Seyahat etmeyi ve dünyayı keşfetmeyi sevenler bilir: Bazen vaktinizin ya da bütçenizin görmeyi istediğiniz her yere gitmeye yetmeyeceği endişesi kaplar içinizi. Vakit kaybetmeden yakın gelecekte yeni keşif rotaları için planlama yapmaya başlarsınız.
Malum, ömrünüz boyunca seyahat etseniz bile, dünyada keşfedilecek yerler bitmez. Üstelik bir ülkede yalnızca birkaç gün geçirmenin, o ülkeyi tam anlamıyla gezmek ve tanımak için yeterli olmayacağını da bilirsiniz. Fakat size güzel bir haberimiz var: Bu durum her ülke için geçerli değil. Söz konusu dünyanın en küçük ülkeleriyse, birkaç gün hatta birkaç saat bile yeterli olabiliyor!
Aşağıdaki listede yer alan 10 ülkeyi karış karış gezmeniz mümkün. Çünkü söz konusu ülkelerin yüzölçümleri, ülkemizdeki büyük bir köyden ya da kasabadan hallice. Eğer ayak bastığınız bir ülkenin kültürünü, sokaklarını, restoranlarını, tarihi yapılarını ve mimarisini yalnızca bir gün içinde keşfetmek istiyorsanız rotanızı gönül rahatlığıyla dünyanın en küçük ülkelerine çevirebilirsiniz. Dilerseniz, gelin bu ülkeleri daha yakından tanıyalım.
10. Malta
Dünyanın en küçük onuncu ülkesi; Akdeniz’in tam kalbinde konumlanmış, ılıman iklimi ve keyifli atmosferiyle her yıl binlerce turisti ağırlayan ve deniz-kum-güneş üçlüsünden vazgeçemeyenler için eksiksiz bir tatil planı sunan Malta! Resmi adı Malta Cumhuriyeti olan bu ada devleti, bünyesindeki üç büyük, iki de küçük adayla toplamda 316 km²’lik yüzölçümüne sahip. Ülkenin ismi de adalar grubunun en büyük adası olan Malta’dan geliyor.
Yerel halkın yaklaşık %95’i Maltalılardan oluşsa da dünya üzerinde en çok turistle karşılaşabileceğiniz ülkelerden biri, burası. Ayrıca Malta, genellikle İngiltere ve İrlanda’dan daha hesaplı yabancı dil okullarına gitmek isteyenlerin ilk tercihi oluyor. Malta’da neredeyse adım başı dil okulu olması, ülkenin özellikle yaz sezonunda milyonlarca yabancı öğrenciyi ağırlamasını sağlıyor.
Elbette Malta’ya gitmek için tek neden yabancı dil öğrenmek değil. 2019 verilerine göre yaklaşık yarım milyon kişinin yaşadığı bu ada devleti; İtalya, Tunus ve Libya’nın oluşturduğu üçgenin tam ortasında kalıyor. Bu sayede ülkede hem kültürel hem de gastronomik açıdan oldukça kozmopolit bir yapı var. Ada sokaklarında dolaşırken Doğu mimarisinden izler görebiliyor, bir restoranda Akdeniz mutfağının en popüler lezzetlerini tadabiliyor, salaş kafelerde kahvenizi yudumlayabiliyor ve cennet kumsallardan denize girebiliyorsunuz. Kısacası, Malta size farklı kültürlerin ve ülkelerin izlerinden oluşan bir mozaik sunuyor. Size de yalnızca bu keyifli keşfin tadını çıkarmak kalıyor.
9. Maldivler
Dünyanın en popüler balayı destinasyonunu oluşturan Maldivler’in dünyanın en küçük dokuzuncu ülkesi olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik, bu yeryüzü cenneti aslında 300 km²’lik yüzölçümüne sahip yaklaşık 1200 adayı bünyesinde barındırıyor. Ancak söz konusu adaların yalnızca 281’i ulaşıma açık. Maldivler’i dünyaca ünlü bir tatil rotası haline getiren otel adalar ise 281 adanın sadece 86’sından oluşuyor. Çünkü diğer 195 adada, yaklaşık %97’si Müslümanlardan oluşan yerel halk yaşıyor. Turistler için ayrılan otel adalar; lüksün sınırının olmadığı, hayalleri süsleyen bir tatili gerçeğe dönüştüren olanaklar ve doğal güzellikler sunuyor. Maldivler’in iklim krizi nedeniyle yaklaşık 50-100 yıl içinde sular altında kalacağı tahmin edildiğinden, bu büyüleyici atmosfer daha da cazip hale geliyor.
