Sinop’un doğal güzellikleri bakımından en zengin bölgelerinden biri olan Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı, deniz seviyesinde bulunan bir doğa harikası. Büyük bir gölün yanı sıra; görkemli ormanlara, yalancı maki topluluklarına, kayalıklara, sulak çayırlara, tarım alanlarına, kıyı kumullarına ve ağaçlandırma sahalarına ev sahipliği yapıyor. İçinde yerleşim birimleri de mevcut. 1987 yılında Tabiatı Koruma Alanı olarak tescil edilen Sarıkum’da birçok farklı ekosistem yer alıyor. 1991 yılında da birinci derece doğal sit alanı statüsüne kavuşan bölge, ismini içinde bulunan Sarıkum Gölü’nden alıyor.
Sarıkum Gölü tektonik hareketler neticesinde oluşmuş çukurların üzerinde bulunan bir lagün gölü. Eski bir körfezin ve ona akan derelerin önlerinde oluşan alanların, rüzgarlarla hareketlenen kıyı kumullarıyla örtülmesi sonucunda meydana gelmiş. Yaklaşık 25-30 metre genişliğinde bir boğazla Karadeniz’e bağlanıyor. 102 hektarlık bir alanı kaplayan Sarıkum Gölü, türüne nadir rastlanan birçok farklı bitki için önemli bir yaşam alanı oluşturuyor. Bu bölgede yapılan araştırmalar soncunda Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı’nda 500’ü aşkın tür ve 100’e yakın familya tespit edilmiş. Bunların 14’ü endemik türlerden oluşuyor.
Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı doğayla iç içe vakit geçirmeyi seven herkesin keyif alabileceği bir atmosfere sahip. Fakat özellikle doğa fotoğrafçıları, kuş ve yaban hayatı gözlemcileri için daha da kıymetli bir keşif cenneti. Çünkü bu gölde kışı geçiren su kuşu türü oldukça fazla. Hatta bu sebeple Sarıkum, Önemli Kuş Alanı (ÖKA) olarak da ilan edilmiş. 230’dan fazla kuş türünün tespit edildiği bölgede çok sayıda böcek, kelebek, sürüngen ve yaban hayvanı türüne de rastlayabiliyorsunuz. Ne yazık ki son yıllarda deniz kirliliği sorununun daha da ileri boyutlara ulaşması Sarıkum’u da olumsuz etkiliyor. Burada zaman zaman denizden gelen atıklar karaya vurabiliyor.