Orta Doğu’nun en uzun ve en büyük akarsuyu olan Fırat Nehri, tam üç ülkeye hayat veriyor ve bu coğrafyaya can damarı oluyor. Toplam uzunluğu 2800 kilometreyi bulan nehir, Ortadoğu’nun en büyüğü olmanın yanında, Türkiye sınırları içerisinde de 1263 kilometrelik alan kaplayarak ülkemizin Kızılırmak’tan sonra ikinci en büyük akarsuyu olma özelliğini taşıyor. Türkiye dışında Suriye ve Irak topraklarından da geçtiği için “sınır aşan nehir” olarak nitelendiriliyor. Fırat Nehri’nin adı ilk kez Sümer ve Eski Asur dönemlerinde yazılan kaynaklarda geçiyor. Antik çağlardan bu yana bölgeyi besleyen ve o bölgede birçok medeniyetin kurulmasını sağlayan bir su kaynağı olarak da biliniyor. Fırat’ın paralelinden körfeze inen ve son düzlükte Fırat Nehri ile bileşen bir başka büyük akarsu Dicle Nehri de “Mezopotamya”nın diğer can damarı olarak kabul ediliyor.
Fırat Nehri Türkiye’de Ağrı ilinin Diyadin ilçesindeki kaynak sularından doğuyor. Yine, Erzurum – Erzincan taraflarından Van Gölü civarına geliyor ve Muş – Elazığ – Malatya bölgesindeki diğer su kaynaklarından besleniyor. Fırat Nehri’nin büyük kısmını en büyük iki kolu olan Murat Nehri ve Karasu’dan gelen akıntılar oluşturuyor. Zaten Fırat Nehri’nin doğuşundan Türkiye’deki tüm kolları ile birleşimine kadar Murat Nehri olarak anıldığını da biliyoruz.
Türkiye dışında Suriye ve Irak’ta büyük kolları olan ve bu bölgeden geçen Fırat Nehri toplamda 720.000 km2’lik bir havzaya yayılıyor. Bu devasa havzayı besleyen Fırat Nehri bölgenin en önemli yaşam kaynakları arasında yer alıyor. Basra Körfezi’nde “Şatt’ül Arab” olarak nitelendirilen bölgede Dicle Nehri ile birleşen Fırat buradan denize dökülüyor.
Dünyanın en büyük ve en önemli akarsularından biri olan Fırat’ın üzerinde birçok sulama barajı ve hidroelektrik santrali bulunuyor.