Havalar ısınıp yaz mevsimi kendini gösterdiği zaman tatil heyecanı da başlıyor. Soğuk, karanlık ve yorucu geçen bir kışın ardından kafa dinleyeceğiniz ve tazeleneceğiniz tatil günlerinde daha önce hiç gitmediğiniz bir yerlere gitmek, belki de yeni bir ülke görmek istiyor olabilirsiniz. Diğer bir yandan da hayat pahalılığı evden dışarı adım atmayı bile zorlaştırıyor. Neyse ki yalnızca bir uçak bileti satın alıp, vize derdi ve maliyeti ile uğraşmak zorunda kalmadığımız ülkeler var!
Bu sene tatilinizi farklı bir atmosferde geçirmek ve yeni kültürler tanımak isterseniz, vizesiz seyahat edebileceğiniz ülkelere bir göz atabilirsiniz. Sizin için hazırladığım bu listede tüm dünyada vizesiz şekilde seyahat edebileceğiniz ülkeler bulunuyor. Dilerseniz kapı vizesi ile seyahat edilen ülkeler içeriğimize de göz atabilirsiniz. Seyahat detayları hakkında bilgi edinip hemen tatil rotanızı planlamaya başlayabilirsiniz.
1. Antigua ve Barbuda
Kuzey Amerika’da bulunan Antigua ve Barbuda’yı daha önce duyduysanız bile muhtemelen tatil rotanıza dahil etmeyi düşünmemişsinizdir. Karayipler’de yer alan bu sevimli ülke yaz tatili için ideal bir destinasyon. Ayrıca toplamda doksan gün sürecek seyahatleriniz için hiçbir şekilde vize almanız gerekmiyor. İki farklı adadan oluşan bu güzel ülkeye ne yazık ki ülkemizden direkt uçuş yok. Fakat aktarmalı uçuş seçeneği ile seyahat edebilirsiniz.
Karayip Denizi’nin doğusunda bulunan Antigua ve Barbuda, Küçük Antiller ada grubunda bulunan bağımsız bir ada ülkesidir. Ülke kendisine adını veren iki büyük ada ve diğer küçük adalardan oluşmaktadır. Başkenti, Antigua adasındaki St. Johns şehridir. Ülkenin resmi dili İngilizce’dir. 2021 yılında yapılmış olan nüfus sayımına göre, ülkenin nüfusu tam olarak 98,731 kişidir. 1970’li yıllarda başbakan George Walter önderliğinde başlatılan tam bağımsızlık hareketinin sonucunda, 1981 yılında Antigua ve Barbuda bağımsızlığını kazanmıştır. Ülke Birleşmiş Milletler’e üye olduktan sonra, İngiliz Uluslar Topluluğu’na katılmıştır. 440 km2 yüzölçümüne sahip Antigua ve Barbuda adalarının kıyılarının yapısı oldukça girintili ve çıkıntılıdır.
Adanın büyük kısmının rakımı oldukça alçaktır ve batı kısmında volkanik kayalıklar ile 405 metrelik Boggy Zirvesi bulunur. Antigua’da dağların ve ormanların olmaması adayı diğer Rüzgaraltı Adaları’ndan ayırmaktadır. Yeterli yağış almasına rağmen adada akarsu ve yeteri miktarda doğal su kaynağı bulunmadığı için ne yazık ki kuraklık görülür. Barbuda adası Antigua’nın 40 km kuzeyinde bulunmaktadır ve 161 km2 yüzölçüme sahiptir. Aslında ada, düz ve bolca ağacın bulunduğu bir mercan adasıdır. Akarsuları olmayan ada Antigua’dan daha az yağış alır. Tek yerleşim bölgesi olan batıdaki Codrington şehridir ve iklimi Antiagua’ya oldukça benzerlik gösterir. Ülke ekonomisinde ana geçim kaynağı olan ziraatin yerini günümüzde turizm almıştır. Turizm doğrudan veya dolaylı da olsa ülkenin toplam gelirinin yarısından çoğunu oluşturur. Küçük bir payı olsa da şeker, mango, narenciye üretimi de tarımın ana kalemleri arasında bulunur.
2. Arjantin
Güney Amerika’nın en güzel ülkelerinden bir tanesi olan Arjantin de Türk vatandaşlarından vize talep etmeyen destinasyonlar arasında bulunuyor. Doksan günü aşmayan seyahatlerinizde vize işlemleri ve ekstra ücretle uğraşmadan Arjantin’e gidebiliyorsunuz. Dahası, ülkemizin birçok yerinden Arjantin’e direkt uçuşlar da bulunuyor.
Arjantin Cumhuriyeti, Güney Amerika’nın güney konisinde boylu boyunca uzanan bir ülkedir. Kıtanın yüz ölçümü bakımından en büyük ikinci ülkesi olan Arjantin, birçok alanda oldukça gelişmiş bir ülke. Ancak son yıllarda yaşanan ekonomik çöküntüler, ülkenin üzerinde kara bulutlar yaratıyor. Yine de; doğal güzellikleri, sanat faaliyetleri, Avrupai yaşam tarzı, güzel yemekleri ve şarapları ile Arjantin kıtanın incisi diyebiliriz.
1536’da İspanyollar tarafından kolonileştirilen Arjantin, 18. yüzyıl sonlarına kadar İspanyolların Peru idaresine bağlı bir yerleşim olarak kaldı. 1776’da ise Peru idaresinden ayrılıp, Rio de la Plata bölgesinin idaresine bağlandı. Buenos Aires bölgenin başkenti oldu. Bu durum çok uzun süremedi ve 1810 yılında Mayıs Devrimi ile başlayan bağımsızlık mücadelesi, 1816’da ilan edilen tam bağımsızlık ile taçlandı. Artık bağımsız bir devlet olan Arjantin, siyasi karmaşa ve baskıdan uzun yıllar kurtulamadı.
Arjantin, yüzölçümü bakımından dünyanın en büyük sekizinci ülkesidir. And Dağları ve Atlas Okyanusu arasında uzanan bir ülke konumunda olan Arjantin, oldukça farklı iklim ve coğrafik özelliklere sahiptir. Kuzeyde Bolivya ve Paraguay, kuzeydoğuda Uruguay ve Brezilya, batıda ise Şili Arjantin’in komşularıdır. Kuzeyde And Dağları’ndan başlayan farklı iklim koşuları Güneyde Patangoya’ya kadar farklı yer şekilleri ve hava şartları görülmesini mümkün kılar. Arjantin biyoçeşitlilik bakımından da oldukça zengindir.
Ülkenin başkenti Buenos Aires’tir. Resmi dil ise İspanyolca’dır. Yaklaşık 42 milyon civarı bir nüfusu olan Arjantin’in başkent harici diğer önemli şehirleri ise; Rosario, La Plata ve Santa Fe’dir. Nüfusun büyük bir bölümü bu şehirlerde yaşamaktadır. Arjantin’in demografik yapısı özellikle Avrupa’dan gelen göçler ile şekillenmiştir. Nüfusun çoğunluğu Avrupa asıllıdır.
Arjantin ekonomisi, genellikle tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ancak yer altı kaynakları bakımından da oldukça zengin olan ülkede, bu sektörün ekonomiye katkıları hiç azımsanamaz. Arjantin kıtanın en zengin ülkelerindendir fakat son yıllardaki kötü ekonomi politikaları ülkede birçok krizin patlak vermesine neden olmuştur. 2021 yılı verilerine göre ülkede kişi başına düşen yıllık gelir 9 bin Amerikan Doları civarındadır.
Güney Amerika’nın kültür ve sanat hayatına yön veren Buenos Aires, tam anlamıyla yaşayan bir şehirdir. Genel olarak Arjantin’de sosyo - kültürel hayat, Buenos Aires’teki gibi akıcı ve canlıdır. Sanat ve eğlence ön plandadır. Tabii ki kırsalda bu tarz aktivitelere rastlamak çok mümkün değildir. Tango ve opera ülkenin can damarlarındandır. Yine edebiyat ülkede oldukça popüler bir sanat dalıdır.
Turizm açısından da en çok merak uyandıran ülkelerden biri olan Arjantin, birçok yabancı turist tarafından yıl boyu ziyaret edilmektedir. Muhteşem coğrafyası ile göz dolduran ülke, son zamanlarda gastro turizm açısından da oldukça fazla ziyaretçi çekmektedir.
3. Arnavutluk
Eğer tatilinizi yurt dışında geçirmek istiyor fakat çok da uzaklara gitmeyeyim diyorsanız bavulunuzu hazırlayıp Arnavutluk’a doğru yola çıkabilirsiniz. Doksan günden kısa süreli seyahatler için vizeye ihtiyaç duyulmuyor. Ayrıca ülkemizin hemen hemen her yerinden Tiran Rinas Havalimanı’na direkt uçuş bulunuyor ve yol ortalama bir buçuk saat sürüyor.
Ülkenin resmi adı Arnavutluk Halk Cumhuriyeti’dir. Dağlar, ovalar, akarsular ve tepelerle çeşitli bir coğrafi görünüme sahip olan ülkenin kıyı tarafında ılık bir iklim hâkimken, dağlık kesimlerde soğuk, sert iklim görülür. Bir başka deyişle, dağlar = Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası… Üçte biri ormanlardan oluşan ülkede yaygın bitki örtüsü makilerdir; ayrıca kayın, çam ve meşe ağaçları da bulunmaktadır.
Gegalar ve Toskalar olmak üzere iki etnik grubun bulunduğu Arnavutluk, 1912 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu toprağıydı. Bağımsızlık hedefi 1939 yılında İtalya tarafından, 1943’te ise Nazi Almanyası tarafından işgal edilmesiyle sekteye uğramıştır. 1944’te komünist partinin yönetimi ele geçirdiği ülke 80’lere kadar komünist Çin ile yakınlaşmıştır. Ülkede nihayet 1991 yılında çok partili seçim yapılmış ve demokrasi yolculuğuna başlanmıştır.
Arnavutluk’un başkenti Tiran şehrindeyseniz Ethem Bey Camii, İskenderbey Meydanı ve burada yer alan Ulusal Tarih Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Daha kuzeye gitme şansınız varsa, ülkenin kültür başkenti kabul edilen İşkodra’da festival ve karnavallara katılabilir, Balkanların en büyük gölü İşkodra Gölü’nü görebilirsiniz. UNESCO Dünya Mirası Bölgesi seçilmiş olan binlerce yıllık geçmişe sahip Berat şehrinde ise tipik Osmanlı evlerini görebilir ve bölge insanının tarihle iç içe yaşayışına tanık olabilirsiniz.
Ülkenin tüm güzelliklerine rağmen diğer Avrupa ülkelerine kıyasla oldukça bütçe dostu bir tatil imkânı sunduğunu da söylemeden geçmeyelim.
4. Azerbaycan
Türk vatandaşlarından vize istemeyen ülkelerden birisi de kardeş ülke Azerbaycan. 2019 yılından bu yana Türk vatandaşları yalnızca pasaportları ile veya kimlik göstererek Azerbaycan’a giriş yapabiliyor. Diğer ülkelerde olduğu gibi burada da doksan gün sınırlaması var. Yalnızca İstanbul ve Ankara’dan direkt uçuşlar bulunuyor. Fakat diğer şehirlerden de aktarmalı olarak kısa sürede ulaşabiliyorsunuz.
Azerbaycan veya diğer ismi ile Azerbaycan Cumhuriyeti bir Doğu Transkafkasya ülkesidir. Kafkas Dağları’nın güney bölümünü çevreleyen bir alanı kaplamaktadır. Ülke kuzeyde Rusya, doğuda Hazar Denizi, güneyde İran, batıda Ermenistan ve Türkiye ile sınır komşusudur. Azerbaycan'ın başkenti, Hazar Denizi'nin en iyi limanına sahip olan antik Bakü şehridir. 2021 yılında yapılmış olan nüfus sayımına göre ülkede 10,197,000 kişi hayatını sürdürmektedir. Ayrıca Azerbaycan’ın resmi dili Azerice’dir. Azerbaycan 1918'den 1920'ye kadar bağımsız bir ulus olmuştur. Fakat daha sonra bir süreliğine Sovyetler Birliği'ne dahil edilmiştir. 1936 yılında ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olmuştur. Azerbaycan 23 Eylül 1989'da egemenliğini ve 30 Ağustos 1991’de de bağımsızlığını ilan etmiştir.
Azerbaycan’ın doğu ve orta kesimlerinin iklimi genellikle ılıman bir havaya sahiptir. Kış mevsimi çok soğuk geçmez ve yaz mevsimi de oldukça sıcak ve kuraktır. Yaz mevsiminde hava sıcaklığı kırk beş dereceye kadar yükselmektedir. Güneydoğu bölgesinde ise oldukça sık yağış görülmektedir. Ülkenin vejetasyon bölgeleri rakıma göre değişiklik gösterir. Genel olarak meşe, çam ve kayın ormanlarıyla kaplı bir doğaya sahiptir. Azerbaycan’da Türkçe konuşan Azeriler ülke nüfusunun onda dokuzunu oluşturmaktadır. Geri kalan nüfus ise Ruslar ve Ermeniler gibi küçük azınlıklardan meydana gelir. Azerbaycan ağırlıklı olarak Islamiyet’in yaygın olduğu bir ülkedir. Nüfusunun beşte üçü Şii ve geri kalanının büyük kısmı da Sünni’dir. Ayrıca Rus ve Ermeni Ortodokslar da nüfusun içerisinde yer almaktadır.
5. Barbados
Orta Amerika’da bulunan Barbados Türk vatandaşlarının tam altı ay boyunca vizesiz seyahat etmesine izin veriyor. Bu güzel ada ülkesi özellikle yaz tatilini geçirmek ve turkuaz suların tadını çıkartmak için mükemmel bir destinasyon. Fakat biraz uzak olduğundan dolayı ülkemizden direkt uçuş bulunmuyor. Yine de tek aktarma ile en hızlı şekilde Barbados’a ulaşabiliyorsunuz.
Barbados, Atlas Okyanusu’nun güneyinde ve coğrafi bakımından Kuzey Amerika’ya dâhil edilmiş bir ülkedir. Bir ada ülkesi olan Barbados, Venezuela'nın yaklaşık 435 kilometre kuzey doğusundadır. Barbados’un en yakın ada komşuları Saint Lucia, Grenada ve Trinidad Tobago’dur. Ülkenin başkenti Bridgetown’dur. Nüfusu 2021 yılı kayıtlarına göre yaklaşık 287,711 kişidir. 1966 yılında Barbados, 2. Elizabeth ile Barbados Kraliçesi olarak bağımsız bir devlet ve İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olmuştur. 2021 yılında Sandra Mason, Parlamento tarafından Barbados'un ilk devlet başkanı olarak seçilmiş, hemen sonrasında Mason, devlet başkanı olarak Kraliçe Elizabeth'in yerine geçmiş ve Barbados cumhuriyet yönetimine geçmiştir. Barbados'un toplam yüzölçümü yaklaşık olarak 430 km2’dir.
Tropik bir iklime sahip olan adada, Atlas Okyanusu’ndan sürekli esen rüzgârlarının devamlılığı ile yıl boyunca ılık bir hava sıcaklığı hakimdir. Barbados, gelişmiş bir karma ekonomi sistemini benimsemiş bunun sonucunda orta derecede bir yaşam standardına sahiptir. Tarihe bakıldığında Barbados ekonomisi geçmişte şeker kamışı üretimi ve bununla ilgili faaliyetlere bağımlıdır. 1980’lerin başından beri imalat ve turizm sektörlerinde çıkış yaparak yukarı yönlü ivme kazanmıştır. Turizm olarak çok popüler bir ülke olan Barbados Karayipler’in tipik yemyeşil Hint Adası’dır. Batıya doğru gittikçe, sakin sular ve başarılı tesisler bulunur. Doğu bölümünde, büyük yarışlara ve su sporlarına uygun dalgalar bulunmaktadır. Ada genelinde turkuaz sular, yumuşak kumlu plajlar ve katamaran ile mavi yolculuklar için her yıl milyonlarca turisti buraya çeker.
6. Belarus
Beyaz Rusya’da vize uygulamasının bulunmadığı ülkelerden bir tanesi. Burası tek seferde maksimum otuz günlük seyahatlere izin veriyor. Ayrıca yıl içerisinde de toplamda doksan gün boyunca ülkede kalabiliyorsunuz. Soğuk bir iklime sahip olan ülke genellikle yaz mevsiminde ziyaretçi alıyor. Eğer siz de tatilinizi Beyaz Rusya’da geçirmek isterseniz Minsk şehrine yapılan direkt uçuşlar ile kolayca seyahatinizi planlayabilirsiniz.
Geçmiş yıllarda bir SSCB ülkesi olan ve 1991 senesinde Sovyetler Birliği dağılınca bağımsızlık kazanan Belarus, Türkiye’de Beyaz Rusya ismiyle de anılıyor. Resmi ismi Belarus Cumhuriyeti olan ülkenin nüfusu, Dünya Bankası’nın 2020 yılı verilerine göre 9,39 milyon kişiden oluşuyor. Resmi olarak Belarusça ve Rusça konuşulan ülkenin başkenti Minsk. Kuzey Avrupa’nın doğal güzellikleriyle ön plana çıkan ülkelerinden olan Belarus, hâlen Sovyetler Birliği’nin izlerini taşıyan mimari dokusu, gölleri ve akarsuları ile de oldukça ünlü. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 2014 yılından beri vize almadan ziyaret edebildiği ülke, her yıl çok sayıda Türk turisti de ağırlıyor.
Belarus’un komşu ülkeleri arasında Polonya, Litvanya, Rusya, Ukrayna ve Letonya var. Ülkenin denize kıyısı yok, ancak yüzölçümünün yaklaşık %40’ı ormanlık alanlardan oluşuyor. Zaten Belarus’un doğal güzelliklerinin ünlü olmasının temel sebeplerinden biri de bu. On binden fazla gölün bulunduğu ülkenin topraklarından üç farklı büyük nehir de geçiyor. Belarus’ta karasal iklim hakim olduğu için kış aylarında hava sıcaklıkları bir hayli düşüyor. Hatta bu sebeple, Belarus’taki neredeyse tüm işletmelerde mutlaka sıcak su muslukları da bulunuyor.
Belarus’un bulunduğu bölge 20. yüzyıl öncesinde Polonya ve Rusya arasında önemli bir kriz nedeniydi. Ancak Polonya toprakları paylaşılınca bu bölge de Rusya’nın eline geçti. I. Dünya Savaşı’nda bölge Alman ordusu tarafından işgal edildi ve 1918 yılında Beyaz Rusya Halk Cumhuriyeti kuruldu. Ancak bu yönetim elbette Alman güdümünde inşa edildi. I. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın mağlup olması ve Rusya’nın Brest Litovsk Antlaşması’nı hükümsüz sayması sonucunda bölgenin doğusu Sovyetler Birliği’ne verildi. Aynı yıl Polonya’nın bağımsızlığı tanınınca, üç yıl süren görüşmelerin sonunda Belarus’un batısı da Polonya’nın hükmüne geçti.
Belarus, II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkisinden oldukça fazla etkilenmiş bir ülke. Savaşın doğu cephesinde konumlanması sebebiyle, yaşanan çatışmalar ülkenin neredeyse tamamen yıkılmasına ve tahrip olmasına yol açtı. Kızıl Ordu’nun Almanya’ya karşı galip geldiği 9 Mayıs 1945’ten sonra bölge eski planlara bağlı kalınarak büyük ölçüde yeniden inşa edildi. 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Belarus’u tanıdığını ilan eden ilk ülke de Türkiye’ydi. Belarus, bu yıldan beri bağımsız bir Kuzey Avrupa ülkesi olarak varlığını koruyor. Ayrıca, Avrupa’da bulunan ve hâlen idam cezası uygulayan tek ülke olma özelliğini de taşıyor.
7. Belize
Bizden vize istemeyen bir diğer Kuzey Amerika ülkesi de Belize. Mavinin ve yeşilin en güzel tonları ile karşılaşabileceğiniz bu küçük ülkede tek girişte doksan gün boyunca kalabiliyorsunuz. Ne yazık ki Belize şehrindeki havalimanına ülkemizden direkt uçuş yok ama tek aktarmalı şekilde ulaşabiliyorsunuz.
