İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin her bir semti, farklı zenginliklere ve güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Karaköy, Galata, Tophane, Cihangir, Asmalımescit… Her birinin kendine ait bir ruhu, özel bir atmosferi var. Çukurcuma da ilçenin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ön plana çıkan semtleri arasında. İsmini, bu bölgenin Beyoğlu'ndan daha alçak bir konumda yer alması ve bu nedenle "çukur" bir alanda bulunmasından aldığı tahmin ediliyor. Bir diğer rivayete göre de Fatih Sultan Mehmet fetih sırasında "Cuma namazını şu çukurda kılalım" dediği için bölgeye bu isim verilmiş.
Özellikle antikacı dükkanları ve tarihi yapılarıyla ün salmış olan Çukurcuma, günümüzde kentin en turistik semtlerinden biri. Galatasaray Meydanı’ndan Karaköy’e doğru inerken, Çukurcuma’nın dar sokaklarında İstanbul’un en ünlü antikacıları ile karşılaşabilirsiniz. Geçmişin izlerini taşıyan envai çeşit değerli eşya, burada keşfedilmeyi bekliyor. Eski İstanbul yalılarından çıkma avizelerden, yarım asır öncesinin bisküvi kutularına, resimlerden mobilyalara kadar geniş bir yelpaze söz konusu. Bu yönüyle Çukurcuma, adeta bir açık hava müzesi gibi. Aynı zamanda semtte restore edilmiş tarihi binalar, popüler kafeler, seçkin butikler ve sanat atölyeleri de bulunuyor. Çukurcuma sokaklarında yürürken Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ni de görebilirsiniz.
Çukurcuma’nın eski İstanbul’un hamam kültürünü yaşatan birkaç önemli hamama da ev sahipliği yaptığını eklemek gerek. Firuzağa Hamamı ve Çukurcuma Hamamı, semtin en önemli tarihi yapıları arasında. Hem yerel halk hem de turistler tarafından sık sık ziyaret ediliyorlar. Özellikle Çukurcuma Hamamı çok etkileyici bir atmosfere sahip. 1830’lu yıllarda inşa edilen yapı, I. Abdülhamid’in eşi Nakşidil Valide Sultan tarafından vakfedilen su tesisleriyle birlikte yapılmış. Semtin bir diğer önemli simgesi de Asri Turşucu. En ünlü Yeşilçam filmlerinden biri olan Neşeli Günler’in çekildiği tarihi turşucu, 1938’den bu yana kesintisiz olarak hizmet veriyor.