Doğu Anadolu Bölgesi, her şehri ile keşfedilmeyi hak eden birçok tarihi, kültürel ve doğal değere sahip bir coğrafyadır. Batının denizi ve sıcak iklim cazibesi çoğunlukla turizm yatırımlarını batı kentlerine çekmiş olsa da, doğu illerimizde keşfedilmemiş ve gördüğümüz zaman bizi çok etkileyebilecek yerler mevcuttur. Bingöl de bu bakir ve güzel şehirlerden sadece bir tanesidir.
Bingöl’ün Tarihi Hakkında
Bingöl, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümünde yer alır. Doğusunda Muş, kuzeyinde Erzurum ve Erzincan, batısında Tunceli ve Elazığ, güneyinde ise Diyarbakır illeri bulunur.
Bingöl’ün geçmişindeki eski ismi Cebel-cur’dur. Cebel kelimesi dağ, Cur kelimesi de akan anlamına gelir. Bu isim zaman içerisinde "Çapakçur" şekliyle telafuz edilmiştir. Çapakçur ismi de akan temiz su anlamında kullanılmaktadır. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Çapakçur’un Büyük İskender tarafından kurulduğunu ve bu ismi de onun koyduğunu anlatmıştır. Bu bilgilerin yanı sıra, bölgenin ismi bazı tarihi kaynaklarda "Mingöl" olarak yani "göller bölgesi" olarak geçmektedir. Mingöl sözcüğünün zamanla halk tarafından Bingöl şeklinde değiştirildiği ve bin adet gölü ifade ettiği öne sürülmektedir. Buna yakın, ama daha resmi olan bilgilere göre ise kentin 1945 yılında Bingöl adını almasının sebebi, aynı ismi taşıyan dağdır. Bingöl Dağı da ismini üzerinde yer alan çok sayıda buzul gölden almıştır.
Şehrin oldukça eski bir tarihi geçmişi olduğu bilinmektedir ve bu bölgede genellikle medeniyetler kuran Urartu hakimiyeti kesin olarak görülmektedir. Van ve çevresinde yaşayan Urartular, Hititler’in M.Ö. 1200 yıllarında yıkılmasıyla batıya doğru genişlemişlerdir. Bitlis, Muş ve Bingöl’ü alarak Murat Vadisi’ne kadar yayılmış olan Urartular, Bingöl yaylalarını koruyabilmek için Sebiterias, Bağın ve Mazgirt Kaleleri’ni inşa etmişlerdir. Uzun yıllar bölgede hakimiyet kuran bu uygarlık, kalıcı bir eser olan Urartu Yolu’nu geleceğe miras bırakmıştır. İlk kez 1980’li yıllarda keşfedilen Bingöl ile Elazığ arasındaki yolun, Karakoçan’dan başlayarak Kığı, Sancak ve Karlıova Karacehennem ormanlarına kadar uzanan, 2800 yıl önce inşa edilen bir güzergah olduğu ortaya çıkmıştır. Bingöl ve çevresinde Hurriler, Kimmerler, Asurlular, İskitler, Medler, Persler, Büyük İskender hakim olmuş ve sonrasında Anadolu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini yaşamıştır.
Bingöl’ün Coğrafi Yapısı ve Mutfağı
Coğrafi yapı olarak bölge koşullarına paralellik gösteren Bingöl’de, arazi oldukça engebeli ve yüksektir. Rakım bazı noktalarda 1250 metreyi aşar. Dağlar ve tepelik alanlar hemen hemen tüm bölgeye hakimdir. Bunlar, yükseklikleri 2 bin metreyi aşan dağlık alanlar ve bin 500 ila 2 bin metre arasında yükseltiye sahip olan tepelik alanlardan oluşur. Şehre ismini veren Bingöl Dağı, içlerinde en yüksek noktayı oluşturur. Zirvesi, yaklaşık 3 bin 250 metrededir.
Bingöl’ün su kaynakları bakımından en önemli nehirleri Peri Suyu, Murat Nehri ve Göynük Suyu’dur. Bölgede bilinen büyük bir göl olmamasına rağmen, sirk adı verilen onlarca buzul göl bulunur. Dahası, Bingöl en zengin orman alanlarına sahip olan kentlerimizden biridir. Çoğunlukla meşe ağaçlarının oluşturduğu ormanlar yaygındır.
Bingöl’ün ilçeleri Genç, Yayladere, Adaklı, Kiğı, Karlıova, Solhan ve Yedisu’dur. Zorlu tabiat şartlarına sahip kentte, hayvancılık en önemli geçim kaynağıdır. Doğu Anadolu’nun en özgün mutfaklarından birine sahip olan Bingöl’de ekmek çeşitliliği çok dikkat çeker. Yöre halkı tandır ve sac ekmeklerini bolca tüketirler. Özellikle yerel halk arasında “nun kuryek“ diye isimlendirilen ekmek çeşidi en sevilen yiyecekler arasındadır. Ayrıca, Bingöl yöresinin balı Türkiye’nin en kaliteli ballarından biridir.
Bingöl, turizm açısından birçok farklı değere sahip, potansiyeli yüksek bir yerleşim yeridir. Biraz sonra kentin en önemli turistik duraklarını sıralayacağız, ancak bu listeye girememiş olan bazı destinasyonlardan da kısaca söz etmekte fayda var. Örneğin, Karlıova ilçesinde ve 3250 metre yükseklikteki Bingöl Dağları’nın Kale Tepesi'nden güneşin doğuşunu izlemek, Bingöl’de yapılabilecek en keyifli aktivitelerden biri olabilir. Her yıl özellikle 15 Temmuz ile 15 Ağustos tarihleri arasında, burada manzara en iyi şekilde görülür. Güneşin doğuşu çok etkileyici ve normal halinden çok farklı görüntüler oluşturabilmektedir.
Bingöl, jeolojik olarak tam anlamıyla bir deprem bölgesidir. Bunun bir risk oluşturmasının yanı sıra, çevreye sağladığı faydaları da bulunmaktadır. Jeotermal su kaynakları hem önemli bir ekonomik kaynak hem de sağlık turizmi açısından büyük bir potansiyeldir. Bingöl ile Erzurum yolunun 22. kilometresi üzerinde ve Ilıcalar Beldesi’nde bulunan Bingöl Üniversitesi Uygulama Oteli ve Termal Tesisleri, ziyaretçilerine kaplıcaları ile şifa dağıtan bir merkez haline gelmiştir. Ayrıca; Kiğı, Yedisu, Yayladere ve Adaklı çevresi de yaban hayvanlarının doğal yaşam alanıdır. Bu sebeple bu bölgede gezi turları doğa yürüyüşleri düzenlenebilmektedir.
Bu önemli bilgilerden söz ettikten sonra, artık Bingöl’de mutlaka görmenizi önerdiğimiz 10 farklı lokasyonu sıralamaya geçebiliriz. Gelin, ülkemizin pek çok saklı güzelliğine ev sahipliği yapan Bingöl’ün en önemli turistik destinasyonlarına bir göz atalım.
1. Kös Kaplıcaları - Ilıcalar
Ülkemizin jeolojik yapısı itibariyle jeotermal zenginliğe sahip birçok yer bulunmaktadır. Bingöl ve çevresi bu zenginlikten oldukça faydalanan bölgelerden biridir. Özellikle sağlık turizmi bağlamında bu bölgelere kurulmuş tesisler yılın her dönemi...
Bingöl jeolojik yapısı sebebiyle önemli jeotermal su kaynaklarına sahiptir. Özellikle sağlık turizmi anlamında çok önemli olan bu yerlerden birisi de Ilıcalar ilçesinde konumlanan Kös Kaplıcaları’dır. Bingöl - Karlıova karayolunun 20. kilometresinde bulunan tesisler, birçok hizmeti aynı anda verebilmektedir. Bundan dolayı Bingöl şifa turizmi için gelenlerin de dikkatini çeken bir destinasyondur.
2. Hesarek Kayak Merkezi - Bingöl Merkez
Kış mevsiminde bol kar yağışı alan Bingöl, kış turizmi açısından Türkiye’nin en avantajlı yerlerinden bir tanesidir. Dağlık bölgelerde son yıllarda kurulan birçok kayak tesisi ülke turizmine her anlamda katkıda bulunmaktadır....
Doğu Anadolu Bölgesi’nde özellikle son yıllarda çok popüler olmaya başlayan kış turizminden Bingöl’de nasibini almaya başlamıştır. Kesintisiz süren kar yağışları ve arazinin kendine özgü engebeleri sayesinde oluşan doğal pistler, kurulan tesislerle turizme kazandırılmaktadır. Bingöl’e 34 kilometre uzaklıkta bulunan Dikme Köyü’nün Hesarek Mevkii’nde bulunan Hesarek Kayak Merkezi de kentte kış turizmi dendiğinde akla ilk gelen destinasyondur. Kış tatiliniz için ekonomik ve çok kalabalık olmayan bir kayak merkezi arıyorsanız Hesarek Kayak Merkezi’ni tercih edebilirsiniz.