Belize, Kuzey Amerika kıtasında bulunan bir Karayip ülkesidir. Komşuları arasında Meksika, Guatemala ve Karayip Denizi yer almaktadır. Yüzölçümü 22.970 km2 ve nüfusu 2021 verilerine göre yaklaşık 404,914 kişi civarındadır. Belize, Kuzey Amerika’nın en düşük nüfusa ve nüfus yoğunluğuna sahip ülkesidir. Ülkeye1600’lü yılların ortasında İngilizler yerleşmiş ve doğal kaynaklarını Avrupa’ya aktarmışlardır. Ayrıca bu süreçte Afrika halkından insanları getirerek köle olarak kullanmışlardır. 1860 senesinde tamamen İngiltere sömürgesi hâline gelen Belize, o dönemde Britanya Hondurası olarak adlandırılmıştır. Fakat 21 Eylül 1981 tarihinde tam bağımsızlığını ilan etmeyi başarmıştır. Ülke Cayo, Belize, Orange, Corozal, Toledo ve Stan Creek olmak üzere 6 farklı bölgeden oluşmuştur. Ülkenin başkenti ve aynı zamanda en gelişmiş şehirlerden birisi olan Belmopan kentidir.
Belize’de tropikal iklim görülür ve yıllık sıcaklıklar genellikle 10 ile 30 derece arasında değişim gösterir. Şubat ve Mart ayları, ülkenin en sıcak olduğu dönemlerdir. Metre başında düşen yağış miktarları ise bölgeden bölgeye farklılık gösterse de, ülke genellikle çok yağışlı bir iklime sahiptir. Bu durumun pozitif yönü ise, ülke ekonomisinin ormancılık ve tarımla uğraşan küçük işletmelere dayalı olmasıdır. Tarımın yanı sıra, ülkedeki en değerli gelir kaynağı ise turizm sektördür. Turizm bakımından popüler destinasyonları arasında bulunan ülke, göz kamaştıran güzellikteki doğası, turkuaz renkli sulara sahip sahilleri ve Mayalar’a dek uzanan köklü tarihiyle dikkat çekmektedir. Zengin bir sualtı yaşamına ve etkileyici mercan resiflerine sahip adalarıyla dalış meraklılarının da gözdesidir.
8. Bosna Hersek
Balkanların güzeller güzeli ülkelerinden bir tanesi olan Bosna Hersek, hem uygun fiyatlı konaklama alternatifleri hem de vizesiz şekilde seyahat edilebiliyor olmasıyla oldukça dikkat çeken destinasyonlar arasında bulunuyor. Türk vatandaşlarının maksimum doksan günlük yolculukları için vize almaları gerekmiyor. Ayrıca ülkemizin birçok yerinden Bosna Hersek’e direkt uçuş da yapılıyor.
Savaş ve çatışma günlerini geride bırakan Bosna Hersek, son yıllarda çokça turist çeken bir ülke olmuştur. Başkent Saraybosna’nın yanı sıra Mostar ve Banja Luka önemli şehirlerindendir.
Saraybosna şehrinde Başçarşı, Kurşunlu Medresesi, Gazi Hüsrev Bey Camii, ay takvimine göre çalışan Saat Kulesi, Hünkar Camii, birinci dünya savaşını başlatan suikastın vuku bulduğu Latin (Hünkar) Köprüsü mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Bosna’ya yolunuz düştüyse ayrıca UNESCO Dünya Mirası Bölgesi seçilmiş olan Türk köyü Poçiteli’yi; Mostar şehrinde Mimar Hayreddin tarafından inşa edilen Mostar Köprüsü, Koski Mehmet Paşa Camii ve savaş müzesini; Travnik şehrinde Elçi İbrahim Paşa Medresesi, Bosna savaşı sırasında yapılan tüneli görebilirsiniz.
Banja Luka’da ise Vrbas nehri ve Krupa şelalelerinde doğayla iç içe vakit geçirebilir, bunların yanı sıra Christ the Saviour Katedrali, Ferhat Paşa Camii ve Kastel Kalesi gibi tarihi yapıları ziyaret edebilirsiniz.
Hem zengin tarihi hem de insanın içini açan doğasıyla Bosna Hersek ziyaret planlarınızda yer alabilecek iyi bir alternatif. Dağlık bir ülke olduğundan hava durumu özellikle bazı aylarda seyahat için zorlayıcı olabilir, ona göre plan yapmakta fayda var.
Tam bir “bunu biliyor muydunuz?” bilgisi de verip bitirelim: Bosna Hersek’in üçüncü büyük şehrinin adı Tuzla. Evet, bildiğimiz, Türkçe olan Tuzla.
9. Botsvana
Afrika’nın doğal güzelliklerini görmek istiyorsanız vize işlemleri ile uğraşmak zorunda kalmadan Botsvana’ya gidebilirsiniz. Bir yıl içerisinde doksan günlük seyahatlerinizde vize gerekmiyor. Ülkeye Cape Town üzerinden aktarma yaparak rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz.
Afrika’nın güneyinde yer alan en gelişmiş ülkelerden biri resmi adıyla Botswana Cumhuriyeti’dir. Ülke adını bölgede yaşayan yerel bir kabile olan Tsvana’dan alır. Nispeten küçük bir ülke olan Botswana’da, birçok Afrika ülkesi gibi zor günler geçirmiştir. Özellikle sahip olduğu değerli madenler nedeniyle sürekli herkesin gözünü diktiği bu topraklar, sömürge döneminde İngilizlerin kontrolüne geçmiştir. İngiliz baskısı ve sömürüsü, bağımsızlığın kazanıldığı 1966 yılını kadar devam etmiştir. Botswana, bağımsızlığını kazandıktan sonra ise diğer komşularına göre çok daha doğru bir yönetim anlayışı ile Afrika’nın en demokratik ve refah seviyesi yüksek ülkelerinden biri olmayı başarmıştır.
Güney Afrika’da denize kıyısı olmayan bir konumda bulunan Botswana, güney ve güneydoğuda Güney Afrika Cumhuriyeti, kuzey ve batıda Namibya, kuzeydoğuda ise Zambiya ve Zimbabwe ile çevrilidir. Ülkenin güneyi Kalahari Çölü ve savanlardan oluşuyor. Kuzeyde ise iç deltalar ve akarsular önemli yer kaplıyor. Botswana aynı zamanda yaban hayatı konusunda Afrika’nın en zengin ülkelerinden bir tanesi. Ülke sınırları içinde kıtaya özgü birçok bitki ve hayvan türü yaşamını sürdürüyor. Botswana’nın genel iklim koşullarına bakacak olursak, sıcak ve kurak bir iklimin hüküm sürdüğünü söyleyebiliriz.
Başkent Gaborone, ülkenin en büyük ve en önemli şehri konumunda. Ticaret ve kültürel faaliyetler, başkent ile çevresinde şekilleniyor. Botswana, nüfus yoğunluğunun en az olduğu Afrika ülkelerinden birisi. Aynı zamanda şehirde yaşayan kesim oldukça yüksek. Başkent Gaborone, Francistown ve Molepolole nüfusun en yoğun olduğu şehirler. Toplam nüfus ise yalnızca 2,5 milyon kişi civarında. Ülkenin adını aldığı Tsvanalar en büyük etnik grubu oluştururken, Kalangalar ikinci kalabalık etnik grup olarak biliniyor ve nüfusun tamamı neredeyse bu iki yerli kabileden oluşuyor. Ülkenin resmi dili ise Tsvana ve İngilizce olarak kabul ediliyor.
Botswana, ekonomik olarak Afrika’nın en önde gelen ülkelerinden bir tanesi. Bu küçük ülke, kıymetli madenler ve yer altı kaynakları ile öne çıkıyor. Bu cevherler diğer Afrika ülkelerinin çoğunda olsa da yanlış politikalar nedeniyle fakirlik hakimken, Botswana, nispeten doğru stratejiler ile bu sınıftan kendisini ayırıyor. En önemli cevher ise elmas. Elmas ticareti, ülke ihracatının %70’ini oluşturuyor. Ekonominin bir diğer önemli öğesi ise hayvancılık diyebiliriz. 6750 Amerikan Doları olan kişi başına düşen yıllık ortalama gelir ile Botswana, bu alanda kıtanın en önde gelen ülkelerinden biri olmayı başarıyor.
Ülkenin refahı kıta şartlarına göre yüksek olmasına rağmen, eğitim ve sağlık alanında gelişmişlik çok düşüktür. Okur yazarlık yüksek olsa da eğitimine devam eden insan sayısı çok azdır. Salgın hastalıklar ise oldukça yüksek frekansta görülmektedir.
10. Brezilya
Güney Amerika’nın en büyük ve en turistik ülkelerinden olan Brezilya’ya doksan günden az süreliğine yapacağınız yolculuklar için vize almanız gerekmiyor. Ülkenin benzersiz kültürünü ve doğasını deneyimlemek için yılın her zamanı yolculuk yapabilirsiniz. Özellikle İstanbul ve Ankara’dan aktarmasız uçuşlar ile ülkenin hemen hemen her şehrine doğrudan ulaşabilirsiniz.
Güney Amerika’nın incisi Brezilya, aynı zamanda dünyanın en büyük ülkelerinden biridir. Her anlamda oldukça yüksek çeşitliliğe sahip ülke, bu bağlamda da dünyada adından söz ettirmeyi başarıyor. 1500’lü yıllarda Portekizliler tarafından keşfedilen Brezilya, zaman içerisinde sömürge toprakları oldu. Kolonileştirilen coğrafya, ticaret ve üretim merkezi olarak kullanıldı. Özellikle 17. yüzyılda kurulan büyük şeker kamışı tarlalarında Afrika’dan gelen köleler çalıştırılmaya başlandı. Yerli halkta bu tür işlerde çalışıyordu. 1888 yılına kadar bu düzen çeşitli şekillerde sürdürüldü. 1888’de kölelik kaldırıldı, 1889’da ise Portekiz kökenli imparatorluk rejimi yıkıldı ve Brezilya bağımsızlığını kazanmış oldu.
Resmi adı ile Brezilya Federal Cumhuriyeti, kıtanın kuzey doğusundan başlayıp neredeyse güneyine kadar inen, aynı zamanda da kıtanın ortalarına kadar genişlemiş olan bir alan üzerine kurulu. Bu devasa coğrafyaya sahip olması, Brezilya’yı kıtanın en büyük ülkesi unvanına eriştiriyor. Brezilya, Güney Amerika’daki nerdeyse tüm ülkeler ile komşudur. Yalnızca Ekvador ve Şili ile sınırı yoktur. Ülkenin Atlas Okyanusu kıyıları da oldukça uzun yer kaplar. Ülkenin başkenti, 1950’lerde inşasına başlanarak sıfırdan yaratılan bir kent olan Brasilia’dır. Resmi dil ise Portekizce’dir.
Ülkenin nüfusu yaklaşık 215 milyon civarındadır. Nüfusu, çok farklı etnik kökenden insan oluşturur. Afrikalılar, yerliler ve Kızılderililer ile melezler en yüksek popülasyona sahip gruplardır. Nüfusun çoğunluğu ise Hristiyandır.
Brezilya çok büyük bir ülke olduğu için, iklim oldukça değişkendir. Ancak genele baktığımızda tropik bir iklimin hüküm sürdüğünü söyleyebiliriz. Oldukça ılıman bir iklimi olan ülke, canlı çeşitliliği açısından da gayet zengindir. Yağmur ormanlarının büyük bir bölümü Brezilya’da yer alır. Yine Amazon ekosistemi ülke için büyük önem arz eder. Brezilya’da 55 binden fazla canlı türü bulunmaktadır. Bu türlerin ise %30’u endemiktir.
Brezilya, Güney Amerika kıtasının eğlence merkezlerinden biridir. En çok karnaval ve festival düzenleyen ülke olarak bilinir. Brezilya’nın herhangi bir noktasında eğlenceli bir aktiviteye ve eğlenen insanlara rastlamak mümkündür. Özellikle Rio Karnavalı dünyaca ünlenmiş ve çok fazla turist çeken bir organizasyondur.
Futbol ülkenin hem ekonomik hem de sosyal anlamda can damarlarından biridir ve futbol Brezilya için sadece bir spor değil, yaşam tarzıdır.
Brezilya ekonomisinin büyük bölümü, tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ülkede başlıca tarım ürünleri; şeker kamışı, soya, kahve ve mısırdır. Daha birçok tarım ürününde Brezilya dünyanın önder üretici ülkelerindendir. Ayrıca, büyükbaş hayvancılık, tavuk eti ve yumurta üretiminde de üst sıralardadır. Ülkede sanayi faaliyetleri de ekonominin %30’unu oluşturur. Ülkenin para birimi ise Brezilya Reali’dir. Yıllık kişi başına düşen gelir ise ortalama 7 bin Amerikan Doları civarındadır.
11. Brunei
Çok bilinen yerler bir kenarda dursun, ben bambaşka bir deneyim istiyorum derseniz Brunei’de vizesiz bir şekilde gidebileceğiniz ülkelerden birisi. Bir Asya ülkesi olan Brunei’yi otuz güne kadar hiçbir vize işlemi ile uğraşmadan ziyaret edebiliyorsunuz. Ülke çoğu zaman sıcak ve yağışlı olduğundan genellikle şubat ve mart aylarında yolculuk yapılması tavsiye ediliyor.
Resmi adı Brunei olan bu küçük ülke, Brunei ülkesi ve Barışın Ülkesi olarak da adlandırılan bir ada ülkesidir. Güneydoğu Asya'da Borneo adasında bulunan ülkenin tek komşusu Malezya’dır. İslami Monarşi sistemi ile yönetilen Brunei’de en yetkili olan ve tek isim olarak kabul gören Sultan’dır. Ülkenin toplam yüzölçümü 5.765 km2 olup birbirleriyle irtibatı olmayan iki adet parçadan oluşur. Nüfusun büyük kısmı batıdaki adada yaşamaktadır. Başkenti, Bandar Seri Begawan olan Brunei’nin nüfusu 2020 yılı kayıtlarına göre yaklaşık 450,000 bin kişi civarındadır. Etnik yapı olarak incelendiğinde, yüzde altmış beşini Malaylar, yüzde on birini Çinliler, yüzde onunu Kedaylar, yüzde beş buçuğunu Melanular ve yüzde üç buçuğunu da Güney Asyalılar ülkeyi oluşturur.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle de bölgede petrolün işlenmeye başlamasından sonra İngiliz şirketlerinin yoğun ilgi gösterdiği ülkede özellikle başkent Bandar Seri Begawan hızlı bir şekilde gelişim göstermiştir. Tekstil ve orman ürünleri üretimi petrolden sonra en önemli gelir kaynaklarıdır. Daha eski yıllarda, petrol işlenmeye başlanmadan önce tekstil ve orman ürünleri Brunei'nin başlıca gelir kaynakları olmuştur. Tropikal bir iklime sahip olan Brunei, bu mevsimsel yapısından dolayı sık ormanlarla kaplı olduğu için buradan elde edilen ürünler ülke genelinde de oldukça yaygındır ve büyük bir gelir kaynağıdır. Nüfusun az olması ve petrol gelirlerinin yüksek olması sebebiyle Brunei dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alır. Buna paralel olarak, Brunei Sultanı da dünyanın en zengin isimleri arasında hep zirvelerde yer almıştır.
12. Cook Adaları
Okyanusya’da bulunan Cook Adaları, cennetten bir köşe gibi görünen turkuaz suları ve bembeyaz kumları ile görenleri kendisine hayran bırakıyor. Yalnızca on yedi bin kişinin yaşadığı bu minik ülkeyi vizesiz bir şekilde maksimum otuz gün süreyle ziyaret edebiliyorsunuz.
Büyük Okyanus’un güneyinde, Polinezya ada kümeleri içinde yer alan Cook Adaları yönetim olarak bağımsız olmasına karşın Yeni Zelanda ile ilişkili devlet statüsü gibi özel bir duruma sahiptir. Cook Adaları’nın başkenti Avarua’dır. Ülkenin bu isimle anılmasının nedeni 1770 yılında adaları keşfeden İngiliz kaşif James Cook’un isminin verilmiş olmasıdır. Yeni Zelanda’ya bağlı olarak yönetilen adalar, uzun yıllar sonra 1965 yılında bağımsız olmuş ve 1992 yılında Birleşmiş Milletler Örgütünce bağımsızlığı tanınmıştır. Cook Adaları volkanik yer hareketleri sonucu meydana gelmiştir. Ülke toplam on beş ada ve iki resiften oluşmakta olup, dağınık olarak Büyük Okyanus'ta 2,200,000 km² bir alanı kapsamaktadır. Ülke, iki ana ada grubuna bölünmüş olup, bunlar Kuzey Cook Adaları ve Güney Cook Adaları’dır.
2022 yılı kayıtlarına göre tahminen adada 8,128 kişi yaşamaktadır. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu, aynı zamanda ada ülkesinin en büyük adası da olan Rarotonga'da yaşamaktadır. Etnik yapı olarak ülke nüfusunun büyük çoğunluğunu Cook Adaları Maorileri oluşturmaktadır. Polinezya topluluklarından olan Cook Adaları Maorileri'nin nüfus içerisinde oranı %88 düzeyindedir. Cook Adaları yönetim olarak bağımsız ve hukuken Yeni Zelanda'dan ayrı bir ülkedir. Ada ülkesinin yasama ve yürütme organları Yeni Zelanda tarafından herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmaz. Ancak Cook Adaları sakinlerinin tabii oldukları Cook Adaları vatandaşlığı bulunmamakta olup, tüm ada sakinleri Yeni Zelanda vatandaşı olarak sayılmaktadır. Diğer bir yandan ülkenin para birimi Cook Adaları dolarıdır.
13. Dominika
Dominika veya diğer adıyla Dominika Milletler Topluluğu da yirmi bir gün boyunca vizesiz bir şekilde seyahat edebileceğiniz bir destinasyon. Karayip Denizi’nde yer alan bu güzel ülke tropikal yapısı ile çok dikkat çekiyor. Ne yazık ki Dominika’ya ülkemizden bir uçuş bulunmuyor. Ayrıca uçak biletleri de oldukça pahalı. Fakat imkanınız ve vaktiniz varsa muhakkak görülmesi gereken destinasyonlardan birisi olduğu kesin.
Dominika, resmî ismi Dominika Topluluğu olan ve Karayipler’de bulunan bir ada ülkesidir. Başkenti Roseau, adanın batı kıyısında bulunmaktadır. Dominika Topluluğu’nun yüzölçümü 75 km² olarak ölçülmüştür. Ayrıca 2021 yılında yapılan sayımlarına göre ülke nüfusu yaklaşık 72,167 kişi olarak sayılmıştır. Tarih boyunca Fransız ve İngiliz sömürgesi altına giren Dominika, 1978 yılında gösterdiği mücadele ile bağımsızlığını kazanmıştır. Dominika doğal güzelliklerinden dolayı “Karayipler'in Doğa Adası” olarak adlandırılmaktadır. Ada, Küçük Antiller grubunun en genç olanıdır ve adada hâlâ volkanik faaliyetlere rastlanılır. Bundan dolayı, dünyanın en büyük ikinci sıcak su kaynağı olan Boiling Gölü adaya çok yakındır.
Dominika birçok nadir bitki, hayvan ve kuş türüne ev sahipliği yapan dağlık yağmur ormanlarına sahiptir. Zengin volkanik toprakta yetişen sık tropikal bitki örtüsü, adanın yarısına yakınını kaplar. İklimi sıcak ve nemli olmasına rağmen, ne yazık ki topraklarının ancak yüzde onu ekilebilir durumdadır. Ekonomide tarımsal ürün olarak muz, kakao, yeşil limon, vanilya, maden olarak pomza ve balıkçılık temel geçim kaynaklarını oluşturur. Ülkenin ekonomik büyümesinde en önemli pay turizm geliridir. Genellikle "Yürüyüşçülerin cenneti” olarak anılan Dominika, giderek popüler bir turizm bölgesi haline gelmektedir. Doğal yağmur ormanları, kaynar göl ve eşi benzeri olmayan göz alıcı nehirler, adanın doğal cazibe merkezlerindendir. Ayrıca Dominika yunusları ve balinaları görmek için en çok tercih edilen destinasyonlardan bir tanesi olarak popüler olmuştur. Mores Trois Pitons Milli Parkı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir.
