Büyükada’nın simge yapılarından biri olan Anadolu Kulübü, adanın hem tarihçesinde ve sosyal hayatında önemli bir yere sahip. İlk olarak İngiliz Yat Kulübü olarak inşa edilen bu görkemli köşk, yat kulübünün 1937 yılında iflas etmesinin ardından Anadolu Kulübü isimli dernek tarafından satın alınmış. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk’ün teşvikiyle kurulmuş olan Anadolu Kulübü’nü ülkemizin sosyal gelişimine katkı sunmak amacıyla kurulmuş bir prestij yapısı olarak tanımlamak daha doğru olur. O gün bugündür Anadolu Kulübü’ne ev sahipliği yapan ihtişamlı yapı, denize nazır bir konumda ve yaklaşık 27 bin metrekarelik bir arazide yer alıyor.
Toplamda beş büyük binadan oluşan geniş bir kompleks oluşturan Anadolu Kulübü’nde, söz konusu yapılardan ikisi tarihi köşklerden oluşuyor. Kompleksin içinde spor tesisleri, yüzme havuzları, tenis kortları ve oyun salonları da var. Özellikle yaz aylarında İstanbul’un kalabalığından ve telaşlı atmosferinden kaçmak isteyenlerin uğrak yeri haline gelen kompleks, hem ada halkı hem de ziyaretçiler için cazip bir buluşma noktası. Nitekim, Anadolu Kulübü’nün Büyükada’ya hem ekonomik ve hem de sosyal açıdan yıllardır destek olduğunu da belirtmek gerek. Adalı gençlerin istihdam edilmesi açısından önemli bir rol oynuyor.
Otel bölümü 1957 yılında Turgut Cansever ve Abdurrahman Hancı’nın tasarımıyla yenilenen Anadolu Kulübü, günümüzde çok etkileyici bir görünüme sahip. Hatta bu tasarım, Ağa Han Mimarlık Ödülü’ne layık görülmüş. Otelin tüm odaları deniz manzaralı. Giriş katında da market, kuaför ve terzi gibi dükkanlar yer alıyor. Anadolu Kulübü’nün kapıları, derneğe üye olmayan kişilere de açık. Ancak üyeler kompleks içinde indirimli fiyatlardan yararlanabiliyor. Eğer yolunuz Büyükada’ya düşerse Anadolu Kulübü’nün huzurlu atmosferinde vakit geçirebilir, kompleksin sunduğu olanaklardan yararlanabilirsiniz.