İstanbul’un kalbinde, tarihi zarafetle harmanlayan özel bir konaklama işletmesi var: Pera Palas Hotel. Ziyaretçilerine kapılarını 1895 yılında açan işletme, bir asırdan uzun süredir kent tarihine tanıklık ediyor. Beyoğlu ilçesine bağlı Tepebaşı semtinde ve muhteşem Haliç manzarasına nazır bir konumda bulunan otel, lüks olanaklarla tarihi bir atmosferi bir arada sunuyor.
Pera Palas Hotel, Orient Express’in Paris-İstanbul seferlerine başladığı dönemde ihtiyaç sebebiyle kurulmuş. O dönemde İstanbul’da Batı standartlarına uygun bir otel yokmuş. Bu eksikliği gidermek amacıyla 1892 yılında başlayan inşa çalışmaları 1895 yılında tamamlanmış ve Pera Palas ihtişamlı bir balo ile kapılarını açmış. O zamandan beri birbirinden değerli sanatçılar, yazarlar ve siyasetçiler bu ikonik yapının çatısı altında konaklamış. Agatha Christie’nin meşhur "Doğu Ekspresi’nde Cinayet" romanını da burada yazdığı düşünülüyor.
Pera Palas, Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinden Cumhuriyet’in kuruluşuna, savaşlardan diplomatik ziyaretlere kadar birçok önemli ana tanıklık etmiş bir yapı. Otelin 101 numaralı odası, alı önder Mustafa Kemal Atatürk ile özdeşleşmiş durumda. Pera Palas’ta sık sık konaklamış olan Atatürk’ün kaldığı 101 numaralı oda, günümüzde müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Atatürk’e ait kişisel eşyaların sergilendiği oda, tarihe tanıklık etmek isteyenler için bir hazine niteliğinde. Müze odayı haftanın her günü 10:00-11:00 ve 15:00-16:00 saatleri arasında ziyaret etmek mümkün. Ancak ziyaretler 50 kişilik kontenjan ile sınırlandırılmış.
Neoklasik, Oryantalist ve Art Nouveau tarzlarının harmanlandığı mimarisiyle dikkat çeken Pera Palas, dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury’nin imzasını taşıyor. Otelin meşhur asansörü de İstanbul’daki ilk elektrikli asansörü olma unvanına sahip. Günümüzde İstanbul’un en prestijli otellerinden biri olan yapıda toplamda 115 oda var. Ziyaretçilerine konforlu bir konaklama deneyiminin yanı sıra; spa, kapalı havuz ve fitness salonu gibi olanaklar da sunuyor.