Tren seyahati, insanın aklında çağrıştırdığı nostalji hissiyle, demir yollarının çok orijinal rotalar izlemesi nedeniyle günümüzde hala oldukça popüler bir seyahat yöntemi. Bir de bunlara demiryolunun nispeten güvenli bir ulaşım şekli olması eklenince, tren hala en çok kullanılan ulaşım araçlarından biri olmaya devam ediyor.
Günümüzde hızlı ve lüks trenler olsa da bu trenler genellikle sadece ulaşım aracı olarak görülüyor. Bu trenlerin izlediği rotadan ziyade, hızlıca gidilecek yere ulaştırması ve güvenli bir ulaşım sağlaması gibi özellikleri öne çıkıyor. Bir de klasik tren yolculukları var. Bu yolculuklar seyahat tutkunlarının göz bebeği konumunda. Bu trenler ulaşımdan daha fazla bir gezi deneyimi için kullanılıyor. Tabii ki klasik tren deyince aklınıza eski kara trenler gelmesin, günümüzde tüm trenler yenilendi ve günümüz şartlarında hizmet veriyor. Bu trenlerin izlediği rotalar ve sundukları hizmetler “klasik”.
Dünyanın en güzel yol rotalarını bizlere sunan bu trenler, yılda milyonlarca ziyaretçi kabul ediyor. İnsanlar en güzel rotaları görmek için seyahate çıkmayı seviyor. Biz de tren seyahati sevenler ya da bu yolculukları merak edenler için dünyanın en keyifli tren rotalarını derlemek istedik. Buradan edineceğiniz bilgiler, hayallerinizin ufkunu genişletebileceği gibi çıkacağınız bir seyahat öncesinde sizlere ön bilgi de sağlayabilir. Şimdiden keyifli okumalar diliyoruz.
1. Trans Sibirya Ekspresi: Moskova - Vladivostok
Trans Sibirya Ekspresi, tartışmasız dünyanın en popüler tren yolculuğu. Rusya’nın batısından doğusuna kadar uzanan demiryolu hattı ve bu hat üzerinde yaklaşık on gün boyunca ilerleyen Trans Sibirya Ekspresi, karşımıza inanılmaz manzaralar çıkarıyor. Yalnızca manzaralar da değil Rus İmparatorluğu’ndan günümüz Rusya’sına kadar uzanan tarihi görmek de mümkün. Trans Sibirya Ekspresi’nde seyahat ederken zaman dilimlerinin değiştiği gibi kültür ve doğa da sürekli değişiyor ve insan kendisini bir cennete gibi hissediyor.
9000 kilometreden fazla süren Trans Sibirya seyahati, Moskova’dan başlıyor ve Vladivostok’a kadar uzanıyor. Rusya’daki demiryolu ağı bu seyahate farklı rotalar ekleme imkanı da sunuyor. İstenirse yolculuk Moğolistan ya da Çin’e kadar uzatılabiliyor. Fakat orijinal rota Moskova - Vladivostok hattı. Trenlerin konforu ve trende sunulan imkanlar ise son yıllarda oldukça üst seviyeye çıkmış durumda.
2. Glacier Treni: St. Moritz - Ren Vadisi
Alp Dağları’nda unutulmaz bir deneyim vaat eden Glacier Treni, İsviçre topraklarında ilerliyor. Avrupa’nın kalbindeki bu eşsiz rota, her yıl yüz binlerce ziyaretçi toplamayı başarıyor. Yaklaşık 8 saat süren bir yolculuk rotasında ilerleyen Glacier Treni, İsviçre’nin en popüler kayak merkezlerinden St. Moritz’den yola çıkıyor ve büyük Ren Vadisi’ne kadar gidiyor.
Glacier rotasını bu listede yukarılara taşıyan iki etmen var. Birincisi inanılmaz manzaralar ve büyüleyici doğal güzellikler. İkincisi ise bu trenin bir ekspres gibi değil de daha yavaş şekilde ilerlemesi. Düşük hızda giden Glacier Treni, seyahat edenlere manzaranın tadını uzun uzun çıkarma imkanı sunuyor.
