İsmini İranlı asilzade Emir Güne Han’dan alan Emirgan, İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı olan ve hem tarihi hem de turistik açıdan birbirinden önemli zenginlikleri içinde barındıran bir semt. Sultan IV. Murad’ın 1635 yılında gerçekleştirdiği Revan Seferi esnasında, Emir Güne Han burada bulunan kaleyi savaşmadan IV. Murad’a teslim etmiş. Bu sebeple IV. Murad da Emir Güne’yi İstanbul’a getirterek ismini Yusuf Paşa olarak değiştirmiş. Üstelik Yusuf Paşa’ya yaklaşık 500 bin metrekarelik yemyeşil bir alan olan Feridun Bey Bahçeleri’ni de hediye etmiş. Feridun Bey Bahçeleri’nin bugünkü adı, Emirgan Korusu. Keza Emirgan Korusu semtin en ünlü ve keyifli alanlarından birini oluşturuyor. Emir Güne’nin ya da yeni ismiyle Yusuf Paşa’nın, IV. Murad’ın ölümünün ardından Padişah İbrahim tarafından idam ettirildiği biliniyor.
Emirgan Korusu 19. yüzyılda Sultan Abdülaziz tarafından Mısır Hıdivi İsmail Paşa’ya armağan edilmiş. Emirgan’ın ünlü Sarı, Beyaz ve Pembe köşkleri de İsmail Paşa tarafından bu dönemde inşa ettirilmiş. Köşklerin tümü günümüzde turistik amaçla kullanılıyor. Emirgan Korusu da 1943 yılında İstanbul Belediyesi tarafından satın alındıktan sonra halkın hizmetine açılmış. Ancak Emirgan’da gezebileceğiniz keşif durakları yalnızca Emirgan Korusu’yla ve tarihi köşklerle sınırlı değil.
Boğaz sırasında karşılaşabileceğiniz en güzel meydanlardan biri olan Emirgan Meydanı, semtin kalbini oluşturuyor. Semt sınırları içinde Hamid Evvel Camii, Şerifler Yalısı ve Hünkar Kasrı gibi tarihi yapılar da yer alıyor. Emirgan’ın lüks yeme içme işletmeleri ve özellikle kahvaltıcıları da ünlü. İstanbul’un en yeşil ve keyifli semtlerinden biri olan Emirgan, ziyaretçilerine her açıdan dört dörtlük bir gün geçirme fırsatı sunuyor.