Maldivler’de yapılan bir tatilin sağladığı lüks olanakların gerçekten sınırı yok. Gerekli bütçeyi sağladığınız takdirde dünyaca ünlü otellerde konaklayarak doğrudan kaldığınız odanın girişinden kaydırakla okyanusa atlamanız da mümkün, sadece size tahsis edilen bir kıyıdan denize girmeniz de. Elbette otellerin sunduğu imkanlar, bulunduğunuz adaya ve seçtiğiniz otele bağlı olarak farklılık gösteriyor.
8. Saint Kitts ve Nevis
Karayipler’de yer alan Leeward Adaları’nın içinde bulunan Saint Kitts ve Nevis adalarının birleşimi, federal bir ülke oluşturuyor. Ülkenin büyük adası Saint Kitts, küçük adası ise Nevis. Adalar birbirlerine yaklaşık 2 mil uzaklıkta. İki adanın toplam yüzölçümü 261 km² olduğu için, Saint Kitts ve Nevis dünyanın en küçük sekizinci ülkesi olarak kabul ediliyor.
Tropikal iklimin hakimiyetindeki adalar, bembeyaz kumlardan oluşan plajları ve el değmemiş doğal güzellikleri ile yaz tatili tutkunlarının ilgi odağında. Dalış olanaklarının da bir hayli geniş olduğu ülkenin özellikle güney kesimi, yılda yaklaşık yarım milyon ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor.
7. Marshall Adaları
Avustralya’nın tatil cennetlerinden biri olan Marshall Adaları, Pasifik Okyanusu’nun kuzeyindeki Mikronezya ada grubuna dahil. 31 ada grubunu, 5 adayı ve 1.152 adacığı içinde bulundurmasına rağmen; Marshall Adaları’nın toplam yüzölçümü sadece 181,3 km². Tropikal iklimin hakimiyetinde olan ülkede nüfusun önemli bir bölümünü göçmenler oluşturuyor.
Adalarda gezilecek tarihi yerler oldukça sınırlı. Ancak göz alıcı kumsalları, doğal güzellikleri ve yemyeşil doğasıyla Marshall Adaları, doğa tutkunlarına harika bir atmosfer sunuyor. Dalış etkinlikleri ülkede oldukça popüler. Ayrıca adalarda kurulan yerel pazarlar da ülkenin kültürel ve sosyolojik havasını solumak isteyenler için ideal bir ortam oluşturuyor.
6. Lihtenştayn
Avrupa’da yer alan altı mikro devletten biri olan Lihtenştayn, dünyanın en küçük altıncı ülkesi. Sınırları 76 km uzunluğunda olan bu ülkenin yüzölçümü yalnızca 160 km². Söz konusu alanın yarısı Ren Vadisi tarafından kaplanmışken, kalan bölümü Alp Dağları’nın eteklerine yayılıyor.
Tipik bir Alpler ülkesi olması sayesinde, Lihtenştayn’ı her kış binlerce turist ziyaret ediyor. Vatandaşları kayak ve futbola gönül vermiş bu ülke, yalnızca 125 kişiden oluşan bir orduyla korunuyor. Lihtenştayn’ı ziyaret etmek isteyen Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alması yeterli oluyor.
5. San Marino
Avrupa’da bulunan bir diğer mikro devlet olan San Marino, dünyanın cumhuriyetle yönetilen ilk ülkesi. 301 yılından beri bağımsızlık statüsüne sahip olması nedeniyle, aynı zamanda dünyanın en eski ülkeleri arasında da ilk sıralarda. Bu kadar köklü bir tarihi geçmişe sahip olmasına rağmen, San Marino’nun yüzölçümü sadece 61 km².
İtalya topraklarıyla çevrelenen bu küçük ülke, genellikle İtalya’yı ziyaret eden turistlerin günübirlik tur rotalarında yer alıyor. San Marino’nun inişli çıkışlı sokaklarında ülkenin tarihi geçmişini gözler önüne seren çok sayıda kule ve mimari yapı var. İtalya’nın Rimini adlı tatil beldesinden kalkan otobüslerle yaklaşık 45 dakika içinde ulaşılabilen ülkeyi yalnızca bir günde gezmek mümkün.
4. Tuvalu
Büyük Okyanus’ta yer alan dokuz farklı mercan adasının birleşiminden oluşan Tuvalu, su altı dünyasına ve ada ülkelerine meraklı olan turistler için adeta bir cennet. Toplamda yalnızca 26 km²’ilk bir yüzölçüme sahip olan adalar, içlerinde sayısız göz alıcı doğal güzelliği barındırıyor. Ancak eğer bir gün Tuvalu’yu görmek istiyorsanız elinizi çabuk tutmanızda fayda var. Çünkü deniz seviyesine çok yakın bir şekilde konumlanan bu ada ülkesi, dünyanın bir derece daha ısınması halinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Küresel ısınma tehdidinin kontrol altına alınamaması ya da bir tsunami olması durumunda, Tuvalu’nun tamamen sular altına gömülmesinden endişe ediliyor. Elbette bu durum, ülkede yaşayan yaklaşık 12 bin kişi için de hayati bir risk oluşturuyor. Hatta bu sebepten, yerel halk şimdiden Avustralya’ya ve Yeni Zelanda’ya göç etmeye başlamış durumda. Kısacası, dünyanın en küçük dördüncü ülkesi haritadan silinme tehlikesiyle burun buruna yaşıyor.
