İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı tarihi semtlerden biri olan Karaköy, tarih boyunca farklı kültürlere ve inançlara sahip olan yüz binlerce insanı aynı çatı altında buluşturmuş bir yer. Hâlen de bu açıdan İstanbul’un en önemli ve değerli merkezlerinden biri olarak görülüyor. Galata Köprüsü’nün hemen yanından başlayıp kuzeydoğu istikametine doğru uzanan bu tarihi semtin isminin nereden geldiği konusunda iki farklı iddia söz konusu. Bunlardan biri, bu ismin 19. yüzyılda bu bölgede ikamet etmiş olan Karaim Yahudileri’nden geldiğini söylüyor. Bir diğer ise Bizans hükümdarlığı sırasında burada yaşayan Karay Türkleri’nden dolayı bölgeye Karayköy dendiğini, bu ismin yıllar içinde kulaktan kulağa aktarılarak Karaköy’e dönüştüğünü iddia ediyor.
Karaköy tarihi bir liman semti olduğu için, uluslarası açıdan ticaret temelli bir merkez olma misyonunu hiç kaybetmemiş. Bizans hükümdarlığı sırasında bu bölge, ticaret rotalarını korumak amacıyla depolar kuran Cenevizliler tarafından yönetiliyormuş. Osmanlı döneminde Tophane ve çevresi burada top mermisi üretilmesi sebebiyle donanma kışlası olarak kullanılmaya başlamış. Karaköy ise Osmanlı ticaretinin ve bankacılığının merkez bölgesi haline gelmiş. 20. yüzyılın başlarında ticaret daha da hareketlenince, Karaköy hem Yunan meyhaneleriyle hem de liman ve gümrük binalarına olan yakınlığıyla iyice rağbet görmeye başlamış. Semtin kentsel ve mimari karakteri, tüm bu dönemler sayesinde Avrupai bir üslup taşıyor. Rönesans, Neoklasizm, Barok ve Art Nouveau gibi birçok akıma ait tarihi yapı, hâlen Karaköy sınırları içinde bulunuyor.
Karaköy’de keşfedebileceğiniz birçok farklı yapı ve durak var. Mimarisiyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakan Karaköy Palas, Yeraltı Camii, Türk Musevileri Müzesi, tarihi hanlar ve Azapkapı Camii; söz konusu yapıların yalnızca birkaçı. Karaköy’ün hemen yanında bulunan Tophane semti de başta İstanbul Modern Sanat Müzesi olmak üzere birçok kültür sanat merkezine ev sahipliği yapıyor.
Karaköy, İstanbul'un en eski semtlerinden biridir. Bölge, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Galata ile Eminönü arasında yer alan liman ve ticaret merkezi olarak biliniyordu. 17. yüzyılda inşa edilen Karaköy iskelesi, gemilerin yanaşabileceği ilk iskelelerden biriydi. 19. yüzyılda bölgede ticaret hacmi arttıkça, Karaköy İstanbul'un en önemli limanlarından biri haline geldi. Karaköy ayrıca o dönemde Levantenlerin ve gayrimüslim azınlıkların yoğun olarak yaşadığı bir semtti. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Avrupalı tüccarlar Karaköy'de yaşıyor ve iş yapıyordu.
20. yüzyılın başında ise Karaköy, Galata Köprüsü'nün inşasıyla birlikte İstanbul'un iş ve ticaret merkezi konumuna geldi. Günümüzde de Bankalar Caddesi, iş hanları ve pasajlarıyla ticari önemini korumaktadır. Karaköy aynı zamanda, tarihi yapıları, müzeleri ve sanat galerileriyle kültür-sanat yaşamının da önemli bir parçasıdır. Bölgedeki restoranlar da, Karaköy'ün hem tarihine hem de bugünkü canlı atmosferine katkı sağlamaktadır.