3. Trans Mongolian Ekspresi: Ulan Ude - Pekin
Trans Mongolian Ekspresi rotasını, Trans Sibirya Ekspresi’nin bir devamı olarak da görebiliriz; ancak bu yolculuğun sunduğu görsel ve tarihi şölen tek başına değerlendirilmeyi hak ediyor. Trans Sibirya demir yolunun Moğolistan’a bağlandığı noktadan sonra başlayan Trans Mongolian rotası, Ulan Ude şehrinden başlayarak Çin’in başkenti Pekin’e kadar uzanıyor.
Moğolistan ve Çin’in bozkırları, çölleri ve Çin Seddi kıyısındaki arazilerinde geçen yolculuk, seyahat severlere Orta Asya’nın ruhunu hissettiriyor. Bu büyüleyici yolculuğu yapmak için illa ki Trans Sibirya seyahatini gerçekleştirmek şart değil. Direk Moğolistan’dan yola çıkmak da mümkün. Trans Mongolian Ekspresi’ni tercih edenler bu rotanın bir tarihi bir roman tadında olduğunu söylüyor.
4. TranzAlpine Ekspresi: Christchurch - Greymouth
Yeni Zelanda Alpleri uzak dünyanın en çok merak edilen doğal güzellikleri arasında yer alıyor. Bu güzellikleri görmek için yapılabilecek en iyi aktivitelerden biri ise TranzAlpine Ekspresi’ne atlayıp, bir seyahate çıkmak diyebiliriz. Bu yolculuk diğer ünlü tren rotalarına göre biraz daha kısa sürüyor; ancak 5 saat kadar bir sürede Yeni Zelanda gibi oldukça doğal bir ülkenin panoramasını görmek mümkün oluyor. Ülkenin en canlı şehirlerinden biri olan Chrisrchuch şehrinden yola çıkan TranzAlpine Ekspresi, eski dönemlerin kömür ve altın madeni olan Greymouth’a doğru ilerliyor.
Yemyeşil çayırlar, yağmur ormanları, Yeni Zelanda Alpleri, karlı tepeler… Bu yolculukta ne ararsanız hepsi var.
5. Rocky Dağları Treni: Vancouver - Banff
Kanada’nın el değmemiş doğasını görmek, inanılmaz ve ihtişamlı Rocky Dağları’nın eteklerinden seyahat etmek Rocky Dağları Treni ile mümkün kılınıyor. Orijinal adı Rocky Mountaineer olan bu tren eşsiz güzelliklerin arasından süzülerek Kanada’nın doğusundan batısına doğru yol alıyor. Bu rota aslında Rocky Dağları Treni’nin tek rotası değil. Treninin Vancouver - Banff hattı dışında daha farklı üç rotası daha mevcut. Yalnız, bu seçenekler arasında en güzel ve en özel olan Vancouver - Banff hattı olarak kabul ediliyor.
Pencereleri tavana kadar uzanan Rocky Dağları Treni, eşsiz manzaraları daha keyifli şekilde izlemeye olanak sağlıyor. Yaklaşık 2 gün süren Vancouver - Banff rotası, “First Passage of West” olarak adlandırılıyor. Batıya ilk geçiş bu seyahatin en can alıcı noktası. Diğer rotalar da pek tabii ki görmeye değer.
6. Belmond Hiram Bingham: Cusco - Machu Piccu
Peru’da kültür ve doğanın iç içe geçtiği en özel tren rotalarından biriyle karşılaşıyoruz. Belmond Hiram Bingham olarak adlandırılan tren, Güney Amerika’nın mükemmel coğrafyalarını tanıtan bir yoldan ilerliyor. Bunun yanında Bingham treninde müzik, dans ve yemek şöleni hiç bitmiyor. 1920’li yıllardan kalma, restore edilmiş vagonlarda böyle bir yolculuk yapmak inanılmaz bir keyif. İnka topraklarının o mistik havasını içinize çekebileceğiniz bu yolculuk, Peru’nun iki önemli şehri Cusco ile Machu Piccu arasında gerçekleşiyor.
