Kars’ın Ocaklı Köyü’nde ve Türkiye-Ermenistan sınırının üzerinde bulunan Ani Harabeleri, binlerce yılı geride bırakmış tarihi geçmişi ve hâlen ayakta olan yapıları ile son derece etkileyici bir antik şehir. Ani Ören Yeri’nde bulunan tarihi kiliselerin, camilerin, hamamların ve sarayların her birinin asırlar öncesine dayanan hikayeleri var. Sözünü ettiğimiz yapılardan biri de Menuçehr Cami. Ören yerinin İç Kale’ye giden yolunun güney tarafında bir plato mevcut. Menuçehr Cami ya da diğer ismiyle Menuçihr Camisi bu platonun üzerine Selçuklu Devleti hükümdarlığı sırasında inşa edilmiş. İnşa emrinin, Ani’nin Selçuklular tarafından fethedilmesinin ardından Ebu’l Menuçehr Bey tarafından verildiği biliniyor.
Bu bölgede bulunan, planı bilinen ve günümüze kadar ayakta kalmayı başaran en eski Selçuklu eserlerinden biri olan Menuçehr Cami, baştan sona tüf taşı kullanılarak inşa edilmiş. Dikdörtgen planlı ve beş sütunlu tasarımı dikkat çekiyor. Sütunlar bu yapıyı üç sahına ayırmış ve her bir sahının içinde kare planlı birer bölüm mevcut. Bölümlerin üstü farklı tasarımlara sahip tonozlarla örtülmüş. Giriş kapısı kuzeybatı köşesinde yer alan bu tarihi caminin, kuzey tarafta bir girişi daha bulunuyor. Bu kapıdan da minareye geçilebiliyor. Sekizgen planlı şekilde tasarlanan minarenin gövdesinde bir de kitabe panosu yer alıyor.
Mihrap nişi mukarnaslı ve yarım daire formunda inşa edilmiş olan Menuçehr Cami’nin iç duvarlarında pencereler mevcut. Yapının aydınlatması kubbenin üstündeki küçük açıklıklardan da sağlanıyor. Menuçehr Cami’nin ardında kalan kısmında da bazı mezarlar ve mezar taşları göze çarpıyor.