Doğruya doğru, caz müziğinin ülkemizde çok fazla takipçisi yok. Hatta günümüzde dünyada da niş bir tür olarak tanımlanması yanlış olmaz. Ancak bize sorarsanız, caz kulüpleri ve barları hâlen metropol şehirlerin sanatsal atmosferini oluşturan yapbozun önemli bir parçası. İstanbul’da da caz müziğin geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanıyor.
Dünyaca caz müziğinin ortaya çıkışı aslında 1880’li yıllarda ve New Orleans’ta gerçekleşmiş. Ancak bir müzik türü olarak tanımlanması, tanınması ve gelişmesi 1920’li yılları bulmuş. New York, Los Angeles ve Chicago başta olmak üzere büyük kentlerde gitgide yayılmaya başlayan jazz ezgileri, artık tüm dünyada yankılanıyor. Ne var ki, bizim ülkemizde caz kulüplerinin ve barlarının ticari açıdan büyük başarılar getirmeyeceğini öngörmek zor değil. Bu sebeple de İstanbul ve Ankara gibi kentlerde hâlen varlığını sürdüren, ayakta kalabilmiş olan mekanların sayısı çok kısıtlı. İstanbul’un caz kulüplerinin sayısı iki elin parmağını geçmiyor.
Seçenek kısıtlı diye caz müziği ustalarından ve canlı dinlemekten vazgeçecek halimiz yok elbette. Bilakis, mevcut koşullarda caz tutkunlarının bu tip mekanları desteklemesi, kentin caz kültürünün gelişmeyi sürdürmesi açısından oldukça önemli. İstanbul hâlen caz festivallerine ev sahipliği yapan, bizi kentin kargaşasından koparıp müziğin güvenli kollarına bırakan mekanlarla dolu bir kent. Bu sebeple biz de bugün caz müziğine sahip çıkan mekanları derlemek istedik. Loş ışıkları, neon tabelaları, görkemli sahneleri ve keyifli atmosferleriyle İstanbul’un en iyi caz kulüplerini birlikte keşfetmeye ne dersiniz? İşte, 2024 yılında İstanbul’da harika bir caz akşamı geçirmek isteyenlerin ziyaret edebileceği en iyi adresler…
1. Nardis Jazz Club - Galata/Beyoğlu
Her ne kadar kulağa niş bir alan gibi gelse de, aslında İstanbul’da caz kültürünün geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. Hatta tarihin tozlu sayfaları arasında iz sürmeye kalktığımızda çok daha köklü...
Listeye elbette İstanbul’un hâlen ayakta olan en eski caz kulübüyle, Nardis Jazz Club ile açılış yapıyoruz. Yıllardır oldukça geniş bir müdavim kitlesi kazanmış olan Nardis, 29 Ekim 2002 tarihinde ziyaretçilerine kapılarını açtı. Yirmi yılı çoktan devirdi ve umuyoruz ki daha nice yirmiler görecek. Galata’nın kalbindeki mekan, kurulduğu ilk günden bu yana hem yerli hem de yabancı caz sanatçılarını konu ediyor. Aslında dönem dönem burada farklı müzik türlerinin usta isimleriyle de karşılaşıyoruz ama etkinlik takviminin başrolünde hep caz konserleri var.
Nardis Jazz Club, 120 kişi kapasiteli bir mekan. Bazı konserlerde biletler erken tükenebiliyor, dolayısıyla ilginizi çeken konserler için mümkün olduğunca erken tarihte bilet almakta fayda var. Haftanın her günü 20:30 ile 00:00 saatleri arasında hizmet veren Nardis’in içki menüsü oldukça kapsamlı. Sek içkilerin yanı sıra, imza ve klasik kokteylleri de tercih edebiliyorsunuz. Eğer caz müziğine ilgi duyuyorsanız, İstanbul’da ziyaret edebileceğiniz en cazip adreslerden biri, kesinlikle Nardis. Amerikan caz dergisi Down Beat de mekanın başarısını, onu dünyanın en iyi caz mekanlarından biri olarak nitelendirerek tasdiklemiş. Nardis Jazz Club’ın etkinlik programını işletmenin sosyal medya hesapları ya da internet sitesi üzerinden takip edebilir, biletleri siteden online satın alabilirsiniz.