Belmond Hiram Bingham treni, antik kentleri, inanılmaz vadileri görmeye olanak sağlıyor. Dünyanın en batısında böyle bir yolculuk yapmak, tren seyahati sevenler için mükemmel bir deneyim. Yolculuk esnasında, yerli Peru halkının kültürel yapısını gözlemek de pastanın çileği diyebiliriz.
7. The Pride of Africa: Cape Town - Tanzanya
Kimilerine göre dünyanın en özel tren yolculuğu olan The Pride of Africa, neredeyse koca kıtanın yarısını dolaşıyor. Bu yolculuk elbette ki çok özel ama aşırı pahalı olması, herkesin ulaşabileceği bir seyahat olmaktan çıkıyor. Aynı zamanda bu tren yolculuğunda tek bir rota yok. Daha uzun veya daha kısa rotalar seçmek, farklı destinasyonlar görmek mümkün. Fakat asıl olan rota ve bu yolculuğa adını veren seyahat, Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’dan başlayıp Tanzanya’da son buluyor. Bu rota, tam 14 gün sürüyor ve 3000 kilometrenin üzerinde bir yol yapılıyor.
Dünyanın en lüks trenlerinden biri olan The Pride of Africa, 1920’li yılların tarzında dekore edilmiş, ultra konforlu ve seyahat edenlere tüm imkanları sunan yapısıyla dikkat çekiyor. Afrika’nın eşsiz coğrafyasını görmek ve muhteşem bir safari deneyimi yaşamak için bu rotayı tercih edenlerin sayısı oldukça fazla. The Pride of Africa, dünyanın en popüler seyahat rotalarından biri olarak biliniyor.
8. West Highland Line: Glasgow - Fort William
Britanya’nın kuzeyinde eşsiz bir tren yolculuğu yapma imkanı sunan West Highland Line, dünyanın en popüler rotalarından biri olarak biliniyor. İskoçya’nın başkenti Glasgow’dan yola çıkan West Hinghland, ülkenin eşsiz coğrafyasının her zerresini hissedebileceğimiz bir yolculuk imkanı sunuyor. Bu özel rota, Fort William’da son buluyor. West Highland Line’ın bir özelliği de seyahat severlere iki farklı rota imkanı sunması diyebiliriz. Crianlarich’ten sonra Loch Awe’den Oban’a doğru ilerlemek mümkün olduğu gibi Rannoch Moor’dan Fort William’a ulaşmak da mümkün.
West Highland Line, Harry Potter hayranları için de oldukça özel bir tren. Bu tren filmde görülen “Hogwarts Ekspresi”nin ta kendisi. Büyüleyici yönleriyle öne çıkan treni görmek için bile, bu hatta seyahate gidenlerin sayısı oldukça fazla.
9. Ghan Treni: Darwin - Adelaide
Avustralya’nın şehirleşmemiş noktalarından geçen ve uzun bir yolculuk imkanı sunan Ghan Treni, seyahat tutkunlarına çok özel anlar sunuyor. Bu yolculukta, büyüleyici doğanın tadını çıkarırken lüks bir tren seyahati tecrübe etmek de büyük bir şans. Ekspres trenlere göre biraz daha yavaş ilerleyen Ghan Treni’nden özel kompartıman tutmak ve oldukça lezzetli yemeklerin tadına varmak inanılmaz bir deneyim diyebiliriz. Avustralya’nın tam kalbinden geçen Ghan Treni, ülkenin güneyindeki Adelaide kentinden en kuzeydeki Darwin’e ilerliyor. Tabii ki bu yolculuğun tam tersi istikamette ilerlemek de mümkün.
Yaklaşık 3000 kilometre süren bu seyahat, Avustralya’nın kıpkırmızı çöllerinden geçerek güney ile kuzeyi birleştiriyor. Aynı zamanda bu yolculukta, Avustralya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini görmek adına çeşitli molalar veriliyor. Bu molalarda Nitmiluk Ulusal Parkı, Alice Şelaleleri ve Katherine Vadisi gibi harika destinasyonları görmek mümkün.