3. Nauru
Bir an için, filmlerde sık sık karşımıza çıkan ıssız okyanus adalarını gözünüzün önüne getirin. İşte dünyanın en küçük üçüncü ülkesi olan Nauru Cumhuriyeti, tam da böyle bir yer. Aynı zamanda dünyanın en küçük cumhuriyeti olma unvanını da taşıyan Nauru’da tropikal iklimin beraberinde getirdiği tüm doğal güzelliklere yakından tanıklık etmek mümkün. Ancak ülkeye ulaşmak da kolay değil, burada konaklayarak keyifli bir tatil yapmak da. Nauru’ya yalnızca Fiji, Yeni Zelanda ya da Avustralya üzerinden ulaşım sağlanabiliyor.
Genellikle maden rezervleri üzerinden ekonomisini döndüren ülke hâlen popüler bir tatil rotası olarak görülmediği için, konaklama seçenekleri de oldukça sınırlı. Ancak dalış turizmine ilgi duyan kişiler Nauru’daki su altı zenginliği nedeniyle rotalarını bu küçük ada ülkesine çevirebiliyor.
2. Monako
Dünyanın en küçük ikinci bağımsız devleti, genellikle adını Formula 1 yarışlarında ya da futbol karşılaşmalarında duyduğumuz Monako. Fransız Rivierası’nda bulunan ve 202 hektarlık bir yüzölçümüne yayılmış bu mikro devlet, aynı zamanda dünyaca ünlü kumarhaneleri de içinde barındırıyor. Monako’nun lüks ve şatafat içinde geçen tatil seyahatlerinin popüler adresi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü burası, aynı zamanda dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Özellikle Monte Carlo şehrinin her noktasında sözünü ettiğimiz lüks anlayışını görmek mümkün. İçinde barındırdığı ünlü kumarhane ve lüks oteller sayesinde, Monte Carlo dünyanın en zengin kişilerinin sıklıkla ziyaret ettiği bir cazibe merkezi konumunda.
Yaygın kanının aksine, Monako’nun başkenti Monte Carlo değil, Monaco Ville. Prenslik şeklinde varlığını sürdüren ülkede resmi para birimi olarak Euro kullanılıyor. Ülkede havaalanı olmadığı için, Monako’ya gitmek isteyen turistlerin tek seçeneği Fransa üzerinden karayoluyla seyahat etmek. Ancak ülkeyi ziyaret eden turistler genellikle varlıklı kişiler olduğu için, Fransa’nın Nice şehrinden helikopterle Monako’ya gidenlerin sayısı da az değil. Kısacası, küçücük bir alana sıkışmış gibi görünen bu küçük ülke, ziyaretçilerine son derece lüks ve seçkin bir tatil deneyimi vadediyor.
1. Vatikan
Listemizin bir numarası, yani dünyanın en küçük ülkesi; yalnızca 0.44 km²’lik yüzölçümüyle Vatikan! Resmi adı Vatikan Şehir Devleti olan bu ülkenin tek komşusu, İtalya’nın başkenti olan Roma. Roma’nın çevrelediği Vatikan Şehir Devleti’nin yerel halkı yaklaşık bin kişiden oluşuyor. Ancak bu küçük ülke her sene milyonlarca turiste ev sahipliği yaptığı için, Vatikan sokakları yılın her döneminde kalabalık olabiliyor.
Vatikan, Hristiyanlığa bağlı Katolik mezhebinin merkezi. Ülkenin hem ruhani hem de siyasi lideri olan Papa, mutlak monarşiye dayalı bir yönetim sistemi yürütüyor. Vatikan’ın yüzölçümünün neredeyse İstanbul’un bir ilçesi kadar olması sizi yanıltmasın. Bu küçük ülke, içinde dünyanın en zengin tarihi eser ve sanat eseri koleksiyonlarının bir bölümünü barındırıyor. Ayrıca, Vatikan’ın gizli arşivleri de ülkeyi oldukça ilgi çekici ve gizemli kılan unsurların başında. Yalnızca belirli kişilerin önceden izin alarak erişebildiği bu arşiv, birçok filme ve kitaba da konu oluyor. Ülkede bulunan Sistina Şapeli, Vatikan müzeleri, San Pietro Meydanı ve Aziz Petrus Bazilikası gibi noktalar da turistler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor.