendost, Eğirdir Gölü’nün çevresinde bulunması ve doğal güzellikleri sebebiyle turistik açıdan ilgi gören bir yer. Gelendost’un en önemli...
Bir sonraki durağımız, Eğirdir Gölü’nün yaklaşık 10 kilometre içerisinde bulunan Gelendost ilçesi. Gelendost’un en önemli özelliklerinden biri, ülkemizin en güzel elma bahçelerine ev sahipliği yapması. İlçeye özellikle nisan ayında giderseniz, karşınıza bembeyaz çiçeklerle bezenmiş uçsuz bucaksız elma bahçeleri çıkacak. Temmuz ayında elmaları dallarında görebilir, eylül ve ekim aylarında da hasat dönemine denk gelebilirsiniz.
Gelendost, tarihçesi M.Ö. 3500’lü yıllara kadar uzanan bir yerleşim bölgesi. Hititlerin bir kolu olan Miryalılar tarafından kurulduktan sonra M.Ö. 547’de Perslerin egemenliğine girmiş. 1176 yılında yapılan Miryakefalon Savaşı’nın ardından da hakimiyeti önce Selçuklu Devleti’ne, ardından da Hamidoğulları Beyliği’ne geçmiş. İlçe merkezinde ziyaret edebileceğiniz iki farklı tarihi cami mevcut. Bunlar; Afşar Camii ve Abdulgaffar Camii olarak adlandırılıyor. Ayrıca, Gelendost’un ev sahipliği yaptığı en önemli tarihi ve kültürel yapının Ertokuş Hanı olduğunu söylemek mümkün. Dilerseniz, bu değerli yapıyı ayrı bir başlık altında inceleyelim.
25. Ertokuş Hanı (Gelendost Hanı) - Gelendost
Isparta’nın Gelendost ilçesi sınırları içinde bulunan ve bu sebeple ilçenin ismiyle de anılan Ertokuş Hanı, bazı kaynaklarda Kudret Hanı ismiyle de geçiyor. Eğirdir Gölü’nün doğu kıyısında bulunan bu tarihi han,...
Yeşilköy semtinde bulunan ve Gelendost Hanı ya da Kudret Hanı isimleriyle de anılan Ertokuş Hanı, Selçuklu uç kumandanı Mübarizeddin Ertokuş tarafından 1223 yılında inşa ettirilmiş. Asırlara meydan okuyarak hâlen görkemini koruyan bu yapı, Isparta’daki en eski tarihli kervansaray olma unvanına sahip. Eğirdir ile Konya arasında bağlantı oluşturan tarihi kervan güzergahının da üzerinde bulunan kervansaray; han, avlu ve barınak bölümlerinden oluşuyor. Ertokuş Hanı’nın taçkapısında bulunan ve sülüs hatla yazılmış mermer kitabesi de hâlen varlığını koruyor.
26. Ertokuş Medresesi - Atabey
Isparta’nın Atabey ilçesi sınırları içinde bulunan Ertokuş Medresesi, I. Alaaddin Keykubat’ın hükümdarlığı sırasında Selçuklu uç kumandanı olarak görev yapan Mübarizeddin Ertokuş tarafından inşa ettirilmiş. İnşa süreci 1224 yılında tamamlanan medresenin...
Bu kez soluğu Atabey ilçesinde alıyor ve . I. Alaaddin Keykubat’ın hükümdar olduğu 1224 yılında, Mübarizeddin Ertokuş tarafından inşa ettirilen Ertokuş Medresesi, hem taş işçiliğiyle ön plana çıkan mihrabı hem de yalın üslubu bakımından Selçuklu mimarisinin ender rastlanan örneklerinden biri. İnşasında Bayat’ta ve Atabey’deki harabelerden getirilen taşlar kullanılmış. Medresenin içinde de dekoratif unsurlar yok. Mekanın sadeliği, medresenin ahengini ve mimari gücünü oluşturan temel unsur. 1993 yılında restore edilen Ertokuş Medresesi, özellikle Selçuklu mimarisine ilgi duyanların mutlaka yakından incelemesi gereken bir yapı. Medresenin tamamı iç ve dış avlular, türbe ve medrese bölümlerinden oluşuyor.
27. Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi - Atabey
Isparta’nın Atabey ilçesi sınırları içinde bulunan ve kent merkezine yaklaşık 24 kilometre uzaklıkta olan Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi, külliye şeklinde tasarlanmış bir yapılar topluluğu. İslamköy’de bulunan bu külliyenin...
Atabey’e bağlı İslamköy, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dünyaya geldiği yer. Kendisinin hayata gözlerini açtığı otantik köy evi, yıllar önce Demirel Vakfı tarafından bir müze eve dönüştürülmüş. İlerleyen süreçte de evi çevreleyen yaklaşık 16 bin metrekarelik alana bir külliye inşa edilmiş. Külliyenin içinde cami, ana müze binası, kütüphane, lojman ve depo gibi bölümler bulunuyor. Kütüphane ve arşiv bölümleri, araştırma yapmak isteyenler için oldukça zengin birer kaynak. Müzede ise Demirel’in yaşamını, tecrübelerini ve seyahatlerini konu alan çok sayıda belge ve obje sergileniyor. Ücretsiz şekilde gezilebilen Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nin ziyaret saatleri, yaz ve kış dönemlerinde değişiklik gösteriyor.
28. Pisidia Antiokheia Antik Kenti - Yalvaç
Isparta’nın nüfus bakımından en büyük ilçesi olan Yalvaç’ın sınırları içinde yer alan Pisidia Antiokheia Antik Kenti, antik dönemde bu bölgenin en önemli merkezlerinden biri olma görevini üstlenmiş. Aynı zamanda bölgeye...
Tarih ve arkeoloji meraklılarının Isparta’da ziyaret etmesi gereken en önemli ilçelerden biri, Yalvaç. Çünkü nüfus bakımından kentin en büyük ilçesi olan Yalvaç, aynı zamanda Pisidia Antiokheia Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapıyor. M.Ö. 275’te I. Antiokhos Soter tarafından kurulmuş olan bu kent; Roma İmparatorluğu, Bergama Krallığı ve Selçuklu Devleti gibi birçok önemli devletin hakimiyeti altına girmiş. En parlak dönemlerini ise Roma hükümdarlığı sırasında yaşamış. Günümüzde antik kent sınırları içinde hem Roma hem de Bizans dönemlerine ait olan birçok önemli yapının kalıntısı bulunuyor. Nympheum, Su Kemerleri, Palestra, Hamam, Tiyatro Alanı, Propylon, Augustus Tapınağı ve Tiberius Alanı gibi bölgelerde hâlen kazı çalışmaları devam ediyor.
Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nin sınırları içinde bulunan bir diğer yapı da St. Paul Kilisesi. Bu kilise Aziz Paulus tarafından ziyaret edildiği için, Ortodokslar tarafından hac merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Günümüzde de Ortodoks turistler burada ayin yaparak hac görevlerini yerine getirebiliyor. Antik kentte ele geçirilen eserler, ağırlıklı olarak Yalvaç Müzesi’nde sergileniyor. Ancak yapı kalıntılarını yakından incelemek için, doğrudan antik kent bölgesini ziyaret etmeniz gerek.
29. Pisidia Antiokheia Su Kemerleri - Yalvaç
Günümüzde Isparta’nın Yalvaç ilçesi sınırları içinde bulunan ve tarih boyunca birçok önemli medeniyete ev sahipliği yapmış olan Pisidia Antiokheia Antik Kenti, tarihçesi M.Ö. 275 yılına kadar uzanan bir şehir. En...
Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nde bulunan Su Kemerleri’ne ayrı bir parantez açmakta yarar var. Roma Çağı’nda çok parlak günler geçiren kentin su ihtiyacı da günden güne artmış. Bunun üzerine kente, günümüzde Su Çıktı olarak adlandırılan bir kaynaktan su verilmeye başlanmış. Suyu taşıma görevini ise kentin kuzeyi boyunca uzanan ve yaklaşık on kilometre uzunluğundaki su yolu üstlenmiş. Bu yol üzerinde bulunan kemerler, Pisidia Antiokheia Su Kemerleri olarak adlandırılıyor. Kentin su ihtiyacının yaklaşık üçte ikisini karşılayan su kemerlerinin yükseklikleri 5-7 metre arasında değişiklik gösteriyor. M.S. 1. yüzyıla tarihlenen bu yapılar, Pisidia Antiokheia’nın gelişiminde çok önemli bir role sahip.
