Tarihi Yarımada’nın en güzel semtlerinden biri olan Balat’ın Instagram köşesi olarak adlandırabileceğimiz Merdivenli Yokuş, İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu en güzel şekilde yansıtan sokaklardan biri. Hem kültürel zenginliği ve kozmopolit yapısı hem de tarihi mirasıyla ön plana çıkan Balat, aynı zamanda renkli cumbalı evlere de ev sahipliği yapıyor. Merdivenli Yokuş’un da etrafı rengarenk evlerle çevrili olduğu için, görüntüsü adeta bir kartpostalı andırıyor. UNESCO Kültür Mirası kapsamında restore edilmiş evleriyle ünlü olan sokak, özellikle son yıllarda fotoğraf severlerin ve sosyal medya kullanıcılarının Balat’taki favori durağı haline gelmiş durumda.
Hafta içi sakin bir atmosferde dolaşabileceğiniz Merdivenli Yokuş, özellikle hafta sonları oldukça kalabalık olabiliyor. Eğer içinde yalnızca sizin olduğunuz fotoğraf kareleri yakalamak istiyorsanız, yokuşu sabahın erken saatlerinde ziyaret etmeniz gerekebilir. Evlerin sıra sıra dizilişi sayesinde adeta gökyüzüne çıkan bir merdiven gibi görünen yokuş, hakikaten çok estetik bir görünüme sahip.
Merdivenli Yokuş, aynı zamanda Balat’ın Yahudi ve Rum tarihini de yaşatan noktalardan biri. 15. yüzyılda İspanya’dan sürgün edilen Sefarad Yahudileri’nin yaşadığı bu bölge, ilerleyen süreçte Yahudi ve Rum mimarisiyle şekillenmiş. Balat’ın dar sokaklarında gezerken, cumbalı evlerin mimari detaylarını ve rengarenk kapılarını yakından inceleyebiliyorsunuz. Merdivenli Yokuş’ta bulunan evler de ağırlıklı olarak 18. ve 19. yüzyıl Yahudi mimarisinin izlerini taşıyor. İki ya da üç katlı şekilde inşa edilmiş olan evlerin ahşap cumbaları ve ince işçilik örneği dış süslemeleri ziyaretçileri kendine hayran bırakmayı başarıyor. Yolunuz Balat’a düşerse, Merdivenli Yokuş’u görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz. Semtin merkezinde bulunan bu yokuş, Balat’ın tarihi kiliselerine, müzelerine ve sinagoglarına da çok yakın bir konumda yer alıyor.