Bolu’nun ilçelerinden biri olan Dörtdivan’ın bilinen tarihi, Anadolu’ya gelen Oğuz Türklerine kadar uzanıyor. Kayı Boyu’ndan gelen Oğuz Türkleri, Malazgirt Savaşı bittikten sonra, 1074 ile 1076 yılları arasında Dörtdivan ve civarına yerleşmiş. Yerleştikleri yerleri de Oğuz boylarına özgü isimlerle adlandırmışlar. Dörtdivan ilçesinin birçok köyünde söz konusu adlandırmayı görmek mümkün. Dülger, Çalköy, Çardak, Gücükler, Cemaller, Göbüler ve Bünüş gibi köyler bu duruma örnek oluşturuyor.
Dörtdivan’ın bir yerleşim biri olarak kullanılmaya başlanmasına ilişkin net bir tarihe ulaşılabilmiş değil. Ancak tahminler, 1197 yılında ve I. Alaaddin Keykubat’ın hükümdarlığı sırasında yaşandığı yönünde. Hatta Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de I. Alaaddin Keykubat’ın Bolu Beyi olduğu dönemde fethettiği bu bölgede dağlarda Divan kösü çaldırdığı, bu sebeple de bu bölgelerin divan olarak adlandırıldığı yazıyor. Bölge sayısı başta yedi iken üç bölge küçük olması sebebiyle kapatılmış ve geriye dördü kalmış. Bu sebeple de burası Dörtdivan ismiyle anılmaya başlanmış.
Bolu’nun hem Gerede hem de Dörtdivan ilçeleri, Ankara Savaşı’nda da önemli bir rol oynamış. Timur’un ordusu tarafından takip edilen Osmanlı askerleri, bu ilçelerde konaklayarak yeniden güçlerini toplamış. Dörtdivan’ın bir diğer önemli özelliği de en ünlü halk şairlerinden biri olan Köroğlu’nun yurdu olması. Köroğlu, Dörtdivan’ın Aşağısayık Köyü’nün Hesinler Mahallesi’nde dünyaya gelmiş.
1990 yılına dek Gerede’ye bağlı olan, bu tarihten sonra da ilçe statüsü kazanan Dörtdivan; doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir ilçe. Özellikle Köroğlu Şelalesi ve Kartalkaya Kayak Merkezi, yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.