İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan ilçelerinden biri olan Güngören; Zeytinburnu, Bakırköy, Bahçelievler, Bağcılar ve Esenler ilçeleriyle çevreleniyor. 1992 yılından beri ilçe statüsüne sahip olan bu yerleşim yeri, toplamda 11 mahalleye ev sahipliği yapıyor. Güngören, ilçe olmadan önce Bakırköy’ün Mahmutbey Nahiyesi’ne bağlı bir köymüş. 1966 yılında belediye örgütü kurulan bu köy önce İBB’ye, sonra Bakırköy’e bağlanmış; ardından da müstakil bir ilçe haline gelmiş. 1993 yılına kadar, Esenler de Güngören sınırları içine dahilmiş. Ancak Esenler’in de ilçe statüsü kazanması sonucunda Güngören’in sınırlarında yeniden değişiklik yaşanmış.
Güngören çok eski zamanlarda dağınık av evlerini içinde barındırır, bu sebeple Osmanlı döneminde de Kağıthane ve Göksu’yla birlikte popüler bir mesire yeri olarak anılırmış. Geçmişte, Güngören’in bulunduğu bölgeye Vitos denirmiş. İstanbul’un fethi öncesinde bir Bizans köyü olan Vitos, imparatorluğun geçimine önemli katkılar sağlarmış. Buradan Halkalı içme suyu kanalları geçermiş.
İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet’in ordularının geçtiği Eski Edirne Yolu’na da ev sahipliği yapan Güngören, Rumların Vitos’u terk etmesi sonrasında hükümet tarafından iskan yeri sayılmış. Böylece Yunanistan’dan mübadeleyle gelen göçmenler buradaki köylere yerleştirilmiş. 1960’lı yıllara kadar geçimini ağırlıklı olarak ziraat ve hayvancılık üzerinden kazanan Güngören’de, yapılaşma sebebiyle artık hiç tarım ve hayvancılık faaliyeti gerçekleştirilmiyor. Ancak bunun yerine ilçede ticaret, hizmet ve tekstil sektörüne ilişkin faaliyetler sürdürülüyor. Güngören, Esenler ve Bağcılar’ın oluşturduğu üçgen; kabul etmek gerekir ki, turistik anlamda hâlen gelişmeye muhtaç. Ayrıca, bu ilçelerde güvenlik ve asayiş problemlerinin yaşandığına da dönem dönem şahit oluyoruz.