İstanbul’un Anadolu Yakası’nda bulunan ve Marmara Denizi’ne kıyısı olan ilçeleri arasında yer alan Maltepe; Kadıköy, Kartal, Sancaktepe ve Ataşehir ilçeleriyle çevreleniyor. Kentin en büyük onuncu ilçesi olma unvanına da sahip olan bu yerleşim yeri, yaklaşık 50 kilometrekarelik geniş bir yüzölçümüne sahip. Maltepe Belediyesi, aynı zamanda İstanbul’un en köklü belediyelerinden biri olma unvanını da taşıyor. 1928 yılında kurulan belediye, Boğaziçi Köprüsü’yle Asya ve Avrupa arasında bağlantı kurulması sayesinde 1970’lerde ciddi bir nüfus artışı yakalamış. Ancak Maltepe’nin asıl gelişim gösterdiği dönemin 1992 yılı sonrası olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Maltepe bu tarihte, bağlı bulunduğu Kartal’dan ayrılarak bağımsız bir ilçe statüsü kazanmış. İlerleyen süreçte de kalkınmayı sürdürmüş.
İskan bölgesi olarak geçmişi çok eski dönemlere uzanan Maltepe’ye ilişkin ilk bilgilere Bizans döneminde rastlıyoruz. Eski ismi Bryas olan yerleşim yeri, 1080-1083 yılları arasında Selçuklu Sultanı Süleyman Şah tarafından Selçuklu topraklarına dahil edilmiş. Hatta dönemin Bizans imparatoru ile Süleyman Şah arasında yapılan 1084 tarihli anlaşmada, Dragos Çayı iki devlet arasındaki sınır olarak belirlenmiş. Bu çay günümüzde Maltepe’nin batısında bulunan ve kendisiyle aynı ismi taşıyan tepenin yanından akarak denize dökülüyor. Söz konusu anlaşma, Bizans ve Anadolu Türkleri arasında ilk kez sınır belirlenmesi sebebiyle önem taşıyor.
Maltepe günümüzde modern kent görünümünü yakalamış olan ve hâlen gelişmeyi sürdüren bir ilçe. E-5 karayolu güzergahında bulunması, Sabiha Gökçen Havalimanı’na yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta olması ve metro hattına da ev sahipliği yapması sayesinde; sakinlerine geniş ulaşım olanakları sunuyor. Maltepe sahilinden kalkan vapurlarla Heybeliada’ya ve Büyükada’ya da ulaşım sağlanabiliyor.