İstanbul’un Adalar ilçesinin, yani Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, metropol hayatının kalabalık ve stresli atmosferinden uzaklaşmak isteyenler için harika bir destinasyon seçeneği. Bostancı, Kadıköy ve Kabataş iskelelerinden düzenlenen vapur seferleriyle kolayca ulaşım sağlayabileceğiniz bu güzeller güzeli ada, hem zengin tarihi mirası hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakmayı başarıyor.
Evet, özellikle son yıllarda Büyükada’da da gitgide daha kalabalık bir atmosferle karşılaşıyoruz. Ancak burası hâlen, kent sınırlarından çıkmadan biraz nefes almak ve huzurlu bir ortamda vakit geçirmek isteyenler için kaçış rotası. Trafiğe kapalı rengarenk sokakları, tarihi ibadethaneleri, asırlardır varlığını koruyan köşkleri, seyir terasları ve tertemiz plajlarıyla her mevsim ayrı güzellikler sunuyor. Hem İstanbul sakinleri hem de kenti gezmeye gelen kişiler için söylüyoruz: Canınız biraz gezmek istediyse, hele bir de hava güzelse, atlayın vapura ve soluğu Büyükada’da alın. Vapur iskelesinden inip adaya ayak bastıktan sonra mutlaka görmenizi tavsiye ettiğimiz yerleri hemen aşağıda sıraladık. Büyükada gezilecek yerler önerilerimiz huzurlarınızda.
1. Büyükada Saatli Meydan
Büyükada’da vapurdan inip karaya ayak bastığınızda, sizi karşılayan ilk yapılardan biri, adanın merkezinde yer alan tarihi Saatli Meydan olacak. Büyükada'nın tarihi yapılarından biri olan Saat Kulesi’ne ev sahipliği yapan meydan,...
Adanın sosyal hayatının merkezini oluşturan Saatli Meydan, büyük olasılıkla vapurdan indikten sonra ulaşacağınız ilk durak olacak. Bu meydan, ismini 1923 yılında inşa edildiği tahmin edilen Büyükada Saat Kulesi’ne ev sahipliği yapmasından alıyor. Bir asırdan beri ada sakinleri ve ziyaretçileri için vazgeçilmez bir buluşma noktası olan yapının çevresinde çok sayıda dükkan, restoran, kafe ve butik otel de var.
2. Aya Yorgi Rum Manastırı
Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada’da konumlanan Aya Yorgi Manastırı, adanın en ünlü ve turistik açıdan en popüler duraklarından biri. Adanın en yüksek noktası olan Yüce Tepe’de yer alan bu...
Büyükada’nın en yüksek noktasını oluşturan Yüce Tepe’nin üzerine inşa edilmiş olan Aya Yorgi Rum Manastırı, resmi ismiyle Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı, adadaki en görkemli ibadethane. İsmini, M.S. 3. yüzyılda putperestler tarafından Hristiyan olması nedeniyle öldürülen Aziz Georgios’tan alıyor. Manastırın ne zaman inşa edildiğini hâlen tam olarak bilmiyoruz ama 963 yılında Bizans İmparatoru Nikiforos Fkokas’ın emriyle yaptırılmış olması muhtemel.
Hristiyanlar için kutsal bir mekan olan Aya Yorgi Rum Manastırı’nın dikkat çekici ikonası, İmparatoriçe İrini’ye ait Kadınlar Manastırı tarafından armağan edilmiş. Çan kulesinin ardındaki bölüm, 1909 yılından beri kullanıma açık. İzmir’in Selçuk ilçesindeki dünyaca ünlü Meryem Ana Evi ve bu yapı, Ortodoks kilisesinin ülkemizde kutsal kabul ettiği iki ibadethaneyi oluşturuyor. Bu sebeple de her iki yapı, her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde Ortodokslar tarafından ziyaret ediliyor. Aya Yorgi Rum Manastırı’na çıkan yolun yalınayak ve sükunet içinde yürünmesi, Ortodokslar için yarı haccı tamamlamak demek. Bu sebeple yol, Azap Yokuşu olarak adlandırılıyor.
3. Adalar Müzesi
Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada’da konumlanan Adalar Müzesi, Adalar’ın doğal, kültürel ve tarihi zenginliklerini daha geniş kitlelere tanıtabilmek amacıyla kurulmuş bir çağdaş kent müzesi. Bu açıdan İstanbul’un da ilk...