10. Doğu Ekspresi: Ankara - Kars
Ülkemizde uzun yıllardır doğu ve batıyı birbirine bağlayan önemli rotalardan olan Ankara - Kars, son dönemde sosyal medya etkileşimi ile çok ünlü hale geldi. Bu rotada hizmet veren Doğu Ekspresi, seyahat tutkunlarının olduğu kadar influencer ve internet fenomenlerinin de yoğun ilgisine maruz kalıyor. Tabii ki bu “overlike” durumu, rotanın kıymetini asla düşürmüyor. Ankara’dan Kars’a kadar Anadolu’nun bütün güzelliklerini gözler önüne seren Doğu Ekspresi, dünyanın en güzel tren yolculuklarından biri olarak kabul ediliyor.
Doğu Ekspresi yaklaşık 24 saatte, 7 farklı şehirden geçerek, Türkiye’nin farklı coğrafyalarını görme imkanı sunuyor. Bu yolculuğun bir diğer özelliği de yılın dört mevsiminde, seyahat edenlere farklı manzaralar sunması. Kış aylarında kar sizi karşılarken, baharda yemyeşil dağların ve çayırların tadını çıkarmak mümkün.
11. The Flam Ekspres: Myrdal - Flam
Norveç’in mütevazı treni The Flam Ekspres, kuzeyin muhteşem manzaralarını görmek isteyenler için eşi bulunmaz bir deneyim. Mütevazı dememizin sebebi, The Flam Ekspres rotasının diğer ünlü tren rotaları kadar tanınmıyor oluşu. Bizce bu hattın gelecekte kıymeti daha da artacak. Çünkü o kadar güzel manzaralar var ki tadına doymak imkansız. Bir de Norveçli mühendislerin harika bir tren yolu yaptığını söylemek gerek. Myrdal ile Fram arasındaki bu hat, dünyanın en dik demiryolları hatlarından biri.
Myrdal ile Fram arasında seyahat ederken, kuzeyin berrak nehirlerini, akarsu ağızlarını, şelaleleri ve yemyeşil tepeleri görmek insana keyif veriyor. Kış aylarında ise karla kaplı tepeler ve soğuyan sular da ayrı bir keyif veriyor.
12. California Zephyr Ekspres: Chicago - San Francisco
“Yeni Kıta” Amerika’nın en özel tren yolculuklarından biri olan California Zephyr Ekspres, ABD’nin kuzeyinden güneyine eşsiz bir seyahat vaat ediyor. Tarihi California altın rotasında ilerleyen bu tren, yaklaşık 2,5 günlük bir zamanda Chicago’dan San Francisco’ya gidiyor. ABD’nin en uzun tren rotası olan bu güzergah, ABD’nin batı kıyılarının ve iç bölgelerinin doğal güzelliklerini görmek isteyenler için mükemmel bir seçim olabilir. Aynı zamanda bu yolculuğun tarihi bir yönü olduğunu da söyleyelim.
California Zephyr Ekspres, karlı Rocky Dağları’nı aşarak tarihi altın madenlerine sahip Sierra Nevada’ya ilerliyor. Nebraska - Denver arasındaki vadilerden geçerek, ABD’nin tam göbeğinde yer alan Salt Lake City ve Sacramento gibi şehirleri ziyaret edip, son olarak Pasifik kıyısındaki San Francisco’ya ulaşıyor.
13. Golden Eagle Ekspres: Venedik - İstanbul
Tarihi Doğu Ekspresi’nin yerini doldurabilecek bir tren yolculuğu imkanı sunan Golden Eagle Ekspres, unutulmaz bir Balkanlar deneyimi sunuyor. Oldukça lüks bir tren olan Golden Eagle, yüksek konfor ile Venedik’ten İstanbul’a seyahat etmeyi sağlıyor. Bu trene binmek için ciddi bir vakit ayırmak gerektiğini de hatırlatalım. Golden Eagle Ekspres yolculuğu tam 10 gün sürüyor.
Venedik’ten yola çıkan tren Slovenya’nın başkenti Ljubljana ve Hırvatistan’ın başkenti Zagrep üzerinden ilerliyor. Buradan Balkanlara geçiş yapan Golden Eagle Ekspres, Saraybosna, Dubrovnik, Belgrad, Üsküp ve Selanik’i ziyaret ediyor. Seyahatin 9.gününde, Bulgaristan topraklarını kat eden Golden Eagle Sofya ve Plovdiv’den geçip, 10. günde İstanbul’a ulaşıyor.
