Tarihçesi 15. yüzyıla, yani Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesini takip eden sürece kadar uzanan Kapalıçarşı; yalnızca ülkemizin değil, dünyanın en büyük ve görkemli çarşılarından biri. Ülkemize yabancı ülkelerden gelen turistlerin Grand Bazaar olarak adlandırdığı bu gözde yapı, yaklaşık beş buçuk asırlık bir tarihe sahip. Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulanan vakıf sistemi gereğince, başta camiler olmak üzere birçok yapının bakım ve onarım masraflarının karşılanması için gelir sağlayabilecek başka yapılar inşa edilirmiş. Kapalıçarşı’nın inşasına da 1461 yılında, Ayasofya’ya gelir kazandırabilmek amacıyla başlanmış. İnşa süreci boyunca yapılan eklemeler, zaman içinde Kapalıçarşı’yı dönemin en büyük ve önemli ticaret merkezlerinden biri haline getirmiş. Bu dönemde İstanbul’un en varlıklı esnaflarını aynı çatı altında buluşturan Kapalıçarşı, hem birbirinden değerli takı ve eserlerin ticaretinin yapıldığı bir çarşı hem de bir banka ve finans merkezi olarak hizmet vermiş.
Kapalıçarşı, birçok kaynakta dünyanın en köklü ve büyük alışveriş merkezi olarak tanımlanıyor. Günümüzde 45 bin metrekarelik bir alana yayılan bu devasa yapı, toplamda 3 bin 600 dükkana ev sahipliği yapıyor. Bu sebeple yolu İstanbul’a düşen yerli ve yabancı turistlerin büyük çoğunluğu da Kapalıçarşı’yı gezmeyi ihmal etmiyor. Hatta Kapalıçarşı’nın bir günde ağırladığı ziyaretçi sayısı, kimi zaman 500 bini bile geçebiliyor. Bir tam gününüzü tümüyle Kapalıçarşı’yı gezmeye ayırsanız bile, bu ihtişamlı yapıyı baştan sona keşfedebilmeniz olanaksız. Halılardan kilimlere, çantalardan takılara, antikalardan çinilere kadar sayısız farklı ürün; Kapalıçarşı çatısı altında alıcılarını buluyor.