14. Ekvador
Her sokağında Güney Amerika’nın eşsiz kültürüne şahit olabileceğiniz Ekvador’u yalnızca pasaportunuz ile ziyaret edebilirsiniz. Ülke doksan günlük yolculuklarda Türk vatandaşlarından vize talep etmiyor. Ülkenin tek havalimanı olan Mariscal Sucre Uluslarası Havalimanı’na ülkemizden direkt uçuş bulunmuyor fakat diğer ülkelerden aktarmalı olarak gidilebiliyor.
Resmi adı ile Ekvador Cumhuriyeti, Güney Amerika’da tarihsel kökenleri bakımından oldukça eski medeniyetlerden bir tanesine sahip. 15. yüzyıla kadar İnka İmparatorluğu çatısı altında bulunan ülkede Orta ve Güney Amerika’nın yerli grupları hayatlarını sürdürüyordu. 16. yüzyıl civarlarında ise, çoğu Güney Amerika ülkesi gibi İspanyol işgaline uğradı. Yerli grupların çoğu, sömürgecilerin taşıdığı salgın hastalıklar ve savaş yüzünden hayatlarını kaybetti. Bu yüzden günümüzde sayıları oldukça azdır. 16. yüzyıldan sonra İspanyol kültürünün hakim olduğu Ekvador, bağımsızlık mücadelesine başlayan ilk Güney Amerika ülkelerinden biridir. 1820 yılında Büyük Kolombiya Devleti çatısı altında bağımsız olan ülke, 1830’da tamamen ayrılarak Ekvador adı altında bağımsız bir toprak olmayı başarmıştır.
Ekvador; Kuzeyde Kolombiya, Doğu ve Güneyde Peru ile komşudur. Batısında ise Büyük Okyanus yer alır. Charles Darwin’in araştırmalarını yaptığı yer olarak ünlenen Galapagos Adaları da Ekvador toprakları arasında yer alır. Adalar ana karaya yaklaşık 965 km. uzaklıktadır. Ülkenin başkenti Quito’dur. Ekvador, coğrafi olarak üç farklı bölgeden ve adalar bölgesinden oluşur. La Costa sahil şeridini kapsar, La Sierra ülkenin ortasından geçen yüksek irtifalı bölgeleri kapsar ve halkın çoğunluğu bu yüksek yerlerde yaşar. El Oriente ise Yağmur Ormanları’ndan oluşan bölgedir ve ülke yüzölçümünün yarısına yakını bu ormanlardan oluşur.
Farklı coğrafi özellikler Ekvador’da iklimi ve yetiştirilen ürün yelpazesini de çeşitlendirmiştir. Muz, ananas, mango gibi tropikal bitkilerin yanı sıra; kahve, kakao, pirinç, şeker, tütün, mısır gibi bitkiler de ülkede yetişir. Ülke ekonomisinin temelini bu yetişen ürünler ile birlikte; petrol, sülfür ve altın ticareti oluşturur.
Ekvador’un para birimi Ekvador Sukresi’dir. Kişi başına düşen milli gelir ise 2021 verilerine göre, 5.665 Amerikan Doları’dır.
Ekvador’da nüfusun az bir kısmı Kızılderili yerlilerinden, çoğu melezlerden ve yüzde on kadarı İspanyollar’dan oluşmaktadır. Ülke nüfusu ise yaklaşık olarak 18 milyon civarındadır. Ülkenin resmi dili ise İspanyolca’dır. Ülke temsili bir demokrasi ile yönetilmektedir.
15. Fas
Dünyanın en turistik destinasyonlarından olan Fas’a da vizesiz bir şekilde yolculuk yapabiliyorsunuz. Hem Afrika hem de Avrupa kültürünü bir arada yaşatan bu güzel ülke maksimum doksan gün boyunca vizesiz bir şekilde tatil yapmanıza olanak sağlıyor. Dahası, ülkemizden Fas’a hem aktarmalı hem de aktarmasız uçuşlar bulunuyor.
Afrika kıtasının Avrupa’ya en yakın ucu olarak kabul edilen Fas, tam anlamıyla mistik bir çöl ülkesi demek yanlış olmaz. Devasa dağların ardına sıralanan büyük çöller ülkenin genel profilini gösteriyor. Bu topraklara tarih öncesi çağlarda yapılan ilk yerleşimlerde bile kuraklığın olduğunu gösteren kanıtlar mevcut. Çok eski çağlarda Fas toprakları, Roma ve Vizigotlar dahil birçok imparatorluğun himayesi altına girmiştir. 7. Yüzyıl sonlarında gelişen İslam hakimiyeti ise 15. Yüzyıla kadar bölgede devam etmiş, bu esnada çok sayıda krallık kurulmuş ve yıkılmıştır. 15. Yüzyıl’da ise Portekizli gemicilerin bölgeyi keşfetmesi sonrası Avrupalıların ilgisini çekmiştir. Avrupa’nın büyük ülkelerinin birbiri ile anlaşmazlığa düşüren ve büyük bir rekabete neden olan Fas toprakları, alınan karar ile Fransız hakimiyetine teslim edilmiştir. Kuzeyde İspanya’ya yakın topraklar ve sınırlar ise İspanyol kontrolüne bırakılmıştır. Bu esaret 1956 yılına kadar devam etmiş, 1956’daki bağımsızlık görüşmeleri neticesinde Fas bugünkü özgürlüğüne kavuşmuştur.
Fas, Afrika’nın kuzeybatısında yer alan denize ve okyanusa kıyısı olan önemli bir liman ülkesidir. Fas, aralarında Moritanya, Libya ve Tunus’un da bulunduğu ‘’Mağrip’’ ülkelerinin en önemlisi konumundadır. Uç bir noktada bulunan Fas’ın kuzeyinde Akdeniz ve Cebelitarık Boğazı bulunuyor. Güneyde, Moritanya, doğuda Cezayir ile komşudur. Batısında ise Atlas Okyanusuna kıyısı vardır. Bir krallık ülkesi olan Fas, önemli tarihi ve ilginç doğası ile ön plana çıkan ülkelerden bir tanesi. Ülke, coğrafi yapısı nedeniyle farklı iklim özelliklerine sahip. Kıyılarda ılıman, içlerde ise Akdeniz iklimi hüküm sürüyor. Atlas Dağları’nın ardında çöl iklimi görmek mümkün. Ülkede, çok önemli sıradağlar ve çöller bunmaktadır. Aynı zamanda Fas, akarsular bakımından çok zengin bir ülkedir.
Fas’ın başkenti ve yönetim merkezi Rabat, en büyük kent ise büyüleyici güzelliği ile dillere destan olan Kazablanka. 39 milyon civarı toplam nüfusu ile Fas, Afrika’nın batısında büyük bir ülke konumunda. Toplam nüfusun neredeyse tamamı Arap ve Berberiler'den oluşuyor. Özellikle kıyı şehirlerinde kalabalıklaşan nüfus ile birlikte, son dönemde kent nüfusu kırsal nüfusu geçmiş durumda. Ülkenin resmi dili, Arapça ve Berberice. Ancak halkın çoğu Fransızca biliyor ve anlıyor.
Fas ekonomisi, Afrika kıtasının en önemli ekonomileri arasındadır. Cezayir ile birlikte ise Mağrip bölgesinin en önemli ekonomisidir. Bunda önemli etkenlerden biri ve en önemlisi Avrupa’ya yakın bir doğal liman olmasıdır. Ülkede tarım ve tarıma dayalı gıda endüstrisi ön plana çıkarken, kimya endüstrisi de gelişmiştir. Aynı zamanda yer altı kaynakları ekonomi için çok önemlidir. Yine, deniz ticareti ve turizm diğer önemli ekonomik aktivitelerdir. Fas’ta kişi başına düşen yıllık ortalama gelir 3.500 Amerikan Doları seviyesindedir.
Kültür, sanat ve turizm açısından son derece önemli bir lokasyon olan Fas, doğal güzellikleri, mutfak kültürü ve mistik havası ile Afrika’nın en çok ziyaret edilen ve en öne çıkan ülkelerinde biri durumunda. Ayrıca eğitim ve sağlık hizmetleri kıta geneline göre son derece ileri düzeyde diyebiliriz.
16. Filipinler
Asya’nın en güzel lokasyonlarından birisi olan Filipinler de otuz günlük ve daha kısa yolculuklarda Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Yılın her zamanında sıcak bir iklime sahip olan bu güzel ülkeyi özellikle yaz tatili için tercih edebilirsiniz. Ayrıca Filipinler’e ülkemizden kalkan direkt uçuşlar ile pratik bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Mükemmel plajlar, capcanlı ve hareketli şehirler ve egzotik hayvanlar bir arada var olabilir mi? Evet, ve Filipinler bu tablonun mükemmel bir örneği. Her zaman gülümseyen ve mutlu insanlarla çevrili olan bu Asya ülkesi 7.000’den fazla tropik adaya sahip. Burada, nasıl bir tatil istiyorsanız o tarza uygun bir ada bulmak mümkün.
Ülkede tüplü dalış yapmak, zipline yapmak, kanyon turları ile adrenalin ve huzuru birleştirmek, bisiklet turlarına katılmak gibi pek çok aktivite bulunuyor. Bundan dolayı da dünyanın birçok yerinden çok sayıda turist alıyor.
Filipinleri ziyaret etmenin en iyi yanı, 30 günden kısa yolculuklarınız için vize almak zorunda olmayışınız. Yalnızca bir uçak bileti ve bavulunuz (yağmurluk almayı sakın unutmayın) ile yola çıkabilir ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
17. Guatemala
Bir Kuzey Amerika ülkesi olan Guatemala’ya yapacağınız doksan günden kısa yolculuklarda vize almanız gerekmiyor. Maya Uygarlığı’ndan kalan ihtişamlı eserleri ve bu büyüleyici kültürü gözlerinize görmek isterseniz, aktarmalı uçuşlar ve on küsür saat süren bir yolculuk ile Guatemala’ya ulaşabilirsiniz.
Kuzey Amerika kıtasında yer alan Guatemala, Honduras, Meksika, El Salvador ve Belize ile komşudur. 108.889 km²’lik bir yüzölçümüne sahip olan Guatemala, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfine kadar bir Maya ülkesi olarak bilinmektedir. Birçok araştırma sonucunda burada büyük bir Maya Medeniyeti’nin varlığı görülmektedir. Bu zengin medeniyetin dil ve kültür gibi bazı kalıntıları günümüzde halen korunmaktadır.
Kuzey Amerika kıtasında bulunan diğer ülkeler ile birlikte 1821 yılında bağımsızlığını ilan eden Guatemala’nın demokratik yaşamı birçok askeri darbe ve diktatörlük baskıları ile kesintiye uğramıştır. 1966 yılında kabul edilen anayasa ile parlamenter rejimine geçiş yapılmış ve sonrasında yine askeri darbelerle demokrasi zarar görmüştür. Guatemala günümüzde başkanlık sistemiyle yönetilir ve ülkede 22 eyalet bulunmaktadır. Ülkede 16, 86 milyon kişi hayatını sürdürmektedir.
Din olarak Katolikliği kabul etmelerine rağmen atalarının dinlerinden tam anlamı ile vazgeçemedikleri için inanç olarak karışık bir yapıya sahiptirler. Guatemala’nın nüfus yoğunluğu, en büyük kent ve başkent olan Guatemala City’de oluşmuştur. Ülke Ekonomisinin temeli ziraat ve ormancılığa dayanır. Yanardağların püskürttüğü lavların oluşturduğu tarım arazileri oldukça verimlidir. En çok yetiştirilen ürünler kahve, pirinç, pamuk, muz, şeker kamışı, buğday, kakao, fasulye ve tütündür.
Ekvatora olan yakınlığı sayesinde sıcak ve nemli bir iklime sahiptir. Yıllık sıcaklık ortalaması 25 ile 30 derece arasında farklılık göstermektedir. Fakat yüksek rakımlı bölgelerde bu 10 dereceye kadar düşer. Özellikle Atlas Okyanusu kıyıları ülkenin en çok yağış alan bölgesidir. Maya Medeniyeti’nin bölgeye armağanı olan Tikal antik kenti, tam 576 kilometrekarelik alanı kapsayan devasa arkeolojik bir alandır. Mayalardan kalan en büyük antik şehir olarak bölgeye çok fazla turist çeker.
18. Güney Kore
Güney Kore’de ülkemiz vatandaşlarından vize istemeyen ülkelerden bir tanesi. Fakat Covid-19 salgını sonrasında Türkiye de dahil olmak üzere doksan ülkenin vize muafiyetleri bir süreliğine durduruldu. Önlemlerin kaldırılması ile birlikte Güney Kore’nin yeniden vizesiz bir şekilde ziyaret edilebilmesi mümkün görünüyor.
Bir sınır ile her anlamda Kuzey Kore’den ayrılan Güney Kore, 5.000 yıllık bir kültür ve tarihin yansımasını oluşturuyor. Karşılaşacağınız manzaralar o kadar göz kamaştırıcı ki bu ülkede kalbinizin bir kısmını bırakacaksınız. Her şeyden önce Güney Kore halkı ziyaretçilere karşı çok misafirperver bir tavır sergiliyor. Bundan dolayı bu ülkede kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Konfüçyüs ilkeleri ile kendini yetiştirmiş olan Güney Kore halkı, hayatın her alanında nezaketi ön planda tutuyor.
Küçük bir ülke olduğundan dolayı her yere ulaşım çok pratik. Ne zaman isterseniz kolay bir şekilde sık ormanlarla kaplı ve milli parklarla çevrili sarp dağların zirvelerine yürüyüş yapabilirsiniz. Pirinç tarlalarıyla çevrili köylerde ülkenin kültürünü içselleştirebilirsiniz. Ülkenin metropolleri göz alıcı olduğu kadar aynı zamanda da sakin. Çünkü Asya'nın üçüncü en büyük ekonomisine sahip olan bu ülkede insanlar gece gündüz çalışıyor. İhtişamlı sarayların, kalabalık gece pazarlarının ve çarpıcı modern mimarilerin yer aldığı metropollerde şehir hayatını deneyimleyebilirsiniz.
19. Gürcistan
Gürcistan yalnızca vizesiz değil aynı zamanda pasaportsuz olarak da ziyaret edebileceğiniz bir ülke. Yani sadece kimliğiniz ile birlikte ülkeye giriş yapabiliyorsunuz. Ayrıca yolculuklarınızda herhangi bir zaman kısıtlaması da bulunmuyor. Fakat Gürcistan’a kimlik ile giriş yapacaksanız kimliğinizin yenilenmiş olmasına mutlaka dikkat etmelisiniz.
Karadeniz'in doğu kıyısında Güney Kafkasya’da yer alan Gürcistan, kuzeyinde Rusya, doğusunda Azerbaycan, güneyinde Ermenistan ve güneybatısında Türkiye ile sınır komşusudur. Ülkenin batısını tamamen Karadeniz oluşturur. Tarihi süreç olarak bakıldığı zaman, ilk Gürcü kabilelerinin milattan önce 12. yüzyılda buralara geldikleri varsayılmaktadır. İlk devlet yapılanmaları milattan önce 5. yüzyılda ortaya çıkarken, İslam ordularının fethine kadar bölge yüzyıllarca Roma ve İran imparatorlukları arasında bir mücadele alanı olmuştur.
Gürcistan 19. yüzyılın hemen başlarında Çarlık Rusyası'nın hakimiyeti altına girmiştir. Uzun yıllar Osmanlı toprağı olarak kalan Poti ve Batum limanları ve Gürcistan’ın güneybatısı 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’ndan sonra Rus hakimiyetine girmiştir. Rus hakimiyetinden sonra 26 Mayıs 1918’de Gürcistanbağımsızlığını ilan etmiştir Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti adlı bu devlet, sadece üç yıl ayakta kalabilmiş ve Şubat 1921’de Sovyet işgali ile Sovyetler Birliği’ne dahil edilmiştir.
SSCB’nin dağılmasından sonra 9 Nisan 1991’de bağımsızlığını ilan ederek bugünkü konumuna gelmiştir. Yüzölçümü 69,700 kilometrekare olan ülkede 2021 yılı verilerine göre yaklaşık 3,800,000 kişi yaşamaktadır. Etnik yapı olarak tamamına yakını Gürcülerin yaşadığı ülkede az da olsa Azeri ve Ermeni nüfus bulunmaktadır. Başkenti ve ülkenin en gelişmiş kenti Tiflis’dir. Ülke ekonomisinin lokomotifi hizmet sektörüdür. Millî gelirin üçte ikisinin karşılandığı hizmet sektörü aynı zamanda istihdamın da üçte birini karşılamaktadır. İkinci büyük gelir kaynağı ise tarım ve son yıllarda hızla gelişen turizm sektörüdür.
20. Honduras
Pek çok Kuzey Amerika ülkesi gibi Honduras’a gitmek için de bir vize almanız gerekmiyor. İster tek girişte isterseniz de birkaç girişte doksan gün boyunca ülkeyi ziyaret edebiliyorsunuz. Fakat Honduras’a ülkemizden doğrudan bir uçuş bulunmuyor ve Amerika’dan bir aktarma yapmak gerekiyor. Bundan dolayı Amerika vizesine ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. Yolculuğunuzu planlamadan önce mutlaka bu konu hakkında bilgi edinmelisiniz.
Kuzey Amerika kıtasında yer alan kalabalık ve büyük ülkelerden bir tanesi olan Honduras, 112.492 km2’lik bir alanda 10,062,991 kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Ülkede çok zengin bir etnik çeşitlilik bulunur ve yerlilerin büyük bir çoğunluğu hayatını kırsal alanlarda devam ettirmektedir. Sürekli doğal felaketlere açık bir iklime sahip olan Honduras, 1998 yılında meydana gelen fırtınadan çok büyük bir hasar almış ve binlerce vatandaş hayatını kaybetmiştir. Can kaybının yanı sıra ülkenin ekonomisi de bu durumdan bir hayli etkilenmiştir. Zaman içerisinde ekonomik olarak bir düzelme gözlemlense de, Honduras günümüz dünyasındaki en fakir ülkelerden bir tanesi olarak bilinmektedir. Ayrıca ekonomik çöküntü nedeniyle Honduras her ne kadar şiddet ve suç oranı yüksek olan bir ülke olsa da son derece sıcak kanlı bir halka sahiptir ve özellikle turistlere çok misafirperver bir yaklaşımları bulunmaktadır.
Honduras mutfağında olmazsa olmaz ürünlerin başında tortilla ve pirinç gelir. Neredeyse her öğünde bu ürünlerle karşılaşmak mümkündür. Ayrıca burada bizim kültürümüzden farklı olarak öğle yemeğine çok önem verilir. Ülkede hemen hemen her yerde birbirinden lezzetli deniz mahsülleri ve et çeşitleri bulunur. Hatta Honduras mutfağı için genel olarak et ağırlıklı denilebilir. Honduras’ta tropikal iklim yaşanmaktadır ve yılın en soğuk günlerinde bile minimum 20 dereceye düşmektedir. Ülkede çok büyük bir din çeşitliliği bulunmamaktadır. Nüfusun büyük bir çoğunluğu Katoliktir ve diğer azınlıklar arasında Protestan, Müslüman ve Budistler bulunmaktadır.
21. Hong Kong
Çin yönetiminde bulunan Hong Kong’a gitmek için vize almak gerekmiyor. Ülkeye yapacağınız maksimum doksan günlük yolculuklarınızda yalnızca pasaporta ihtiyaç duyuyorsunuz. Fakat pasaportunuzun en azından altı aylık bir süresi olması gerekiyor. Hong Kong’a ortalama on saatlik bir direkt uçuşla gidebiliyorsunuz.
Hong Kong, Çin'in güney kıyısında yer alır ve 250'den fazla ada dahil olmak üzere Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve diğer yeni bölgelerden oluşur. Şehrin toplam alan büyüklüğü yaklaşık 1.100 km²’dir ve dünyanın en derin doğal limanlarından bir tanesidir. Ayrıca Hong Kong, kilometrekare başına yaklaşık 6.400 kişilik kara nüfus yoğunluğu ile dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden bir tanesi olarak bilinmektedir. Şehir yazları sıcak ve nemli, kışları serin ve kurak geçen subtropikal bir iklime sahiptir. Bundan dolayı hava koşulları her mevsimde ziyaret etmek için uygundur. Fakat yağmurlardan etkilenmemeniz için genellikle Eylül ve Aralık ayları arasında ziyaret etmeniz tavsiye edilir.
