Isparta, hem doğal güzellikleri hem de günümüze dek korumayı başardığı tarihi mirası sayesinde yerli ve yabancı turistler tarafından yılın dört mevsiminde ziyaret edilen bir şehir. Kentin ev sahipliği yaptığı en ünlü doğal güzellikler arasında Eğirdir Gölü, Yeşilada, Can Ada, Kuyucak Köyü lavanta tarlaları, Yazılı Kanyon Tabiat Parkı, Beyşehir Gölü ve Kızıldağ Milli Parkı gibi birbirinden büyüleyici doğa harikaları yer alıyor. Öte yandan, Isparta’da gezilecek tarihi yerlerin sayısı da hiç de az değil. Çok sayıda tarihi çeşmeye, köprüye, camiye, kiliseye ve hamama ev sahipliği yapan bu kent; aynı zamanda çok kıymetli sivil mimari örneklerini de içinde barındırıyor. Söz konusu örnekler, tarihi Isparta evleri olarak adlandırılıyor.
Isparta genelinde, her biri koruma altına alınmış olan 220’den fazla tarihi ev mevcut. Isparta halkının geçmişte ağırlıklı olarak hayvancılık, çiftçilik ve halıcılıkla geçimlerini sağlamaları sebebiyle, bu dönemde evler genellikle iki katlı şekilde inşa edilirmiş. Zemin katlar samanlık, kiler, ahır ya da halı atölyesi gibi işlevlerle kullanırken, üst kat da yaşam alanı olarak değerlendirilirmiş. Taş kullanılarak inşa edilen evlerin taşıyıcı sistemlerinde, örtülerinde ve doğramalarında ahşap tercih edilmiş. Ayrıca, toprak ve alçı da yan malzeme olarak sık sık kullanılırmış.
Birçoğu Barok ve Ampir üslubundan izler taşıyan tarihi Isparta evlerine, kentin özellikle Merkez ilçesi sınırlarında birçok farklı noktada rastlamak mümkün. Tarihi Isparta evleri özellikle Yayla, Çelebiler, Kepeci, Sermet, Doğancı, Gazi Kemal, Kurtuluş, Emre, Dere ve Karaağaç isimli mahallelerde yoğunlaşıyor.