Hem Büyükada’nın hem de diğer Prens Adaları’nın köklü tarihini ve geçmişini daha yakından tanımak isterseniz, Adalar Müzesi ilk durağınız olabilir. İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olma özelliğini taşıyan kurumda, Adalar’ın geçmişten bugüne yolculuğunu anlatan binlerce eser, belge ve fotoğraf sergileniyor. Müze iki bölüme ayrılmış. Çınar Caddesi’ndeki müze alanı geçici sergilere, Aya Nikola mevkiindeki Hangar Müze Binası ise kalıcı sergilere ev sahipliği yapıyor. Heybeliada’nın Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze Evi ve Burgazada’nın Sait Faik Abasıyanık Müzesi de Adalar Müzesi ile entegre kurumlar.
Yaz aylarında 10:30-19:00, kış aylarında 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebileceğiniz Adalar Müzesi, yalnızca pazartesi günleri kapalı. 12 yaşından küçük çocuklar müzeye ücretsiz giriş yapabiliyor. Müzenin içinde bir hediyelik eşya dükkanı da mevcut.
4. Büyükada Rum Yetimhanesi
Büyükada’nın en yüksek noktalarından biri olan İsa Tepesi'ne baktığınızda, adanın en görkemli ve eski yapılarından olan Büyükada Rum Yetimhanesi’ni göreceksiniz. 1800’lü yılların sonlarında bu devasa ahşap yapı, bir Fransız şirket...
Adanın Yüce Tepe’den sonra gelen en yüksek noktalarından biri, İsa Tepesi. Bu tepeye baktığınızda, artık ne yazık ki pek de iyi durumda olmayan Büyükada Rum Yetimhanesi’ni göreceksiniz. Fransız bir şirket tarafından 1800’lerin sonunda inşa edilmiş olan bu yapı, aslında otel ve kumarhane olarak kullanılacakmış. Ancak Osmanlı yönetiminden izin çıkmamış ve şirket de binayı Eleni Zarifi’ye satmış. Zarifi de yapıya çeşitli eklemeler ve değişiklikler yaptırdıktan sonra bir yetimhaneye dönüştürmüş.
1902 yılında resmi olarak faaliyete geçen Büyükada Rum Yetimhanesi, Avrupa’nın en büyük ahşap yapılarından biri olmuş. 1964 yılında siyasi sebeplerden dolayı kapatılınca, uzun yıllar kaderine terk edilmiş. Ne yazık ki, 2024 yılında yerle bir olmak üzere ve çökme riskinden dolayı yetimhanenin bahçesine bile girmek yasak. Ancak İBB iştiraki BİMTAŞ’ın tarihi yetimhaneyi restore ederek turizme kazandırmak amaçlı yaptığı çalışmalar sürüyor. Umuyoruz, siz bu yazıyı okurken Büyükada Rum Yetimhanesi ziyarete açılmış olur.
5. Dilburnu Tabiat Parkı
Büyükada’nın ev sahipliği yaptığı en görkemli doğal güzelliklerinden biri olan Dilburnu Tabiat Parkı, kent merkezinin gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için keyifli bir kaçış noktası olabilir. 11 Temmuz 2011 tarihinde tabiat parkı...
Büyükada'nın doğal güzellikleriyle iç içe vakit geçirmek istiyorsanız, rotanızı birbirleriyle karşılıklı konumlanan iki tabiat parkından birine çevirebilirsiniz. Bunlardan ilki, 6,88 hektarlık alanı kaplayan Dilburnu Tabiat Parkı. Kızılçam ağaçlarıyla bezeli ve deniz manzaralı alan, vapur iskelesinden 2-2,5 kilometre mesafede. Keyifli bir yürüyüşle 30-40 dakikada, bisiklet kiralarsanız da 10-15 dakika içinde tabiat parkına ulaşabilirsiniz. Parkın içinde seyir terasları, piknik alanları, çocuk oyun alanları ve kır lokantası gibi birçok farklı olanak var. Şanslıysanız, parkta yürüyüş yaparken kızıl sincaplara ya da ada tavşanlarına denk gelmeniz de mümkün.
6. Büyükada Tabiat Parkı
İstanbul’un en keyifli ve huzurlu duraklarından birini oluşturan Büyükada’da, doğayla iç içe vakit geçirmek için Büyükada Tabiat Parkı’nı ziyaret edebilirsiniz. 11 Temmuz 2011’de tabiat parkı olarak tescil edilen bu alan,...
Büyükada Tabiat Parkı 4,45 hektarlık yüzölçümüyle Dilburnu’ndan biraz daha küçük bir alanı kaplıyor. Burada da ziyaretçilerin keyifli vakit geçirebilmesi için hem piknik alanları hem de seyir terasları inşa edilmiş. Dahası, Büyükada Tabiat Parkı’nın içinde konaklama üniteleri ve plaj da var. Plaj işletmesi sayesinde duş, tuvalet, şezlong ve şemsiye gibi olanaklardan yararlanabiliyor, dilerseniz kır lokantasını da ziyaret edebiliyorsunuz.