Tam anlamıyla göz alıcı bir şehir olan Hong Kong, her bir adımınızda kültür ve tarihin tadını çıkarmanızı sağlar. Bir sokakta binlerce yıllık bir tapınak bulunurken diğerinde son teknolojilerin tanıtıldığı mağazalar bulunmaktadır. Hong Kong’u dünyanın en çok ziyaret edilen şehir devletlerinden bir tanesi yapan özellik, tüm bu farklılıkları bir arada bulundurmasıdır. Hong Kong'ta ormanlarla kaplı dağları, yürüyüş parkurları, sakin plajları, adaları ve geleneksel balıkçı köylerini ziyaret edebilir ve doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Victoria Peak’ten hava tramvayına binerek gökdelenleri, hareketli şehri, limanı ve çevredeki adaları görebilirsiniz. Ayrıca bu şehirde Çin kültürünün etkisi altında kalan zengin mutfağı ve farklı seçenekler sunan yerel yiyecekleri deneyimleyebilirsiniz.
22. İran
İnsanlık tarihinin en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapan bir coğrafya olan İran, her sene milyonlarca turistin ziyaret ettiği destinasyonlardan birisi. Vize almadan doksan gün boyunca İran’da bulunabiliyorsunuz. Ayrıca ülkemizden İran’a ulaşım da oldukça kolay. Hemen hemen haftanın her günü direkt veya aktarmalı uçuşlar ile gidebiliyorsunuz.
Çok köklü bir tarihe ve kültürel yapıya sahip İran, milattan önce 6. yüzyıldan 1935 yılına kadar Pers İmparatorluğu olarak süre gelmiş ve o yıllardan sonra, İran Şahı Rıza uluslararası topluluklardan İran adını kullanmalarını istemiştir. Pers kültürüne zarar verdiği gerekçesiyle bu isim uzun yıllar tartışılmıştır. Sonraları ikisi birlikte kullanılmaya devam etmiştir. 1979 yılında sürgünde bulunan dini lider Humeyni tarafından yapılan devrim ile ülkenin ismi İran İslam Cumhuriyeti olarak kullanılmaya başlamıştır.
İran coğrafi konum olarak güneybatı Asya’da yer alır. Güneyinde Basra Körfezi ve Umman Körfezi, kuzeyinde ise Hazar Denizi ile çevrelenmiştir. Sınır komşuları, Türkiye, Pakistan, Azerbaycan, Ermenistan, Afganistan, Türkmenistan ve Irak’tır. Ülkenin en önemli kenti Tahran aynı zamanda başkenttir. İran halkı dil olarak Farsça konuşur. Anayasaya konulan madde ile bir din devletidir ve Müslümanlığın Şii Mezhebine aittir. Ülke nüfusu yaklaşık seksen beş milyondur ve dünyanın en kalabalık on yedinci ülkesidir.
Etnik yapı olarak yarıdan fazlası Farslılardan oluşur. Bunun haricinde genel olarak Azeri ve Kürt nüfus toplumsal yapıyı oluşturur. Ekonomik olarak gelir kaynakları sıralamasında başta petrol ve doğal gaz olmak üzere kömür, krom, bakır, demir, kurşun, manganez, çinko ve sülfür yer alır. Ancak 1980’li yıllardan bu yana maruz kaldığı uluslararası yaptırımlar sebebiyle beklenen ekonomik gelişmeyi gösterememiştir. İran, Dünya'nın en zengin sanat geleneklerine sahip olan ülkelerden biridir. Resim, edebiyat, sinema ve müzik gibi alanlarda birçok uluslararası üne sahip sahip sanatçı yetişmiştir. Ülkenin geleneksel kültür ve sanatı, halı dokuma, çini, çömlekçilik, hat sanatı gibi birçok alanda zenginliğe sahiptir.
23. Jamaika
Sakin, huzurlu ve yavaş bir ülke olan Jamaika, köklü kültürü ve doğal güzellikleri ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken ülkeler arasında bulunuyor. Kuzey Amerika’da yer alan Jamaika da doksan güne kadar olan yolculuklarda vize istemiyor. Ne yazık ki bir ada ülkesi olan Jamaika’ya ülkemizden direkt uçuşla gidilemiyor. Fakat Jamaika’ya dünyanın her yerinden aktarmalı uçuşlar bulmak mümkün.
Jamaika, Kristof Kolomb’un 1494 yılında keşfettiği zaman büyük bir hayranlık besleyip “Gözlerin gördüğü en güzel ada” diye tanımladığı, Karayipler'in en büyük üçüncü adasıdır. 1962 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazansa da halen İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan Jamaika’da parlamenter sistemle yönetilen anayasal bir monarşi hakimdir. Yüzölçümü 10.991 km², sahil uzunluğu da 1.022 km’dir.
Jamaika’da iklim olarak tropikal, sıcak ve nemli bir hava hakimdir. İç kısımlarda ise ılıman iklim görülür. Arazi yapısı çoğunlukla dağlıktır ve kıyıda dar ovalar vardır. 2021 yılı kayıtlarına göre nüfusu 2,961 milyondur. Ülkenin nüfusunun çoğunluğunu Afrika kökenli siyahiler oluşturur. Jamaika’nın uzun yıllar İngiliz sömürgesi altında kalmasından dolayı İngilizce en çok konuşulan dil olmuştur.
Jamaika’nın başkenti Kingston şehridir. Kingston Limanı, dünyanın yedinci büyük doğal limanı olması ile önemlidir. Ülkede deniz ekosistemlerinin çeşitliliği kuru ve ıslak kireçtaşı ormanları, yağmur ormanları, nehir kıyısı ormanlık, sulak alanlar, mağaralar, nehirler, seagrass yatak ve mercan resifleri bulunmaktadır.
Ülkenin kendine has yavaş ve farklı yaşam tarzı Jamaika'yı ilgi çekici bir ülke haline getirmiştir. Reggae, ska, mento ve dub müzik türlerinin anavatanıdır. Bob Marley, Sean Paul, Shabba Ranks gibi birçok ünlü sanatçı Jamaikalıdır. Ülke gelirinin en önemli unsurları turizmin yanında kahve, boksit, şeker gibi tarımsal ve doğal ürünlerdir. Bob Marley'in doğum gününe denk gelen 5 Şubatta düzenlenen büyük reggae festivali, turistik anlamda en büyük ilgi çeken organizasyondur ve dünyanın her yerinden turistleri ağırlar.
24. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kıbrıs Adası'nın 3.352 kilometrekarelik alanında bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile birlikte adayı paylaşmaktadır. Ülkenin başkenti Lefkoşe ve en büyük yerleşim merkezleri Girne ve Gazimağusa’dır. Tarihine bakıldığı...
Güzeller güzeli Akdeniz havasını alabileceğiniz, denizin ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ülkemizden en kolay şekilde seyahat edilebilecek lokasyonlar arasında yer alıyor. Özellikle Lefkoşa’ya haftanın her günü, pek çok şehirden direkt uçuş bulunuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne girerken pasaporta ihtiyaç duymuyorsunuz ve sadece kimlik ile girebiliyorsunuz. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne pasaport ile girerseniz Yunanistan’a giriş yapamayacağınızı hatırlatmak istiyorum.
Kıbrıs Adası'nın 3.352 kilometrekarelik alanında bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile birlikte adayı paylaşmaktadır. Ülkenin başkenti Lefkoşe ve en büyük yerleşim merkezleri Girne ve Gazimağusa’dır. Tarihine bakıldığı zaman Kıbrıs Adası Büyük İskender’le birlikte Helen hakimiyeti altına girmiş, milattan önce 58’de Roma İmparatorluğu’nun toprakları içinde kalmıştır. 395 yılında devletin ikiye bölünmesi ile birlikte Bizans İmparatorluğunun bir parçası haline gelmiştir. 1489 yılında Venedik Krallığı’nın yönetimine dahil olan Kıbrıs, ada halkı açısından sıkıntılı geçen yaklaşık bir asırlık dönemin ardından 1571’de Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. Bu dönemden sonra uzun süre Osmanlı yönetiminde kalan ada, 1878’de yürürlüğe giren antlaşmalarla egemenlik hakları saklı kalmak ve her yıl belirli miktarda ödeme almak kaydıyla İngiltere himayesine girmiştir.
1925 yılında İngiltere Kıbrıs’ı kraliyete bağlı bir koloni statüsüne sokmuş, 1931 yılında ise Rumlar adanın Yunanistan’a bağlanması için isyan hareketi başlatmış ve sonrasında bir türlü durulmayan iç karışıklar meydana gelmiştir. Dini lider Makarios tarafından başlayan kargaşalar 1974 yılındaki Barış Harekatı’na kadar sürmüştür. Bu harekatla bugünkü sınırları çizilmiş, Türk yönetimi 15 Kasım 1983 tarihinde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tamama yakını Kıbrıs Türkleri ve Türklerden oluşmaktadır. 2017 yılı kayıtlarına göre 326,000 kişi olan ülke nüfusu 2021 yılında tahmini olarak 400,000 kişiye yaklaşmıştır. Ülke ekonomisinin en önemli gelir kaynağı turizm ve tarımdır. Ülkenin resmi dili Türkçe ve para birimi Türk Lirası’dır.
25. Karadağ
Adriyatik’in göz alıcı ülkesi Karadağ, son yıllarda Türk vatandaşlarının özellikle yaz tatili için çok tercih ettiği bir destinasyon. Upuzun ve hareketli kumsalları, masmavi ve buz gibi suları ile rüya gibi bir tatil sunan bu güzel ülkede vizesiz bir şekilde doksan gün boyunca kalabiliyorsunuz. Ülkenin başkenti Podgorica’ya pek çok şehirden doğrudan uçuş ile ulaşabiliyorsunuz.
Karadağ hakkında çok fazla bilgiye sahip değilseniz bile son yıllarda adını mutlaka duymaya başlamışsınızdır diye düşünüyorum. Çok fazla Türk’ün gidip yerleşmesiyle birlikte ülkemizde popülaritesi oldukça artmış destinasyonlardan bir tanesi. Adriyatik kıyısında bulunan Karadağ mükemmel bir doğaya ve akıllardan silinmeyecek manzaralara sahip. Özellikle yaz tatilini geçirmek için mükemmel opsiyon oluşturuyor. Ayrıca Bosna Hersek, Hırvatistan ve Sırbistan gibi ülkelerle komşu olan Karadağ’a ülkemizden gitmek çok kolay.
Karadağ’da Akdeniz iklimi hüküm sürüyor. Yaz mevsiminde oldukça sıcak ve güneşli, kışın da günler soğuk geçiyor. Eğer Adriyatik’in buz gibi sularının keyfini çıkarmak ve birbirinden güzel konaklama alternatiflerinin tadını çıkarmak isterseniz Mayıs ile Eylül ayları arasını tercih edebilirsiniz.
Eskiden Yugoslavya’nın bir üyesi olan ve çok yakın bir zamanda bağımsız bir hâle gelen ülkede yalnızca 621 bin kişi yaşıyor. Para birimi olarak Euro kullanılan ülke bir süredir Avrupa Birliği’ne girmeyi bekliyor ve bunun etkilerini her yerde görebiliyoruz. Karadağ’ın başkenti Podgoritsa olsa da en turistik bölgeleri Kotor ve Budva. Kendinizi tıpkı bir peri masalının içerisinde hissetmek, yemyeşil suları, taş evleri ve mükemmel şehir düzeninin keyfini çıkarmak için Kotor’u mutlaka görmelisiniz. Stari Grad olarak adlandırılan bölge Orta Çağ’dan günümüze taşınmış gibi görünüyor. Bu şehrin her bir köşesinde fotoğraf çekmek isteyeceğinizi garanti edebilirim. Eğer kendinizi jet sosyeteyle birlikte tatil yaparken, buz gibi suların ve altın rengi kumların tadını çıkarırken hayal ediyorsanız Budva’yı tercih edebilirsiniz.
26. Katar
Orta Doğu’nun en turistik ülkelerinden olan Katar da doksan günlük yolculuklarda Türk vatandaşlarından vize talep etmiyor. Yalnızca pasaportunuzu alıp ülkeyi ziyaret edebiliyorsunuz. Kültürü, tarihi yapıları, mutfağı ve çok gelişmiş alışveriş imkanları ile oldukça turistik bir destinasyon olan Katar büyük şehirlerden doğrudan uçuşlar ile gidebilirsiniz. Fakat Katar’ın özellikle yaz mevsiminde çok sıcak olduğunu unutmamalısınız.
Lükse doğru yol almışken soluğu Katar’da almamak olmaz. Çöl iklimine sahip olan Katar için tam bir turist magneti diyebilirim. Turizm sektörü o kadar hareketli ki ülkenin resmi dili neredeyse İngilizce olmak üzere. Fakat turizmin bu kadar yoğun olmasının bir sebebi var. Öyle ihtişamlı, öyle zengin bir ülke ki her insan bir kez olsun bu güzelliği gözleriyle görmek istiyor.
Ülkenin en büyük dezavantajı aşırı sıcak havası. Özellikle yaz aylarında gündüzleri seyahat etmek mümkün değil. Bundan dolayı şehirde vakit geçirmek isteyenleri sonbahar aylarında gitmeleri tavsiye ediliyor. Zengin mutfağının keyfini çıkarmak ve dev alışveriş merkezlerinde kendinize alışverişe boğmak istiyorsanız Katar sizi bekliyor.
27. Kazakistan
Orta Asya’da bulunan ve bağımsız bir Türk devleti olan Kazakistan’ı ziyaret etmek isterseniz otuz günlük yolculuklarınız için vize almak zorunda değilsiniz. Kara iklimine sahip olan Kazakistan genel olarak soğuk bir ülke. Bundan dolayı ülkeyi ziyaret etmek için en uygun mevsiminin yaz mevsimi olduğu söyleniyor.
Yaklaşık 2.724.900 kilometrekare gibi devasa bir alana sahip olan Kazakistan’ın güneyinde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan, kuzeyinde Rusya, batıda Hazar Denizi ve doğuda ise Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi bulunmaktadır. Yüzölçümü olarak dünyanın en büyük on dokuzuncu ülkesidir. Kazak halkı uzun yıllar Moğol yönetimi altında yaşadıktan sonra, Rus Çarı I. Nikola, 1854 yılında bir ferman çıkararak bütün Kazak topraklarının hâkimiyet altına alındığını ve artık Kazakların Rus kanunlarına tâbi olduğunu ilân etmiştir. Çarlık Rusyası’nın yıkılmasının ardından 1919’da Kızılordu birlikleri Kazakistan’ı işgal ederek 20 Ağustos 1920’de Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni kurmuştur.
SSCB, 1924’te yeni Sovyet cumhuriyetlerinin kuruluş aşamasında bazı topraklar ilâve ederek Kazakistan’ın bugünkü sınırları belirlemiştir. Kazakistan Cumhuriyeti, 16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığını kazanmasından bu yana cumhuriyet ile yönetilmektedir. Ülkenin başkenti, Nur-Sultan ve en büyük şehri de Almatı’dır. 2020 yılı kayıtları baz alındığında ülke nüfusu yaklaşık 19 milyon kişidir. Ülke nüfusunun %66'sını Kazaklar, %21'ini Ruslar ve geri kalan %13’ünü de Ukraynalılar, Özbekler, Almanlar ve Tatarlar oluşturmaktadır. Kazakistan ekonomik olarak en büyük gelir kaynağı petroldür. Bu doğal kaynak ülkedeki toplam sınaî üretimin yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Kazakistan’ın diğer önemli sektörleri de çelik ve metal işlemedir. Tarım ürünleri olarak tahıl, patates, üzüm, sebze, kavun üretilmektedir. Ayrıca ülkede hayvancılık da büyük bir önem taşımaktadır.
28. Kolombiya
Hem doğası hem de insanlık tarihinin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış coğrafyası ile büyüleyici bir lokasyon olan Kolombiya, Güney Amerika’nın en turistik ülkelerinden bir tanesi. Sürekli hareketli olan bu güzel ülke, dansları ve kahveleri ile tanınıyor. Doksan güne kadar olan Kolombiya yolculuklarınız için vize almanız gerekmiyor.
Güney Amerika’nın en çok merak uyandıran ülkelerinden biri hiç kuşkusuz ki Kolombiya. Bunda kesinlikle son dönemde yapılan diziler ve dünyanın en meşhur suçlularından biri olan Pablo Escobar’ın rolü büyük. Ülke bu bilinenlerin dışında muhteşem doğası ve zengin kültürü ile de gerçekten saklı kalmış bir cennet. Saklı kalmış dememizin nedeni, Kolombiya’nın kıtanın en çok turist çeken ülkelerinden biri olmadığı gerçeği.
Resmi adıyla Kolombiya Cumhuriyeti, Güney Amerika’nın kuzey bölgesinde yer alır. Ülkenin kuzeyinde Karayip Denizi, doğusunda Venezuela ve Brezilya, güneyinde Peru ve Ekvador, batısında ise Büyük Okyanus ve Panama bulunuyor. Kolombiya sahip olduğu adalar sebebiyle bir kısım toprakları Orta ve Kuzey Amerika’ya dahil bir ülkedir. ABD, Panama, Kosta Rika gibi ülkeler ile deniz komşusudur.
Kolombiya topraklarının olduğu bölümde ilk yaşam kalıntıları M.Ö. 12000 yılına kadar dayanıyor. Çok eski bir coğrafya olan bölgede ilk yaşayanlar pek tabii ki yerli halk. 15. yüzyılda başlayan İspanyol sömürüsü 16. yüzyıla kadar bölgenin tamamına yayıldı. 1810 yılında ise Kolombiya bölgesi bağımsız oldu. 1886 yılına kadar çeşitli isimler ve yönetimler ile denemeler yapılsa da başarı gelmedi. 1886’de ise Kolombiya Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla tam manada istikrar ve düzen oluşmuş oldu.
Ülkenin başkenti Bogota’dır. Ülkenin adı Kolomb’un ülkesi anlamına gelse de Kristof Kolomb asla bu topraklarda bulunmamıştır. Ülkenin resmi dili ise İspanyolcadır.
Kolombiya, 2020 verilerine göre yaklaşık 50 milyon kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Nüfusun büyük kısmı melezlerden oluşmaktadır. Beyazlar ve siyahiler de azımsanmayacak kadar yoğun bir nüfusa sahiptir. Ülke nüfusunun çoğunluğu şehirlerde yaşamaktadır. Köylerde yaşayan nüfus gün geçtikçe azalmaya devam etmektedir.
Kolombiya’nın iklimi bölgelere göre çeşitlilikler gösteriyor. Vadilerde tropikal iklime rastlanırken, yüksek kesimlerde ise ılıman iklim hakimdir. Ancak yüksek dağların tepesinde yılın her dönemi kar görmek mümkündür. Ülkenin neredeyse yarısı sık ormanlar ile kaplıdır. Dünya üzerindeki birçok bitki ve hayvan türü Kolombiya’da bulunuyor diyebiliriz. Örneğin; jaguar, puma, armadilo ve timsah gibi kıtaya özgü hayvanlara rastlamak oldukça mümkündür.
Ülkenin ekonomisi çoğunlukla tarıma endekslidir. Tarım ürünlerinin ihracatı ülke ekonomisinin kalkınması adına oldukça önemlidir. Özellikle Kolombiya kahvesi tarımın can damarını oluşturur diyebiliriz. Ülkede kişi başına düşen yıllık gelir yaklaşık 8 bin Amerikan Doları kadardır. Ülkenin para birimi ise Kolombiya Peso’sudur. Kolombiya gelişmekte olan bir ülke olarak tanımlanmaktadır.
Kolombiya kültürel anlamda oldukça önde bir ülkedir. Dans etmeyi seven insanların ülkesinde salsa başta gelen kültürel aktivitelerden biridir. Rio Karnavalı’ndan sonra dünyanın en büyük ikinci karnavalı Kolombiya’da düzenlenmektedir. Özellikle edebiyat ve resim alanında ünlü sanatçılar yetiştiren ülke tarihi olarak da oldukça zengin bir kültürel geçmişe sahiptir.
29. Kosova
Küçük bir Avrupa ülkesi olan Kosova’ya gitmek için vize almanız gerekmiyor. Balkanların kalbinde yer alan Kosova’ya ülkemizin pek çok yerinden ve haftanın hemen hemen her günü doğrudan uçuşlar ile yolculuk yapabilirsiniz.