3. Yolçatı Kurucadağ Kayak Merkezi - Bingöl Merkez
Hesarek Kayak Merkezi ile birlikte Bingöl'ün kış turizmi bağlamında yükünü taşıyan diğer tesis, Yolçatı Kurucadağ Kayak Merkezi’dir. Turistik açıdan çok hareketli olan Yolçatı Kurucadağ Kayak Merkezi’nin şehir merkezine olan uzaklığı...
Hesarek Mevkii’nde bulunan kayak merkezi gibi çok çeşitli olanaklara sahip bir başka tesis de Yolçatı’da da bulunur. Bingöl şehir merkezine yaklaşık 25 kilometre mesafede bulunan Yolçatı Kurucadağ Kayak Merkezi, Kurucadağ eteklerine yayılmıştır. Olumsuz kış şartlarında bile ulaşımın kolay olduğu bu kayak merkezi, 1988 yılından bu yana bölgede önemini korumaktadır. Kayak merkezi çevresinde konaklama imkanına sahip tesislerin bulunması burayı avantajlı hale getirir.
4. Çır Şelalesi - Bingöl Merkez
Kış aylarında aman vermeyen dağlar, bahar ve yaz aylarının gelmesiyle içindeki farklı doğal güzellikleri insanların beğenisine sunar. Bingöl'de Uzundere Köyü yakınındaki Deşt Yaylası'nda bulunan ve suyu 100 yüksekliğindeki Çir Taşı...
Uzun günler boyunca devam eden kar yağışı sonucunda eriyen kar sularının ve kaynak sularının beslediği şelaleler, Bingöl’ün ve Doğu Anadolu topraklarının doğal güzellikleri arasında yerini almıştır. Merkez ilçesine bağlı Uzundere Köyü’nde bulunan Çır Şelalesi de 50 metre yükseklikten, alt tarafı kayalık olan dere yatağına dökülerek harika manzaralar oluşturur. Çır Şelalesi doğa gezilerinden hoşlananların çok keyif alabileceği bir atmosfer sunmaktadır.
5. Buban Peribacaları - Bingöl Merkez
Anadolu’nun farklı yerlerinde Kapadokya'daki peribacalarına benzeyen doğal oluşumlar bulunnmaktadır. Bingöl'ün merkez ilçesine bağlı Oğuldere köyünde yer alan peri bacaları tarzı oluşumlar da her yıl birçok ziyaretçinin ilgisini çekmektedir. Buban Peribacaları...
Ülkemizde Kapadokya bölgesinden de tanıdığımız peribacalarına benzeyen Buban Peribacaları, Sancak beldesine bağlı Oğuldere Köyü’nde bulunmaktadır. Kent merkezine sadece 50 kilometre uzaklıkta bulunan Sancak Beldesi'ndeki Oğuldere Köyü, bu doğa harikası sayesinde yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekmektedir. Her ne kadar konumu nedeniyle Kapadokya kadar büyük bir popülerlik elde etmese de, mutlaka görmenizi önerdiğimiz doğa harikalarından bir tanesidir.
6. Yüzen Adalar Tabiat Anıtı - Solhan
Bingöl'de görenleri en çok etkileyen doğal güzelliklerin başında gelen Yüzen Adalar Tabiat Anıtı, Solhan ilçesine bağlı Hazarşah köyü Aksakal Gölü mezrasında bulunmaktadır. Bu muhteşem doğa harikası göl köylüler tarafından tesadüfen...
Gidip görenleri oldukça etkileyen bir doğal güzellik olan Yüzen Adalar Tabiat Anıtı, Solhan ilçesine bağlı Hazarşah Köyü’ndeki Aksakal Gölü mezrasında bulunmaktadır. Adanın ev sahipliği yaptığı gölün üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilmiştir ve yapısal olarak düz arazi üzerinde bulunan bir krater gölü olarak tanımlanır. Gölün ortasında hareket eden üç ada net bir şekilde izlenmektedir ve adalar göl içinde bağımsızdır. Yüzen Adalar Tabiat Anıtı, eşi benzeri olmayan doğal güzelliği sayesinde ziyaretçileri kendisine çekmektedir.
