Tarihçesi M.S. 6. yüzyıla kadar uzanan Büyükada, İstanbul sınırları içinden çıkmadan kentin gürültüsünden ve stresinden uzaklaşabileceğiniz, hem doğal güzellikleri hem de tarihi mirasıyla herkesi büyülemeyi başaran bir yerleşim yeri. 1846 yılından beri İstanbul’un farklı noktalarından Büyükada’ya vapur seferleri düzenlendiği için, keyifli bir kaçamak yapıp ada havası almak da artık bir İstanbul klasiği haline gelmiş durumda. Siz de metropolden biraz uzaklaşmak ve kendinizi Büyükada’nın huzurlu kucağına bırakmak istiyorsanız, Büyükada Mavi tam da aradığınız konaklama adresi olabilir. Hem restoran ve çay bahçesi hem de otel olarak hizmet veren bu işletme, 2001 yılında Sibel Kartal ve İnci Övüç tarafından kurulmuş. İlk günden beri bir aile işletmesi olarak yoluna devam ediyor.
Her yıl nisan ve ekim ayları arasında hizmet veren Büyükada Mavi, adanın en sakin ve yeşil bölgelerinden biri olan Nizam Mahallesi’nin sınırları içinde. Denize olan mesafesi de yakın. Otele ev sahipliği yapan tarihi köşk, yüksek tavanları ve nostaljik atmosferiyle çok etkileyici bir ambiyans sunuyor. Otelin tüm odaları, köşkün büyük sofasına açılıyor. İşletmenin bulunduğu noktadan adanın eşsiz manzaralarını seyre dalmak da mümkün. Kısacası, burada ada ruhunu derinden hissedebiliyorsunuz.
Büyükada Mavi’nin restoranı da yıllardır çok popüler ve kapıları hem otel ziyaretçilerine hem de dışarıdan gelen misafirlere açık. Tesiste oda kahvaltı konsepti uygulandığı için, otel ziyaretçileri kahvaltı servisinden ücretsiz şekilde yararlanabiliyor. Otel odaları 2, 3 ya da 5 kişilik şekilde tasarlanmış. Bazıları deniz, bazıları orman, bazıları da bahçe manzarasına bakıyor. Restoran bölümünden günün üç ana öğünde de yararlanmak mümkün. Büyükada Mavi’nin özellikle serpme kahvaltısı ziyaretçiler tarafından çok seviliyor. Restoranda bazı hafta sonları canlı müzik etkinlikleri de düzenleniyor.