Kosova olarak da bilinen Kosova Cumhuriyeti, Balkanlarda yer alan ülkelerden bir tanesi. Kosova’nın bağımsız bir ülke hâline gelmesi çok yakın bir tarihte gerçekleşti. 2008 yılına kadar Sırbistan denetiminde olan ülke, aralarında geçen savaştan sonra bağımsızlığını kazandı. Günümüzde bağımsız bir şekilde parlamenter sistemle yönetiliyor.
Balkanların göbeğinde yer alan Kosova’nın komşuları Karadağ, Sırbistan, Arnavutluk ve Makedonya Cumhuriyeti. Türkiye’den gelen ziyaretçilerden vize istemediği için son yıllarda en çok tercih edilen destinasyonlardan bir tanesi hâline geldi. Direkt uçuşlar ile çok kısa bir süre içerisinde gidilebilen Kosova, dünyanın her yerinden gelen turistler tarafından oldukça rağbet görüyor.
Diğer tüm Balkan ülkelerinde olduğu gibi Kosova’da da karasal ılıman iklim mevcut. Yaz mevsimi genellikle sıcak geçse de kışın soğuk ve hatta uzun süre boyunca karlı bir hava hakim. Bundan dolayı ülkeyi ziyaret etmek için genellikle ilkbahar ve yaz mevsiminin tercih edilmesi öneriliyor.
Kosova’ya gitmeden önce kültürü hakkında bazı detayları öğrenmek sizin için avantaj sağlayabilir. Örneğin ülkede siyasetten konuştuğunuz zaman insanlar çok hassas davranabiliyor ve kolay bir şekilde sinirlenebiliyorlar. Bunun haricinde insanların geneli son derece hoşgörülü ve sıcak kanlılar. Yabancıları çok sıcak bir şekilde karşılıyor ve yardımcı olmak istiyorlar.
Kosova coğrafi konumu ve komşuları sayesinde oldukça karışık ve lezzetli bir mutfağa sahip. Kosova yemeklerinde Türk, Yunan ve Sırp mutfağının etkilerini görebiliyorsunuz. Hem Türkiye’de hem de diğer Balkan ülkelerinde olduğu gibi Kosova’da da börek çok tercih edilen bir yiyecek. Ülke çapında çok fazla börek çeşidi bulunuyor. Ayrıca ülkede et ve balık yemekleri de çok tercih ediliyor.
30. Kosta Rika
Güney Amerika’da bulunan Kosta Rika, göz alıcı plajları ve sahilleri ile dikkat çeken oldukça turistik bir ülke. Her ne kadar Türkiye’den son derece uzakta olsa da Türk vatandaşlarından vize istemiyor olması Kosta Rika’ya yapacağınız yolculuğu kolaylaştırıyor. Eğer vaktiniz ve imkanınız varsa, ülkemizden kalkan aktarmalı ve aktarmasız Kosta Rika uçuşları ile bu güzel ülkeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Kosta Rika, Orta Amerika'da en çok ziyaret edilen uluslararası destinasyonlardan bir tanesidir. Yalnızca 5 milyonluk nüfusa sahip olan Kosta Rika'nın ana gelir kaynaklarından biri turizmdir. Bu ülke son derece demokratik ve barışçıl bir yapıya sahiptir ve hatta 1948 yılından beri ordusu bile yoktur.
Ülke küçük olmasına ve dünya yüzeyinin sadece yüzde 0,03'ünü kaplamasına rağmen, tüm dünyadaki mevcut biyolojik çeşitliliğin yüzde 5'ini gururla barındırmaktadır. Kosta Rika’nın yüzde 26'sı koruma ve doğal sit alanlarından oluşmaktadır. Ayrıca 2018 yılında yaklaşık 4 bin 600 kişiyi toplantılarına davet edebilen Ulusal Kongre ve Kongre Merkezi'nin (CNCC) açılışı ile bu güzel ülke toplantı turizmi için bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
Ülke yedi eyalete (başkenti San José, Alajuela, Cartago, Heredia, Puntarenas, Guanacaste ve Limón), 81 kanton ve 463 bölgeye ayrılmıştır. Kosta Rika’nın yüz ölçümü 51.180 kilometre karedir. Demokratik, özgür ve bağımsız bir Cumhuriyet olan ülkenin nüfusunun çoğu Katolik dinine inanır ve din özgürlüğüne sahiptir. Ayrıca ülkenin para birimi kolon, resmi dili İspanyolca'dır.
31. Lübnan
Orta Doğu’nun ve Doğu Akdeniz’in güzeller güzeli ülkesi Lübnan hem doğa hem de tarihi doku görmek isteyen ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekiyor. Maksimum doksan günlük ziyaretlerinizde Lübnan için vize almak gerekmiyor. Ayrıca ülkemizin pek çok yerinden kalkan direkt uçuşlar ile iki saatte kolaylıkla Beyrut’a ulaşılabiliyor.
Ülkenin resmi adıyla Lübnan Cumhuriyeti’dir. Kuzeyi ve doğusu tamamen Suriye ile sınır olan Lübnan, güneyde altmış kilometrelik bir sınırla İsrail’e komşudur. Batıda ise Akdeniz’e açılır. Ülkenin yüzölçümü 10,452 kilometrekare, nüfusu ise 2020 yılı kayıtlarına göre yaklaşık 6,9 milyon kişidir. Başkent Beyrut ülkenin en büyük ve en turistik kentidir.
Lübnan tarihi geçmiş olarak çok eski dönemlerde Fenikelilerin anavatanı olarak ünlenmiştir. Ülkenin bulunduğu bölge daha sonra sırasıyla Amurru, Mısır, tekrar Fenike, Asur, Babil, Pers, İskender, Selefkiler, Roma ve Bizans yönetiminde kalmıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında, 1516’da düzenlenen Mısır Seferi ile Memlük Devleti’nin sona ermesi sonucunda bölge Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girmiştir. Sonrasında Lübnan 1918 yılında Fransızlar tarafından işgal edilmiş 22 Kasım 1943 tarihinde bağımsızlığını kazanmıştır. 1 Ocak 1944’te de Lübnan’ın bağımsızlığı dünyada resmen tanınmıştır.
Lübnan etnik yapı olarak tamamen Arap nüfusun hakim olduğu bir ülkedir. Ayrıca seyrek olarak Ermeni ve farklı etnik gruplardan insanlar da yaşar. Din yapısı olarak çok sayıda Hristiyan nüfus dikkat çeker. Ülkenin %60’ı Müslüman %39’i Hristiyan ve %1 diğer dinlere mahsuptur. Dünyanın sayılı turistik şehirlerinden olan Beyrut ve diğer şehirler ülkeye turizm bakımından önemli gelir sağlar. Ülke ekonomisinde hizmet sektörü lokomotif sektördür. Ülkedeki toplam talebin %80’ini karşılayan özel sektörler, tarım, sanayi, inşaat, ticaret, turizm, bankacılık, otelcilik, medya, danışmanlık ve mühendislik sektörlerine kadar hem her alanda etkindir.
32. Makao
Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı olan Makao’yu muhtemelen daha önce duymamış bile olabilirsiniz fakat burası da vize almanıza gerek olmadan ziyaret edebileceğiniz destinasyonlar arasında bulunuyor. Eğer Makao’ya yolculuk planlıyorsanız pasaportunuzun altı aydan daha uzun süre boyunca geçerli olduğundan emin olmalısınız.
Makao, Çin'in özel idari bölgesi, ülkenin güney kıyısında bulunmaktadır. Makao, anakaradaki Guangdong eyaletinden çıkıntı yapan küçük bir dar yarımadadan oluşur ve denizden geri kazanılan ve Cotai olarak bilinen geniş bir araziyle birleştirilen Taipa ve Coloane adalarından oluşan bir alanı içerir. 2021 yılı seçimlerine göre ülkede ortalama 684,200 kişi hayatını sürdürmektedir. Makao’nun başkenti yine Makao isimli bölgedir ve ülkede çince ile portekizce dilleri yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Makao tropik iklim kuşağında yer alır ve ıslak ve kuru olarak tanımlanabilecek muson iklimine sahiptir. Yıllık yağışın beşte dördü nisan ile eylül ayları arasında gerçekleşir. Yazın sıcaklıklar ortalama otuz derece ve kışın de on beş derece şeklinde seyretmektedir. Makao Yarımadası'nda yaşayan nüfusun neredeyse tamamı, anakarada veya Makao'da doğan etnik Çinlilerdir. Fakat diğer Asya ülkelerinden gelmiş ve Portekizli bir grup insan da hayatını sürdürmektedir. Ülkede Çince ve Portekizce resmi dil olsa bile pek çok insan İngilizce’yi de anadili gibi konuşmaktadır.
Makao’da hizmet sektörü, toplam işgücünün yaklaşık dörtte üçünü istihdam ederek ekonomiye hakimdir. Balık bol bulunsa da ülkede tarım çok nadir yapılır. Az miktarda sebze ve bazı kümes hayvanları yetiştirilmektedir. Bunun haricinde Makao’da serbest bir liman ve ticaret hayati önem taşır. Makao'nun ithalatının çoğu, üretim amaçlı hammadde veya yarı mamul ürünlerden oluşmaktadır. Ayrıca Çin, Makao’nun başlıca ticaret ortağıdır.
1999 yılında Çin'in özel bir idari bölgesi olmasına kadar, Makao 1976'da ilan edilen sömürge anayasasını kullanmıştır. Yasama Meclisi Portekiz cumhurbaşkanı tarafından atanan bir vali tarafından yönetilmiştir. Bölge üzerindeki egemenliğin Çin'e devredilmesiyle birlikte, “tek ülke, iki sistem” politikasını belirleyen Makao Özel İdari Bölgesi Temel Yasası yürürlüğe girmiştir.
33. Kuzey Makedonya Cumhuriyeti
Türkiye vatandaşlarından vize istemeyen bir diğer Balkan ülkesi de güzeller güzeli Makedonya Cumhuriyeti. Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’nun etkilerinin görülebildiği bu tarih kokan ülkeyi vizesiz bir şekilde maksimum doksan gün kadar ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca ülkemizin pek çok yerinden Üsküp’e aktarmasız uçuşlar bulunduğu için seyahatinizi pratik bir şekilde planlayabilirsiniz.
Kuzey Makedonya eskiden Yugoslavya’ya dahil olan ve 1991 yılında bağımsızlığını kazanarak Kuzey Makedonya Cumhuriyeti adını alan bir Balkan ülkesi. Aslında Makedonya 3 bölgeye ayrılmış. Bunlar: Güney Makedonya, Kuzey Makedonya ve Balagoevgrad. Kuzey Makedonya’nın denize sınırı yok. Ülkenin komşuları arasında Arnavutluk, Yunanistan, Kosova, Bulgaristan ve Yunanistan yer alıyor.
2020 yılında yapılmış olan nüfus sayımına göre Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde 2 milyondan fazla insan hayatını sürdürüyor. Ülkenin başkenti Üsküp şehri ve ortalama olarak 546 bin kişi burada yaşıyor. Ayrıca ülkenin en turistik destinasyonu olarak da tanınıyor. Türkiye’den direkt uçuşla gidilebildiği ve çok yakın mesafede olduğu için ülke çok fazla Türk turist ağırlıyor.
Kuzey Makedonya Cumhuriyeti karışık bir etnik kökene sahip olması ile tanınıyor. Ülkede Makedonlar yoğunlukta olsa bile her yerde Türk, Sırp, Boşnak ve Arnavutları görmek de mümkün. Bu karışık etnik köken sayesinde son derece hoşgörülü bir yaşam sürülüyor. Ayrıca farklı kültürlerden gelen insanların mensup olduğu farklı dinler de özgür bir şekilde yaşanabiliyor. Hem müslüman hem de hristiyanların özgürce hayatını sürdürdüğü Kuzey Makedonya’da her bölgede kilise ve cami bulunabiliyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak çocuğunuzu müslüman veya hristiyan okuluna yazdırabiliyorsunuz.
Kuzey Makedonya dağlık bir bölge olduğundan dolayı bu dağlar yerleşim bölgelerini ve kültürleri birbirinden ayırıyor. Örneğin bir bölgede giyilen yerel kıyafet ile diğerinin aynı olmadığını görebilirsiniz. Bunun asıl sebebi aslında etnik çeşitlilik olarak düşünülebilir. Makedonya mutfağı da bu çeşitlilikten nasibini almış durumda. Ülkede Balkan mutfağı, Akdeniz mutfağı ve hatta Orta Doğu mutfağının etkileri hissediliyor. Böylece çok zengin ve çeşitli bir mutfak ortaya çıkıyor.
34. Malezya
Bir Asya ülkesi olan Malezya, farklı etnik grupların bir arada hayatını sürdürdüğü oldukça turistik bir destinasyon. Özellikle Kuala Lumpur her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yapıyor. Ülkemizden de Kuala Lumpur’a giden pek çok direkt uçuş bulunuyor. Ayrıca Malezya’da doksan gün boyunca vizesiz seyahat edebiliyorsunuz.
Malezya, Ekvator'un hemen kuzeyinde uzanan, iki bitişik olmayan bölgeden oluşan Güneydoğu Asya ülkesidir. Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur, yarımadanın batı kesiminde, kıyıdan yaklaşık 40 km uzaklıkta yer alır. Ülkenin idari merkezi Putrajaya ise başkentin yaklaşık 25 km güneyinde yer alır. 2021 yılı nüfus sayımına göre Malezya’da 32,779,000 kişi hayatını sürdürmektedir. Commonwealth'in bir üyesi olan Malezya, daha önce İngiliz yönetimi altında kalmıştır. 1965 yılının Ağustos ayında bağımsız bir cumhuriyet olmuştur.
Hem yarımada hem de ada Malezya aynı tropikal enlemlerde bulunur ve benzer hava akımlarından etkilenir. Nemli, sıcaklıkların yüksek olduğu ve yoğun yağışlı bir iklim tipine sahiptir. Sıcaklıklar yıl boyunca eşit derecede seyreder ve ortalama olarak yirmi yedi derecedir. Doğu Malezya’da sıcaklık yirmi üç dereceye kadar düşer. İklim yapısından dolayı Malezya'nın karakteristik bitki örtüsü, yoğun yaprak dökmeyen yağmur ormanlarıdır. Yarım adanın yarısından fazlasını yağmur ormanları kaplamaktadır.
Malezya halkı, Yarımada ve Doğu Malezya arasında eşit olmayan bir şekilde dağılmıştır ve büyük çoğunluğu Malezya Yarımadası'nda yaşamaktadır. Nüfus büyük etnik, dilsel, kültürel ve dini çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik içinde, toplu olarak Bumiputra olarak adlandırılan yerli halklar ve Bumiputra olmayan göçmen nüfuslar arasında idari amaçlarla önemli bir ayrım yapılır. Malay Yarımadası ve Borneo'nun kuzey kıyısı, her ikisi de dünyanın en önemli deniz ticaret yollarından birinin bağlantı noktasında yer almakta olup, uzun zamandır Asya'nın diğer bölgelerinden gelen halkların buluşma yeri olmuştur. Sonuç olarak, Malezya'nın nüfusu bir bütün olarak Güneydoğu Asya'nınki gibi büyük etnografik çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitliliği birleştirmek adına resmi olarak Bahasa Malaysia dili konuşulmaktadır.
35. Mısır
Mısır da vizesiz seyahat edilebilen ülkeler arasında. Fakat bu uygulama yalnızca Sharm El Sheikh ve Dahab şehirlerinde geçerli. Uçak bileti ve otel rezervasyonu ile maksimum 30 gün boyunca bu şehirleri vizesiz bir şekilde dolaşabiliyorsunuz.
Dünyada geçmişten bugüne en çok merak edilen uygarlık hangisidir diye sorsanız, ilk gelecek cevaplardan bir tanesi kesinlikle Mısır’dır. Gizemli ve mistik kelimeleri bir ülkenin tarihini anlatırken ancak bu kadar anlam katabilirdi. Bu uygarlığın her yaptığı halen merak uyandırıyor. Turistlerin en uğrak noktalarından olan Mısır, dünyanın “7 Harikası’’ arasında yer alan piramitlerin bulunduğu ülke. Halen piramitlerin nasıl yapıldığı ise kafalarda soru işareti yaratıyor. Medeniyetin doğduğu birkaç kara parçasından olan Mısır toprakları, pek tabii ki tarih boyunca çok önemli olaylara şahit olmuştur.
Antik Çağ’daki en önemli medeniyetlerden biri olan Mısır’a ait ilk yazılı kaynaklar M.Ö 6000 yılına kadar dayanıyor. İlimde ve sanatta çok önde olan Mısır uygarlığı bu sayede zorlu coğrafyada varlığını uzun süre sürdürmeyi başarmıştır. Ancak bölgesel bir uygarlık olan Mısır, dışarıdan gelen saldırılara direnemeyerek M.Ö 1. Yüzyıl civarlarında Roma İmparatorluğu yönetimi altına girmiştir. Uzun yıllar Roma ve Yunan kültürü etkisinde kalan Mısır, İslam’ın yayılmaya başladığı yıllarda Arapların hakimiyetine geçti. Arapların hüküm sürdüğü topraklar, daha doğudan gelen ve bu topraklarda var olma savaşı veren Türklerin yeni kuracağı devletlere gebeydi. Tolunoğulları, Türk kökenli devlet adamlarına sahip Abbasiler ve Ihşidiler Mısır’a sırasıyla hakim oldu. Daha sonra ise güçlü Osmanlı İmparatorluğu bölgeyi ele geçirdi. Osmanlı uzun yıllar Mısır’da hakimiyet sürdü ancak devlet tamamen zayıflayınca, Mısır’ı İngilizlerin almasına mani olamadı. İngiliz sömürüsü ve baskısı altında bir dönem geçiren Mısır, 1922 yılında tek taraflı bağımsızlığını ilan etti. Bir krallık olarak yönetilen topraklar 1953’te cumhuriyetin ilanı ile çok daha huzurlu bir hale geldi.
Afrika’nın kuzey bölgesinde yer alan Mısır, bölgenin en güçlü ülkelerinin başında gelmektedir. Aynı zamanda Mısır, Afrika ile Ortadoğu arasında bir köprü olmasıyla da çok stratejik bir ülkedir. Ünlü Nil Nehri boyunca uzanan ülke toprakları, zengin doğal güzellikleri ve kültürü ile öne çıkıyor. Batıda Libya, güneyde Sudan, doğuda ise İsrail ve Filistin ile komşu olan Mısır’ın Kızıldeniz ve Akdeniz’e kıyısı da bulunuyor. Sıcak ve kurak bir iklimin hakim olduğu ülkede, Nil Nehri çevresinde verimli alüvyon ovalar yer alırken, diğer kesimlerde çöl ve kurak toprak yapısı hakimdir.
Başkent Kahire, ülkenin en önemli şehirlerinden biri olmasının yanı sıra, bölgenin de önde gelen yerleşim alanlarından biridir. Diğer önemli şehirler ise; tarih boyunca savaşlara neden olan İskenderiye, Dimyat, Aswan, Luxor ve Port Saind’tir. 100 milyona aşkın toplam nüfusun büyük bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Toplam nüfusun büyük bir bölümü Mısırlı Araplardan ve Mısır’ın en eski halklarından olan Kıptilerden oluşur. Resmi dil ise Mısırca ve Arapçadır.
Mısır ekonomisi, bölgede en gelişmiş ekonomiler arasında yer almaktadır. Gelirlerin büyük çoğunluğu, Nil çevresindeki verimli ovalardan elde edilen tarım ürünlerine, deniz ticaretine ve turizme dayanır. Çok olmasa da petrol ülkede bir diğer gelir kaynağıdır. Ancak üretim iç piyasaya yetecek kadardır. Kişi başına düşen yıllık ortalama gelir ise 4000 Amerikan Doları civarındadır.
Mısır, tüm genel yapıya baktığımızda sade bir Kuzey Afrika devleti gibi görünürse görünsün, kültürel açıdan çok önemli bir merkezdir. Ayrıca Mısır’da eğitim kıta ortalamasının çok çok üzerindedir. Başta Kahire ve İskenderiye olmak üzere büyük şehirlerde dünya çapında önemli üniversiteler mevcuttur.
