Bilinmezlerin coğrafyası Afrika... Dünyanın yüzölçümü ve nüfus bakımından en büyük ikinci kıtası olan Afrika, halen tam olarak keşfedilmemiş saklı bir cennet. Canlı çeşitliliği ve farklı coğrafyalar açısından oldukça yüksek bir frekansa sahip Afrika bu yönleri ile büyük ilgi çekiyor. Tabii ki bu kıtada yaşamanın çeşitli zorlukları da yok değil, bu farklı iklimsel ve coğrafik faktörler kıtada insan yaşamını zorlaştırıyor. Bunun üzerine bir de sosyo – ekonomik unsurlar eklenince, Afrika’da hayat pek güllük gülistanlık sayılmaz. Yine de insanoğlu ne şartta olursa olsun, yaşamdan keyif alacak bir yol buluyor.
Geçmişten bu yana Afrika kıta dışındaki insanların ilgisini çekse de ulaşım zorlukları ve bilinmezlikler, kıtaya seyahati olumsuz etkiliyordu. Ancak günümüzde Afrika’nın düzelen imajı ve teknoloji sayesinde gelişen ulaşım faaliyetleri sayesinde kıta turizmi her geçen gün iyiye gidiyor. Özellikle başka hiçbir yerde rastlayamayacağımız hayvanlar ve kocaman savanlar Afrika’yı bir cazibe merkezi haline getiriyor. Yine bakir okyanus ve deniz kenarları da kıtanın turizmi açısından oldukça önemli yer tutuyorlar.
Biz, henüz Afrika’yı ziyaret edemeyenler veya kıtayı gezip dolaşma imkanı bulup, dünyanın kayıp incisi Afrika’yı özleyenler için kısaca bir tanıtım turu yapmak istedik. Turumuza ise Afrika’nın en çok merak edilen ve en uzak noktaları olarak görülen Güney ve Doğu bölgesi ile başlamak istiyoruz.
1. Angola
Afrika Kıtası’nın güneybatı kesiminde yer alan ülkelerden biri olan Angola, bu zamanlara kadar adından en sık bahsedilen ülkelerden biri hiçbir zaman olmadı. Ancak ülkenin son yıllarda, özellikle Covid-19 sonrası dönemi fırsata çevirerek turizmde önemli adımlar attığını görüyoruz. Özellikle başkent Luanda’da bulunan lüks otellerin ‘’elit’’ ve egzotik bir tatil arayan turistler için doğru adres olduğunu söylemek mümkün. Henüz Angola turizmi emekleme dönemini geçirse de yatırımlar oldukça hızlı ilerliyor. Özellikle, tarihi katedral ve kiliselerin önemli yer tuttuğu tarih turizmi açısından da Angola, büyük bir hazine. Doğal güzellikler de işin tuzu biberi diyebiliriz.
2. Botswana
Belki de adını bile birçok insanın duymadığı, Afrika’nın güney bölgesi ülkesi Botswana, tam bir turizm cenneti demek hiç yanlış olmaz. Denize veya okyanusa kıyısı bulunmamasına rağmen doğal güzellikleri ile son derece ön plana çıkan ülke, tam bir saklı cennet. Batılılar tarafından Afrika’nın bir numaralı safari ülkesi olarak tanımlanan Botswana, doğal ortamında görebileceğiniz birçok farklı canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle ‘’Filler Ülkesi’’ olarak anılan Botswana doğal yaşam tam anlamıyla korunuyor. Ayrıca çok özel göller, nehirler ve deltalar gerçekten görülmeye değer.
3. Namibya
Kıtanın güney bölgesinde yer alan bir başka ülke de Namibya. Siyasi sorunlar ile yıllarca mücadele eden ülke, bu süreçte turizm gelirlerini kaybetse de son dönemde yakalanan istikrar tekrar Namibya’nın bir cazibe merkezine dönüşmesine yardımcı olacak gibi görünüyor. Devasa Kalahari Çölü, ülkede en çok merak uyandıran yerlerden biri durumunda. Yine yapay bir su sistemi olsa da Hardap Barajı, birçok kuş türüne ev sahipliği yapması açısından oldukça önemli ve görülmeye değer. Aynı zamanda tam bir cennet olan Etosha Milli Parkı’nı da söylemeden geçmeyelim. Eğer doğal güzellikler arasında, gerçek bir Afrika serüveni arıyorsanız mutlaka Namibya’yı ziyaret edin.