30. Yalvaç Müzesi - Yalvaç
Isparta’nın Yalvaç ilçesi, tarihçesi M.Ö. 275 yılına kadar uzanan Pisidia Antiokheia Antik Kenti’ne ev sahipliği yapıyor. Bu antik kent yaklaşık bir buçuk asır boyunca arkeolojik araştırmalara ve kazı çalışmalarına ev...
Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nde yapılan arkeolojik araştırmalar ve kazı çalışmaları yaklaşık bir buçuk asır boyunca devam edince, 1900’lü yıllarda Yalvaç’ta bir müze kurulması gerektiğine karar verilmiş. Antik kentten çıkarılan eserler bir süre ilçedeki lise binasında, depoda ve kütüphanede saklandıktan sonra, 1966 yılında müze binası inşa edilerek hizmete açılmış. Ancak 1980 yılında binanın yetersiz kaldığının anlaşılması sonucunda, 1998 yılında kapsamlı bir yenileme çalışması başlatılmış. Bunun üzerine Yalvaç Müzesi, çağdaş müzecilik anlayışıyla yenilenen yüzüyle 2000 yılında yeniden hizmete açılmış.
Hem ziyaretçi sayısı hem de eser zenginliği bakımından Göller Bölgesi’nde bulunan en büyük müze olma unvanına sahip olan kurumda; Prehistoria Salonu, Etnografya Salonu, St. Paul Salonu ve Klasik Eserler Salonu isimli dört farklı kapalı teşhir salonu mevcut. Ayrıca, bahçe kısmında da birbirinden değerli eserler sergileniyor. Müze haftanın pazartesi dışındaki tüm günlerinde 08:30 ile 17:30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
31. Kızıldağ Milli Parkı - Şarkikaraağaç
Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde bulunan ve ilçe merkezinin yaklaşık beş kilometre güneyinde konumlanan Kızıldağ Milli Parkı, kentin en etkileyici doğal güzelliklerinden biri. 1840 metre rakımda bulunan bu yemyeşil alan, yaklaşık 550...
Kızıldağ Milli Parkı, Şarkikaraağaç ilçesi sınırları içinde bulunan gerçek bir doğa cenneti. İlçe merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta olan milli park, yaklaşık 550 hektarlık bir alana sahip. Mavi sedir ormanlarıyla bezeli bu bölge, tertemiz havası sayesinde solunum ve göğüs hastalıklarından muzdarip kişiler tarafından da sık sık ziyaret ediliyor. Milli park sınırları içinde hem çadır ve karavan kampı hem de piknik yapmak mümkün. Ayrıca, milli parkta her temmuz ayının ikinci pazar gününde Helva Bayramı düzenleniyor. Doğa yürüyüşü, tırmanış ve fotosafari gibi aktiviteler için de elverişli bir ortam oluşturan Kızıldağ Milli Parkı’nın güneyinde ise Beyşehir Gölü bulunuyor.
32. Beyşehir Gölü - Şarkikaraağaç
Beyşehir Gölü’nün büyük bir kısmı Konya’nın Beyşehir ilçesi sınırlarında yer alırken bir kısmı da Isparta sınırları içindedir.Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü unvanını elinde tutan Beyşehir Gölü, aynı zamanda...
Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün aslında büyük bir bölümü Konya’nın Beyşehir ilçesi sınırları içinde. Ancak kalan kısmı da Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde bulunuyor. 1993 yılında 88.750 hektarlık alanıyla milli park statüsü kazanan göl çevresi, yaklaşık 33 adaya da ev sahipliği yapıyor. Söz konusu adaların bazılarında uzun yıllardan beri yerleşim var. Milli park sınırları içinde sportif olta balıkçılığı, kuş gözlemciliği, trekking ve bisiklet turu gibi aktiviteler yapılabiliyor.
33. Melikler Yaylası - Yenişarbademli
Isparta’nın Yenişarbademli ilçesinin sınırları içinde kalan Melikler Yaylası, tırmanış aktiviteleri için de uygun bir ortam sunan Dedegöl Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. İlçe merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan yaylanın bir...
