Uzun yıllardan beri ülkemizin en gözde tatil merkezlerinden biri olan Datça’nın, tıpkı kendisi gibi Muğla’nın ilçeleri arasında yer alan ve turizm potansiyeli çok yüksek olan Bodrum ile Fethiye’den çok farkı var. Bildiğiniz gibi, Bodrum ve Fethiye gibi lokasyonlarda birbirinden lüks otel kompleksleriyle, hareketli gece kulüpleriyle, bangır bangır müziğin yükseldiği popüler barlarla ve fine dining konseptli restoranlarla çok sık karşılaşabiliyorsunuz. Datça’da ise durum daha farklı. Burada daha sessiz, sakin, telaşsız ve size zamanın yavaşladığını hissettirebilecek bir sahil kasabası atmosferi hakim. Datça Limanı civarı yine daha kalabalık ve hareketli bir ortam sunuyor. Fakat Eski Datça olarak adlandırılan bölgeye giriş yaptığınız anda ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.
Merkezden içeri doğru yaklaşık 2,5 kilometre kadar ilerlediğinizde karşınıza çıkacak olan Eski Datça, ilçenin yerleşim tarihi en köklü olan bölgesi. M.Ö. 11. yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahip olması sayesinde, Datça’nın antik çağlardan beri yerleşimi bulunan tek mahallesi olma unvanına da sahip. Denizin hemen yanı başında değil, fakat Arnavut kaldırımlı dar sokaklarıyla size kartpostalları aratmayan bir görünüm sunuyor. Sokağı süsleyen begonviller, şirin taş evler, küçük hediyelik eşya dükkanları, rengarenk kafeler, takı tezgahları ve envai türden çiçeğin eşlik ettiği bu yolculukta insan şehir hayatının tüm stresini bir süreliğine de olsa ardında bırakabiliyor.
Eski Datça’da yapılacak çok alternatif bir aktivite yok ama sokakları dolaşabilir, kafelerde keyifli bir kahve ya da çay molası verebilir, bir ağacın gölgesinde soluklanabilir ve nefis fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Limandan buraya uzun bir yürüyüş yaparak gelmek de mümkün ama toplu taşıma kullanmak isterseniz merkezden kalkan dolmuşlara binmeniz yeterli. Sizi Eski Datça’ya yaklaşık 8-10 dakikada ulaştıracaklardır.