Muğla’nın yaz tatilleri ve doğa kaçamakları için en çok tercih edilen adreslerinden biri olan Köyceğiz ilçesi hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleri açısından büyük bir mirasa sahip. Elbette Köyceğiz dendiğinde akla ilk olarak yeşilin ve mavinin en güzel tonlarını buluşturan doğal alanlar gelir. Fakat bunlara ek olarak, ilçe sınırları içinde arkeoloji ve tarih meraklılarının da ilgisini çekebilecek önemli keşif noktaları var. Siz de doğayla iç içe vakit geçirmek, tatil esnasında çevreyi keşfetmek ve dünyaca ünlü doğal güzelliklerin yanı başında konaklamak istiyorsanız Köyceğiz’den çok memnun kalabilirsiniz. Peki, Köyceğiz’de gezilecek en güzel yerler hangileri? Sizin için hazırladığımız önerilere hemen aşağıdan göz atabilirsiniz.
1. Köyceğiz Gölü
Muğla sınırları içinde her biri birbirinden bereketli ve görkemli birçok farklı su kaynağı var. Ancak bunlar arasında en önemli olanlardan biri, hiç şüphesiz ki Köyceğiz Gölü. İçinde bulunduğu ilçenin ismini...
Yaklaşık 54 kilometrelik bir alanı kaplayan Köyceğiz Gölü, ilçenin simgesi olarak kabul edilen kükürtlü bir göl. Kargıcak Çayı, Namnam Çayı ve Yuvarlakçay sayesinde besleniyor. 8 metre rakıma sahip olan gölün derinliği 15-150 metre arasında değişiklik gösteriyor. Gölün fazla suyu da yaklaşık on kilometre uzunluğa sahip olan Dalyan Boğazı’yla Akdeniz’e boşalıyor. Köyceğiz Gölü’nde halk arasında Hapishane Adası olarak adlandırılan küçük bir ada da var. Bu adanın bir dönem askeri amaçlarla, ardından da hapishane olarak kullanıldığı biliniyor. Adada Cenevizliler tarafından inşa edilmiş bir kalenin kalıntıları da mevcut.
Köyceğiz Gölü’nün sularının bereketi ve gücü sayesinde, gölün civarı da tarıma çok elverişli bir bölge haline gelmiş. Bunaltıcı yaz sıcakları bile göl sularıyla sürekli beslenen bitkileri sarartmayı ya da kurutmayı başarıyor. Gölün etrafı çam ve günlük ormanlarıyla kaplı dağlarla çevrelenmiş durumda. Haliyle ortaya kartpostalları aratmayan doğa manzaraları çıkıyor. Gölün çevresinde yürüyüş, piknik ya da kamp yapmak; burada bir bisiklet turu atmak veya balık tutmak gerçekten çok keyifli. Sörf, kürek ve yelken gibi motorsuz su sporları için de Köyceğiz Gölü ideal bir ortam sunuyor.
2. Kaunos Antik Kenti
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinin Çandır Mahallesi’nde ve Antik Anadolu’nun Karya isimli bölgesinde bulunan Kaunos Antik Kenti, Antik Çağ’ın önemli liman kentlerinden biri. Yıllar içinde denizin alüvyonla dolması sebebiyle liman özelliğini kaybetmiş...
Çandır Köyü’nde bulunan Kaunos Antik Kenti, arkeoloji ve tarih meraklılarının Köyceğiz sınırlarında keşfedebileceği en ilgi çekici ören yerlerinden biri. Miletos’un oğlu Kaunos’un kurduğu kent, Antik Çağ’ın önemli liman ve ticaret şehirlerinden biriymiş. Zamanla deniz alüvyonlarla dolduğu için bu avantajını kaybetmiş. Liman olarak adlandırılan bölge, günümüzde Sülüklü Göl’ün bulunduğu yer. Kentin 152 metre yükseklikteki bir tepesinde akropol, onun eteğinde tiyatro, aşağıda ise stoa bulunuyor. Stoada yapılan kazılarda heykel kaidelerine ulaşılmış ama heykeller hâlen kayıp.