2. Pera 77 - Asmalımescit/Beyoğlu
İstanbul’da hâlen caz kulüplerinin sayısı çok az olsa da, kent genelinde caza ilgi duyan ve caz ezgileri eşliğinde harika akşamlar geçirmeyi seven kişilerin sayısı oldukça fazla. 2023 yılında kentin hâlihazırda...
İstanbul’da caz kulüpleri uzun yıllardır Beyoğlu’nda yoğunlaşıyor. 2023 yılında Beyoğlu’nun mekan seçeneği yelpazesine yeni bir işletme daha katıldı: Pera 77! Buram buram tarih kokan Pera’nın tam göbeğinde yer alan mekan, semtin en prestijli otellerinden biri olan The Marmara Pera’nın giriş katında yer alıyor. Mekanın programı caz gitaristi Sıtkı Sırtanadolu’nun danışmanlığı eşliğinde şekillendirilmiş. Pera 77 hem semtin hem de otelin atmosferine uyum sağlamakta hiç zorlanmamış. Haftanın dört günü sahnesinde önemli caz sanatçılarını ağırlayan işletme, bugüne kadar Kerem Görsev Trio, Barış Doğukan Yazıcı Quartet, Dilek Sert Erdoğan ve Sibel Köse gibi nice önemli ismi konuk etti.
Pera 77’nin açılışının da görkemli olduğunu belirtmek gerek. Ozan Musluğuoğlu’nun albüm lansmanı kapsamında iki konser vermek için şehre gelen ünlü trompetçi Jeremy Pelt; burada Ozan Musluoğlu, piyanist Anthony Wonsey ve Ferit Odman ile birlikte sahne aldı. Pera 77’nin içki menüsü ve kokteylleri her damak zevkine hitap edebilecek kadar çeşitli. Dilerseniz, burada nefis atıştırmalıkların da tadını çıkarabiliyorsunuz. Konser takvimi Pera 77’nin sosyal medya hesaplarından düzenli olarak paylaşılıyor. Konserlere bilet alsanız dahi, etkinlik gününde mekanı arayıp rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederiz.
3. Bova Sahne - Beyoğlu
Malumunuz, Beyoğlu artık eski Beyoğlu değil. En azından 2024 yılında durum böyle. Taksim’in eski ruhunu, Beyoğlu sokaklarının kendine has ve hareketli atmosferini özlemle anan kişilerin sayısı da oldukça fazla. Geçmişte...
Beyoğlu’ndaki son durağımız Mis Sokak’taki Bova Sahne. Aslında Bova Sahne yalnızca bir caz kulübü değil; sahnesinde Blues, funk ve elektronik gibi birçok farklı müzik türünün ustalarını konuk ediyor. Ancak etkinlik takviminde genellikle caz konserleri ile karşılaşıyoruz. Bova Sahne’nin giriş katı restoran bölümü için ayrılmış. Burada gün boyu nefis kokteyller, atıştırmalıklar ve ana yemekler sunuluyor. Üst katta da sahne mevcut.
Kurucusu Ahmet Aydemir olan Bova Sahne’nin bir diğer ilgi çekici özelliği de incelikli dekorasyon tarzı ve atmosferi. Geçmişte bir İran restoranı olan mekan, Bova Sahne’ye dönüşürken geçirdiği tadilatta adeta bambaşka bir çehreye kavuşmuş. Tadilatta ortaya çıkan kırmızı tuğlalı duvarlar ve masif ahşap tavan da işletmenin silüetine çok hoş bir ambiyans katıyor.
