İzmir’in Konak ilçesine bağlı bir semt olan Basmane, kentin tarihi belleğini canlı tutmak açısından da önemli roller üstlenen bir yer. Ne var ki, bu tarihi semtin eski günlerindeki ihtişamını ve atmosferini koruduğunu söylemek pek mümkün değil. Basmane isminin nereden geldiği konusunda iki farklı yaygın görüş var: Bunlardan biri, geçmişte burada yaşayan Ermenilerin semtte kurduğu matbaadan, yani basımhaneden dolayı bu ismin seçildiği üzerine kurulu. Diğeri ise 1800’lü yıllarda semtte kumaş ve basma atölyelerinin çok sayıda olmasından ötürü Basmane isminin tercih edildiğini savunuyor.
Kentin göbeğinde yer alan ve hem Alsancak’a hem de Konak’ın merkezine çok yakın bir mesafede konumlanan Basmane, bir zamanların en gözde ve popüler semtlerinden biriymiş. Geçmişte İzmir’in önde gelen ailelerine ev sahipliği yapmış, çok sayıda ünlü ismi de konuk etmiş. Bir dönem Yeşilçam galaları Basmane’nin önde gelen sinemalarında düzenlenirmiş. Elbette Basmane’nin bu kadar uğrak ve popüler bir semt olmasının bir sebebi de Basmane Garı olmuş. Eyfel Kulesi’nin de mimarı olan Gustave Eiffel’in imzasını taşıyan bu tarihi yapı, trenle İzmir’e gelenlerin kentte ayak bastığı ilk nokta olmuş. Ancak Basmane de zamana direnemeyen semtlerden biri ne yazık ki. Şimdilerde hâlen birbirinden önemli tarihi binalara ev sahipliği yapıyor ve gar binası aktif olarak kullanılıyor ama dönemin en meşhur İzmir evleri ve tarihi yapıları neredeyse birer harabeye dönmüş durumda.
Tüm bunlara rağmen, Basmane’de hâlen görülmesi gereken birçok önemli durak var. Oteller sokağı, tarihi sinagoglar, Dönertaş Sebili, Basmane Garı, Aziz Vukolos Kilisesi, İzmir Basın Müzesi, İzmir Kadın Müzesi, Radyo ve Demokrasi Müzesi ve Tarihi Basmane Fırını gibi önemli yapılar; turistler tarafından sık sık ziyaret ediliyor.