İstanbul’un Avrupa yakasında ve Boğaz kıyısında yer alan Kabataş, Beyoğlu ilçesinin tarihi semtlerinden biri. Fındıklı ve Dolmabahçe’nin arasında kalıyor. Boğaziçi’nin en önemli noktalarından birini oluşturuyor. Hem deniz hem de kara ulaşımının merkezi noktalarından biri olması sebebiyle Kabataş’ı gün içinde tenha görmek pek mümkün değil. Başka bir deyişle, İstanbul’un hareketli yaşamının merkez noktalarından birini oluşturuyor.
İsmini burada bulunduğu söylenen büyük bir kayadan alan Kabataş, tarihi boyunca Boğaziçi’nin en stratejik yerleşim yerlerinden biri olmuş. Semtin kıyıları Anadolu yakasının en yoğun yerleşim bölgesi olan Üsküdar’ın karşısında yer aldığı için, Kabataş deniz trafiği açısından hayati önem taşıyor. Hatta 1950’li yıllarda artan kentte gitgide artan araç trafiği, Kabataş İskelesi’ni İstanbul’un en işlek iskelelerinden biri haline getirmiş. Ancak 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü’nün hizmete açılması sayesinde yoğunluk biraz da olsa azalmış. Kabataş İskelesi’nden İstanbul Deniz Otobüsleri, Şehir Hatları vapurları ve dolmuş motorları ile Üsküdar, Kadıköy, Adalar gibi birçok noktaya ulaşım sağlamak mümkün. Ayrıca, Kabataş-Bağcılar tramvay hattı, Kabataş-Mahmutbey Metro Hattı ve Kabataş-Taksim füniküler hattı da kentin kara ulaşımının önemli güzergahlarını oluşturuyor.
Deniz kenarında yürüyüş yapmak, Boğaz manzarasının tadını çıkarmak ve birbirinden değerli tarihi yapıları keşfetmek isteyenler için; Kabataş harika bir destinasyon seçeneği. Semt meydanında, 1732 yılında Hekimoğlu Ali Paşa tarafından inşa ettirilen Kabataş Meydan Çeşmesi bulunuyor. Dolmabahçe Camii ve Dolmabahçe Sarayı da semtin simgelerine dönüşmüş durumda. Hatta Dolmabahçe Sarayı’nı gönül rahatlığıyla İstanbul’un en önemli yapılarından biri olarak nitelendirebiliriz. Sahil boyunca uzanan kafeleri, restoranları ve parklarıyla da hem kent sakinlerinin hem de yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağında olan semt, sizin de Boğaz havası almak istediğinizde bir sonraki adresiniz olabilir.