Türkiye’nin en büyük adası olma unvanına sahip olan Gökçeada, Ege Denizi’nin kuzey tarafında konumlanıyor. Çanakkale’ye bağlı olan bu ada turistik açıdan da son derece popüler. Toplamda 286 kilometrelik bir yüzölçümüne sahip olan Gökçeada’da kıyı şeridi 95 kilometre uzunluğa ulaşıyor. Adanın doğal güzellikleri hâlen korunabildiği ve son derece huzurlu bir atmosfere sahip olduğu için de doğaya ve huzura özlem duyan ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görüyor. Toplamda beş farklı gölete ev sahipliği yapan Gökçeada, birçok farklı uygarlığın izlerini de içinde barındırıyor.
Gökçeada’nın eski ismi İmroz. Ancak 1970 yılında alınan kararla buranın ismi değiştirilmiş. İstanbul’un fethini takip eden 1455 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katılan Gökçeada, 1912’de Yunanistan’ın hakimiyeti altına girmiş. 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması’nın sonucunda da yeniden Türkiye’ye bağlanmış. Yaklaşık beş asır boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun toprağı olması nedeniyle Gökçeada’da Osmanlı’dan kalan değerli eserler bulunuyor. Ayrıca, ada sınırları içinde toplamda beş adet Rum köyü mevcut. Mimari dokusu özenle korunan bu köyler, turistik açıdan da önem taşıyor.
Gökçeada’nın şarapları oldukça ünlü. Çünkü burada bağcılığın tarihçesi M.Ö. 2900’lü yıllara kadar uzanıyor. Gökçeada mutfağında da Türk ve Rum kültürlerinin sentezini görmek mümkün. Birbirinden lezzetli ekmeklerin, zeytinyağlarının, şarapların ve peynirlerin bulunduğu Gökçeada’da yöresel tekniklerle pişirilen oğlak fırın tadanlara lezzet şöleni yaşatıyor. Akdeniz ile Karadeniz arasında deniz canlılarının geçiş yolu olarak kullandığı bir rotada konumlanan ada, dalış ve balıkçılık meraklısı ziyaretçilerine de oldukça keyifli bir ortam sunuyor. Ada sınırları içinde çok sayıda koy bulunduğundan, ziyaretçileri suyun altında da müthiş manzaralar karşılıyor.
Gökçeada’nın yılın her döneminde turistik ilgi gördüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz ama söz konusu ilgi özellikle bahar ve yaz aylarında daha da artıyor. Adada çok sayıda konaklama tesisi de bulunduğu için, günübirlik ziyaretlerin yanı sıra, uzun tatiller için de sıklıkla tercih ediliyor. 2011 yılında kazandığı cittaslow unvanı sayesinde Gökçeada, dünyanın ilk ve tek “sakin şehir” adası olma unvanını da elinde tutuyor.