4. Divine Brasserie & Jazz Club - Nişantaşı/Şişli
Şişli’de Teşvikiye’den başlayıp Topağacı’na kadar ilerlediğiniz hat, her daim hareketli bir atmosfere sahip. İçine, kentin en lüks ve popüler semtlerinden biri olan Nişantaşı’nı da alan bu bölgede gezmek, belki bir...
Nişantaşı’nda rahat ve samimi bir mekanda iyi müzik ve iyi yemek eşliğinde vakit geçirmek isterseniz, Divine Brasserie & Jazz Club’ı gözden kaçırmamanızı tavsiye ederiz. Keza mekan da yoluna tam olarak bu sloganla çıkmış. Semtin sakin ve huzurlu sokaklarından birine gizlenmiş olan işletme, haftanın belirli günlerinde düzenli olarak caz konserlerine ev sahipliği yapıyor. Etkinlik programı sosyal medya aracılığıyla gün gün paylaşılıyor. Divine Brasserie & Jazz Club’ın brasserie konseptinin de hakkının verildiğini söylemek gerek. Burada menüde yalnızca atıştırmalık ve içki seçeneklerini değil; et yemeklerinden makarnalara ve pizzalara uzanan kapsamlı bir lezzet seçkisini görebiliyorsunuz. Kokteyller de ziyaretçilerin birçoğundan tam not almayı başarmış.
5. Long Bar - Levazım/Beşiktaş
Singapur’da 1887 yılından beri hizmet veren Raffles Hotel, ülkenin en ünlü konaklama işletmelerinden biri olmanın yanı sıra, piyasaya “Long Bar kültürü” kavramını kazandırdı. Long Bar, Raffles Hotel bünyesinde hizmet veren...
Dünyanın en ünlü barlarından biri olan Long Bar’ı daha önce duymuş muydunuz? Bir asırdan uzun süredir kendi kültürünü oluşturmuş olan Long Bar, Singapur’da 1887 yılında hizmete açılan Raffles Hotel’in bünyesinde bulunan bir işletme. Long Bar kültürü artık dünya çapında ünlü ve bunun birkaç sebebi var. Mekanın en önemli özelliklerinden biri, ünlü barmen Ngiam Tong Boon’un Singapore Sling ismini verdiği meşhur kokteylini burada tasarlamış ve sunmuş olması. Singapore Sling artık dünya çapında tanınan bir kokteyl ve birçok farklı ülkede farklı reçetelerle hazırlanabiliyor. Ancak orijinali, yani Long Bar çatısı altında sunulan versiyonu hâlen ün bakımından rakipsiz.
Yüz yılı aşkın süre içinde Elizabeth Taylor’dan Charlie Chaplin’e kadar birçok önemli ismi de ağırlamış olan Long Bar, müşterilerine fıstık kabuklarını yere atma izni vermesiyle de ikonik bir mekana dönüşmüş. Artık bu konsept bizim ülkemizde de bazı barlarda uygulanıyor ve kulağa çok garip gelmiyor ama Singapur’da yere çöp atmak yasak olduğu için bu uygulama zamanında epey ses getirmiş. Peki, biz Singapur’daki bir bar hakkında sizinle niye bu kadar detaylı bilgiler paylaştık? Çünkü Long Bar’ın bir şubesi de Beşiktaş’taki Zorlu Center’ın içinde bulunuyor!
Raffles Hotel İstanbul’un çatısı altında hizmet veren Long Bar, hem meşhur Singapore Sling kokteylini tatmak hem de keyifli konserlere katılmak için harika bir adres. Burada yalnızca caz değil; Latin, pop ve R&B gibi birçok farklı müzik türünü kapsayan konserler düzenleniyor. Mekanın açık ve kapalı teras alanları ile geniş bir salonu da bulunuyor.
6. The Badau - Rasimpaşa/Kadıköy
İstanbul’un caz tarihi onlarca yıl geçmişe dayansa da, günümüzde kent sakinlerinin ziyaret edebileceği caz kulüplerinin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Üstelik, hâlihazırda ziyaretçilerini ağırlayan caz kulüplerinin ve barların da büyük...