7. Anadolu Kulübü
Büyükada’nın simge yapılarından biri olan Anadolu Kulübü, adanın hem tarihçesinde ve sosyal hayatında önemli bir yere sahip. İlk olarak İngiliz Yat Kulübü olarak inşa edilen bu görkemli köşk, yat kulübünün...
Büyükada’nın en eski yapılarından biri, günümüzde Anadolu Kulübü’ne ev sahipliği yapıyor. Toplamda beş binadan oluşan bu büyük kompleks, aslında ilk olarak İngiliz Yat Kulübü’ne tahsis edilmiş. Ancak yat kulübü 1937 yılında iflas etmiş ve kompleksi Anadolu Kulübü satın almış. Anadolu Kulübü, bizzat Atatürk’ün teşvikiyle, ülkenin sosyal gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulmuş bir yapı. 27 bin metrekarelik yemyeşil ve deniz manzaralı bir arazide bulunan kompleks de o gün bugündür Anadolu Kulübü’ne ait. İki tarihi köşke, bir otele, spor tesislerine, yüzme havuzuna ve restorana ev sahipliği yapan Anadolu Kulübü, kulüp üyesi olmayan ziyaretçilere de açık. Ancak kulüp üyeleri için indirimli ücret tarifesi uygulanıyor.
8. Mizzi Köşkü
Hem köklü tarihçesi hem de doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Büyükada’nın en dikkat çekici yapılarından biri olan Mizzi Köşkü, adayla özdeşleşmiş tarihi yapılardan biri. 19. yüzyılın sonunda, Malta kökenli İngiliz...
Adadaki tarihi köşklerden bir diğeri, 1894 yılında İtalyan mimar Raimondo D’Aronco tarafından inşa edilmiş olan Mizzi Köşkü. İsmini, Malta kökenli İngiliz vatandaşı George Mizzi’den, yani sahibinden alıyor. Köşkün hem çok etkileyici hem de son derece dikkat çekici bir mimarisi var. Kırmızı tuğlalarla örülmüş dış cephesi ve anıtsal köşe kulesi, dönemin mimari ustalığını yansıtıyor. George Mizzi’nin astronomiye çok meraklı olduğunu, köşkün tepesindeki rasathaneye çıkıp teleskoptan yıldızları izlemeyi çok sevdiğini biliyoruz. Bu bölüm, yıllarca İstanbul’da modern anlamda gözlem yapılabilecek nadir duraklardan biriymiş.
Art Nouveau üslubunu yansıtan Mizzi Köşkü, Orta Çağ şatolarını hatırlatan bir atmosfere sahip. Kırmızı tuğlaları sebebiyle halk arasında Al Palas, Kırmızı Kuleli Köşk ve Al Köşk isimleriyle de anılıyor. 1930-1940 yılları arasında San Remo Oteli olarak kullanılan yapı, II. Dünya Savaşı sırasında kaderine terk edilmiş. 1952 yılından sonra da yazlık köşk olarak kiralanmaya başlamış. Günümüzde ise yazlık apart otel olarak hizmet veriyor. Köşkte konaklamasanız bile, bu kıymetli yapıyı yakından inceleme fırsatını kaçırmamanızı tavsiye ederiz.
9. Hamidiye Camii
Büyükada’nın ünlü tarihi ibadethanelerinden biri olan Hamidiye Camii, II. Abdülhamid’in emriyle 1895 yılında inşa edilmiş. Maden Mahallesi’nde yer alan cami, zarif ve estetik mimarisiyle dikkat çekiyor. Batı etkilerinin izlerini görebildiğimiz...
II. Abdülhamid’in emriyle 1895 yıllında inşa edilmiş olan Hamidiye Camii, Büyükada’nın en eski ve etkileyici camilerinden biri. Batı etkilerinin fark edilebildiği mimarisiyle dikkat çeken ibadethane, iki katlı. Kesme küfeki taştan inşa edilmiş. Pirinç alemli ve ahşap oymalı minberi, süslü pencereleri ve çini kemerli mihrabı ile estetik zenginliğini hemen fark ettiriyor. Bir dönem alt katı okul olarak da kullanılmış ama şimdi bu bölüm mescit olarak hizmet veriyor.
10. Taş Mektep
19. yüzyılın ikinci yarısından beri varlığını koruyan Büyükada Taş Mektep, adanın hem tarihi hem de kültürel dokusu açısından önemli bir yere sahip. 1870’li yıllarda, yani Sultan Abdülaziz döneminde İskenderiye Patriği...
