Sinop’un Merkez ilçesine bağlı İnce Dayı Mahallesi’nde bulunan Sinop Arkeoloji Müzesi ya da kısa ismiyle Sinop Müzesi, 1941 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlıyor. Aslında Sinop’un ilk müzecilik faaliyetlerinin tarihçesi 1920’li yılların başlarına kadar uzanıyor. Çünkü kent tarihi surlarla çevrili ve yapılan kazı çalışmalarında çok sayıda buluntuya ulaşılmış. Ele geçirilen ilk tarihi eserler Mekteb-i İdadi’de saklanmaya başlansa da 1932 yılında alan yetersizliği sorunu doğmuş. Bunun üzerine eserler ilk olarak Selçuklu Dönemi’nde (1262 yılı) inşa edilen Pervane Medresesi’ne aktarılmış. Burada müzenin temeli atıldıktan sonra, 1941 yılında da yeni binaya taşınmış. Pervane Medresesi de günümüzde el sanatları ürünlerinin ve hediyelik eşyaların satıldığı tarihi bir çarşı niteliği taşıyor.
Sinop Müzesi’nin ilk adresi 1970 yılına kadar hizmet vermiş. Ardından eserler, müzenin bugünkü binasına nakledilmiş. 2001 yılında onarım ve teşhir tanzim çalışmaları sebebiyle bir süreliğine ziyarete kapatılmış ve beş yıllık bir ara vermiş olsa da, Sinop Arkeoloji Müzesi yarım asırı aşkın süredir ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzenin birinci salonunda klasik eserler kronolojik sırayla sergileniyor. İkinci salonda etnografik eserler mevcut. Üçüncü katta ise halı ve yazma eserleri seksiyonunu görebiliyorsunuz. Zemin kat galerisi ve iç teşhir salonu da tarih öncesi çağı eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Sinop Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde 1951 yılında yapılan kazılarda Serapis Mabedi’nin kalıntılarına ulaşılmış. Buluntular arasında pişmiş toprak malzemeler ile Serapis, Dionysos, Herakles, İsis ve Kore figürleri de yer alıyor. Bu mabedin hangi tanrı adına inşa edildiği bilgisine hâlen ulaşılabilmiş değil. Fakat ele geçen bir yazıt, bize Serapis’e ait olduğunu işaret ediyor. Ulaşımı oldukça kolay olan Sinop Arkeoloji Müzesi haftanın her günü ziyarete açık. Arzu ederseniz MüzeKart ile de giriş yapabiliyorsunuz.