14. The Mandovi Ekspres: Mumbai - Goa
Adını Hindistan’daki Mandovi Nehri’nden alan The Mandovi Ekspres’i seyahat tutkunlarına mistik bir doğu yolculuğu imkanı tanıyor. Hindistan’ın eşsiz doğasının yanında kültürel yapısını da gözlemleme şansı suna bu tren dünyanın en özel rotalarından birinde ilerliyor. Hindistan’ın en büyük kentlerinden Mumbai’deki Chhatrapai Shivaji Maharaj terminalinden yola çıkan The Mandovi Ekspres, ülkenin en mistik kentlerinden biri olan Goa’ya gidiyor.
Ilık deniz havası seyahate eşlik eden en önemli unsur diyebiliriz. Bunun yanında yaklaşık 2 bin kadar köprüden geçen tren, meyve bahçeleri ve palmiye ağaçları ile çevrili bir rota izliyor. Bu yolculuk 12 saat kadar sürüyor. 500 kilometreden daha uzun olan bu rota, tren seyahati sevenler için harika bir deneyim imkanı sunuyor. Üstelik The Mandovi, Hindistan’da bulunan en lüks vagonlara da sahip. Ayrıca, bu trende Hindistan gastronomisine ait pek çok özel ürün satılıyor. Bunları deneyimlemek ve Hint mutfağının tadına varmak da ayrı bir keyif.
Trans-Sibirya Demiryolu (Rusya): Moskova'dan Vladivostok'a kadar uzanan ve 9.289 kilometre ile dünyanın en uzun tren yolculuğu olarak kabul edilen bu rota, Rusya'nın muazzam manzaralarını keşfetme fırsatı sunar.
Glacier Express (İsviçre): Zermatt ve St. Moritz arasında seyahat eden Glacier Express, Alpler'in kalbindeki nefes kesici manzaralar sunar. Bu rota, dağları, derin vadileri, köprüleri ve tünelleri geçerken unutulmaz bir deneyim vaat eder.
Rocky Mountaineer (Kanada): Kanada'nın Batı Kıyısı'ndan Rocky Dağları'na kadar uzanan bu lüks tren yolculuğu, Banff ve Jasper gibi ünlü milli parkların yanı sıra, muhteşem dağ manzaraları ve vahşi yaşam gözlemleri ile ünlüdür.
Ghan (Avustralya): Adelaide'den Darwin'e kadar olan bu rota, Avustralya'nın kalbindeki Kızıl Merkez'i keserek, çorak arazilerin, antik kanyonların ve geleneksel Aborijin kültürlerinin keşfedilmesine olanak tanır.
Venice Simplon-Orient Express (Avrupa): Londra'dan Venedik'e, klasik lüks ve tarihi atmosferi ile ünlü bu tren, Avrupa'nın en romantik şehirlerinden bazılarını birleştirir. Bu yolculuk, 1920'lerin zarafetini ve romantizmini yeniden yaşatır.
California Zephyr (ABD): Chicago'dan San Francisco'ya kadar uzanan bu rota, Rocky Dağları ve Sierra Nevada'nın muhteşem manzaraları arasında seyahat eder. Bu yolculuk, Amerika'nın çeşitli manzaralarını keşfetmek için benzersiz bir fırsat sunar.
Kyushu Shinkansen (Japonya): Fukuoka'dan Kagoshima'ya kadar olan bu hızlı tren rotası, Japonya'nın Kyushu adasındaki volkanik manzaraları, sıcak kaynakları ve zengin tarihini keşfetme imkanı sunar.
Blue Train (Güney Afrika): Pretoria ve Cape Town arasında lüks bir yolculuk sunan Blue Train, Güney Afrika'nın muhteşem manzaralarını, şarap bölgelerini ve tarihi sitelerini keşfetmek için mükemmel bir yoldur.
Bu rotalar, dünyanın dört bir yanından eşsiz güzellikler ve kültürel zenginlikler sunar. Her biri, kendine has özellikleri ve sunduğu benzersiz deneyimler ile unutulmaz bir seyahat vaat eder.