İstanbul birçok anlamda büyüleyici bir şehir. Hem doğal güzellikleri ve tarihi mirası hem de metropol olanakları ve kendine has ruhu bakımından dünyada bir eşinin daha olmadığını söylemek mümkün. Aslında kentin neredeyse her bir ilçesinde birbirinden ilgi çekici keşif duraklarıyla karşılaşabiliyoruz ama özellikle tarihi semtlerde daha fazla cevher yatıyor. Söz konusu tarihi semtlerden biri de elbette Balat. Fatih’e bağlı olan Balat; ev sahipliği yaptığı tarihi yapılar, kozmopolit kültürü, popüler yeme içme mekanları ve nostaljik atmosferiyle turistik açıdan uzun yıllardan beri ilgi odağı haline gelmiş durumda. Geçmişte kalmış gibi hissettiren tarihi sokakları sayesinde sık sık film ve dizi çekimlerine de ev sahipliği yapıyor.
Maison Balat da semtin kendine has ruhuna birebir uyum sağlayan, hem antikacı dükkanı hem de kafeterya olarak hizmet veren bir işletme. Kurucusu uzun yıllar boyunca Fransa’nın başkenti Paris’te yaşamış olduğu için, Paris kafelerine has dekorasyon detaylarını Maison Balat’ta da hemen fark edebiliyorsunuz. Mekandan Edith Piaf’ın kadife tonundaki sesi yükseliyor, antika mobilyaların ve objelerin her biri kendi içinde bir mazi saklıyor. Kısacası, burada çok keyifli bir atmosfer sunuluyor.
Balat’ın Vodina Caddesi üzerinde bulunan ve büyük mavi kapısıyla hemen dikkat çeken Maison Balat’ın menüsünde ağırlıklı olarak atıştırmalık, tatlı, kahve ve çay seçenekleri mevcut. Hafta sonları serpme kahvaltı servisi de yapılıyor ama bunun için önden rezervasyon yaptırmış olmanız şart. Rezervasyon için gerekli iletişim numarasına işletmenin sosyal medya hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz. Maison Balat’ın en güzel özelliklerinden biri de mekanda gördüğünüz tüm eşyaların ve aksesuarların satılık olması. Örneğin, çay içtiğiniz fincanı beğenirseniz giderken onu da satın alabiliyorsunuz. Özellikle antika sevenlerin Maison Balat’a mutlaka misafir olmasını tavsiye ederiz.