Cunda Adası, bozulmamış tarihi yapısı ve büyüleyici doğası ile şehrin gürültüsünden ve keşmekeşinden sıkılanlar için harika bir tatil destinasyonu. Ancak yolunuz Cunda’ya düştüyse ve burada daha da sessiz ve sakin bir nokta arıyorsanız o halde rotanızı gönül rahatlığıyla Patriça Koyu’na çevirebilirsiniz. Cunda Adası’nın kuzey tarafında kalan bu koy, ismini günümüzde terk edilmiş bir Rum köyü olan Pateriça’dan alıyor. Patriça Koyu’nu Cunda’nın en huzurlu ve özel noktalarından biri olarak tanımlamak mümkün. Çünkü ada merkezinde yaz sezonunda oluşan kalabalık atmosferin aksine, Patriça Koyu’nda sizi tümüyle doğal güzelliklerle dolu ve sessiz bir ortam karşılıyor.
Yapılaşmanın yasak olduğu bu koy, yeşilin ve mavinin en güzel tonlarıyla bezeli. Yapı niteliğinde, yalnızca Rumlardan kalmış olan eski evleri görebiliyorsunuz. Üstelik, Patriça Koyu’nun denizi oldukça sığ. Denize girdikten sonra yaklaşık beş dakika yürüdükten sonra boyu geçen derinliğe ulaşıyorsunuz. Bu sayede deniz suyu da soğuk değil. Kuzey Ege’nin soğuğuyla ünlü denizi, burada bambaşka bir şekilde sizi karşılıyor. Deniz hem sığ hem de kumlu olduğu için, burası çocuklu aileler tarafından da sıklıkla tercih ediliyor.
Patriça Koyu’nda birkaç işletme var. Bu işletmeler aracılığıyla şezlong ya da şemsiye kiralayabiliyor, yeme içme ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Patriça Koyu’nun tam ortasında da sizi Güvercin Adası’nın manzarası karşılıyor. Bu koyun, Cunda’da ün salmış olan bir sakini de var: Patriçalı Ramo! Yaz kış bu koyda yaşayan Patriçalı Ramo, koyda unutulan terlik ve ayakkabıları bir ağaca asıyor. Bu nedenle eğer terliğinizi kaybederseniz mutlaka kendisine danışın.