Isparta’nın her bir ilçesinde farklı bir doğa harikası var. Yenişarbademli’nin göz bebeği de Melikler Yaylası. Yenişarbademli sınırları içinde yer almasına rağmen, bir bölümüyle Kızıldağ Milli Parkı’nın da içinde bulunan Melikler Yaylası, Dedegöl Dağı’nın eteklerine yayılmış durumda. İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta olan yaylada, Melikler Yaylası Turizm Alanı olarak adlandırılan bir bölge mevcut. Rakımı 1735 metre olan bu bölge, her yılın mayıs ayında Eğirdir Turizm Tanıtma ve Doğa Sporları Kulübü’nün düzenlediği Dedegöl Dağcılık Şenlikleri’ne ev sahipliği yapıyor. Bu bölgede kamp, piknik ya da tırmanış aktiviteleri yapmak mümkün. Trekking tutkunları ise yayla alanından hem Pınargözü Mağarası’na hem de Yaka Kanyonu’na giden parkurları tercih edebiliyor. Pınargözü Mağarası parkuru, aynı zamanda yaşı 700’den fazla olan Beyçam Anıt Ağacı’nı da içinde barındırıyor.
34. Pınargözü Mağarası - Yenişarbademli
Isparta, neredeyse her türden doğal güzellikleri içinde barındıran ve doğa tutkunlarına unutulmaz keşif rotaları sunan, büyüleyici bir kent. Kent sınırları içinde tabiat alanından milli parka, yayladan adacıklara, göllerden mağaralara kadar...
Uzunluk bakımından hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en büyük mağarası olarak kabul edilen Pınargözü Mağarası, Yenişarbademli’nin merkezine yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki Çaydere Ormanları’nın derinliklerinde yer alıyor. İçinde çok sayıda sifon ve büyük bir çağlayan bulunması sebebiyle, mağaranın içinden sürekli olarak çok güçlü bir su akıyor. Pınargözü Mağarası’nda 1995 yılına dek sürdürülen araştırmalar sonucunda, mağaranın 16 kilometrelik bölümü ölçülebilmiş. Ancak buna rağmen mağaranın sonuna ulaşılamamış.
Çevresinde de tespit edilebilmiş en az 210 farklı bitki türü yaşayan Pınargözü Mağarası, gerçekten çok büyüleyici bir görünüme sahip. Mağaraya tek başına girenlerin içeride kaybolma riski bulunduğu için, genellikle girişler kapatılıyor. Ancak mağarayı uzaktan incelemek ve çevresindeki atmosferi solumak bile gerçekten müthiş bir deneyim.
35. Aksu Zindan Mağarası - Aksu
Isparta’nın Aksu ilçesinde yer alan ve turistik açıdan yoğun ilgi gören Aksu Zindan Mağarası, ilçe merkezinin yaklaşık iki kilometre kuzeydoğusunda. Aksu Çayı’nın oluşturduğu boğazın güney yamacına düşen mağara, deniz seviyesinden...
Hazır mağaralardan söz etmeye başlamışken bu kez de soluğu Aksu ilçesinde alalım. Aksu’nun merkezinin yaklaşık iki kilometre kuzeydoğusunda bulunan Zindan Mağarası 1300 metre rakıma sahip bir noktada. Bu nokta, Aksu Çayı’nın oluşturduğu boğazın da güneye bakan yamacına düşüyor. Uzunluğu 765 metre olan Zindan Mağarası’nın içi tamamen aydınlatıldığı ve mağara yatay yönde gelişmiş olduğu için, içerisinde gezmek mümkün. Mağarayı gezerken karşınıza birbirinden büyüleyici sarkıtların yanı sıra; damlataş, kenartaş ve akmataş oluşumları çıkıyor. Bazı noktalarda minyatür kanyonlar da mevcut. Mağaranın sonuna ulaştığınızda ise sizi hamam olarak adlandırılan bir bölüm karşılıyor. Bu bölümün tabanında mozaik formunda özgün kalsit kristalleri yer alıyor. Aksu Zindan Mağarası’nı hafta içi 09:00-18:00, hafta sonu ise 09:00-20:00 saatleri arasında ücretli şekilde ziyaret edebilirsiniz. Ancak kış aylarında mağaranın içi su dolduğu için, ziyaretinizi diğer mevsimlerde gerçekleştirmelisiniz.
36. Yaka Kanyonu - Aksu
Eğer doğayla baş başa kalmayı seviyor ve doğanın içinde gizlediği güzellikleri keşfetmekten hoşlanıyorsanız, ülkemizde mutlaka gezmeniz gereken şehirlerin arasında ilk sıralarda Isparta yer alıyor. Isparta turistik açıdan belki de en...