Kaunos Antik Kenti’nin en dikkat çekici yapılarından biri kaya mezarları. Dalyan’dan da görülebilen bu mezarlar M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilmiş. İçlerinde ölülerin üstüne yatırıldığı taş yataklar da bulunuyor. Kentin surları da Orta Çağ, Helenistik Dönem ve Arkaik devirden izler taşıyor. Kısacası, Kaunos Antik Kenti’nde hem farklı dönemlerin hem de farklı medeniyetlerin izlerine rastlamak mümkün. MüzeKart ile giriş yapılabilen kent, haftanın her günü ziyarete açık.
3. Sultaniye Kaplıcaları
Muğla’nın Köyceğiz ilçesi, ülkemizin termal turizm açısından en çok ilgi gören noktalarından birine ev sahipliği yapıyor: Sultaniye Kaplıcaları. Bu kaplıcaların, yürüyemez durumda gelip de buradan 21 kürlük bir tedavi gördükten...
335 Bq/litre ile Türkiye’nin en yüksek radyoaktivitesine sahip olan kaplıcalarından birinin Köyceğiz’de bulunduğunu biliyor muydunuz? Hatta bu kaplıcaların yaklaşık iki bin yıl önce Kaunos halkı tarafından açıldığını? Sultaniye Kaplıcaları’nın civarında bulunan hastane kalıntıları bize yine Kaunos Antik Kenti’nin tarihçesini işaret ediyor. Bu kaplıcalarla ilgili birçok efsane var. Genellikle kulaktan kulağa buraya tekerlekli sandalyeyle gelen hastaların 21 kürlük bir tedavi gördükten sonra yürüyerek ayrıldığı anlatılıyor. Elbette bunların doğruluğu şüpheli. Fakat kaplıcanın 39 derece sıcaklığa sahip olan suyunun kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür, kalsiyum klorür ve radon içerdiğini biliyoruz. İşin içine bir de yüksek radyoaktivite girdiği için, kaplıca suyunun şifalı olduğu düşünülüyor. Tabii bu tip uygulamalar ancak doktorlar tarafından yürütülen tedavilere destekleyici olabilir ve bilinçsiz yapılmaması son derece önemli.
Yapılan araştırmalara göre kaplıcaların çevresine ilk konaklama tesisleri Bizanslılar tarafından inşa edilmiş. Bunlar Köyceğiz Gölü’nün suları altında kalmış ama Roma İmparatorluğu bölgeye daha da kapsamlı bir hastane inşa etmiş. Hatta hastanenin girişine “Tanrılar adına buraya ölüm giremez” yazıyormuş, ki Ölemez Dağı’nın da isminin buradan geldiği düşünülüyor. Sultaniye Kaplıcaları’nda hem belediyeye ait olan ve günübirlik ihtiyaçları karşılamaya yönelik üniteler hem de konaklamak isteyenler için kiralık odalar mevcut. Kaplıcalara dolmuş motorlarla Ekincik’ten ve Köyceğiz’den ulaşım sağlanabiliyor. Tekne turlarının birçoğu da kaplıcalara uğruyor.
4. Sandras Dağı
Köyceğiz Gölü’nün kuzeyinde ve Toros Dağları’nın batı ucunda yer alan Sandras Dağı, bu bölgedeki en görkemli doğal güzelliklerden biri. Dağ tırmanışı, trekking ve kamp tutkunlarının da favori destinasyonları arasına girebilecek...
Batı Toroslar’ın bir parçası olan ve Köyceğiz Gölü’nün kuzeyinde yer alan Sandras Dağı, başta karaçam ve sığla ormanları olmak üzere envai çeşit bitki türüne ev sahipliği yapan, görkemli bir doğa harikası. Zirvesi 2295 metrelik yüksekliğe sahip. Sandras Dağı’nın birçok efsanesi var ama bunlardan en yaygın bilineni, İran Horasan’daki 72 erenden biri olan Çiçek Baba’nın burada yattığı üzerine kurulu. Rivayete göre erenler asalarını Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar topraklarına atmışlar. Çiçek Baba’nın asası da Sandras Dağı’na düşmüş. Asalar bir süre sahiplerini beklemişler, ardından da erenler asalarının bulunduğu yere gidip bu bölgeleri mekan tutmuşlar.
Uluslararası Koruma Örgütü’ne göre dünyanın 35 eşsiz doğal alanından biri olan Sandras Dağı hem trekking hem de kamp aktiviteleri için harika bir keşif noktası. Dağın güneyinde İspirli (Kapızbaşı) Kanyonu, 1700 metresinde de yapay bir göl olan Gökçeova Göleti bulunuyor. Kamp yapmak için en ideal alanlardan biri de göletin çevresi.