4. Zimbabwe
Unesco Dünya Mirası Listesi’nde ve Dünyanın Yedi Doğa Harikası arasında bulunan Victoria Şelaleleri bile Zimbabwe’yi ziyaret etmek için yeterli bir sebep olarak görülebilir. Tabii ki şelale Zambiya’dan da görünüyor ancak iki taraf kıyaslandığında Zimbabwe’den görüntünün çok daha güzel olduğunu itiraf etmek gerek. Bu eşsiz doğa harikasının yanı sıra, ülkede birçok milli park bulunuyor. Doğal hayatın nadide örneklerini görebileceğiniz bu parkları da ziyaret etmeniz şiddetle tavsiye edilir.
5. Mozambik
Kıtanın güneydoğusunda yer alan Mozambik, özellikle etkileyici plajları ile meşhur. Plajlar diyince, pek tabii ki lüks tatil köylerinin bulunduğu fikri çoktan aklınızda oluştu bile. Doğru tahimn, Mozambik gerçekten uçsuz kumsalları ve Malavi Gölü ile gözünüzü ve gönlünüzü tam anlamıyla doyuruyor. Aynı zamanda Quirimbas Adaları ve Azura Benguerra Adaları, ülkenin dalış ve su sporları cenneti. Quirimbas Adaları, bir de ulusal parka ev sahipliği yapıyor. Vahşi yaşamın en güzide örneklerini görebileceğiniz Gorongosa Milli Parkı’nı da atlamayalım.
6. Madagaskar
Afrika Kıtası’nın anakarasından ayrı, özgür adası Madagaskar’da sıra. Son dönemde adına yapılan animasyon filmle de oldukça ünlenen ada, birçok doğal güzelliğe sahip. Hint Okyanusu’da bulunması da adayı bir plaj tatili ve su sporları ülkesi yapıyor. Festivalleri ve mutfağı ile de ön plana çıkan Madagaskar kıtanın en egzotik aynı zamanda ise popüler ülkesi diyebiliriz. Ülkede, doğal güzellikler olarak vahşi yaşama ev sahipliği yapan milli parkları ve gölleri de sayabiliriz.
7. Zambiya
Güneyde bulunan ülkelerden biri de Zambiya, ancak Zambiya’nın denize veya okyanusa kıyısı bulunmuyor. Tabii ki bu sizi aldatmasın, ülkenin doğal güzellikleri saymakla bitmez. Zambezi Nehri ve kuş çeşitliliği başlı başına bir güzellik diyebiliriz. Yine Zambiya, 5 büyük göle ve birçok nehre sahip olması sebebiyle Güney Afrika’nın en çok su kaynağı olan ülkesidir. Victoria Şelalesi ise, ülkenin sembol yerlerinden biri konumunda. Yine Zambiya’da su sporları oldukça yaygın, ayrıca safari rotaları ve uçsuz bucaksız yaban hayatı sizleri bekliyor.
8. Tanzanya
Hint Okyanusu’na kıyısı olan güney ülkelerinden biri olan Tanzanya belki de Güney Afrika Cumhuryeti’nden sonra bölgenin en gelişmiş ülkesi. Özellikle başkent Zanzibar, gerçekten modern ve şık bir şehir. Ülke tamamen UNESCO koruması altındadır. Her zaman belgesellerde duymaya aşina olduğumuz Serengeti Ovası ve Klimanjaro Dağları ülkenin sınırlarında bulunuyor. Aynı zamanda Bagamoyo şehri, oldukça turistiktir. Bu şehir Dünya Kültür Mirası Listesi için aday yerlerden biri olarak kabul ediliyor. Bir de ülkenin zürafaları ile ünlü olduğunu ekleyelim.
9. Swaziland
Swaziland Krallığı, Afrika’nın güneyinde yer alan ve denize kıyısı olmayan küçük bir ülke. Belki de kendi içine en kapalı Afrika ülkelerinden biri olduğunu da söylemek gerek. Bu ülkede halen krallık ve gelenekler oldukça geçerli ve baskın bir yer tutuyor. Doğal hayat ve vahşi yaşama şahit olabileceğiniz gezi rotalarına sahip Swaziland’ta aynı zamanda yerel halkın egzotik yaşamı da ilgi çekici olabilir. İnsanlar henüz tam olarak kaile hayatını bu ülkede terk etmemişler. Yine ülkede, dağlar ve milli parklar en çok ziyaretçi çeken yerlerin başında geliyor.