Aksu’ya bağlı Yaka Köyü’nün yakınlarında bulunan ve uzunluğu 4 kilometre civarında olan Yaka Kanyonu, doğa tutkunlarının mutlaka ziyaret etmesi gereken bir doğa harikası. Kanyona giriş, genellikle Melikler Yaylası’nın altında kalan bölgeden yapılıyor. Genişliği 1,5-2 metre arasında değişiklik gösteren Yaka Kanyonu’nun içinde çok sayıda doğal havuz ve şelale mevcut. Kanyonun yapısı derin olduğu için, içinde yürümek de çok kolay. Ancak bu esnada mutlaka tabanı kaymaz bir çift ayakkabı ve kask giymeniz tavsiye ediliyor. Yılın her mevsiminde çok zengin bir bitki örtüsüne ev sahipliği yapan kanyon, bazı dönemlerde rengarenk kelebeklerin oluşturduğu müthiş manzaralara da sahne oluyor.
37. Başpınar Tabiat Parkı - Aksu
Ekoturizm açısından çok ciddi bir potansiyele sahip olan ve her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen Başpınar Tabiat Parkı, Isparta’nın Aksu ilçesinin sınırları içinde yer alıyor....
Aksu’daki son durağımız, ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıkta olan Başpınar Tabiat Parkı. İlçe merkezinden Zindan Mağarası’na doğru giden yolu takip edip mağarayı ve balık çiftliklerini geçtikten sonra, tabiat parkı karşınıza çıkıyor. Rakımı 1365 metre olan bu doğa harikası çadır kampı, piknik, botanik turu ve yaban hayatı gözlemciliği aktiviteleri için oldukça uygun bir alan. Tabiat parkının sınırları içinde sekiz bungalov evden oluşan bir konaklama işletmesi de bulunuyor. Tertemiz ve serin havası sayesinde yaz aylarında özellikle Antalya sakinleri tarafından sık sık ziyaret edilen Başpınar, yaşlı ardıç ve karaçam ormanlarıyla bezeli müthiş bir alan. Siz de temiz havanın tadını çıkarmak ve yemyeşil bir atmosferin içinde vakit geçirmek için rotanızı Başpınar Tabiat Parkı’na çevirebilirsiniz.
38. Yazılı Kanyon Tabiat Parkı - Sütçüler
Hem doğa aşıklarına hem de tarih meraklılarına keşfe değer muhteşem bir ortam sunan Yazılı Kanyon, Isparta’nın Sütçüler ilçesinin sınırları içinde yer alıyor. Tabiat parkı statüsünü de taşıyan bu görkemli doğa...
Ülkemizin en büyüleyici ve görkemli kanyonlarından biri olan Yazılı Kanyon, Sütçüler ilçesindeki ilk durağımız. 1989 yılından beri tabiat parkı statüsüne sahip olan bu bölge, Sütçüler’in Çandır Köyü’nde bulunuyor. Derinliği 100-500 metre arasında değişen Yazılı Kanyon, uzun yıllardan beri hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiş durumda.
Birbirinden önemli Bizans kalıntılarına ev sahipliği yapan tabiat parkının içinde, Aziz Paul Perge’nin Pisidia Antiokheia’ya giderken buradan geçtiğini anlatan yazıtlar bulunuyor. Hatta günümüzde dönem dönem bazı araştırmacılar, tabiat parkındaki yazıtları ve tapınakları incelemek için buraya geliyor. Ne var ki, kanyonun yüksek duvarlı kayaları sebebiyle buraya kara yoluyla ulaşım sağlamak epey güç. Bu sebeple araştırmacılar genellikle helikopterle yolculuk yapıyor.
Yazılı Kanyon Tabiat Parkı’nın içinde hem kamp hem de piknik alanları mevcut. Doğa fotoğrafçılığı, trekking ve kuş gözlemciliği gibi aktiviteler de tabiat parkında yapılabiliyor.
39. Adada Antik Kenti - Sütçüler
Adada Antik Kenti, Isparta’nın Sütçüler ilçesinde bulunan ve Pisidia Bölgesi’ni oluşturan antik kentler arasında yer alan bir bölge. Kovada Gölü’nün güneydoğusuna düşen bu bölgenin ismi kaynaklarda ilk kez Artemidoros’ta geçiyor....
Sütçüler’de ziyaret edebileceğiniz bir diğer durak da Adada Antik Kenti. Kuruluş tarihi net olarak bilinmese de M.Ö. I. yüzyıldan önce olduğu tahmin edilen bu antik kent 1888 yılında Hirschfeld ve Ramsey tarafından tespit edilmiş. En parlak dönemini Roma hakimiyeti altında olduğu dönemde yaşamış. Günümüzde antik kent sınırları içinde başta İmparatorlar Tapınağı ve Aphrodite Tapınağı olmak üzere birçok tapınağın kalıntıları yer alıyor. Ayrıca; forum, mezar anıtı, anıtsal çeşme, bazilika ve akropol gibi yapılar da bu bölgede bulunuyor. Sütçüler ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Adada Antik Kenti’ne, Sağrak Köyü’nün çıkışından başlayan tabelaları takip ederek ulaşım sağlamak mümkün. Bu bölgedeki yürüyüş parkurları da gerçekten çok keyifli bir atmosfere sahip.
40. Karacaören Barajı - Sütçüler
Karacaören Barajı; Isparta, Burdur ve Antalya illerinin oluşturduğu bir üçgenin içinde yer alan ve Aksu Irmağı’nın üzerine kurulmuş olan bir baraj. Bu sayede hem üç kentin sakinleri hem de çevre...
Sütçüler’deki son durağımız olan Karacaören Barajı, aslında Isparta, Burdur ve Antalya üçgeninde kalan bir konuma sahip. Bir bölümü Burdur’un Bucak ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Aksu Irmağı’nın üzerine kurulmuş olan barajın havzası yemyeşil bir atmosfere sahip. Çevresinde muhteşem manzaralı ormanlar ve elbette Yazılı Kanyon Tabiat Parkı bulunuyor. Tüm bu doğal güzellikler bir araya gelince, Karacaören Barajı’nın da nefes kesen manzaralara sahne olması kaçınılmaz elbette. Baraj gölünde sportif olta balıkçılığı ve kano, barajın bulunduğu bölgede de foto safari ve trekking gibi aktiviteler yapılabiliyor. Ayrıca, Karacaören Barajı’nın çevresinde bungalov ve çadır kamping işletmeleri de mevcut. Arzu ederseniz burada konaklamanız da mümkün.
41. Güneykent - Gönen
Isparta’nın Gönen ilçesine bağlı bir belde olan Güneykent, ilçe merkezine 13 kilometre, kent merkezine ise 40 kilometre uzaklıkta yer alan bir yerleşim yeri. Güneykent’i özel kılan temel unsur ise Isparta’nın...
Konusu Isparta olan bir yazıda mis kokulu ve rengarenk güllerden bahsetmeden geçmek olmaz elbette. Bu sebeple son durağımız, Isparta’nın ünlü güllerinin merkezlerinden biri olan ve Gönen ilçesinin sınırları içinde bulunan Güneykent. Isparta güllerinin yaklaşık %20’sinin yetiştiği bu kasaba, gül toplama dönemlerinde müthiş bir atmosfere bürünüyor. 2015 yılından beri burada düzenlenen Gül Festivali’ne katılan kişiler, kendi gül yağlarını üretebiliyor ve daha birçok keyifli aktiviteye katılabiliyor. Kasabada iğne oyası, gül yağı, gül suyu ve heybe gibi hediyelik eşya satan birçok dükkan ve seyyar tezgah da var. Ayrıca, Güneykent’teki Gönen Höyük ile Senirce Höyük’ün üzerinde Tunç Çağı’na tarihlenen yerleşimler de bulunuyor.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Mimar Sinan Camii (Firdevs Paşa Camii) | 9,0 |
2 | Firdevs Bey Bedesteni | 9,0 |
3 | Eski Üzüm Pazarı | 7,0 |
4 | Aya Payana Kilisesi (Aya Baniya Kilisesi) | 8,5 |
5 | Yenihamam (Dalboyunoğlu Hamamı) | 7,5 |
6 | Prof. Dr. Turan Yazgan Etnografya Halı Kilim Müzesi | 8,0 |
7 | Gölcük Gölü Tabiat Parkı | 9,0 |
8 | Davraz Kayak Merkezi | 8,5 |
9 | Tarihi Isparta Evleri | 9,0 |
10 | Eğirdir | 9,3 |