İstanbul’un Anadolu Yakası’nda bulunan ilçelerinden biri olan Ümraniye, aynı zamanda kentin en hızlı yapılaşan ve kentleşen yerleşim yerleri arasında da başı çekiyor. Hem köy ve yöre geleneklerini koruyan hem de bir yandan kentleşme örneği gösteren bu bölge, İstanbul’un nüfus bakımından en kalabalık ilçelerinden birini oluşturuyor. Beykoz, Şile, Kartal, Sultanbeyli, Kadıköy ve Üsküdar ilçeleriyle çevrelenen Ümraniye’nin belediyesi, 1980 yılında yapılan askeri darbenin ardından feshedilmiş. Bunun üzerine Ümraniye, Üsküdar’a bağlı bir şube müdürlüğüne dönüştürülmüş. 1987 yılında ise ilçe statüsü kazanmış.
Günümüzdeki görünümü sebebiyle belki inanmak güç ama, bir zamanlar Ümraniye baştan sona ormanlık alanlardan oluşuyormuş. Hatta bu sebeple ismi “Ormaniye” olarak bile anılıyormuş. Söz konusu zenginliğin temelini, tarihi kaynaklara göre buraya ilk yerleşen topluluk olan Frigyalılar atmış. Kutsal kabul ettikleri çam ağaçlarını bu bölgenin tümüne diken Frigyalılar, Ümraniye ve çevresinin yemyeşil bir atmosfere kavuşmasını sağlamış.
Orhan Gazi tarafından fethedilerek Osmanlı Devleti topraklarına dahil edilen Ümraniye, Balkan Savaşları’nın ardından Batum, Yugoslavya ve Bulgaristan’dan gelen göçmenlere ev sahipliği yapmış. Hatta bu sebeple halk arasında Muhacirköy ismiyle anılıyormuş. 1960 yılına dek köy olan Ümraniye, Organize Sanayi Bölgesi ilan edilmesinin ardından daha da yoğun bir göç dalgasına maruz kalmış. Hâlen de nüfusu hızla artmaya devam ediyor ve bu sebeple kentleşme süreci de sürüyor. Ümraniye’nin en popüler yeşil alanları arasında Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi yer alıyor.