İstanbul’un ocakbaşı kültürüyle henüz tanışmaya başladığı yıllar olan 1970’lerden beri varlığını koruyan Umut Ocakbaşı, tahmin edebileceğiniz üzere kentin en köklü ve popüler ocakbaşı mekanlarından biri. Beyoğlu’nun Hüsnü Galip Sokağı’nda, Galatasaraylı Suat Mamaat’ın kahvesi olarak da bilinen mekanda 1976 yılında ziyaretçilerine kapılarını açan bu işletme, yıllardır sayısız müdavim biriktirmeyi başarmış. Açıldığı dönemde duvarlarını Atatürk’ün vecizeleri ve yağlı boya portre tasvirleriyle süsleyen restoran, çok kısa sürede esnafından öğrencisine, sanatçısından bürokratına kadar çok geniş bir kitleye hitap etmeye başlamış.
Bu iki katlı mütevazı mekan, 2004 yılında hemen yandaki beş katlı binaya transfer olmuş. 250 kişi kapasiteli ve birbirinden bağımsız beş farklı kapalı salonu bulunan bu mekan da günümüzde hâlen Umut Ocakbaşı’na ev sahipliği yapıyor. Mekanda 200 kişi kapasiteli büyük bir teras da mevcut. Atatürk portreleri ve vecizeleri de bu kez sizi giriş katında karşılıyor. Teras katında 1900’lü yıllara ait eski İstanbul resimleri yer alıyor. Ara katlarda ise duvarları yerli ve yabancı oyuncuların, hem Türk hem de dünya tarihine damga vurmuş sporcuların resimleri süslüyor.
Umut Ocakbaşı’nın yıllardır değişmeyen lezzet kalitesinin en önemli sırrı, etleri ve malzemeleri yerel ve doğru üreticilerden tedarik etmek. Etler Afyon ve Balıkesir’den getirilerek özenle işleniyor. Mekanın en köklü spesiyalleri arasında terbiyeli kuşbaşı ve çöp şiş mevcut. Adana, Urfa ve beyti kebaplar zırhla çekilen el kıyması kullanılarak hazırlanıyor. Şalgam da elbette özel olarak Adana’dan getiriliyor. Acılı ezme, közlenmiş patlıcan, közlenmiş soğan ve gavurdağı salatası gibi klasik başlangıçların tadına da doyum olmuyor. Hafta sonlarında menüye özel etli çiğ köfte seçeneği de dahil oluyor. Mekanın hem ara katları hem de teras katı, dönem dönem kurumsal yemek ve benzeri özel organizasyonlar için de hizmet verebiliyor.