7. Zağ Mağaraları - Bingöl Merkez
Bingöl'ün ev sahipliği yaptığı en ilginç doğal oluşumlarından bir tanesi Zağ Mağaraları’dır. Bu doğa harikası mağaralar Bingöl Solhan ve Muş karayolunun 18. kilometresinden sonra ulaşılan Gökçeli-Kuşburnu Köy Yolu’nun 5. kilometresinde...
Bingöl - Solhan - Muş karayolunun 18. kilometresinde sağa sapar; Gökçeli - Kuşburnu köy yolunun da 5. kilometresine ulaşırsanız, Zağ Mağaraları’nı göreceksiniz. Gizemli yapısıyla dikkat çeken Zağ Mağaraları’nın insan eliyle oyularak yapıldığı bilinmektedir. Tarihçeleri M.S. 5. yüzyıl başlarına, Erken Hristiyanlık (Geç Roma ve Erken Bizans) Dönemi’ne kadar uzanır. Mağaraların bulunduğu bölge doğal güzelliği ile de adından çok söz ettirmektedir.
8. Solhan
Bingöl’ün en güzel ilçelerinden biri olan Solhan, zengin bir tarihi geçmişe sahiptir. Hititler, Huriler ve Urartular dönemlerinde çeşitli tarihi olaylara sahne olan Solhan’ın tarihi geçmişinin M.Ö. önce 2000’li yıllara kadar...
Solhan ilçesinin tarihçesi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur, ancak yapılan bazı araştırmalar bu yöredeki yerleşimin Hititler’e kadar uzandığını göstermektedir. Rakımı oldukça yüksek olan Solhan, birçok doğal güzelliğe ev sahipliği yapmaktadır. Bundan dolayı Bingöl şehrine düzenlenecek olan gezilerde mutlaka görülmesi gerektiğini düşündüğümüz destinasyonlardan bir tanesidir.
9. Kiğı
Bazı kaynaklara göre, Bingöl'ün Kiğı ilçesinin tarihçesi M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanmaktadır. Sırasıyla Hititler, Urartular ve Persler bölgede hakimiyet kurmuşlardır. Bölge daha sonrasında Makedonyalılar, Romalılar, Sasaniler ve Bizanslılar tarafından yönetilmiştir....
Bingöl yöresinin tarihçesi en köklü yerleşim yerlerinden biri olan Kiğı’nın tarihi, M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Bu bölgeye sırasıyla Hititler, Urartular ve Persler yerleşmişlerdir. İlerleyen süreçte ise bölgede Roma, Sasani, Makedonya, ve Bizans uygarlıkları egemen olmuşlardır. Kiğı ilçesi de tıpkı Solhan gibi Bingöl’ün birçok turistik destinasyonuna ev sahipliği yapmaktadır. İlçede bulunan tarihi kalenin Bizans döneminden kaldığı bilgisi mevcuttur.
10. Horhor Kaplıcası - Kiğı
Bingöl, jeotermal kaynakları çok zengin olan bir kenttir. Bingöl'ün Kiğı ilçesindeki Sabırtaşı (Horhor) Köyü'nde bulunan Horhor Kaplıcası da su sıcaklığı bakımından benzersiz jeotermal kaynaklardan bir tanesidir. Sabırtaş Köyü il merkezine...
Jeotermal bir cennet sayılan Bingöl, kaplıcalar anlamda ülkemizin sayılı yerlerinden biri tanesidir ve bu özelliği sayesinde turistik açıdan da çok fazla değer görmektedir. Bingöl’ün Kiğı ilçesine bağlı Sabırtaşı (Horhor) Köyü’nde bulunan Horhor Kaplıcası, 52 derece sıcaklığı ile kentteki en sıcak suya sahip kaplıca olarak bilinmektedir. Sağlık turizmi açısından kentin önemli merkezlerinden birine dönüşmüştür.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Kös Kaplıcaları | - |
2 | Hesarek Kayak Merkezi | - |
3 | Yolçatı Kurucadağ Kayak Merkezi | - |
4 | Çır Şelalesi | - |
5 | Buban Peribacaları | - |
6 | Yüzen Adalar Tabiat Anıtı | - |
7 | Zağ Mağaraları | - |
8 | Solhan | - |
9 | Kiğı | - |
10 | Horhor Kaplıcası | - |