İstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında bulunan Paşabahçe, Beykoz ilçesine bağlı bir semt. Kuzeyinde ilçe merkeziyle, güneyinde de Çubuklu’yla komşu. Boğaz’ın kıyısında uzanan sakin ve huzurlu bir yerleşim yeri olarak varlığını sürdürüyor. Eski adı "Paşabağçe" olan semt, zamanla dilde değişikliklere uğrayarak bugünkü ismini almış. Biz Paşabahçe ismini aynı zamanda ülkemizin cam sanayisinde önemli bir yere sahip olan Paşabahçe Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den de biliyoruz, ki zaten şirketin ismi de bu semtten geliyor.
Eski isimlerinden bir diğeri de "İncirliköy" olan Paşabahçe, bu adı bir zamanlar bölgeyi kaplayan incir ağaçlarından almış. 17. yüzyıl ortalarında Sultan İbrahim’in sadrazamı Hezarpare Ahmed Paşa’nın burada kendisi için bir yalı inşa ettirmesiyle, semtin adı "Paşa Bahçesi" olarak değiştirilmiş. Osmanlı Devleti hükümdarlığında, özellikle de III. Mustafa döneminde bu bölge, hızla gelişmeye başlamış. Bu süreçte semte birçok cami, medrese, çeşme ve hamam inşa edilmiş. Semtin en dikkat çekici yapılarından biri olan Rum Ortodoks Kilisesi Aziz Konstantin ve Helena, 1894 yılından beri ayakta. Paşabahçe’nin ana meydanında yer alan tarihi yapı, son derece etkileyici bir görünüme sahip.
Boğaz kıyısında bulunması sayesinde ziyaretçilerine eşsiz manzaralar sunan Paşabahçe; sahil boyunca uzanan çınar ağaçları, parklar ve balıkçı tekneleri ile huzurlu atmosferini tamamlıyor. Paşabahçe İskelesi’nden başlayan yürüyüş rotasını takip ederek Beykoz Korusu olarak da bilinen Abraham Paşa Korusu’nu ziyaret edebilirsiniz. Mısır Hıdivi Mehmet Ali Paşa’nın torunu Abraham Paşa tarafından inşa edilmiş olan koru, birçok farklı egzotik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Şehrin karmaşasından uzaklaşmak ve doğayla iç içe bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir destinasyon seçeneği oluşturuyor.