1915 yılında Merzifon'dan İstanbul'a gelen Avedis Ohanyan Çakır İstanbul’un en ünlü mekanlarından birine imza atarak Markiz olarak bilinen pastaneyi kurmuştur. Burayı açana kadar muhtelif yerlerde çalışan Avedis Ohanyan Çakır bir süre çay bahçesi işletmiştir. Daha sonra yeni bir fırsat ile karşı karşıya gelmiştir. O zamanlar Lebon Pastanesi’nin sahipleri mülk sahibi ile anlaşamamış ve dükkanı boşaltma kararı vermiştir. Avedis de hiç düşünmeden dükkana talip olmuştur. Pastanenin tüm detayları ince ince düşünülmüş ve dekore edilerek ortaya mükemmel bir atmosfer çıkmıştır. Markiz Pastanesi’nin fırını Fransa'dan getirilmiştir. Mazhar Resmol'e yaptırılan vitraylar ve Lebon'dan kalma ilkbahar ve sonbahar panolarıyla dönemin en şık pastanelerinden bir tanesi ortaya çıkmıştır.
Avedis Ohanyan Çakır burada ürettiği çikolata ve şekerlemeleri Paris’teki meşhur “Marquise de Sevigne” kalitesinde sunmak istediği için mekana “Markiz” adını koymuştur. İç mekanda vitraylarla bütünleşen “Art Nouveau” seramik panoların mekana kattığı benzersiz hava, şehrin üst ve orta sınıf çevrelerini tatmin eden hizmet anlayışı, nefis tatlı, yemek ve çikolatalarıyla da yıllarca yerini korumuştur. Ancak 1980’lere gelindiğinde içinde bulunduğu Şark Aynalı Çarşı Pasajı, bir otomotiv şirketine satılmış ve dükkan kapanmak zorunda kalmıştır. Kaderine terk edilen Markiz 2003 yılında restore edilip yeniden açılır. Fakat bu da o eski günlerine dönmeye yetmez. Birkaç yıl sonra farklı işletmelerce kullanılan mekan, isminden başka tüm ihtişamını kaybetmiştir. 2016 yılına gelindiğinde ise yeniden kapanmak zorunda kalır. Artık yerini bilen İstanbullular’ın hüzünle baktığı bir yer olarak tarihe geçmiştir.