5. Yuvarlakçay
Yaz turizminde dünyaca ünlü bir kent haline gelmiş olan Muğla’nın her bir ilçesinde ve semtinde farklı doğal ve tarihi güzelliklerle karşılaşmak mümkün. Köyceğiz ilçesi de bu iki başlıkta birbirinden ilgi...
Köyceğiz’in merkezine yaklaşık 16 kilometre mesafede olan Yuvarlakçay, ilçenin en önemli nehri. Efsaneye göre, bundan yaklaşık iki asır önce Sandras Dağı’ndan gelip Köyceğiz Gölü’nü besleyen sular kurumuş. Yöre de bu suyla hayat bulduğu için, yaklaşık yedi yıl süren bir kuraklık dönemi başlamış. Suyun yer altından çıkıp da gölü besleyebilmesi için yapılan çalışmalar nihayet sonuç verdiğinde, yöre halkı rahat bir nefes alabilmiş. Ortaya çıkan nehrin suyu yuvarlaklar çizerek göle ulaştığı için de ismi Yuvarlakçay olarak kalmış.
Yuvarlakçay buz gibi suyuyla ve çevresindeki hamaklar ile salıncaklar sayesinde, bunaltıcı yaz sıcaklarında serinlemek ve yüzmek isteyen kişiler tarafından çok sık ziyaret ediliyor. Nehirde su çok derinleşmiyor. Civarda birçok farklı restoran ve kafeterya da mevcut. Hatta bazıları nehir üzerine attığı çardaklarla ziyaretçilerine dört dörtlük bir ziyafet ortamı sunuyor.
6. Ağla Yaylası
Muğla’nın büyüleyici doğal güzellikleriyle dikkat çeken ilçelerinden biri olan Köyceğiz; birbirinden keyifli plajlara, yemyeşil yaylalara, buz gibi sularıyla ün salmış derelere ve envai çeşit endemik türe ev sahipliği yapıyor. Köyceğiz’in...
Köyceğiz’de doğayla baş başa kalmak ve arzu ediyorsanız kamp yapmak için Ağla Yaylası’nı tercih edebilirsiniz. İlçe merkezinden 13 kilometre uzaklıkta bulunan bu doğa harikasına ulaşım asfalt ve düzgün bir yol üzerinden sağlanıyor. Ormanlık alanların içinden geçtiğiniz güzel bir güzergahı takip ediyor, bir yandan da derelerin oluşturduğu keyifli manzaraları izleyebiliyorsunuz. Ağla Yaylası’nda herhangi bir konaklama ya da yeme içme işletmesi yok. Burada kamp yapmak istiyorsanız tüm ihtiyaçlarınızı kendi olanaklarınızla karşılamanız gerekiyor. Yaylada ateş yakmak ve mangal yapmak yasak. Telefon da genellikle çekmiyor. Dolayısıyla eğer bakir kalabilmiş bir doğada inzivaya çekilmek ve şehrin gürültüsünden tamamen uzaklaşmak istiyorsanız, bu yayla harika bir destinasyon seçeneği.
7. Ekincik Plajı
Köyceğiz’in en popüler keşif duraklarından biri haline gelen Ekincik Plajı ve Ekincik Koyu, Marmaris ile Göcek civarında gezen tur teknelerinin de favori uğrak noktaları arasında. Koyun yakın geçmişte Köyceğiz’e asfalt...
Köyceğiz’den ilerleyip Hamitköy’ü ve köprüyü geçtikten sonra bir rampa tırmanıyor, devamında da artık yol Köyceğiz Gölü’nden ayrılırken sola dönerseniz Sultaniye Kaplıcaları’na gidiyorsunuz. Sola dönmez de düz devam ederseniz ise bir ormanlık yola giriyor, yine bir tepe aşıp yokuş aşağı iniyor, nihayetinde de Ekincik Koyu’nun nefis manzaralarıyla karşılaşıyorsunuz. Bu koyun komşusu olan Ekincik Plajı, Köyceğiz’de denize girmek için ziyaret edebileceğiniz en temiz ve keyifli plajlardan biri.