36. Moğolistan
Bir Asya ülkesi olan Moğolistan eşi benzeri olmayan doğası sayesinde turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Eğer siz de Moğolistan’ı ziyaret etmek istiyorsanız 30 gün boyunca vizesiz bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Moğolistan’a isterseniz aktarmalı uçak seferleri ile veya Trans Sibirya treni ile gidebilirsiniz.
Moğolistan, kuzey ve orta Asya'da bulunan ülkedir. Ülke batıdan doğuya 2.392 km ve kuzeyden güneye maksimum 1.259 km uzunluğunda bir alanı kaplamaktadır. Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur şehridir. 2021 yılında elde edilen verilere göre ülkenin nüfusu 3,388,000 kişidir. Ayrıca Moğolistan, dünyadaki en düşük ortalama nüfus yoğunluklarından birine sahiptir. Moğolistan’da kışlar uzun ve soğuk yazla ise serin geçer. Moğolistan, deniz seviyesinden ortalama 1.580 metre yükseklikte, büyük ölçüde bir platodur. Moğolistan'ın topraklarının yaklaşık dörtte üçü, ülkenin hayvan sürülerini besleyen otlaklardan oluşmaktadır. Geriye kalan alanda ormanlar ve çorak çöller bulunmaktadır.
Moğolların uzun ve çok dikkate değer bir tarih öncesi yaşantısı vardır. Milattan önce 3. yüzyıldan 1. yüzyıla kadar Orta Asya'da yaşayan bir halk olan Hunlar, Moğolların ataları olarak görülmüştür. Milattan sonra 13. yüzyılın başlarında Cengiz Han tarafından birleşik bir göçebe kabileler olan Moğol devleti kurulmuştur. Fakat Moğol imparatorluğu zamanla çökmüş ve bölünmüştür. 1691’den itibaren kuzey Moğolistan, Çin tarafından sömürgeleştirilmiştir. 1919'dan itibaren milliyetçi devrimciler, Sovyet yardımıyla Moğolistan'ı yeniden işgal etmeye çalışan Çin birliklerini kovdular ve 1921'de de işgalci Beyaz Rus askerlerini ülkeden çıkarttılar. Moğol Halk Cumhuriyeti Kasım 1924'te ilan edildi ve bağımsız bir ülke hâline geldi.
Moğollar etnik olarak oldukça homojendir. Moğolistan'da, Khalkh Moğolları, nüfusun yaklaşık beşte dördünü oluşturur. Dörvöd, Buryat, Bayad ve Dariganga dahil olmak üzere diğer Moğol grupları, nüfusun geri kalanının neredeyse yarısını oluşturuyor. Geriye kalanların çoğu, çoğunlukla ülkenin batı kesiminde yaşayan Türkçe konuşan halklardan oluşmaktadır. Ayrıca şehirlerde az sayıda Rus ve Çinli gruplar da yaşamaktadır. Moğol hükümeti, Kazakların, Tuvaların ve diğer azınlıkların dillerine ve kültürel haklarına saygı gösterilmesine ve bunların korunmasına önem vermektedir.
37. Moldova
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını ilan eden Moldova da Türk vatandaşlarının vizesiz bir şekilde seyahat edebileceği ülkeler arasında bulunuyor. Ayrıca 2019 yılında değişen yasaya göre Türk vatandaşları Moldova’ya kimlik ile de giriş yapabiliyor. Fakat seyahat edenlerin ülkede doksan günden uzun süre kalmaması gerekiyor.
Moldova Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991 yılından beri bağımsızlığını koruyan bir Doğu Avrupa ülkesi. Romanya ve Ukrayna arasında kalan ülke 33.846 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip. Ülke nüfusu ise 2021 yılında yaklaşık iki buçuk milyon kişiden oluşuyor. Başkanlık sistemiyle yönetilen Moldova’nın içinden Dinyester ve Prut nehirleri geçiyor. Dinyester Nehri tarafından ayrılan doğu şeridinde ise Transdinyester Cumhuriyeti bulunuyor. Söz konusu de facto cumhuriyetin statüsü halen tartışmalı olsa da tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş durumda. Bu nedenle, Transdinyester Cumhuriyeti üzerinde Moldova hükümetinin herhangi bir kontrol etkisi bulunmuyor.
Moldova’nın başta başkent Kişinev olmak üzere birçok şehri turistler tarafından sık sık ziyaret ediliyor. Bunun başlıca sebeplerinden biri, ülke halkının çoğunlukla dost canlısı ve misafirperver bir tutum sergilemesi. Ancak Moldova’nın Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri olmasının da turistik açıdan ilgi görmesinde payı var. Ülke ekonomisi ağırlıklı olarak tarımdan, şarap üretiminden ve turizmden elde edilen gelirler sonucunda kalkınıyor. Romen ve Rus kültürlerini sentezlemiş bir ülke olan Moldova’da her bütçeye uygun tatil seçeneklerinin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu sentezin etkisiyle, ülkenin resmi dili Romence olsa da halkın çoğunluğu Rusça da konuşuyor.
Bitki örtüsü ağırlıklı olarak ormanlardan oluşan Moldova’nın denize kıyısı yok. Ancak ülkede çok sayıda göl bulunuyor. Ülkenin yıllık sıcaklık ortalaması 9 santigrat derece olduğundan, Moldova’yı ziyaret etmeyi düşünen kişilerin ilkbahar ve yaz aylarını tercih etmesi öneriliyor. Çünkü sonbaharın başlangıcından itibaren Moldova’da hem sağanak yağışlar hem de soğuk hava koşulları etkili olmaya başlıyor. Moldova Türk vatandaşlarını, ziyaret süresinin doksan günü aşmaması koşuluyla vize şartından muaf tutuyor. Seyahat için en ideal yol ise uçak yolculuğu yapmak. Çünkü Türkiye’den Moldova’ya kara yoluyla ulaşım sağlamak hem 13-15 saat sürebiliyor hem de yol koşulları pek elverişli değil. İzmir, İstanbul ve Ankara’dan Moldova’ya direkt uçuşlar düzenlendiği için, hava yoluyla ülkeye yaklaşık bir buçuk saatte ulaşılabiliyor.
38. Nikaragua
Kuzey Amerika’nın en büyük ülkelerinden bir tanesi olan Nikaragua Türk vatandaşlarının vizesiz bir şekilde doksan gün boyunca ülkede kalmasına olanak sağlıyor. Fakat Türkiye’den Nikaragua’ya direkt uçuş bulunmuyor ve Amerika’dan aktarma yapmak gerekiyor. Ayrıca Tropikal bir iklime sahip olan ülkeye gitmeden önce mutlaka yağış dönemlerini kontrol etmeyi unutmayın.
Kuzey Amerika kıtasının büyük ülkelerinden bir tanesi olan Nikaragua toplamda 129.495 km²’lik bir alana sahiptir ve 2021 yılında yapılmış olan nüfus sayımına bakıldığı zaman ülkede 6,702,385 kişi hayatını sürdürmektedir. Karayip Denizi’ne kıyısı bulunan ülkenin komşuları arasında Honduras ve Kosta Rika bulunmaktadır. Kıtadaki diğer ülkeler gibi Nikaragua’da da tropikal iklim görülmektedir ve bundan dolayı yıl boyu sıcak bir hava mevcuttur. Aynı şekilde yılın büyük bir kısmında yağış gözlenmektedir.
Nikaragua halkının yarısından fazlası büyük şehirlerde hayatına devam etmektedir. Ayrıca ülkenin başkenti olan Managua’da neredeyse bir milyon insan yaşamaktadır. Nikaragua nüfusunu özellikle Avrupa’dan ve Amerika’dan buraya yerleşen insanlar oluştursa da ülkede hâlâ geleneksel yaşam tarzlarına devam eden bazı kabileler de bulunmaktadır.
Nikaragua’da zengin bir yemek kültürü bulunsa da genellikle bu yemeklerin hepsi diğer ülkelerin mutfaklarından adapte edilmiştir. Özellikle Çin ve Meksika mutfağından uyarlanmış çok fazla yemek bulunur. Burdada hemen hemen her öğünde pirinç tercih edilmektedir. Bunun haricinde pek çok sebze ve baharat da kullanılmaktadır fakat Nikaragua halkı çok fazla et tüketmemektedir.
Nikaragua da Kuzey Amerika kıtasındaki fakir ülkelerden bir tanesidir. Halk genellikle tarımcılık ile geçinir ve en büyük yatırımlar da bu sektöre yapılmaktadır. Bunun haricinde petrol sektörünün de gelişmiş olduğu bilinmektedir. Ülkenin halkına sunduğu din özgürlüğü dikkat çekmektedir. Nikaragua’nın resmi dini bulunmaz ve halkın inançları hakkında çok fazla bilgi mevcut değildir.
39. Özbekistan
Özbekistan Cumhuriyeti de Türk vatandaşlarından vize talep etmeyen bağımsız Türk devletlerinden bir tanesi. Fakat Özbekistan’a yapacağınız seyahatlerin maksimum otuz gün olması gerekiyor. Eğer daha uzun süreli kalmayı planlıyorsanız vize başvurusu yapılması zorunlu kılınıyor.
Yedi bağımsız Türk Devletinden biri olan Özbekistan Orta Asya’da bulunmaktadır. Ülke kuzey kısmında Kazakistan, güneydoğusunda Tacikistan, kuzeydoğusunda Kırgızistan ve güneyinde Afganistan ve Türkmenistan ile komşudur. 8. yüzyılın başlarında, Kuteybe b. Müslim kumandasındaki İslâm orduları tarafından fethedilmiş, bölge halkı bu tarihten itibaren İslâmiyet ile tanışmıştır. 12. yüzyılda Karahıtaylılar'ın hâkimiyetine giren bölgede daha sonra Hârizmşahlar Devleti kurulmuştur. 1200 yıllarının başlarında Moğol istilasına uğramış, Buhara ve Semerkand başta olmak üzere bölgedeki belli başlı tüm şehirler yıkılmıştır.
14. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Moğol hakimiyeti sona ermiş ve Timur bölgeyi hakimiyeti altına almıştır. 19. yüzyılın ortalarında bu coğrafya Ruslar tarafından işgal edilmeye başlanmış, 1865 yılında Taşkent Rus hakimiyetine geçmiştir. 1924 yılında Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş, SSCB içinde yer aldıktan sonra 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Etnik yapı olarak nüfusun %80'inden fazlası Özbek ve Müslüman’dır.
Etnik nüfus dağılımında Ruslar, Tatarlar, Türkler, Ermeniler ve Tacikler de bulunur. 2020 yılı kayıtlarına göre nüfusu yaklaşık 34,5 milyon olarak tahmin edilmektedir. Ülkenin başkenti ve en büyük şehri Taşkent’dir. Ülke ekonomisinin en önemli kaynakları yer altından elde edilir. Altın üretimi, uranyum ve doğalgaz üretiminde dünyanın önemli üreticilerindendir. Öte yandan Özbekistan dünyanın en büyük pamuk üretici ve ihracatı yapan ülkerinden bir tanesidir. Ülkede her yıl yaklaşık üç milyon ton pamuk lifi üretilmekte ve bunların yarısından fazlası ihraç edilmektedir.
40. Panama
Karayip Denizi’nde yer alan Panama, Kuzey Amerika’nın en turistik ülkelerinden bir tanesi. Panama’da 180 gün boyunca vizesiz bir şekilde konaklayabiliyorsunuz. Fakat ülkeye Türkiye’den direkt uçmak mümkün değil. Bundan dolayı bazı Avrupa ülkelerinden bir aktarma yaparak ulaşmanız gerekiyor. Eğer Schengen vizeniz yoksa Panama seyahati planlamadan önce mutlaka aktarma ülkesinin vize durumunu araştırmalısınız.
Panama, Kuzey Amerika kıtası ile Güney Amerika kıtasını birleştiren ve adeta karadan bir köprü şeklinde bir coğrafik yapısıya sahip olan oldukça önemli bir ülkedir. Kolombiya ile Kosta Rika’nın tam ortasında bulunur. 16. yüzyıla kadar ülkenin sahibi olan yerlilerdir. Fakat 1501 yılından itibaren İspanyol kaşifler tarafından keşfedilen Panama toprakları, 1821 yılına kadar İspanyol kolonisi olarak kalmıştır. Bu tarihten sonrasında Kolombiya ile birleşmiş ve 1903 yılında da bağımsızlığını kazanmıştır. Bağımsızlığını kazanmasında Amerika Birleşik Devletleri’nin büyük payı olmuş ve buna karşılık olarak 1914 yılında açılan Panama Kanalı’nın yönetimi bu ülkeye bırakılmıştır. Tarihinde birçok iç karışıklıklar ve darbeler yaşayan ülkede Amerika Birleşik Devletleri’nin kontrol sağlama isteği ve eylemleri hep var olmuştur.
Yüzölçümü 75.517 km2’dir, 2021 yılındaki kayıtlara göre nüfusu 4,414,702 kişi olarak belirlenmiştir. Panama City ülkenin başkenti, aynı zamanda en büyük kentidir. Bunun dışında Colon ve David diğer büyük şehirlerdir. Panama iki tür ekonomiye sahip bir ülkedir. İç bölgelerde tarım ve kanalın merkezleri olan Panama City ve Colon’da da gelişmiş ticaret ekonomisi mevcuttur. Panama, ayrıca uluslararası bankacılık merkezi sayılabilecek potansiyele sahiptir. Bunun nedeni Panama Kanalı, petrol gemilerinin kısa sürede yerine ulaşabilmesi için lüzumlu en kısa yol üzerindedir ve ülke kanaldan ve petrol rafinerilerinden büyük gelirler elde etmektedir. Ülke ayrıca turizmden de oldukça gelir elde eder. Tropikal ve sıcak iklimi coğrafi yapısı ve Panama Kanalı’nın bunda büyük rolü vardır. Panama City’nin bir uluslararası yerleşim merkezi olması ve okyanus kenarında bulunması turizm gelirinin artmasının en önemli sebepleridir.
41. Paraguay
Yemyeşil doğasıyla insanı büyüleyen bir destinasyon olan Paraguay’a giderken de vize almanız gerekmiyor. Maksimum doksan günlük konaklamalarınız için yalnızca geçerli bir pasaportunuzun olması yeterli. Fakat Paraguay da ülkemizden direkt uçuşun bulunmadığı ülkelerden bir tanesi ve burada da aktarmalı gitmek gerekiyor.
Güney Amerika’nın Simon Bolivar önderliğinde bağımsızlığına kavuşan ülkelerinden biri de Paraguay’dır. Yaklaşık üç yüzyıl boyunca İspanyol hakimiyetinde kalan ülke, 1811 yılında bağımsızlığını ilan etti. 1862’de ise dikta rejiminin hakim olduğu ülke 1870 yılında komşuları ile savaşa girdi ve topraklarının bir kısmını Brezilya ve Arjantin’e savaş tazminatı olarak vermek zorunda kaldı. 1930’larda ise Bolivya ile ihtilaflı topraklar için savaşan Paraguay, bu toprakların çoğunu ele geçirdi. O günlerden beri ülkede asla sakin bir hava esmedi, birçok dikta ve darbe rejimi ile ülke sürekli bir siyasi istikrarsızlık içinde ilerlemeye devam etti.
Paraguay ülkesinin adı Guarani dilinde “Irmağın bu yakası’’ anlamına gelmektedir ve ülkenin adı bu kökenlere dayanır. Ülkenin başkenti ve en büyük şehri ise Asuncion’dur. Ülke üniter bir başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Paraguay’ın nüfusu yaklaşık 6,5 milyondur. Nüfusun tamamına yakını melezlerden oluşur, küçük bir kısım ise göçmenlerden oluşmaktadır. Ülkenin resmi dilleri, İspanyolca ve Guarani dilidir. Guarani, Güney Amerika’nın en eski yerli dillerinden biri olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda kıtada en çok konuşulan yerli dillerden biridir.
Okyanusa kıyısı olmayan ülkenin; güneyinde Arjantin, kuzeydoğu ve kuzeyinde Brezilya ve kuzeydoğusunda Bolivya olmak üzere, üç ülke komşusudur. Ülkede genel olarak sıcak ve nemli bir iklim görülse de kış aylarında, geceleri sıcaklıklar dondurucu derecelere kadar düşebiliyor.
Ülkenin genel ekonomisi tarıma dayalıdır. İklimin verdiği avantaj ile ülkede; mısır, buğday, soya fasulyesi, fıstık, tütün, turunçgiller, kahve, pirinç ve pamuk gibi oldukça çeşitli tarım mamulleri üretilmekte ve ihraç edilmektedir. Aynı zamanda ormanlardan elde edilen selüloz ve kereste de ekonomide önemli kaynaklardandır.
Ülkenin para birimi Paraguay Guaranisi’dir. Kişi başına düşen yıllık gelir ise yaklaşık olarak 6230 Amerikan Doları’dır. Kıtanın en fakir ülkelerinden olmasa da Paraguay’da yerel halk ekonomik olarak sıkıntılar çekmektedir.
Paraguay kıtada, gece hayatı ve festivalleri ile de ünlü bir ülkedir.
42. Peru
Şüphesiz hem kültürel hem de doğal açıdan dünyanın en zengin ülkelerinden bir tanesi olan Peru, gerçek seyahat aşıklarının rotasında mutlaka bulunan bir destinasyon. Ülkede doksan gün boyunca vizesiz bir şekilde konaklanabiliyor olması da Peru seyahatlerinin son yıllarda ülkemizde çok popüler olmasını sağlıyor. Aktarmalı bir şekilde on beş ile otuz saat süren bir yolculuk sonrasında Peru’ya ulaşabiliyor olmanıza rağmen bu eşsiz coğrafya için çekilen yol kesinlikle değiyor.
Güney Amerika’nın en güzel ülkelerinden bir tanesi olan Peru; Kolombiya, Ekvador, Şili ve Brezilya ile komşudur. Geçmişte İspanya yönetiminde olan bu şirin ülke 1821 yılında bağımsızlığını kazanmıştır. Son yılların en çok ilgi çeken turizm destinasyonlarından bir tanesi olan Peru, İnka İmparatorluğu'nun topraklarına sahip olduğundan dolayı akıl almaz bir kültüre sahiptir. 35 milyonluk nüfusa sahip olan ülkenin resmi dili İspanyolca ve Aymaraca’dır.
Doğal yaşantısı bozulmamış olduğundan dolayı çok farklı canlı türlerine ev sahipliği yapar. Lamalardan jaguarlara, su samurlarından primatlara kadar çok farklı cins hayvanı görmek mümkündür. Ülkeyi turistler tarafından bu kadar tercih edilir yapan özelliklerinin başında sunduğu eğlenceli aktiviteler ve tarihi mimarisi gelir. Özellikle "Dünyanın 7 Harikası" listesinde yer alan İnka İmparatorluğu ve "UNESCO Dünya Mirası" listesinde bulunan Machu Picchu en çok ilgi toplayan bölgelerdir. Ayrıca Peru yemekleriyle de dikkat çeker. Ceviche, cancha ve arroz chaufa gibi yemekler dünya çapında en meşhur restoranların menülerine girmeyi başarmıştır. Peru’ya giderseniz bu lezzetleri mutlaka deneyimlemeniz tavsiye edilir.
43. Saint Lucia
Karayip Denizi’nde bulunan ve küçük bir ada ülkesi olan Saint Lucia da seyahat rotanıza ekleyebileceğiniz keyifli bir destinasyon. Ülkenin çok küçük olması ve aynı zamanda Türkiye’ye çok uzak olması nedeniyle pek tercih edilen bir yer değil. Fakat Saint Lucia’yı ziyaret etmek isteyenlerin altı haftadan kısa yolculukları için vize alması gerekmiyor.
Saint Lucia, Batı Hint Adaları adı verilen Karayipler’de bulunan bir Kuzey Amerika ada ülkesidir. İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı bir ülke olan Saint Lucia’da resmi dil olarak İngilizce konuşulur. Ülkenin başkenti Castries’dir. Yüzölçümü olarak 617 km2 ve nüfusu da 2021 kayıtlarına yaklaşık 184,000 kişidir. Tarihine bakıldığında, ilk olarak 1605 yılında İngilizler adaya yerleşme girişiminde bulunmuştur. Ada, Fransa ve İngiltere arasında el değiştirdikten sonra, 1814 yılında İngiltere’ye bırakılmıştır. Ülke 1967 yılında özerklik elde ettikten sonra da 1979 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur.
