Kars’ın ilçelerinden biri olan Sarıkamış, tarihçesi milattan önce devirlere kadar uzanan bir yerleşim yeri. 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan’ın bölgeyi hakimiyeti altına alması sonucunda Türk topraklarına katılmış. 1534 yılında ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı Devleti topraklarına dahil edilmiş. Bu dönemde Sarıkamış, Kars eyaletine bağlı bir Liva statüsündeymiş. 1828 ve 1855 yıllarında iki kez Rus işgaline uğramış. Ancak her ikisinde de antlaşmalar sonucu tekrar Osmanlı topraklarına kazandırılmış.
Kars, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nın, diğer ismiyle 93 Harbi’nin ardından yaklaşık kırk yıl boyunca düşman işgali altında kalmış. Sarıkamış bu işgalden 29 Eylül 1920 tarihine kurtarılabilmiş. Aynı yılın 3 Aralık gününde de Gümrü Antlaşması sonucunda tekrar Türk hakimiyeti altına alınmış.
Deniz seviyesinden yaklaşık 2000-2200 metre yükseklikte bir platonun üzerinde bulunan Sarıkamış, görkemli sarıçam ormanlarıyla çevrili bir yeryüzü cenneti. Allahuekber Dağları’nın bulunduğu bölge 2004 yılından beri milli park statüsüne sahip. Kars’ın genelinde olduğu gibi, Sarıkamış’ta da kışlar son derece sert ve soğuk geçiyor. Yaz aylarında ise serin hava koşulları gözlemleniyor.
Sarıkamış’ın turistik açıdan yoğun ilgi gören birden fazla durağı var. Bunlardan biri, dünyada Alpler dışında toz kristal karın yağdığı tek yer olan Sarıkamış Kayak Merkezi. Bu özelliği açısından ülkemizdeki en etkileyici tesis olan Sarıkamış Kayak Merkezi, her kış sezonunda kış sporları tutkunlarının yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Ayrıca, ilçe sınırları içinde bulunan ve inşasında hiç çivi kullanılmamış olan 1896 yapımı Katerina Av Köşkü de ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun aldığı en acı ve büyük yenilgilerden biri olan Sarıkamış Harekatı’nda şehit olan 78 bin askerimizi anmak için dikilen Sarıkamış Şehitler Anıtı da yolu bu ilçeye düşenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken duraklar arasında.