Okul demişken, Taş Mektep’i anmadan geçmeyelim. Sultan Abdülaziz’in hükümdar olduğu 1870’li yıllarda İskenderiye Patriği Sofronios’un yazlık konutu olarak inşa edilen Taş Mektep, 1922 yılında İstanbul Belediyesi tarafından satın alınmış. Ardından da Köprülü Mehmed Paşa Numune Mektebi ismiyle adanın ilk resmi Türk okuluna dönüştürülmüş. 1925 yılında Büyükada İlkokulu olarak adlandırılmış, 1967 yılından sonra da ortaokul olarak hizmet vermeye başlamış. 1978 yılında yangın riskiyle boşaltılınca, zamana direnememiş ve kısa sürede kapatılmış.
Yerle bir olma riskinden yıllar sonra, Korunması Gereken Kültür Varlıkları arasına alınmasıyla kurtulan Taş Mektep, 2021-2023 yılları arasında İBB Miras Ekipleri tarafından restore edildi. Artık 7 bin kitaplık ve 50 kişi kapasiteli bir kütüphane olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Son derece huzurlu ve sakin bir atmosfere sahip olan kütüphanede, kitap ödünç verme sistemi yok. Ancak burada gelip huzurla kitabınızı okuyabiliyor, ders çalışabiliyor ya da kitapları inceleyebiliyorsunuz.
11. Splendid Palas Hotel
İstanbul sınırları içinden çıkmadan şehrin tüm kaotik atmosferini ardınızda bırakmak ve dört dörtlük bir tatil geçirmek ister misiniz? O halde, Prens Adaları’ndan biri olan Büyükada’da bulunan Splendid Palas Hotel’e davetlisiniz....
Büyükada’da pansiyondan butik otele uzanan geniş bir konaklama yelpazesi var. Fakat Splendid Palas Hotel, yalnızca bir konaklama işletmesi olmanın ötesine geçmiş bir yapı. İstanbul’un en eski otellerinden biri olan bu köklü mekan, 1908 yılında inşa edilmiş. Kırmızı panjurları ve gümüş renkli kubbeleriyle ikonik bir görünüme sahip. Bir cephesi Marmara Denizi’ne, diğer de İstanbul’un meşhur silüetine bakıyor. Art Nouveau stilini de bazı detaylarda yansıtan tarihi yapının içinde, toplamda 60 oda ve 9 süit var.
130 kişi kapasiteli Splendid Palas Hotel, hizmete açıldığı günden bu yana aynı aileye ait. Ayrıca, Türkiye’nin I. derece tarihi eser statüsüne alınmış ilk ve tek oteli olma gururunu da taşıyor. Yemyeşil bahçesi, yüzme havuzu, 1911 yılından beri hizmet veren barı ve akşamüstü çayı geleneği ile hakikaten özel bir mekan. Eğer Büyükada’da buram buram tarih kokan bir yerde konaklamak isterseniz Splendid Palas Hotel’de kalabilir ya da yalnızca otelin restoran ve bar bölümlerini ziyaret edebilirsiniz.
12. Yörükali Plajı
İstanbul sınırlarından çıkmadan yaz tatili atmosferini yaşamanın ve biraz kafa dinlemenin en cazip adreslerinden biri, elbette ki Adalar. Adalar’ın, diğer ismiyle Prens Adaları’nın her biri birbirinden etkileyici doğal güzelliklerle ve...
Büyükada’nın en popüler plajlarından biriyle önerilerimizi sonlandıralım. Ada merkezinden 09:00-19:00 saatleri arasında kalkan plaj motorlarıyla, yürüyerek ya da bisiklet kiralayarak ulaşabileceğiniz Yörükali Plajı; incecik kumlarla kaplı. Girişler, Yörükali Tesisleri’nde konaklayan ziyaretçiler hariç herkes için ücretli. Plajda şezlong, şemsiye, duş, tuvalet ve soyunma kabini gibi olanaklar bulunuyor. Yörükali Tesisleri’nde de serpme kahvaltı, ana yemek ve atıştırmalık seçenekleri sunan bir restoran mevcut.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Büyükada Saatli Meydan | 8,0 |
2 | Aya Yorgi Rum Manastırı | 8,5 |
3 | Adalar Müzesi | 8,7 |
4 | Büyükada Rum Yetimhanesi | 7,5 |
5 | Dilburnu Tabiat Parkı | 9,0 |
6 | Büyükada Tabiat Parkı | 9,0 |
7 | Anadolu Kulübü | 9,0 |
8 | Mizzi Köşkü | 8,0 |
9 | Hamidiye Camii | 8,5 |
10 | Büyükada Taş Mektep | 8,5 |