Turizm adadaki ekonominin ve istihdamın merkezi konumundadır. Doğal güzelliklerin yabancı turistleri bu eşsiz adaya çekmesinin yanı sıra, St. Lucia yabancı yatırımcılar ve iş insanları için de popüler bir ülkedir. Offshore bankacılığı adanın ekonomisini son 10 yıldır taşıyan bir ekonomik gelişme olarak dikkat çekmektedir.
St. Lucia, genel olarak tropik bir iklime sahiptir. Yağışsız günler aralık ayında başlar ve mayıs ayında sona erer. Yağış mevsimi ise haziran ayından kasım ayına kadar devam etmektedir. Yıl boyu ortalama sıcaklığın 27 derece civarındadır ve bu yüksek sıcaklık ülkeyi turizmde cazip hale getirmektedir. Tarımsal üretim bağlamında şeker ve muz öne çıkan ürünlerdir. Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pitons, iki Piton dağını da kapsar. Bu ikiz dağlar adanın manzaralarına tamamen hakimdir ve adanın en popüler cazibe merkezi olarak St. Lucia seyahatinde en sevilen destinasyonlarının başında gelmektedir.
44. Samoa
Okyanusya’da bulunan Samoa doksan günden kısa konaklamalar için Türk vatandaşlarından vize talep etmeyen ülkelerden bir tanesi. Fakat Türkiye’den Samoa’ya ulaşım oldukça zorlu. Ülkemizden hiçbir havayolu şirketi bölgeye direkt uçuş yapmıyor. Bundan dolayı aktarmalı bir uçuş planı hazırlamanız gerekiyor.
Samoa, Güney Pasifik Okyanusu'nun merkezinde, Polinezya ada ülkelerinin en batısında yer alan bir ülkedir. Samoa’nın eşi benzeri olmayan kültürü, Polinezya yaşamının merkezinde yer alır ve müzik, dans ve görsel sanat tarzları yalnızca Pasifik adalarında değil tüm dünyada ün kazanmıştır. Ülkenin yaratmış olduğu uluslararası imaj, turist dostu tropik bir cennettir. 2021 yılında yapılan sayımların sonucuna göre ülkede yalnızca 203,900 kişi hayatını sürdürmektedir.
Samoa’nın başkenti ve ana ticaret merkezi Upolu adasındaki Apia’dır. Ülkenin batısında Yeni Zelanda, kuzeydoğusunda da Hawaii bulunmaktadır. Samoa, bir asırdan fazla süren sömürgelikten sonra 1962'de Yeni Zelanda'dan bağımsızlığını kazanmıştır. Fakat günümüzde hâlâ İngiliz Milletler Topluluğu'nun bir üyesi olmaya devam etmektedir.
En büyük adası olan Savai, 1,707 kilometre karelik bir alanı kapsar. Adanın merkezinde bir yanardağ bulunmaktadır. Diğer büyük ada olan Upolu, Apolima Boğazı boyunca yaklaşık 16 kilometre doğuda yer alır. Samoa’nın iklimi tropikal ve nemlidir. Sıcaklıklar genellikle pek değişiklik göstermez ve yıl boyunca yirmi üç ile otuz derece arasında seyreder. Fakat kasım ayından nisan ayına kadar şiddetli fırtınalar oluşabilmektedir. Özellikle sık sık meydana gelen tayfunlar ülkeye oldukça zarar vermektedir.
Samoa’nın resmi dili Samoaca’dır. Ülkede yasama faaliyetleri anayasanın da gerektirdiği gibi hem Samoaca hem de İngilizce olarak gerçekleştirilir. Samoaca dilinin en eski Polinezya dillerinden bir tanesi olduğuna ve Maori, Hawai ve Tahiti dillerine temel olduğuna inanılmaktadır. Ülkede hemen hemen herkes Samoaca konuşsa da Ingilizce de herkes tarafından bilinmekte ve çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
45. Seyşeller
Hint Okyanusu’nda bulunan güzeller güzeli Seyşeller, doğasıyla insanı büyüleyen bir ada ülkesi. Özellikle yaz tatili için mükemmel bir opsiyon oluşturan ülke, tropik ikliminden dolayı dünyanın her yerinden turist çekiyor. Türk vatandaşlarından vize istemeyen Seyşeller’i ziyaret etmek istiyorsanız Haziran ile Eylül ayları arasını tercih etmeniz tavsiye ediliyor.
Seyşeller, batı Hint Okyanusu'nda yemyeşil tropikal bitki örtüsü, güzel kumsallar ve çok çeşitli deniz yaşamı ile yaklaşık yüz on beş adadan oluşan bir ada cumhuriyetidir. Dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan Seyşeller, iki ana ada grubundan oluşur. Yemyeşil tropikal bitki örtüsüne sahip bu adaların genel özelliği, bembeyaz renkli kumsallara ve berrak lagünlere bakan yüksek asma bahçeleridir. Ülkede yalnızca 99,400 kişi hayatını sürdürmektedir. Seyşeller iklimi yıl boyunca çok nadiren değişiklik gösterir. Tropikal iklime sahip olan ülke yıl boyunca sıcaktır. Öğlenleri ortalama otuz derece sıcaklığa ulaşırken akşamları ise en fazla yirmi dereceye kadar düşmektedir. Ülkede nem her zaman yüksektir fakat rüzgarlar sayesinde bir miktar daha az hissedilmektedir.
Önceleri ıssız bir ada olan Seyşeller, sınır dışı edilen Fransız sömürgecilerin ve kölelerin yerleşmesiyle ve daha sonra da Asyalıların yerleşmesiyle kalabalıklaştı. Bu karışık milletlerin kendi aralarında yaptığı evlilikler de Seyşeller’de karışık kökenli bir popülasyon olmasına sebebiyet verdi. Seselwa olarak da adlandırılan Creole, Seyşeller'in ana dilidir. Anayasaya göre, Creole, İngilizce ve Fransızca ulusal diller olarak kabul edilmektedir ve yerli halk tarafından kullanılmaktadır. Karışık bir kökene sahip olan Seyşeller’de din de oldukça çeşitlidir. Nüfusun dörtte üçünden fazlası Roma Katolikleri’dir. Ayrıca ülkede Anglikanlar, diğer mezheplerden Hıristiyanlar, Hindular ve Müslümanlar da bulunmaktadır. Nüfusun beşte dördünden fazlası, başkent Victoria’da yaşamını sürdürmektedir. Nüfus artışı çok yavaştır ve nüfusun yalnızca altıda biri 30 yaşının altındadır.
46. Singapur
Asya’nın en gelişmiş ülkelerinden bir tanesi olan Singapur aynı zamanda tropikal iklimi ve doğal güzellikleri sayesinde en turistik ada ülkeleri arasında bulunuyor. Singapur’a otuz günden kısa seyahatleriniz için vize almanız gerekmiyor. Ayrıca İstanbul üzerinden kalkan uçaklar ile on saat gibi bir süre içerisinde direkt olarak ülkeye ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Singapur, Malay Yarımadası'nın güney ucunda, Güneydoğu Asya'da bulunan güneşli, tropik bir ada olarak bilinmektedir. Aslında bir ada olmasa bile kendine bağlı olan 63 farklı adaya sahiptir. Bir şehir, bir ulus ve bir devlet olan nadir ülkeler arasındadır. Yaklaşık 275 mil kare yüzölçümüne sahip olan Singapur’da dört büyük topluluktan toplamda 5 milyon insan yaşar. Singapur, bir köprü ve otoyol ile Malezya anakarasına bağlanır. Büyüleyici modern yapıları, devasa bir doğa parkı ve müzeleri ile turistlerin gözde destinasyonlarından olan Singapur, hem ziyaretçilere hem de yerli halka pek çok ayrıcalık sunar. Örneğin şehrin sembolü olan Gardens by the Bay’i ziyaret ederek mevsimlik çiçekler arasında keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Singapur’a gittiğiniz zaman, Asya’nın en büyük gözlem çarkı olan Singapore Flyer’ı mutlaka ziyaret etmeniz tavsiye edilir. Bu yüksek gözlem çarkı Singapur'un nefes kesici manzaralarını tam tamına 31 zürafanın üst üste durması kadar yüksekten izlemenize olanak sağlar. Singapur’u bu kadar turistik bir şehir yapan özelliklerden bir tanesi de lezzetli mutfağıdır. Çevresinde bulunan diğer Asya ülkelerinin yemeklerinden de etkilenen Singapur yemekleri ziyaretçilere tam bir lezzet şöleni sunar. Bu şehrin her yerinde mükemmel lezzetler deneyimleyebileceğiniz restoranlar, seyyar satıcılar, kafeler ve barlar bulmak mümkündür. Ayrıca hareketli gece hayatı sayesinde eğlenmeyi sevenler için de vazgeçilmez destinasyonlardan bir tanesidir.
47. Suriye
Sınır komşumuz olan Suriye’de vize almadan gidilebilecek ülkeler arasında yer alıyor. Fakat günümüzde ülkenin kendi içinde yaşadığı zor zamanlar nedeniyle çok fazla turistik aktivite bulunmuyor.
Suriye, Doğu Akdeniz'e kıyısı olan bir Orta Doğu ülkesidir. Irak, İsrail, Ürdün, Lübnan ve Türkiye ile sınır komşusudur ve Kıbrıs ile deniz sınırlarını paylaşır. Ülke 185.180 km²'lik bir alanı kaplamaktadır. Suriye ortalama olarak 24 milyon nüfusa sahiptir ve ülkenin başkenti Şam’dır. Suriye’de Arapça resmi dil olarak konuşulur. Diğer yaygın konuşulan diller ise İngilizce ve Fransızca (genel olarak anlaşılır), Kürtçe, Ermenice, Aramice’dir. Ülke, Kürtler, Ermeniler, Asuriler, Hıristiyanlar, Dürziler dahil olmak üzere çeşitli etnik ve dini gruplara ev sahipliği yapmaktadır. Suriye, ağırlıklı olarak Müslüman nüfusa sahip bir ülkedir, Suriyelilerin %12'si Alevi Şii ve %74'ü Arap Sünni’dir.
Suriye halkı, uzun bir süre boyunca çeşitli kökenlerden gelerek bir arada yaşamaya başlamıştır. Özellikle Arabistan ve Mezopotamya'nın Sami halkları olan Aramiler, Asurlular, Keldaniler ve Kenanlılar’ın ektileri çok yoğun bir şekilde görülmektedir. Yunan, Roma ve Türk etkisi de bulunsa da Suriye halkının baskın Arap karakterini kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Ayrıca 1930'larda mülteci olarak Irak'tan Suriye'ye göç eden ve Süryanice konuşan Süryaniler, evlilikler ve şehirlere göç nedeniyle hızla asimile olmuşlardır.
Suriye karışık bir siyasi iklime sahiptir. Ülkede kırı beş yılı aşkın bir süredir iktidarı elinde tutan Esad ailesi Alevi, Hafız Esad başta çok sayıda güvenlik teşkilatında olmak üzere birçok Aleviyi üst düzey görevlere atayarak rejimine olan bağlılığını güçlendirmiştir. Ailenin ayrıca Rusya ile uzun süredir devam eden bağları bulunmaktadır. Hafız Esad Sovyetler Birliği ile ittifak kurmuş ve İsrail'i yenilgiye uğratmaya kararlı bir Arap koalisyonuna liderlik etmeye çalışmıştır.
48. Şili
Güney Amerika’nın bir diğer güzel ülkesi Şili de vizesiz gezilebilecek yerden birisi. Burası da diğer pek çok ülke gibi doksan güne kadar yalnızca pasaportunuz ile konaklamanıza olanak sağlıyor. Şili’ye ülkemizden direkt uçuş bulunmasa bile kolay bir şekilde aktarma yaparak ulaşılabiliyor. Özellikle Paris’ten çok pratik bir şekilde aktarma yapabiliyorsunuz.
Dünyanın en batısındaki ülkelerden Şili, merak uyandıran coğrafyaların başında geliyor. Eşsiz coğrafyası ve iklimi ile ilginç bir izlenim veren Şili, haritalarda ince uzun görünümüyle de dikkat çeken ülkelerden biri diyebiliriz. 16. yüzyılın ortalarında İspanyollar tarafından işgale uğrayan topraklar, uzun bir zamanın ardından 1818 yılında bağımsızlığını kazanmayı başarmıştır. Bağımsız Şili Cumhuriyeti, 1990’lara kadar siyasi karmaşaların ve gerilimlerin gölgesinde yaşamaya devam etti. Günümüzde ise Şili, kıtanın en muasır ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Şili, Güney Amerika’nın güneybatısında yer alan bir devlettir. Batısında ve güneyinde Büyük Okyanus yer alır. Doğusunda Arjantin, kuzeydoğusunda Bolivya ve kuzeyde Peru ile komşudur. Batıda okyanus sınırı olan ülke, doğuda ise And Dağları ile çevrilidir. Ülke coğrafi olarak üç bölgeye ayrılır. Kuzey, Orta ve Güney Şili olarak adlandırılan bölgeler coğrafi olarak oldukça farklıdır. Kuzey Şili, genel olarak çöl iklimine sahiptir. Dünyanın en büyük çöllerinden olan Atacama Çölü burada yer alır. Orta Şili bölümü ise ülkenin en önemli yerleşim ve ticaret noktasıdır. Güney ise neredeyse arktik bölgelere kadar uzanan dağlık ve soğuk olan kısımdır.
Şili’de iklim de bölgeler gibi oldukça farklıdır. Kurak olan yerler ve tropikal iklim sahip yerler vardır. Güney Şili ise dünyanın en çok yağış alan bölgelerinden biridir. Şili topraklarının çeyreği ormanlarla kaplıdır. Ülke aynı zamanda yer altı kaynakları ve maden açısından oldukça zengindir.
Ülkenin başkenti Santiago’dur. Resmi dil ise İspanyolca’dır. Ancak Şili’de çok farklı telaffuz edilen bir İspanyolca konuşulur. Nüfusun neredeyse yarıya yakını başkent ve çevresinde yaşar. Şili nüfusunun %90-95 kadarını Avrupa kökenli vatandaşlar oluşturur. Geriye kalan kısım ise yerli halktan oluşur. Yaklaşık 18 milyon olan nüfusu ile ülke Güney Amerika’da önemli bir potansiyele sahiptir.
Şili ekonomisi, genel olarak madenciliğe bağlıdır. İhracat gelirlerinin çoğu bu alandan gelir. Ayrıca sanayi alanında çelik, orman ürünleri ve tekstil başlıca gelir kaynağıdır. Şili’nin para birimi Şili Peso’sudur. 2021 yılı itibari ile kişi başına düşen yıllık gelir 16 bin Amerikan Doları civarındadır. Ülke bu rakamlar ışığında yüksek gelirli ve refah seviyesi yüksek olarak atfedilmektedir.
Şili, kültür ve sanat açısından da oldukça ileri bir ülkedir. Birçok etnik kültürün etkileşimi ülkeyi bu noktada ön plana çıkarıyor. Aynı zamanda mutfak kültürü de gayet etkileyici. Son dönemde dünyada, Şili mutfağı ciddi olarak ön plana çıkmış durumda.
49. Tayland
Dünya’nın en turistik ülkelerinden bir tanesi olan Tayland, vize zorunluluğu da taşımadığından dolayı oldukça cazip bir destinasyon. Burada otuz güne kadar vizesiz şekilde konaklayabiliyorsunuz. Burası hem tropikal iklimi ve doğası, hem de kültürel ve tarihi güzellikleri ile oldukça ilgi gören bir ülke. Ayrıca Türkiye’den de ulaşım son derece kolay. Yaklaşık her gün aktarmasız uçuşlar bulunabiliyor ve yolculuk on saat kadar sürüyor.
Tayland, Güneydoğu Asya anakarasının merkezinde yer alan bir ülkedir. Tamamen tropik bir iklim kuşağında yer alan Tayland, kuzey sınırının ormanlık alanlar, verimli pirinç tarlaları, geniş platolar ve engebeli kıyılar dahil olmak üzere çeşitli ekosistemleri kapsar. 2021 yılında yapılmış olan nüfus sayımına bakıldığında ülkede yaklaşık olarak 66,873,000 hayatını sürdürmektedir.
Ülkenin başkenti ve aynı zamanda en turistik noktası Bangkok’tur. Tayland 20.yüzyılın ortalarına kadar genellikle tarım ile geçim sağlayan bir ülke olmuştur. Fakat 1960’lı yıllar ile birlikte pek çok insan büyük şehirlere taşınmış ve metropolitan bölgeler giderek artmıştır.
Tayland’ın 1939 yılından önce ismi Siam olarak bilinmektedir. Ayrıca burası Avrupa devletleri tarafından hiçbir zaman sömürgeleştirilmemiş nadir ülkelerden bir tanesidir. Bağımsız Siam Devleti 1932 yılına kadar mutlak monarşi ile yönetiliyordu. Daha sonra Tayland anayasal monarşi sistemine geçiş yaptı.
Tayland'ın iklimi üzerindeki başlıca etkiler, anakara Güneydoğu Asya'nın tropikal muson bölgesindeki konumu ve yağış dağılımını etkileyen belirli topografik özelliklerdir. Ülkede mayıs ayından itibaren musonun ılık ve nemli hava kütleleri kendisini belli eder ve bol miktarda yağışa neden olur. Eylül ayına kadar da yağışlar devam eder. Tayland için en sıcak dönem mart ve nisan ayları olarak bilinir.
Tayland ormanlar, çalılar ve bataklık sulak alanlarla dolu bir ülkedir. Fakat 20.yüzyıldan sonra ne yazık ki ormanların kapladığı alan üçte bire kadar azalmıştır. Özellikle tarım yapmak adına alan sahibi olmak için aşırı ağaç kesimi yapılmaktadır. Ülkede nilüfer, bambu, palmiye ve eğrelti otu çok yaygındır.
50. Tunus
Afrika kıtasında yer alan Tunus, çölle kaplı coğrafi yapısı nedeniyle turistlerin dikkatini çeken ülkelerden bir tanesi. Eğer Tunus’a doksan günden kısa sürecek bir seyahat düzenlemek isterseniz vize almanız gerekmiyor. Çöl iklimine sahip olan ülkede eğer yaz tatili yapmayı planlıyorsanız haziran ayında gitmeniz öneriliyor. Fakat çöl bölgelerini ziyaret edecekseniz kasım ayının en uygun zaman olduğu belirtiliyor.
Kuzey Afrika’nın en güzel ülkelerinden biri olan Tunus, her özelliği ile insanı kendisine hayran bırakan bir coğrafya. Bunda en önemli nedenlerden biri uzunca yıllar öncesine dayanan köklü tarihi diyebiliriz. Tunus topraklarına ilk yerleşimlerin Fenikeliler olduğu kayıtlarda geçmektedir. Fenikelilerden köken alan meşhur Kartaca Krallığı bu bölgede kurulmuş ve hüküm sürmüştür. Tunus topraklarından Avrupa’nın içlerine kadar uzanan bir hakimiyet sağlayan Kartacalılar, Roma İmparatorluğu’nun kurulması sonucunda bir tehdit olarak algılanmış ve yapılan savaşlar sonucu mağlup edilmiştir. Böylece, Tunus toprakları Roma hakimiyetine girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu güçlendikten sonra ise bölgeyi Osmanlı İmparatorluğu kontrol etmiştir. 1800’lü yıllara kadar devam eden hakimiyet, Osmanlı’nın çöküş dönemi ile birlikte Fransızlara devredilmiştir. Fransa sömürüsüne uğrayan Tunus, 1956 yılında ise tam bağımsızlığını ilan etmiştir. Çok büyük imparatorluklar ve devletlerin hüküm sürmesi ile birlikte Tunus toprakları, çok önemli kültürel kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır.
Afrika kıtasının kuzeyinde yer alan ve Akdeniz’e kıyısı olan bir ülke olan Tunus, çok önemli bir liman ülkesidir. Doğusunda Libya ve Akdeniz, batısında Cezayir ve Kuzeyde yine Akdeniz ile çevrilidir. Güneyde ise Büyük Sahra Çölü, Tunus’a komşuluk etmektedir. Ülkenin büyük bir kısmı çöl ile kaplı olsa da kıyı kesimler ve iç kesimler oldukça verimli arazilerden oluşur. Kuzeyde, Afrika’nın en büyük sıradağlarından olan Atlaslar bulunur. Sahil bölgesi ise ülkenin can damarıdır. En verimli ovalar buralarda konumlanmıştır. Ülkenin çöl harici kalan kesimlerinde çok bariz bir şekilde tipik Akdeniz ikliminin tüm unsurları görülür.
