İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı olan ve Sarıyer’den Kilyos yönüne doğru yaklaşık on kilometre gidince karşınıza çıkan Garipçe Köyü, Rumeli Kavağı ve Rumeli Hisarı arasında kalan çok keyifli bir destinasyon. Geçimini ağırlıklı olarak balıkçılık üzerinden sağlayan bu sevimli köyde yalnızca bir kahve, birkaç restoran ve küçük bir bakkal bulunuyor. Köy halkının büyük çoğunluğu 1900’lü yılların başında Trabzon’dan ve civar illerden gelerek buraya yerleşmiş. Garipçe Köyü’nün en önemli özelliklerinden biri, son derece sessiz, sakin ve huzurlu bir atmosfere sahip olması. Köy halkı da gürültü konusunda hassas. Bu nedenle eğer biraz kafa dinlemek, dingin bir atmosferde vakit geçirmek ve bunu yaparken İstanbul sınırlarından dışarı çıkmamak istiyorsanız rotanızı Garipçe Köyü’ne çevirebilirsiniz.
Garipçe Köyü konaklama ve yeme içme tesisleri açısından çok alternatifi olan bir yer değil. Keza köyde otel ya da pansiyon gibi herhangi bir konaklama işletmesi yok. Ancak dört dörtlük bir yemek yemek istiyorsanız köyde ziyaretçilere rüştünü ispatlamış birkaç işletme yer alıyor. Özellikle ziyaretçilerini 130 yıllık tarihi bir binanın içinde ağırlayan ve deniz kenarına kurulmuş olan Asma Altı Kahvaltı ve Balık Evi, ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görüyor.
Garipçe Köyü’nde geçireceğiniz bir günde gezebileceğiniz birkaç farklı durak da var. Eskiden Büyük Liman olarak adlandırılan yerde günümüzde kilise, hamam ve kale duvarlarından günümüze dek ulaşabilen kısımlar yer alıyor. Büyük Liman’da Osmanlı döneminde bir tersane varmış, ancak günümüzde tersaneden bir kalıntı yok. Tersanenin varlığını ise deniz kenarında bulunan çeşmenin kitabesinden anlıyoruz. Garipçe Kalesi, Hasan Paşa Kulesi, Garipçe Plajı ve Menekşe Plajı da ziyaretçilerin sık sık uğradığı duraklar arasında.