2016 yılından beri Anadolu yakasının da bir caz kulübü var! Kapılarını ilk olarak Kadıköy’ün Yeldeğirmeni semtinde açan The Badau, kendisi de bir caz sanatçısı olan Eren Noyan tarafından kuruldu. Şimdilerde yolculuğuna Akasya AVM’nin içindeki yeni adresinde devam ediyor. Ancak mekanın bir AVM’nin içinde olması sizi yanıltmasın, caz kulüplerinin kendine has atmosferini çok başarılı bir şekilde yansıtmayı sürdürüyor.
The Badau’da çalışan servis ve mutfak ekibinin de birçoğu aslen müzisyen. Bir aile gibi çalışıyor, sahnelerinde ağırladıkları müzisyenleri de her zaman el üzerinde tutuyorlar. Aslında The Badau ayakta 650 kişi kapasiteye sahip, ancak oturma düzeninde kapasite 200 kişiye düşüyor. Yine de bu sayı caz konserleri için oldukça yeterli.
7. Gregor Jazz Club - Sirkeci/Fatih
Günümüzde artık niş bir alana dönüşmüş olsa da, caz kulüpleri ve caz barlar büyükşehirlerin sanatsal atmosferinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Aslında İstanbul’da caz müziğin ve kulüplerin tarihçesi bir hayli geçmişe...
The Badau ve Eren Noyan, bize bir mekan daha kazandırdı: Sirkeci’deki Gregor Jazz Club. Diğer ismi de Gregor by The Badau olan işletme, Orientbank Hotel’in bünyesinde hizmet veriyor. Sirkeci’nin kendine has keyifli ve tarihi atmosferinin içinde, ziyaretçilerini hem iyi müziğe hem de lezzetli yemeklere doyuruyorlar. Haftanın pazartesi hariç tüm günlerinde 19:00 ile 00:00 saatleri arasında hizmet veren mekanda, konser olmayan günlerde kapanış saati 23:00. Menüde nefis başlangıçlar, ana yemekler, makarnalar, tatlılar ve envai çeşit içki ile kokteyl yer alıyor.
Bonus: 8. Kum Saati Blues Club - Asmalımescit/Beyoğlu
İstanbul, sanat etkinlikleri ve sanatsal mekanlar çeşitliliği bakımından, ülkemizin en cömert kenti. Film gösterimlerinden konserlere, sanat atölyelerinden tiyatro oyunlarına kadar; birçok farklı etkinlik yalnızca ya da en azından en erken...
Jazz ve Blues birbirlerinden epey farklı iki müzik türü olsa da, listeye Blues sevenler için de bir mekan önerisi sıkıştırmak istedik. Çünkü tıpkı caz gibi, Blues kulüplerine de günümüzde pek sık rastlayamıyoruz. Asmalımescit’te yıllardır hizmet veren Kum Saati Blues Club, hem uygun fiyatları hem de keyifli atmosferiyle çok seviliyor. Haftanın belirli günlerinde konserlere ev sahipliği yapan işletme, pazar hariç her gün açık. 15:00 ile 02:00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyorlar. Mekanın 50 metre yakınında, bir de kafeleri yer alıyor.
İstanbul'da kendinizi müziğin ritmine bırakarak geçirebileceğiniz bir akşam geçirmek için, İstanbul'un Canlı Müzik Mekanları önerilerimize de göz atabilirsiniz.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Nardis Jazz Club | 8,8 |
2 | Pera 77 | 8,6 |
3 | Bova Sahne | 8,8 |
4 | Divine Brasserie & Jazz Club | 8,4 |
5 | Long Bar | 8,6 |
6 | The Badau | 9,2 |
7 | Gregor Jazz Club | 9,2 |
8 | Kum Saati Blues Club | 8,8 |