Ülkenin en büyük kenti ve başkenti, kendisi ile aynı adı taşıyan Tunus’tur. Toplamda 12 milyona yaklaşan nüfusun neredeyse 3 milyonu bu kentte yaşamaktadır. Diğer büyük şehirler ise; Bizerte, L’Ariana, Nabeul ve Sousse’dir. Halkın büyük bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Tunus halkının neredeyse tamamı Arap – Berberi kökeninden ve Müslüman’dır. Resmi dil ise bu sebeple Arapça’dır.
Tunus, topraklarının büyük bölümü çöl olsa da bir tarım ülkesidir. Ekonominin temelini tarım ürünleri ve endüstrisi oluşturur. Yine turizm ve deniz ticareti de önemli gelir kaynaklarıdır. Tunus dünyanın en önemli on zeytin üreticisinden biridir, aynı zamanda narenciye üretiminde de lider ülkelerden biri konumundadır. Halkın ortalama kişi başına yıllık geliri 3700 Amerikan Doları civarındadır. Bu, Afrika kıtası baz alındığında oldukça yüksek bir ortalamadır.
Kıta coğrafyasındaki birçok ülkeye göre eğitim ve sağlık hizmetleri oldukça öndedir. Aynı zamanda kültürel olarak da Tunus çok önemli bir ülkedir. Ülkede düzenlenen festivaller, sanat faaliyetleri ve mimari kalıntıların harikalığı, Tunus’a turist akını olmasını sağlamaktadır.
51. Ukrayna
Ukrayna’da ülkemiz vatandaşlarından vize talep etmeyen ülkeler arasında bulunuyor. Hatta haftanın her günü, hemen hemen tüm havayolu şirketleri Ukrayna’ya aktarmasız uçuş düzenliyor. Fakat Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş doğal olarak son zamanlarda tüm turizm faaliyetlerini bitirmiş durumda.
Son yıllarda en çok tercih edilen seyahat destinasyonlarından bir tanesi olan Ukrayna, Doğu Avrupa’da yer alıyor. SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Ukrayna çok güçlü bir askeri güce sahip olmasıyla da tanınıyor. 44 milyon insanın yaşadığı ülkenin başkenti ve en çok ziyaret edilen şehri Kiev. Ayrıca Lviv, Odessa ve Harkov gibi diğer şehirler de turizmin temel taşları olarak görülüyor. Ukrayna’nın komşuları arasında Rusya, Polonya, Slovakya, Beyaz Rusya, Macaristan gibi güçlü ülkeler bulunuyor.
Tıpkı Rusya gibi Ukrayna da karasal iklime sahip olduğundan dolayı genellikle her mevsim soğuk geçiyor. Genellikle şiddetli kar yağışı olduğundan dolayı ülkeyi seyahat etmek için yaz ve bahar aylarını tercih etmeniz öneriliyor. Fakat kış tatili yapmak istiyorsanız da Ukrayna’yı tercih edebilirsiniz. Dünyaca ünlü kayak merkezlerinin bulunduğu ülkede her şey dahil, konforlu bir kayak tatili yapabilirsiniz.
Ukrayna çok güçlü ve renkli bir kültüre sahip. Burayı ziyaret ettiğiniz zaman ülkenin kültürünü hayatın her alanında görebiliyorsunuz. Sanat ve spor aktivitelerine çok önem verildiğinden dolayı yılın hemen hemen her gününde katılabileceğiniz bir aktivite bulunuyor. Sanatın merkezi olarak tanımlanan ülke ihtişamlı tiyatro salonları, tarihi kütüphaneleri ve opera salonları ile ziyaretçileri büyülemeyi başarıyor. Ayrıca Ukrayna’da yıl boyunca pek çok festival düzenleniyor. Özellikle müzik festivallerine ilgi duyuyorsanız seyahat planınızı hazırlarken mutlaka festival tarihlerine göz atmanızı öneriyorum. Ülkenin para birini Ukrayna Grivnası olduğundan dolayı TL karşılığı çok uygun oluyor. Bundan dolayı Ukrayna seyahat etmek için hem keyifli hem de bütçe dostu bir destinasyon hâline geliyor.
52. Uruguay
Bir Güney Amerika ülkesi olan Uruguay’da da 90 gün boyunca vizesiz bir şekilde konaklayabilirsiniz. Fakat Uruguay ülkemizden ulaşması pek de kolay olmayan ülkelerden bir tanesi. Genellikle aktarmalar Avrupa ve Amerika’dan yapılıyor. Aktarma yapacağınız ülkenin vize gerektiren bir ülke olup olmadığını mutlaka araştırmanız gerekiyor.
Güney Amerika’nın yüzölçümü olarak Surinam’dan sonra en küçük ülkesi olan Uruguay, buna nazaran kıtanın en gelişmiş ülkelerinin başında geliyor. Resmi adı ile Uruguay Doğu Cumhuriyeti, 1516 yılında İspanyollar tarafından keşfedilmiştir. İspanyollar öncesi bölgede Chrarrua yerlileri yaşıyordu. 16. yüzyıldan itibaren İspanyollar, Uruguay bölgesine yerleşmeye başladılar. Aynı zamanda Portekizliler tarafından da kolonileştirilmeye çalışılan ülke 1811 yılında başlayan bağımsızlık mücadelesi sonucunda 1828 yılında tam olarak bağımsızlığını kazandı. Uruguay, bağımsızlık sonrası 1990’lara kadar iç karışıklık, darbe ve kötü ekonomi ile mücadele etti. Ancak son yıllarda yakaladığı ivme ile Güney Amerika’nın göz bebeği olmaya devam ediyor.
Uruguay, Güney Amerika’nın güneydoğusunda yer alıyor. Ülkenin kuzeyinde Brezilya, batısında Uruguay Nehri ve Arjantin, doğusunda Atlas Okyanusu ve güneyinde Rio de la Plata koyu bulunuyor. Uruguay nehirleri ve otlakları ile ünlüdür. Ülkenin çoğu bölümü otlaklarla kaplıdır ve birçok nehir bulunur. Uruguay’da nispeten ılıman bir iklim hakim, kış aylarında bile sıcaklık yaklaşık 10 derece civarındadır.
Uruguay, bölgenin en önemli yerli dillerinden olan Guarani dilinde “Boyalı Kuşlar Irmağı’’ anlamına gelir ve adını buradan almıştır. Ülkenin resmi dili ise İspanyolca’dır. Uruguay’ın başkenti Montevideo’dur ve toplam 3,2 milyonluk ülke nüfusunun 1,5 milyona yakını bu kentte yaşamını sürdürmektedir. İkinci en önemli kent ise Colon de Sacramento’dur. Bu kent, Uruguay’ın tatil cennetidir. Ülke nüfusunun yaklaşık %97’lik kısmı Avrupa’dan göçenlerin torunlarıdır. İtalyan ve İspanyol göçmeni kitle oldukça fazladır. Uruguay’da yaygın din Hıristiyanlık olsa da, devlet kendisini dinsiz olarak addeder.
Uruguay ekonomisi hayvancılık, tarım ve az da olsa madene dayalıdır. Ülkenin büyük bir bölümü otlak olması nedeniyle hayvancılık oldukça fazladır. Ülkenin para birimi Uruguay Pesosu’dur. Güney Amerika’nın varlıklı sayılabilecek ülkelerinden olan Uruguay’da, kişi başına düşen yıllık gelir yaklaşık 16.000 Amerikan Doları’dır.
Kıtanın belki de en gelişmiş ülkesi olan Uruguay’da halkın büyük çoğunluğu okuryazardır ve eğitim almıştır. Günlük 8 saat çalışma sistemini ilk uygulayan ülkelerden biri Uruguay’dır. Esrarı yasallaştıran düzenlemeler ile de oldukça gündeme gelen ülke özgürlükler ülkesi olarak da adlandırılmaktadır.
53. Ürdün
Köklü tarihi ile dikkat çeken bir Arap ülkesi olan Ürdün de 90 gün boyunca vize istemeyen ülkeler arasında bulunuyor. Ülkemizden Ürdün’e hem aktarmalı hem de aktarmasız uçuş seçenekleri bulunuyor. Özellikle ülkenin başkenti Amman’a sürekli olarak aktarmasız uçuşlar bulunabiliyor. Fakat çöl iklimine sahip olduğundan dolayı en sıcak yaz günlerinde seyahat etmek önerilmiyor.
Orta Doğu’da bulunan Ürdün, kuzeyinde Suriye, kuzeydoğusunda Irak, doğu ve güneyinde Suudi Arabistan ve batısında Filistin (Batı Şeria) ve İsrail ile sınır komşusudur. Ayrıca Ürdün’ün güneybatısında Kızıldeniz’e yaklaşık yirmi altı kilometrelik bir kıyısı vardır. İslâm hakimiyetinden önce Bizans toprakları içerisinde yer alan Ürdün’ün özellikle kuzey kısımları Filistin ile birlikte Suriye bölgesi içerisinde yer almıştır. Ürdün 636 yılında fethedilmiş, ardından da bir süre boyunca Emevî ve Abbasî hakimiyeti altında kalmıştır. Yavuz Sultan Selim’in 1516 yılındaki seferi ile birlikte Ürdün Osmanlı Devleti’ne dört yüz yıl boyunca bağlı kalmıştır.
Sonraları İngiliz yönetimine geçen ülke, 24 Ocak 1949’da devletin adı “Ürdün Hâşimî Krallığı” olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Ürdün’ün yüzölçümü 89,342 kilometrekaredir. Son tahminlere göre ülke nüfusu yaklaşık on buçuk milyon kişi olarak kayıtlara geçmiştir. Ülkenin başkenti olan Amman aynı zamanda en büyük şehri olarak göze çarpmaktadır. Diğer büyük şehirleri İrbid, Zarqa, Balka, Mafraq’dır.
Etnik yapı olarak ülkenin tamamında Arap nüfus hakimdir. Ülkede çok az Çerkez ve diğer farklı etnik yapılardan insan bulunur. Orta Doğu’da olmasına rağmen yeterli petrol, doğal gaz ve diğer doğal kaynaklara sahip olmayan Ürdün ekonomisi, hizmet sektörü, turizm ve diğer farklı gelirlerle sürdürülmektedir. Fiilen yönetim şekli meşruti bir monarşi olarak görülse de silahlı kuvvetlerin başkomutanı olması, başbakan ve bakanlar kurulunu atması nedeniyle kral, ülkedeki tek yetki ve güce sahip siyasi erktir.
54. Venezuela
Karayip Denizi’nin güney bölümünde bulunan ve yemyeşil doğası ile dikkat çeken Venezuela da maksimum 90 günlük seyahatler için vize talep etmiyor. Tropikal bir iklime ve sayısız doğal güzelliğe sahip olan Venezuela dünyanın her yerinden olduğu kadar ülkemizden de turist alıyor. Fakat Venezuela’ya Türkiye’den aktarmasız uçuş bulunmuyor ve aktarma ülkeleri genellikle Türk vatandaşlarından vize isteyen Avrupa ülkeleri oluyor.
Resmi adı ile Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti, adından da anlaşılacağı üzere Güney Amerika’nın kurtarıcısı olan Simon Bolivar’ın memleketidir. 1522’de İspanyollar tarafından işgal edilen ve sömürgeleştirilen Venezuela, boyunduruk altında geçen yüzyıllar sonucunda, büyük kurtarıcı Simon Bolivar önderliğinde 1811 yılında bağımsızlığını ilan etmeyi başarmıştır. Güney Amerika’da bağımsızlığını ilan eden ilk bölge Venezuela’dır. Bir süre Büyük Kolombiya Cumhuriyeti’ne bağlı kalan Venezuela, 1830 yılında tam olarak bağımsızlığını almış ve bir ülke olarak anılmaya başlanmıştır. Yirminci yüzyıl ortalarına kadar siyasi kargaşalar ve askeri dikta ile yönetilen ve huzur bulamayan ülke, tam siyasi iktidarı sağlamış ve ekonomisini rayına oturtmuş görünürken, günümüzde tekrar büyük bir buhranın içine düşmüş durumdadır. Venezuela’da yaşanan ekonomik kriz, büyük zaiyat yaratmaya devam ediyor.
Venezuela konum olarak, Güney Amerika’nın kuzeyinde yer alır. Ülkenin kuzeyinde Karayip Denizi ve Atlas Okyanusu, doğusunda Guyana, güneyinde Brezilya ve batısında Kolombiya bulunur. Venezuela’da konum gereği, tropikal bir iklim hüküm sürmektedir. Özellikle kıyılarda ve iç kesimlerdeki vadiler oldukça sıcakken, daha yüksek yerlere çıkıldıkça sıcaklıklar biraz düşer. Ülkede And Dağları, Maracaibo Ovaları gibi önemli yeryüzü şekilleri bulunur. Ayrıca ülke oldukça geniş bir nehir ağı ile örülüdür ve arazinin %40’ı ormanlar ile kaplıdır.
Venezula’nın başkenti Caracas’tır. Ülkenin resmi dili ise İspanyolca’dır. Venezula’da başkanlık tipi bir cumhuriyet rejimi vardır. Aynı zamanda ülke federal bir yapı ile yönetilir ve Venezuela 23 eyalet, bir federal bölgeden oluşmaktadır. Nüfus yaklaşık 32 milyon civarındadır. Nüfusun büyük çoğunluğu melezlerden oluşur. Diğer kalabalık grup ise İspanyol ve Portekiz göçmenleridir. Nüfusun büyük kısmı, kuzeyde şehirlerde yaşar.
Ülkenin başlıca gelir kaynağı petrol olmasına rağmen, son dönemde gelirin kaybolması ile ülke tam bir ekonomik çöküntü içerisindedir. Tarıma bağlı bir ekonomi yoktur. Tarımsal ürünler genelde iç pazarda satılır. Yalnızca kahve ve pirinç ihraç edilen mallardır. Hal böyle olunca petrolde oluşan sıkıntı ve kötü yönetim, Güney Amerika’nın bu güzel ülkesinde sorunların oluşmasına yol açıyor.
55. Fiji
Pasifik Okyanusu’nun incisi olan Fiji, pek çok adadan oluşan bir ada ülkesi. Göz alıcı sahilleri, masmavi suları ve altın rengi kumları ile yaz tatili için mükemmel bir alternatif olan Fiji’yi maksimum 90 gün boyunca vizesiz bir şekilde ziyaret edebiliyorsunuz. Fiji’nin havalimanı olan Nadi Uluslarası Havalimanı’na Amerika, Avustralya veya Hong Kong’tan aktarma yaparak ulaşılabiliyor.
Pasifik Okyanusu’nun güneyinde bulunan birçok adadan oluşan Fiji, iki yüz on beş tanesi insansız olmak üzere toplam üç yüz yirmi iki adadan ve beş yüz yirmi iki adacıktan oluşmaktadır. Avrupalı kaşiflerin keşiflerinden önce bu adalarda insan yaşadığına dair bulgular olsa da, resmi olarak 1643’de Hollanda’li kâşif Abel Tasman’ın Fiji’yi keşfettiği kayıtlara geçmiştir. Bu dönemden sonra birçok kaşif tarafından ziyaret edilen adalar 1874'te bir sömürge olarak İngiliz kontrolünün altına girmiştir. İngilizler tarafından bu adalara Hint işçiler getirilmiştir. Yüzyıla yakın İngiliz sömürgesi olarak kalan Fiji, 1970'te krallık olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. 1987 yılında gerçekleştirilen müdahaleler sonucunda ise cumhuriyet ilan edilmiştir.
Ülke günümüzde parlamenter cumhuriyet olarak yönetilmektedir. Fiji’nin güneybatı kısmında Yeni Kaledonya, batısında ise Vanuatu bulunur. Güneydoğu bölümünde Yeni Zelanda'ya ait Kermadec Adaları bulunurken, kuzeydoğusunda Samoa, doğusunda ise Tongo yer alır. Dokuz ada şeklinde bölgelere ayrılan Fiji'nin başkenti Suva şehridir. 2021 yılı kayıtlarına göre ülke nüfusu yaklaşık bir milyon kişi olarak tahmin edilmektedir.
Ülke genelinde, tropikal iklim görülür. Kasım ile nisan ayları arası sıcaklıklar ve yağış üst seviyelerdedir. Bahar başı ve yaz ayları ise diğer aylara göre daha serindir. Serin havanın olduğu mevsimde sıcaklık ortalaması yirmi iki derecedir. Fiji, deniz ürünleri, ormanlar ve mineraller açısından çok zengin bir ülkedir. Pasifik'te yer alan ada ülkeleri arasında, dışa bağımlılık seviyesi en düşük olan ülkedir. Gelişmiş turizmi sayesinde ve şeker ihracatı yaparak gelirlerini arttırmaktadır. Ayrıca zencefil, hindistan cevizi ve altın üretimi ülkenin diğer önemli geçim kaynakları arasında bulunmaktadır.
56. Sırbistan
Balkanlar’da bulunan ve vize almak zorunda kalmadan seyahat edebileceğiniz son ülke de Sırbistan.
Ayrıca en uygun fiyatlı yurt dışı seyahati opsiyonlarından bir tanesi olduğu da söylenebilir. Sırbistan doksan güne kadar süren konaklamalar için vize istemiyor ve neredeyse haftanın her günü ülkemizden Sırbistan’ın farklı bölümlerine direkt uçuşlar bulunuyor. Uygun fiyatlı bir tatil planı arıyorsanız Sırbistan hakkında detaylı bilgi edinmenizi tavsiye ediyorum.
Balkan devletlerinden olan Sırbistan Cumhuriyeti, 6,908 milyon kişinin hayatını sürdürdüğü küçük bir ülke. Hırvatistan, Macaristan, Karadağ, Makedonya, Kosova, Bulgaristan ve Bosna Hersek ile sınır komşusu olan Sırbistan 88.361 km² yüzölçümüne sahip. Ülkenin resmi dili Sırpça olsa da sınır komşuları olan ülkelerin dilleri de sıkça konuşuluyor.
Sırbistan toplamda 24 şehirden oluşuyor. Ülkenin başkenti ve en büyük şehri Belgrad ve 1,374 milyon insan başkentte yaşıyor. Ayrıca ülkenin en turistik bölgesinin de Belgrad olduğu biliniyor. Bunun dışında, Novi Sad, Nis, Novi Pazar ve Vranje gibi şehirler de turistler tarafından oldukça rağbet görüyor.
Sırbistan genel olarak ılıman bir iklime sahip fakat yılın genelinde çok yüksek sıcaklıklara ulaşmıyor. Özellikle yağmurlu bir bölge olmasıyla dikkat çekiyor. Bundan dolayı, Sırbistan seyahati planlarsanız ilkbahar ve yaz aylarını tercih etmeniz tavsiye ediliyor.
Avrupa kıtasında bulunan Sırbistan, zengin mutfaklara sahip olan Balkan ülkeleri ile komşu olduğundan dolayı çok çeşitli bir yemek kültürüne sahip. Sırbistan mutfağında genellikle et yemekleri tercih ediliyor. Eğer et yemiyorsanız, Sırbistan restoranlarında kendinize uygun bir yemek bulmakta zorlanabilirsiniz. Yalnızca şehir merkezlerindeki popüler restoranlarda vejetaryen yemek seçenekleri bulunabiliyor.
Laik bir ülke olarak tanınan Sırbistan’da din özgürlüğü bulunuyor. Diğer bir yandan, Sırp halkının çok büyük bir kısmı Ortodoks Hristiyanlardan oluşuyor. Ayrıca Müslümanlar, Katolikler ve Protestanlar da bulunuyor.
Balkanların kalbinde bulunan sevimli bir ülke olan Sırbistan oldukça güçlü bir tarihe ve kültüre sahip. Ülkeye seyahat ederken hem kültürel cazibelerin keyfini çıkarabiliyor hem de modern şehir hayatını deneyimleyebiliyorsunuz. Ayrıca ülkenin gece hayatı ve festival anlayışı da tüm dünyadan milyonlarca turistin bölgeyi ziyaret etmesini sağlıyor
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti | 9,4 |