İzmir’in Karaburun ilçesine bağlı bir mahalle olan Mordoğan, Karaburun Yarımadası’nın hem kuzey hem de güney yönünde uzanan dağların arasından kıvrılarak giden yolu takip ederek çıkabileceğiniz bir tatil ve doğa cenneti. Son derece huzurlu, sessiz, sakin ve keyifli bir atmosfere sahip olan bu mahalle, uzun yıllardan beri tatilcilerin de ilgi odağı haline gelmiş durumda. İzmir il merkezine yaklaşık 80 kilometre mesafede bulunan Mordoğan; Ege Denizi, Karaburun ve Balıkova ile çevreleniyor. Zeytinlikleriyle ve nergis bahçeleriyle ünlü olan mahallede defne yaprağı ve kekik gibi aromatik bitkiler de yetişiyor.
Karaburun Yarımadası’nın ve dolayısıyla Mordoğan’ın tarihçesi prehistorik döneme dek uzanıyor. Bu bölgede yapılan kazı çalışmaları sonucunda M.Ö. 4000’li yıllara tarihlenen bazı buluntular ortaya çıkarılmış. Mordoğan ise M.Ö. 4. yüzyılda ve Mimas adıyla kurulmuş. Bu dönemde idari açıdan Erythrai Krallığı’na, yani günümüzde Çeşme’nin bir beldesi olan Ildırı’ya bağlıymış. İlerleyen süreçte önce Pers egemenliği altına girmiş, M.Ö. 334’te Büyük İskender’in Perslere karşı kazandığı zaferle de tekrar bağımsızlığına kavuşmuş. Bergama Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na dahil edilmesi, Erythrai’yi ve dolayısıyla Mimas’ı da Bizans kenti haline getirmiş.
14. ve 15. yüzyıllarda Aydınoğlu Mehmet Bey’in hakimiyetiyle Türklerin eline geçen bu bölge, tarihte sık sık Cenevizli korsanların saldırısına uğramış. Bu sebeple Mordoğan’da yerleşim yerleri genellikle denizden uzaktaki iç bölgelere kurulmuş. Bugün bile denizden Mordoğan’a doğru baktığınızda çoğu köyü göremezsiniz. 1426 yılında Osmanlı Devleti’nin topraklarına katılan Mordoğan’ın ismi hâlen sayısız farklı efsanede geçiyor.