Tarihte ilk kez 1999 yılında başlayan “Dinner In The Dark”, yani “Karanlıkta Akşam Yemeği” konsepti, günümüzde dünyanın birçok ülkesinde oldukça popüler bir uygulamaya dönüştü. Bu uygulama çerçevesinde, söz konusu konsepti uygulayan restorana gittiğinizde yemeğinizi zifiri karanlıkta yiyorsunuz. Bu deneyimi yaşamak hem görme engelli kişilerle empati kurmanızı sağlıyor hem de görme duyunuzu bir süre boyunca kullanamadığınız için diğer duyularınızın daha güçlü şekilde çalışmasına olanak tanıyor. Tat alma duyunuz da bu durumdan etkilendiği için, yemeklerin lezzetinin tadına daha detaylı ve kolay bir şekilde varabiliyorsunuz.
Bu konseptin en önemli özelliklerinden biri de şu: Menünün içeriği hakkında size hiçbir bilgi verilmiyor. Bu nedenle rezervasyon sırasında sevmediğiniz ya da alerjinizin olduğu gıdaları belirtiyorsunuz. Menüde genellikle diyabetik, vegan ve vejetaryen seçenekler de oluyor. İçeriğini bilmediğiniz menü sizin önünüze geldiğinde, ne yediğinizi de tahmin etmeye çalışıyorsunuz. Tahminlerinizin doğru olup olmadığı ise size gecenin sonunda açıklanıyor.
Ülkemizde de bu konsepti uygulayan bir şirket var. İsmi, Karanlık İşler. Karanlıkta Yemek ismini verdikleri bu konsepti hem İstanbul’da hem de ülkenin farklı şehirlerinde uygulayabiliyorlar. Beş yıldızlı bir otelde iki buçuk saat boyunca süren bu deneyimde, tamamen karanlık bir atmosfer hakim. Fonda yalnızca görme engelli müzisyenlerin çaldığı akustik Türkçe müzik parçaları size eşlik ediyor. Karanlık İşler isimli şirket, bu konsepti edebiyat toplantısı, tiyatro ve konser gibi organizasyonlarda da uygulayabiliyor.