Yolun Köyceğiz’den asfaltla bağlanmış olması sayesinde ulaşımın kolaylaşması, Ekincik Plajı’nda çok sayıda konaklama ve yeme içme işletmesi açılmasına da vesile oldu. Hatta burada birkaç farklı kamping işletmesi de yer alıyor. Kısacası burada yalnızca denize girip bir şeyler atıştırmak da mümkün, konaklamak da. Dalyan’a giden günübirlik tur teknelerinin de mutlaka uğradığı koy, nefis manzaralara ev sahipliği yapıyor.
8. Toparlar Şelalesi
Muğla’nın turistik açıdan en gözde ilçelerinden biri olan Köyceğiz’de yüzünüzü ne yöne doğru çevirseniz farklı bir doğa harikasıyla karşılaşabiliyorsunuz. İlçenin ev sahipliği yaptığı tüm doğal güzellikleri sıralamaya kalksak sayfaları aşacağımız...
Toparlar Şelalesi de Köyceğiz’in merkezinden Muğla’ya doğru yaklaşık beş kilometre ilerleyip tabelasını göreceğiniz, bu tabeladan saptıktan sonra da ortalama 15 dakika yürüyerek ulaşabileceğiniz bir doğa harikası. Şelalenin döküldüğü yerde oluşan doğal havuzda yüzmek ve buz gibi sularla serinlemek de mümkün. Özellikle yaz sezonunda sıklıkla çadır kampçılarını ağırlayan şelalenin çevresindeki patikada yürüyüş yapmak da çok keyifli. Şelalenin girişinde de herhangi bir ücret ödenmiyor.
9. Delik Ada (Delikli Ada)
Muğla’da tatil yaparken çevreyi yalnızca karadan değil, denizden de keşfetmek isterseniz yapabileceğiniz en keyifli ve verimli aktivitelerden biri tekne turlarına katılmak olacaktır. Muğla’da tekne turları genellikle başta ilçe merkezleri olmak...
İsmi halk arasında Delik Adası ya da Delikli Ada olarak da anılan Delik Ada, Köyceğiz Limanı’nın doğu girişinde ve Akiye Burnu’nun altında bulunuyor. Marmaris, Köyceğiz ve Dalyan çıkışlı tekne turlarının favori duraklarından biri olan adanın üzerinde herhangi bir yerleşim ya da yapı yok. İsmi de üzerinde büyük bir delik bulunan dev bir kayaya ev sahipliği yapmasından geliyor. Adada turistik açıdan ilgi çekici bir keşif noktası bulunmasa da, suyu öylesine berrak ve temiz ki, burada yüzmek gerçek bir keyif. Hatta adanın çevresi su altı fotoğrafçılığı ile tüplü/tüpsüz dalış aktiviteleri için de harika bir ortam sunuyor.
10. Palmiye Merkezi
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde bulunan Palmiye Merkezi, 1993 yılında Dr. Ragıp Esener tarafından kurulmuş bir tesis. Esener’in ülkemizde palmiye yetiştiriciliğinin gelişmesi ve palmiye sevgisinin artması amacıyla kurduğu merkez yaklaşık 80 bin...
Köyceğiz gezilecek yerler arasında son önerimiz, ilçenin ünlü botanik bahçesi Palmiye Merkezi olacak. Dr. Ragıp Esener tarafından 1993 yılında ülkemizde palmiye yetiştiriciliğinin ve sevgisinin geliştirilmesi amacıyla açılan bu tesis, yıllar içinde palmiyeler dışında da onlarca farkı bitki türüne ev sahipliği yapan bir botanik bahçesi haline gelmiş. Tesis içinde ülkemizin ilk palmetumu (yaşayan palmiye müzesi), tropik sera, kaktüs evi ve zakkum koleksiyonu gibi birçok farklı alan bulunuyor. 2006 yılından beri ziyarete açık olan merkeze adım attığınız anda kendinizi bir yeryüzü cennetine gelmiş gibi hissedebiliyorsunuz. Palmiye Merkezi çeşitli bitki ve tohumların satışını da gerçekleştiriyor.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Köyceğiz Gölü | 9,5 |
2 | Kaunos Antik Kenti | 9,5 |
3 | Sultaniye Kaplıcaları | 9,0 |
4 | Sandras Dağı | 9,0 |
5 | Yuvarlakçay | 9,5 |
6 | Ağla Yaylası | 9,5 |
7 | Ekincik Koyu (Plajı) | 9,5 |
8 | Toparlar Şelalesi | 8,5 |
9 | Delik Ada (Delikli Ada) | 8,5 |
10 | Palmiye Merkezi | 9,0 |