10. Ruanda
Volkanik dağları ve yağmur ormanları ile ünlü Ruanda, Orta Afrika sınırında bir Doğu Afrika ülkesidir. Ülkenin turizmde bölgenin en aktif oyuncuları arasında yer adlığını söylemek pek mümkün değil. Etrafında bulunan Tanzanya ve Kenya gibi ülkeler kadar büyük milli parklara ve tesislere sahip olmayan ülke, genellikle turistlerin uğrak noktalarından değil. Ancak genelde gezginlerin goril gözlem alanları ve Kivu Gölü’nün civarlarını görmek için zaman zaman ülkeyi ziyaret ettiği bilinmekte. Nyungwe yağmur ormanları da bir başka ziyaret edilebilecek destinasyon.
11. Malavi
Afrika’nın küçük ülkelerinden olan Malavi, kıtanın güneydoğusunda yer alıyor. Ülkenin neredeyse %20’sini Malavi Gölü kaplıyor. Ülkenin denize kıyısı yok, ancak doğal güzellikler bakımından neredeyse her Afrika ülkesi kadar zengin. Ülkenin en turistik yeri ise Nkhata Bay, denizsiz ülkenin harika plajlarına sahip lokasyonu, her yıl çok sayıda turiste ev sahipliği yapıyor. Yine doğal yaşamın temsili milli parklar ve uçsuz bucaksız savanlar bizleri karşılıyor. Likoma Adası’da Malavi’de görülmesi gereken yerlerden bir başkası. Aynı zamanda Malavi’de çok sayıda tropik meyve yetişiyor bu da mutfağa yansıyor. Malavi mutfağına da bir göz atmanızı tavsiye ederiz.
12. Güney Afrika
Kıtanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan Güney Afrika Cumhuriyeti, adından da anlaşılacağı üzere en güneyde yer alıyor. Hem Atlas Okyanusu’na hem de Hint Okyanusu’na kıyısı olması ülkeyi oldukça ön plana çıkarıyor. Geçmişten bugüne bir liman ülkesi olması gelişmişliğinin sebeplerinin başında geliyor. Güney Afrika’da en yüksek beyaz nüfusu da bu ülkede bulunuyor. İngiliz hakimiyeti hemen her köşede kendini belli ediyor. Ülkede turizm de batı etkisinde. Özellikle, sörf başta olmak üzere su sporları birinci turizm tercihi. Tabii ki gezilip görülecek yerler hiç azımsanmaz. Ümit Burnu, Kruger Milli Parkı, Masa Dağı, Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçesi bu yerlerden yalnızca birkaçı.
13. Uganda
Goriller, filler ve daha nice egzotik canlı… Afrika’nın en özel bölgelerinden biri olan Uganda’da bizleri bekliyor. Doğu Afrika’nın ortalarında yer alan ülke tam bir cennet. Queen Elizabeth Milli Parkı ve krater gölü gerçekten harika. Murchison Milli Parkı ve şelalelerini de atlamamak lazım. Ülke de o kadar çok doğal yaşam alanı ve milli park var ki saymakla bitmiyor. En iyisi, Uganda’ya zaman ayırıp baştan aşağı gezmek. Ülke, önemli göllere sahip, ancak denize kıyısı bulunmuyor. Yalnız başta da söylediğimiz gibi her türlü canlıyı görmek mümkün. Timsahlar, kuşlar, aslanlar gerçekten baş döndürücü bir vahşi yaşam Uganda’nın temelini oluşturuyor.
14. Kenya
Doğu Afrika’nın belki de en şahsına münhasır ülkesi Kenya. Kırmızı toprakların hakim olduğu arazileri ile ünlü Kenya, aynı zamanda bitki ve hayvan türleri bakımından da oldukça zengin bir ülke. Belgesellere konu olan savanları ve ovaları Kenya’yı belki de gözümüzdeki Afrika imajının en önemli temsilcilerinden yapıyor. Bu bakir ülkede, bir safariye çıkmak sanki dünyanın birden fazla noktasını tek seferde dolaşmaya eşdeğer. Aynı zamanda gelişmiş şehirleri, Hint Okyanusu kıyısındaki turizm faaliyetleri ve eğlence hayatı da Kenya’yı özel kılan noktalardan. Başkent Nairobi’nin yanı sıra Masai Mara ve Mombasa kesinlikle ziyaret edilmesi gereken şehirler. Filler ve Klimanjaro Dağı manzaralı Amboseli Ulusal Parkı’da gerçekten harika bir seyahat noktası.
15. Somali
Afrika’nın adı maalesef en çok tehlike ve şiddet ile anılan ülkelerinden biri olan Somali, bir yandan da fakirlik ile mücadele eden bir ülke. Son dönemde bu imajdan bir parça sıyrılmayı başaran ülke, eski turizmin parlayan değeri imajını yeniden yakalamak istiyor. Lokasyon olarak, Afrika’nın kıymetli bir noktasında yer alan ülkede doğal ve kültürel güzellikler gerçekten çok fazla. En çok öne ise; Lag Badana Milli Parkı, Mogadişu Katedrali, Arba’a Rukun Camii, Gezira Plajı ve Laas Geel Mağarası diyebiliriz.
