İstanbul’un Kadıköy ilçesine bağlı Bostancı, sahilden başlayıp D-100 Karayolu’na kadar uzanan bir semt. Yine Kadıköy’e bağlı Suadiye ve Kozyatağı semtleri ile Ataşehir’e bağlı İçerenköy ve Maltepe’ye bağlı Altıntepe ile komşu. Tarihçesi Bizans dönemine kadar uzanan semt, bu dönemde Poleatikon olarak adlandırılıyormuş. Genellikle İstanbul’a gelen imparatorların dinlendiği ve bir sarayın bulunduğu bir yer olarak kullanıldığı için, burada bir saray da bulunuyormuş. Osmanlı döneminde ise İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapılarından biri haline gelmiş.
İsmini Osmanlı döneminde burada kurulan bostancı derbendinden alan Bostancı, özellikle 19. yüzyıl sonlarında Bağdat Demiryolu buradan geçtiği için hızla gelişmeye başlamış. Nüfus arttıkça, 20. yüzyılın başlarından itibaren yerleşim alanları da genişlemiş. 1930’lardan sonra semte kıyı boyunca iki katlı villalar inşa edilmiş. Ancak günümüzde bunların neredeyse hiçbirini göremiyoruz. Çünkü 1980’li yıllardan itibaren villaların yerini yüksek katlı apartmanlar almış. 1985-1995 yılları arasında, Bostancı’nın sahil tarafının yapılan kent düzenlemeleriyle neredeyse tamamen değiştiğini söylemek mümkün. Sahil yolu ve iskele civarındaki alanlar doldurulduğu için, semtin eski karakterinin izlerini takip etmek artık pek kolay değil.
Bostancı’yı ikiye bölen Çamaşırcı Deresi’nin üzerindeki Bostancıbaşı Derbendi Köprüsü, semtin en önemli tarihi yapılarından biri. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Bostancı Camii ile Bağdat Caddesi’nin üzerinde yer alan Çatalçeşme de tarihi mirasın önemli unsurlarını oluşturuyor. Bostancı İskelesi’nden Adalar da dahil olmak üzere, birçok noktaya kolay ve hızlı ulaşım imkanı sunan vapurlar kalkıyor. Hem huzurlu atmosferi hem de geniş ulaşım seçenekleriyle bilinen Bostancı, kentin en yaşanılası semtlerinden biri. Siz de Kadıköy’ün merkezi kadar kalabalık olmayan, daha sakin ve huzurlu, geniş olanaklara sahip ve keyifli bir semti ziyaret etmek isterseniz, Bostancı ideal bir seçenek olabilir.