16. Etiyopya
Doğu Afrika’nın en büyük ülkelerinden olan Etiyopya gerek tarihi, gerekse doğası ile turizm açısından oldukça verimli bir ülke. Afrika’da sömürüye uğramayan tek ülke olan bu eşsiz yer, kültürel anlamda oldukça zengin ögelere sahip. Başkent Addis Ababa kültürel ve mimari açıdan çok önemli bir şehir ve mutlaka görülmeli. Bu şehirde birçok dini yapı ve müze bulunuyor. Aynı zamanda birçok Afrika ülkesi gibi eşsiz bir doğaya sahip ülkede, Simien Dağları Milli Parkını ve Turkana Gölü’nü mutlaka görmelisiniz. Afrika’nın renklerini yansıtan birçok bitki ve hayvan türüne sahip çeşitli milli parklar da Etiyopya’ya gelmişken ziyaret edilebilir.
17. Sudan
Hem ülkedeki güvenlik sorunları hem de siyasi karışıklıklar nedeniyle Afrika’nın sorunlu noktalarından olan Sudan, turizm açısından da bölgenin en az tercih edilen yerlerinden biri. Ancak Kızıldeniz’e kıyısı olması nedeniyle, son yıllarda bir dalış turizmi ülkede baş göstermiş durumda. Eşsiz mercan resifleri Sudan’ın bu alanda turizmde söz sahibi olmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda Osmanlı’dan kalan birçok mimari eser de ziyaret edilebilecek diğer noktalar. Ülke ikiye ayrılmadan önce aslında tüm Afrika’nın bir mozaiği gibi görünen Sudan, ayrılma sonucu belli özelliklerini Güney’e bırakmıştır. Yine de ülkede arkeolojik kalıntılar, çöller ve tarihsel doku gayet hoş bir mozaik oluşturuyor.
18. Güney Sudan
Sudan’ın siyasi olarak ayrılması sonucu, Güney Sudan adıyla ayrı bir devlet kuruldu. Güney Sudan, doğal güzellikler, canlı çeşitliliği, ormanlar, tabiat parkları ve insanların hala terk etmediği kabile tarzı yaşam örnekleriyle oldukça otantik bir ülke olarak kalıyor. Bir de Nil kıyısında uzanan Juba kenti, Güney Sudan’ın genel yapısından farklı olarak lüks otelleri ve egzotik tatil lokasyonları ile dikkat çeken yerlerin başında geliyor. Ülkenin adının ayrılış sürecinde kötü anılması turizmin henüz emekleme aşamasında kalmasına neden olmuş denebilir.
19. Eritre
Doğu Afrika’nın kuzeyinde yer alan küçük bir ülke olan Eritre, Kızıldeniz kıyısında bulunuyor. Ülke Arap Yarımadası’na yakınlığı sebebi ile Arap kültüründen etkilenmiştir diyebiliriz. Katedraller, kiliseler, camiiler ve savaş müzeleri ülkenin en turistik lokasyonları. Antik kalıntılar da Eritre’de ziyaret edilebilecek diğer önemli gezi noktaları olarak göze çarpıyor. Başkent Asmara ve en çok Müslüman nüfusa sahip olan Keren şehri de ülkenin turizm açısından önemli yerleşim yerleri diyebiliriz.
20. Cibuti
Doğu Afrika’nın Arap Yarımadası ile etkileşimde olan bir diğer ülkesi de Cibuti. Yemen’e sınır olarak yalnızca 20 km uzaklıkta olması bu etkileşimin başlıca nedeni. Ülke balıkçılık ve su sporları turizmi açısından oldukça gelişmiş. Cibuti’de, köpekbalıklarını izlemek ve gözlemlemek oldukça kolay. Yine büyük göller ve harika plajlar ziyaret edilmesi gereken diğer lokasyonlar. Assal ve Abbe gölleri tuzlu su yapıları ve alçaklıkları ile Afrika’nın en dikkat çeken yerlerinden kabul ediliyor. Bir yandan da baktığımızda ülkenin geri kalan yerleri oldukça kurak ve buralarda çöl rüzgar sörfünden tutun birçok farklı spor yapma imkanı mevcut. Cibuti, son dönemlerde turizm açısından en çok gelişen Afrika ülkelerinden biri konumunda.